Evet sevgili okurlarımız günlerdir merakla beklenen açıklama bu sabah yapıldı ve Zafer Partisi Genel Başkanı Prof.Dr.Ümit Özdağ FOX TV’de partisinin Cumhurbaşkanı adayının Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olduğunu açıkladı.
Ancak Özdağ’ın açıklaması “Zafer Partisi olarak Mansur Yavaş’ı göreve çağırıyoruz” şeklinde oldu yani ilk bakışta Mansur Yavaş’ın bu açıklamadan haberi olmadığı ve tamamen Zafer Partisi’nin inisiyatifi ile gelişen bir sürecin yaşandığı izlenmi veren bir açıklama.
Bundan sonra yazacağımız satırların daha sağlıklı olması ve anlam ifade edebilmesi için bir temel tespit yapmamız gerekiyor.
Siyaset sahnesinde var olan siyasetçiler 2’ye ayrılır: İlk grup siyasal harekt ve hamlelerin odağına kendisini koyar ve stratejileri buna göre belirler. Kimisi başarılı olarak efsane olur, kimisi ise sırf bu nedenle hem kendisini hem de başında olduğu siyasi yapıyı tarihin tozlu raflarında unutturur,yok olur gider….
İkinci grupta yer alan siyasetçiler ise dönemsel şartlara göre kendilerini geri çekmeyi bilir ve stratejik hamleler ile ülkede,yahut içerisinde bulunduğu siyasal yapı içerisinde “Oyun kurucu” rolünü üstlenir. Herkes onları geri adım atmış olarak görse de bu tarz siyasetçiler eğer başarılı stratejik hamleler yapabilirlerse siyaseti asıl dizayn eden ve oyunun dengelerini değiştiren isimler olurlar. Kimisi çok başarılı stratejik hamleler yaparak siyasetin iplerini elinde toplar ve “Kilit” konuma gelir ve özellikle de orta vadede başarı elde eder, kimisi ise “Oyun kurma” stratejisini yanlış uygular bu sefer de tüm kontrolü kaybederek siyaset sahnesinden silinir gider.
Şimdi bu temel tespitimizi yaptıktan sonra yeniden dönelim Ümit Özdağ’ın bu sabah FOX TV’de yaptığı açıklama ile partisinin adayı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı “Göreve çağırmasına”
Bu açıklamayı anlayabilmek için açıklamanın öncesindeki siyaset sahnesindeki bazı göstergeleri iyi tahlil etmek lazım…
Öncelikle Zafer Partisi şu an seçime girme yeterliliğine sahip bir parti değil… Gerçekçi olmak gerekirse Ümit Özdağ da Cumhurbaşkanı adayı olmak için gerekli 100 bin imzayı toplayabilecek olsa dahi siyasetin ittifaklar eli ile kutuplaşmış bu günkü halinde bu yarıştan galip çıkması mümkün gözükmeyen bir aday olacaktır.
Dolayısı ile seçime girememiş ve Genel Başkanı son derece iddialı açıklamalarının ardından seçimde mağlup olmuş bir Zafer Partisi’nin seçimin kazananı kim olursa olsun bundan sonraki süreçte “Belirleyici rol oynama” şansı son derece az olacaktır.
Gelelim işin Millet İttifakı tarafına…
Kamuoyu araştırmalarında Cumhur İttifakı’nın 3-4 puan önüne geçse de, Millet İttifakı’nın çok ama çok önemli bir sorunu var. Bu sorun Millet İttifakı kendi savunduğu “Parlamenter Sisteme” yeniden geçiş yapılırsa yine anketlere göre tek tek partiler bazında bakıldığında içerisindeki hiç bir partinin AKP’yi geçemediği bir ittifak. En büyük bileşeni olan CHP’nin bile ülkenin şu en kötü halinde halen AKP ile arasında 3-5 puan bandında fark var.
Bir diğer önemli sıkıntı da Cumhur İttifakı karşısında artık neredeyse kesin gibi görünen Millet İttifakı’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday çıkartmaya hazırlanıyor oluşu. Yine yapılan kamuoyu araştırmalarında Kılıçdaroğlu’nun kendi parti tabanından dahi ciddi fire verdiği ve Erdoğan karşısında Millet İttifakı bileşenleri arasında aday gösterildiği takdirde seçimi “KAZANAMAYACAK” tek isim olarak anketlerden çıkması.
Ancak hatırlayın daha kısa süre önce yapılan il başkanları toplantısında Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Muhittin Böcek, daha dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmazmoğlu “Adayımız Kılıçdaroğlu’dur” dedi. Tüm belediye başkanlarından bu tarz açıklamalar duyuyoruz. Ancak biri hariç,Mansur Yavaş.
