CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim güvenliğine dikkat çekmek için ani bir kararla SADAT’a gitmesinden beri şirketle ilişkin tartışmalar devam ediyor. CHP Grubu’nun “SADAT’ın araştırılması” önergesi TBMM’de AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
TBMM Genel Kurulu’nda, CHP Grubu’nun “Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin (SADAT) araştırılması” önerisi görüşüldü. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın SADAT’ın yöneticileri ile alakası olmadığı yönündeki ifadelerine karşı, SADAT Başkanı Adnan Tanrıverdi’nin Cumhurbaşkanlığı’ndaki Güvenlik Zirvesi’nde çekilen fotoğrafını gösterdi. Tezcan, “Allah muhafaza Sayın Erdoğan, ilişkin olmayan kişinin masada yeri buysa ilişkin olanın masadaki yeri ne olacak” sorusunu sordu.
CHP Grubu adına söz alan Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ”SADAT, bir paramiliter örgütlenmedir. Bu paramiliter örgütlenmenin arkasında Saray’ın olması, bunun bir suç olmasını ortadan kaldırmaz. Tam tersine, Saray’ın da bu suçun ortağı olduğunu gösterir. SADAT, on yıl önce kuruldu, kurulduğu zaman soru önergesi verdim. Sordum, ‘Dayanağı nedir bunun’ diye. SADAT’ın kuruluş izni İstanbul Valiliği tarafından verilmiş. Diyorlar ki ‘Özel güvenlik izin belgesi, ben bununla çalışıyorum’ diyor. Bu kuruluş belgesinin dayanağı ne? Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu. Bu kanun ne, biliyor musunuz? Yurt içinde özel güvenlik yetiştirip özel güvenlik sağlamaya dönük kanun. Yani bankaların, şirketlerin önündeki güvenlik var ya bu kanun onu söylüyor. ‘Uluslararası harp stratejilerini öğretebilirsin’ demiyor. Şirketin adı ne? Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi. Soruyorum; iç güvenlikte özel güvenlik hizmeti vermenin uluslararası savunma ile ne ilgisi var? Türkiye, beyaz Torosların dönemini de yaşadı. Bugün Türkiye, paramiliter suç örgütlerinin acısını, hala hesaplaşamadığı için çekmek zorunda. Arkasına devletin en yetkili kurumunu alıp, bir de izin alıp bir şeyler yapmak peşindeler.
Psikolojik harp yeteneği kazandıracağım. Sabotaj, baskın, pusu, tahrip, suikast, kurtarma ve kaçırma, terör; bunları yetiştireceğim’ diyor. ‘Kursiyerler bu imkân ve kabiliyetlere ulaştırılır’ diyor. Gelen kursiyerlere, nasıl terörist olunur, bunları gösterecek. Sayın Erdoğan, ‘Benimle ilgisi yok’ diyor. Bu fotoğrafı herkes gördü. Bu masanın başında Sayın Cumhurbaşkanı var, istihbaratın en üst isimleri var, onun yanında da SADAT’ın kurucusu var. Allah muhafaza Sayın Erdoğan, ilişkin olmayan kişinin masada yeri buysa ilişkin olanın masadaki yeri ne olacak?
Bu, Sayın Erdoğan’ın danışmanıydı. Buna neyi danıştın? ‘Sabotaj nasıl yapılır, pusu nasıl kurulur, bomba nasıl atılır, terör nasıl işlenir, kurtarma ve kaçırma işlemleri nasıl yapılır, suikast nasıl yapılır, baskın nasıl yapılır’ diye mi danıştın? Bu, benim danışmanım değil. Bu, senin danışmanındı. Bu milletin parasıyla verdin parasını?
Tabii bu beyefendi, affını istedi. Niye istedi? Demiş ki ‘Mehdi gelecek, mehdinin geleceği zaman biz boş durmayacağız, peki bizim işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekir’ diyor. Akidesi kuvvetli olanlar bilir. Mehdinin geleceği zaman, ortalığın kan gölü olacağı zamandır. Mehdinin geleceği zaman, terörün yükseleceği zamandır. Mehdinin geleceği zaman, mazlumların ve insanların boğazlandığı zamandır. Biraz önce anlattığım, bu söylediklerimle bu taahhüt arasında bağ var mı, yok mu?” açıklamasını yaptı.