Ülkücü kimliğiyle tanınan Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ “eski partim” diye bahsettiği MHP’nin değişimini yazdı.
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi ve sonrasında yaşananlara değinen Demirağ, kendisi gibi saldırıya uğrayan gazetecileri hatırlattı:
“Yeniçağ Gazetesi ve yazarlarına yönelik saldırılarla başlayan ‘şerefsizlik’ bir bakıma ‘gelenek’ haline dönüşmesinin baş müsebbipleri şimdi yalandan ‘tepki gösteriyormuş’ gibi yaparak günah çıkarmaya çalışıyor. Adını bile anmaktan imtina ettiğim ‘ederi olmayan’lar ‘lidere sadakat şerefimizdir’ ilkelliğini yürürlüğe koyup, kabir başında ‘yıkım görevlerini yerine getirip’ yol açtılar töreyi çiğnemeye…”
“BİLETİ OLMADIĞI İÇİN OTOBÜSE BİLE BİNEMEYEN ADAMLAR MAKAM ARAÇLARINA BİNEN REİSLERE DÖNÜŞTÜ”
Demirağ, MHP’nin yaşadığı değişime de değindi. Parti içinde çok zenginleşen insan olduğunu söyleyen Yeniçağ yazarı, şunları kaydetti:
“Bir dönem mensubu olduğum ‘Hareket’in evrilerek ‘Bireysel çıkar odağı’ haline dönüşüne dair endişelerimizi duymaya tahammül edemediler. Yazık!
Ve gelinen nokta milyon dolarlık servetlere ulaştı. İdealizmin hâkim olduğu sırada ‘Abonman bileti olmadığı için belediye otobüsüne bile binemeyen adam’lar yerine; ‘Makam araçlarına binen, pek etkili reis’lere dönüştü.
Mektepten yeni mezun olmuş, meslek sahibi sözde idealistler ‘İş bulma, ekmek kovalama derdi’ yerine mevcut iktidarın ballı ihalelerinde ‘Taşeron’ olma yöntemi tercih edildi. Üzerine 15 Temmuz sonrası ‘Fetö Borsası’ eklendi. Ve milyon dolarlık sermayeler oluştu. Öylesine yozlaştı ki kişisel hırslar ile ‘hesaplaşma alanı’na dönüştü o kanlı pazar…”
“SİNAN ATEŞ YASA DIŞI İŞLERE BULAŞANLARI TESPİT ETMEYE BAŞLADI”
Öldürülen Sinan Ateş’in, milyon dolarlık servetlerin izini sürdüğünü ve yasa dışı işlere bulaşanları tespit etmeye başladığını ileri süren Yavuz Selim Demirağ, şu ifadeleri kullandı:
“Sözü fazla uzatmayalım. Sinan Ateş, kendisine gelen bilgilerden rahatsız olduğu için bu pazara isyan etti. Genç yaşta “milyon dolarlık” servetlerin izini sürdü. “Çok para haramsız, çok laf yalansız olmaz” özdeyişi ile yetiştiği için bu konuda “suistimal” edenlerin peşine düştü. Nitekim “yasa dışı işlere bulaşanları” tespit etmeye başladı.
Sinan Ateş suikastında “lütfen tutuklananların kimliklerine dikkat edelim.” 4-5 kafe sahibi, 8-10 yılda Ankara’nın en güzide arazilerinde 84 dönüm çiftlik evi. Milyonluk villalar. Bir o kadar arabalar. Çetelerin yanında İstanbul Emniyetinin de vekaletli avukatı… Bu soruşturmanın bana göre en önemli süreci “MASAK” olmalı. Mali Suçlar Araştırma Kurumu bu suikastta adı geçenlerin para hareketlerini incelemelidir. Kimin, kiminle iş tuttuğu açığa çıkarılmalı…”