Tuzla Piyade Okulu’nda, 10 Kasım’da “Atatürk’ü Anma Töreni”nde cemaat mensubu bir teğmen yakasına Atatürk fotoğrafı takmamıştı. Söz konusu teğmene iki teğmen daha destek çıkarken, dört teğmen ise bu olaya tepki göstermişti. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ise sadece cemaat yapılanmasındaki teğmenlere değil yedi teğmene birden soruşturma başlatmıştı. 18 Ocak’ta toplanan Yüksek Disiplin Kurulu (YDK), yedi teğmen hakkında da ihraç kararı verdi. Kararın Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından onaylanmasıyla ihraçlar kesinleşecek.
CHP’de Milli Savunma Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, konu üzerine Halktv.com.tr’ye yaptığı açıklamada “Atatürk’e saygısızlık yapma cesaretini bulan subayların; TSK’na girişi sırasında Mülakat ve güvenlik soruşturmaları sürecinde görev alanların, 5 yıllık Harp Okulu Eğitimlerinde sıralı amirleri tarafından haklarında yapılan değerlendirmelerin, Tuzla Piyade Okulundaki Atatürk’e saygısızlık eylemine zamanında müdahale etmeyerek bu seviyeye gelmesine neden olan sıralı amirlerin, Atatürk’e saygısızlık yapan subayların herhangi bir tarikat veya cemaat bağlantısının olup olmadığının da incelenmesi zorunludur” ifadelerini kullandı.
İşte Bağcıoğlu’nun açıklamalarının tamamı:
Tuzla Piyade Okulu’nda Atatürk’e saygısızlığa müdahalede bulunan teğmenlere ilişkin karar Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından verilerek Milli Savunma Bakanlığı’na gönderilmiştir. Karar MSB hukukçuları tarafından incelenecek ve Bakan onayı hitamında kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Konuya ilişkin olarak teğmenlerin avukatları tarafından çok detaylı ve tatminkâr bir açıklama yapılmıştır. Adli süreç halen tamamlanmamış olup, MSB tarafından menfi bir karar verilmesi durumunda, teğmenlerin avukatları tarafından idari yargıya başvurularak, “ihraç kararının iptali ve göreve iade için” dava açılacaktır.
HALA CEVAP GELMEDİ
Elimizde mevcut bilgiler çerçevesinde bu kabul edilemez olay, Tuzla Piyade Okulu Komutanlığında 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’nde yaşanmıştır. Tören öncesi Atatürk’e saygısızlık yapıldığı iddialarının çeşitli iletişim grupları, sosyal medya ve basında yer almasını müteakip CHP tarafından Milli Savunma Bakanı’nın cevaplandırması talebi ile soru önergesi verilmiştir.
Takip eden günlerde; Yeni Şafak gazetesinde olaya ilişkin çok detaylı bilgiler yer almıştır. Yeni Şafak’ta idari tahkikatın tüm detayları ile yayınlandığı gün, henüz CHP’nin soru önergesine cevap verilmemiş olduğunu da dikkatinize sunmak isterim.
Bu tip öncü haberciliği biz TSK’ya kurulan kumpas döneminde çok sık gördük. Tutuklanacaklarını mahkemeden önce televizyonlardan öğrenenler, savcıdan önce istenen cezaları gazetelerden okuyanlar hala hafızamızdadır.
Ayrıca haberde öğrenci alımlarına yönelik iddia ve yönlendirme de mevcuttu. Açık açık MSB tarafından yüz civarı terörist veya marjinal grupların TSK’ya alındığı iddiaları vardı. Her konuda süratle reaksiyon göstererek açıklama yapan MSB’nin bu iddia veya iftiraya sessiz kalması da dikkat çekici idi.
15 Temmuz Hain Darbe girişimi ve bu ihanete giden süreç hala zihinlerde iken; FETÖ dönemini hatırlatan bu tip haberler ve tahkikat devam ederken yapılan art niyetli yönlendirmelerle, genç subayların hedef gösterilmesi adalete vurulan bir darbe idi.
Daha sonra MSB tarafından yapılan açıklamalarda; Atatürk resminin takılmak istenmemesi saygısızlığı iğne bulunamaması gibi gülünç bir gerekçeye bağlanmak istendi, ayrıca kamuoyu ve basında Atatürk’e yapılan saygısızlığa gösterilen tepkinin, konunun detayları bilinmeden verildiği, biliniyorsa TSK’na zarar verme hedefli olduğu vurgusu yapıldı.
Şunu tekrar hatırlatmak gerekir. Atatürk’e yapılan saygısızlığa tepki göstermek her Türk vatandaşının görevidir. Beğenilmeyen her eleştiri genel bir yaklaşımla “TSK’na zarar vermek” olarak nitelendirilemez.
TSK, Türk milletinin gözbebeğidir ve Türk milletinin TSK sevgisini değerlendirmek, TSK sevgisi hakkında yorum yapmak kimsenin haddine değildir.
