Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Samsun’da Ömer Halisdemir Spor Salonu’nda düzenlenen Gençlik Buluşması’nda gençlerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan başörtüsü teklifi hakkında “Değişiklik teklifinin içeriği, detayları ne olacak, süreç nasıl işleyecek ve bu bağlamda altılı masanın bu konu hakkında herhangi bir ortak noktada, fikirde bir araya gelebileceğini düşünebiliyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
‘BU PASI DEĞERLENDİRMEMİZ LAZIM’
“Aramızda bu işin çilesini çekmiş olan çok arkadaşımız var. Dün, Grup Başkanvekilimiz Özlem Hanım, orada başı örtülü, başı açık bir grup arkadaşımızla basın açıklamasını yaptı. Bu basın açıklamasıyla birlikte, bir süreci başlattık. Buna gerek var mıydı? Aslında buna gerek yoktu. Fakat, burada sağ olsun Sayın Kılıçdaroğlu, bize bir yerde bir pas attı. Bizim de bu pası değerlendirmemiz lazım. Arkadaşlarla hemen çalışmaya başladık ve dedik ki ‘Yasal düzenlemeyle bu iş çözülmez. Ne olacak? Yapmamız gereken şey, gelin biz bir anayasal düzenleme yapalım ki önüne gelen bu konuyu istismar etmesin.’ Çünkü, Sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bir istismardı, geçmişte bunu yaptılar, defaatle yaptılar.
Numan Bey’in eşi de bu çileyi geçmişte çok çekti. Aynı şekilde benim kızlarım İmam Hatip’te okumalarına rağmen onlar da bu çileyi çok çektiler. Bizim aile, okul kapısına gidip kızlarımızı bekledi. Öyle oldu ki ben kızlarımdan bir tanesini İstanbul’dan alıp Trabzon’a götürmek durumunda kaldım. Son sınıfını Trabzon’daki İmam Hatip’te okudu. Orada da benim İmam Hatip’ten bir arkadaşım müdürdü, ‘Gönder bana, merak etme’ dedi. Düşünebiliyor musunuz, İmam Hatip’te bile başörtüsüyle ilgili sorun var.”
‘REFERANDUMA GÖTÜREBİLİRİZ’
Konunun sadece başörtüsü sorunu olmadığı değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, “Başı örtülü veya başı açık, burada kızlarımıza yapılan bu zulüm hakikaten ifade edilemez. Çünkü tam manasıyla bir hak ve özgürlük mücadelesi. ‘Eğitim öğretimde bir hak ve özgürlük mücadelesini anayasal teminat altına alalım ve bundan sonra bu iş paspas haline getirilmesin’ dedik. Şimdi kendi içlerinde bu işin tartışması başladı. Bakalım nereye kadar bu konuda samimiler, bunu göreceğiz.” dedi.
Erdoğan şöyle devam etti:
“Altılı masanın içinde samimi olanlar, olmayanlar, bunu da göreceğiz. Şu anda yola çıktık, arkadaşlarımız bayanlar olarak bu basın toplantısını yaptı ve sonuna kadar işin takipçisi olacağız.
Gerekirse, ihtiyaç olursa dedik ki bu işi referanduma da götürebiliriz. Bununla neyi demek istiyoruz? Millete gidelim. Millet, nihai kararı verecek olan. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ demiyor muyuz? ‘Milletindir’ diyoruz. Eğer bunlar parlamentoda bu işi çözmezlerse çözüm yeri neresi? Millet, gideriz millete. Çünkü bu ülkede artık başı açık, başı örtülü böyle bir sorun olmaması lazım. Lafa geldiği zaman ‘Yüzde 99’u Müslüman’ diyoruz. Tamam, nedir o zaman bu kavga, bu sıkıntı ne? Bırakalım, herkes rahatlıkla eğitimini, öğretimini yapsın. Herhangi bir sıkıntıya mahal vermeden. ‘Gitsin temizlikçilik yapsın’ diyebiliyorsun, ‘Çarşıda pazarda şunu bunu yapsın’ diyebiliyorsun, tamam da okumasına niye engel oluyorsun? Okusun. Yani doktor olması yasak, mühendis olması yasak, temizlikçi olması veya tarlada, herhangi bir yerde çiftçi olması serbest. Böyle bir adaletsizlik olur mu? Bu, insan haklarına bir defa ters.”
Erdoğan, bundan sonraki süreci takip edeceklerini belirterek, “Temennim odur ki parlamentoda beklenen sayıyı da almak suretiyle yola devam ederiz.” dedi.