Yapılan kamuoyu anketlerinde Erdoğan karşısında “Açık ara kazanacağı” gözüken Mansur Yavaş bugüne kadar hiç bir zaman “Benim adayım Kılıçdaroğlu” demedi. Ancak Mansur Yavaş hiç bir zaman “Ben adayım” da demedi. Hep “Ben Ankara’ya hizmet ediyorum,adaylık gündemimde yok” açıklaması yaptı.
Ancak Mansur Yavaş’ın bu şekildeki ifadeleri gayet normal. Zira Yavaş benim gördüğüm kadarı ile tartışmaya mahal olmaksızın son yerel seçimlerde olduğu gibi Millet İttifakı’nın ortak adayı olmak istiyor.
İyi güzel tabii isteyebilir ancak 6’lı masa kurulup “Aday bu masadaki liderlerden birisi olacak” dendikten,Kemal Kılıçdaroğlu tüm belediye başkanlarının desteğini arkasına aldıktan, Meral Akşener “Aday değilim, ben Başbakanlığa adayım” dedikten sonra böyle bir ortamda nasıl olacak da Mansur Yavaş çıkacak “Ben adayım” diyecek…
Normal şartlarda Mansur Yavaş’ın bunu deme şansı yok… Daha doğrusu bu sabaha kadar “YOK-TU”
Ancak Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın açıklamaları ile birlikte Mansur Yavaş’ın eli hiç olmadığı kadar güçlendi.
Yavaş artık çok rahat biçimde “Bu denklemde ben de varım” diyebilir. Bu saatten sonra kamuoyunun zaten var olan Yavaş’ın Cumhur İttifakı adayı yapılmasına yönelik baskısı çok çok daha fazla artacaktır.
Arkasına resmen bir siyasi partinin desteğini almış olan Yavaş’a anketlerdeki oy oranı,kamuoyu desteği ve arkasına aldığı bir “Siyasi parti desteği” de ortadayken artık kimse “Sen bu denklemde yoksun biz adayı masada belirleyeceğiz” falan da diyemez.
***
Şimdi Kılıçdaroğlu ve CHP ciddi manada sıkışmış durumda.
Zira kendi parti tabaları dahi tam olarak destek vermemesine rağmen, “Tıpış tıpış oy verecekler” mantığı ile Kılıçdaroğlu’nu aday yaparlarsa o saatten sonra her an Mansur Yavaş’ın karşılarına çıkma riski var ve açık söyleyeyim Erdoğan,Kılıçdaroğlu ve Yavaş’ın yarışacağı bir seçimde sonuç ne olur bilinmez ama kesin olan tek şey 2. tura Erdoğan-Yavaş ikilisinin kalacağıdır. Bu da Kılıçdaroğlu’nun hezimeti ve siyasi kariyerinin bitişi demektir.
Yok eğer Kılıçdaroğlu Mansur Yavaş’ı aday gösterirse bu kez bunca çalışması boşa gidecek zaten doku uyuşmazlığı yaşayan Millet İttifakı’nın özellikle DEVA ve GELECEK PARTİSİ gibi bu yapıya sonradan “Eklemlenen” parçaları masadan ayrılacak ve Kılıçdaroğlu’nun “Yol arkadaşları” ile de yolu ayrılacaktır.
***
Ümit Özdağ’ın milyonlarca kişinin nefesini tutup adayını açıklayacağını günler öncesinden deklare ettiği, böylesine hayati bir konuda Mansur Yavaş’tan habersiz bunu yapması da, Yavaş’ın bu açıklamadan habersiz olması da mümkün değildir…
Ayrıca Ümit Özdağ açıklamasında “Türkiye’yi geçiş sürecinde taşıyacak isim” nitelemesi ile kendisini kısa vadede Cumhurbaşkanlığı için değil tıpkı Meral Akşener gibi orta vadede Başbakanlık için konumlandığı görülmektedir ve bu da Zafer Partisi ve Özdağ’ın orta vadede daha “Merkeze” yaklaşacağını bize göstermektedir.
***
Son tahlilde Ümit Özdağ kendi oransal oy gücünün üzerinde etki yapacak bir “Stratejik” hamle yapmıştır ve dışında olduğu, kendilerine sert muhalefet getirdiği, oy oranlarının belki de 40’ta birine dahi ulaşmadığı bir ittifakı “Aday belirleme” sürecinde adeta “Resetlemiş” ve kartların 6’lı masada yeniden dağıtılmasına neden olmuştur.
Bu kartlar nasıl dağıtılacaktır, Kılıçdaroğlu adaylık inadını sürdürecek midir, Yavaş aday yapılmaz ise kendisi aday olarak “Milletim istiyor,görevden kaçamam” diyerek kendisi aday olacak mıdır tüm bu soruların cevaplarını ise süreç bize gösterecektir.
Kesin olan tek bir şey vardır ki bundan sonraki süreçte Kılıçdaroğlu artık eskisi gibi rahat olmayacaktır…