ATATÜRKÇÜLER CEZALANDIRILIYOR
Bu olayda; eğer teğmenlerin amiri pozisyonunda olan subaylar sudan bahanelerle Atatürk’ün resmini takmak istemeyen diğer teğmenlere müdahale etseler ve görevlerini ihmal etmeselerdi, belki bu tatsız olaylar yaşanmayacaktı.
Harp Okulları Kanunu ve Harp Okulları Yönetmeliği gibi sıralı hukuki düzenlemelerde subayların Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda yetiştirilmesi vurgusu mevcuttur. Teğmenlerin hassasiyeti ve tepkisi muhtemelen bu refleks kaynaklıdır. Sözlü tepki esnasında karşılıklı küfürleşmelerin olduğu kabul edilse bile disiplin suçu (kınama cezası) olarak kabul edilebilecek bu durumun cezasının TSK Disiplin Kanunu gereği TSK’dan ayırma olmadığı aşikârdır.
Ayrıca; bugün Atatürk’e saygısızlık yapan kişiler, 2018’de temin sürecinde özellikle mülakatlarda daha dikkatli incelense, güvenlik soruşturmaları daha hassas yapılsa ve Harp Okulu eğitimleri süresince sıralı amirleri takip ve değerlendirme görevlerini layığı ile yapsalardı muhtemelen mevcut sıkıntılar yaşanmıyor olacaktı.
Burada vurgulanması gereken bir husus da geçmişte çok kez gündeme getirilen personel temininde önemli araçlardan biri olan mülakatlardaki adaletsizliklerdir. Mülakatların maksadını aşan bir durum aldığı ve bir grubun kendisine müzahir personele imkân tanıması maksadıyla bir araç olarak kullanıldığı çok kere iddia edildi. Ama her seferinde iddialar araştırılacağına “iddialar TSK’yı yıpratma amaçlı” cevabı verildi ve hatta iddia sahipleri hakkında adli işlem bile başlatıldı.
Benzeri bir durumu FETÖ’nün TSK’da hâkim olduğu dönemde de gördük. O dönem subay veya astsubay çocuklarının çoğunun ağzı ile kuş tutsa mülakatlardan geçme imkânı yok idi. Yazılı sınavlardaki kodlama yöntemleri dâhil değişik FETÖ taktikleri basında da yer aldı.
Sonuç olarak;
Atatürk Türk milletinin ortak değeridir, siyaset üstüdür, tartışma dışıdır, saygısızlık asla kabul edilemez.
Tuzla Piyade Okulu’ndaki olayda Atatürk’e saygısızlığa müdahale eden teğmenlere normal şartlar altında kınama cezası verilmesi beklenirken, saygısızlığı yapan subaylar ile bir tutularak ihraç edilmeleri adalet beklentisini boşa çıkarmıştır.
Şanlı TSK üniforması üzerine dini kıyafetler giyen bir amiral bile adli işleme tabi tutulmadan YAŞ kararı ile rutin bir şekilde emekliye sevk edilirken, Atatürk’ü koruma refleksinin bu derece ağır bir şekilde cezalandırılması kabul edilemez.
CEMAAT BAĞLANTILARI ARAŞTIRILSIN
Esasen yaşanan tatsız ama bir o kadar da milli güvenliğimizi olumsuz etkileyebilecek olaya ilişkin olarak;
⁃ MSB İdari Tahkikatı devam ederken, FETÖ dönemini hatırlatacak şekilde çok detaylı bilgiler içeren yönlendirici haberler yapan bir gazetenin bu bilgileri nasıl elde ettiğinin,
⁃ Atatürk’e saygısızlık yapma cesaretini bulan subayların; TSK’na girişi sırasında Mülakat ve güvenlik soruşturmaları sürecinde görev alanların, 5 yıllık Harp Okulu Eğitimlerinde sıralı amirleri tarafından haklarında yapılan değerlendirmelerin, Tuzla Piyade Okulundaki Atatürk’e saygısızlık eylemine zamanında müdahale etmeyerek bu seviyeye gelmesine neden olan sıralı amirlerin, Atatürk’e saygısızlık yapan subayların herhangi bir tarikat veya cemaat bağlantısının olup olmadığının da incelenmesi zorunludur.
Son söz; 15 Temmuz gecesi hain FETÖ çetesine karşı koyan ve darbeyi engelleyenler; sokaklarda canları pahasına mücadele eden vatandaşlarımız ile darbeye katılmayan, birçok darbeciyi ve aracı kışlalardan çıkartmayan, cumhuriyet hükümetinin yanında olan, Atatürk ilkeleri ve cumhuriyetin temel niteliklerini benimsemiş TSK’nin büyük çoğunluğunu oluşturan askeri personeldir.
Bundan sonraki süreçte; değerlendirmeyi yapacak hukukçulara ve bağımsız Türk yargısına güveniyoruz.