Celal Eren ÇELİK
Malumunuz son 2 gündür en çok konuşulan konulardan birisi CHP Genel Başkanın Özgür Özel’in partisinin Cumhurbaşkanı adayını 1.6 milyon parti üyesinin tümünün oy kullanacağı bir ön seçimle belirleyeceklerini açıklaması oldu.
CHP’nin en büyük 2 “Potansiyel Cumhurbaşkanı Adayı” olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’ın bu açıklama sonrası aldıkları aksiyon ise birbirine 180 derece zıt şekilde tezahür etti.
Ekrem İmamoğlu cephesi açıklamanın hemen ardından sosyal medyadaki büyük takipçili ve bizzat kendisi tarafından finanse edilen hesaplar üzerinden çeşitli video editleri,görseller ve İmamoğlu’nu destekleyen parti içindeki ilçe belediye başkanları ve il başkanlarının hep bir ağızdan organize şekilde “BAŞLIYORUZ” temalı paylaşımları ile adeta aday adaylığı kampanyasına start verdi. Öte yandan İmamoğlu bugün Çağlayan Adliyesi’nde vereceği ifade öncesinde X üzerinden yaptığı canlı yayında ön seçimden ne kadar memnun olduğunu,ön seçimden partinin ne kadar olumlu etkileneceğini belirterek, “Ben bu yoldan dönmeyeceğim” de diyerek artık resmen Cumhurbaşkanlığı hedefini de açıklamış oldu.
Mansur Yavaş cephesi ise Özgür Özel’in “Tüm üyeler ile ön seçim” açıklaması sonrasında tam anlamı ile bir ölüm sessizliğine bürünürken, bu açıklama ile ilgili tek bir açıklama yapmadı.Zira Mansur Yavaş ve yakın ekibi kelimenin tam anlamı ile “Ters köşe” olmuş durumda ve bir büyük şok yaşamaktalar.
***
Özgür Özel “Tüm üyelerin katılımı ile ön seçim” yöntemini açıkladığı grup toplantısından kısa bir süre önce Mansur Yavaş ile bir araya geldi ancak Yavaş’a hiç bir şekilde böyle bir yöntem açıklaması yapacağından bahsetmedi.
Böylece Mansur Yavaş siyaseten ilkesel olarak da karşı çıkamayacağı bir emrivaki ile karşı karşıya bırakıldı.
Ancak işin gerçeği şu ki yaklaşık 5 yıldır anketlerin yüzde 90’ında hem İmamoğlu’nun hem Erdoğan’ın önünde olan Mansur Yavaş’ın CHP partim örgütlerindeki üyelerin oy kullanacağı bir ön seçimden galip çıkma şansı sıfır.
Örgütleri tanımayan, örgütlerdeki dengeleri bilmeyen “Doğrudan Genel Başkana bağlı” farklı bir model ile parti içerisinde konumlanan Yavaş’ın hele de son hukuksuz soruşturmalar ile kendisini Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında konumlandırmayı başaran İmamoğlu karşısında böyle bir önseçimi kazanma şansı yok.
Peki her zaman savunduğumuz ön seçim bu kez muhalefetin ana adayının belirlenmesi sürecinde yarar mı sağlar zarar mı verir?
Bu ön seçim sürecine kaybedeceğini bile bile Mansur Yavaş girerse, büyük ihtimalle CHP’ye dönüşü kesinleşen İnce’nin hatta Kılıçdaroğlu’nun yarışacağı 4’lü bir ön seçim yarışı olacaktır.
Ancak işin kötü tarafı şudur ki bu 4 adayı destekleyen partililer daha sonra konsolide olabilmeleri çok zor şekilde birbirlerine karşı “Bilenmiş” durumda.
Örneğin Kılıçdaroğlu taraftarı olanlar Özel-İmamoğlu ikilisini “İhanet” ve “Kılıçdaroğlu’nu sırtından bıçaklamak” ile suçluyor.
İnce cephesinin taraftarları Ince’ye seçim sürecinde kurulan kumpasları unutamıyor ve hem Kılıçdaroğlu hem İmamoğlu’na karşı son derece katı.
İmamoğlu taraftarları ise kendilerinden başka kimseyi tanımıyor ve kendi önlerinin açılması için her türlü siyasal fanatikliği yapabilme potansiyeli taşıyor. İnce ile zaten anlaşamıyorlar,en büyük rakip olarak gördükleri Yavaş için sosyal medya ve çeşitli kanallarda ince ince operasyon yapmaya,algı yönetimi yapmaya çoktan başladılar.
Mansur Yavaş bu tablo içerisinde aslında CHP içerisinde “Denklem dışı kalmak üzere olan” bir “Yalnız adam”…
Mansur Yavaş yakın çevresinin kendisini özellikle Kılıçdaroğlu desteği ile CHP’nin adayı yapılacağı yönündeki yanlış yönlendirmelerine uzun zamandır inansa da Özgür Özel’in son çıkışı ile aslında hamlenin bizzat kendisine karşı yapıldığını gördü.
Yavaş şimdi “Önseçime katılmayarak ön seçimden galip çıkacak adayın Meclis’teki 20 vekil imzası ile aday gösterildiği, kendisinin de başta CHP örgütleri olmak üzere 500 bin 1 milyon imza ile aday gösterileceği” bir “Çoklu aday” formülü üzerinde çalışmakta ki bu formülün detaylarını dün haberalternatif.com haber sitemizde özel haber olarak yazdık.
İlgili ÖZEL HABERİMİZİ okumamış olan okurlarımız için linki aşağıya bırakıyoruz:
https://haberalternatif.com/mansur-yavas-ve-ekibin/
Yavaş’ın “CHP içi denklemde, denklem dışı kalmamak adına” verdiği bu uğraşın sebebi CHP’nin oyları olmadan %50+1’in sağlanmasının mümkün olmadığını gayet iyi görmesi. Dolayısı ile Yavaş son ana kadar CHP içinden en azından “Desteklenecek 2.aday olabilme” adına çabasını sürdürecek.
Ancak Yavaş’ın önseçime katıldığı yahut katılmamasından bağımsız olarak potansiyel adayların ve bu adayların birbirlerine karşı husumete varan tavırları nedeni ile ön seçim bu kez CHP tabanında demokratik bir süreç işlerken kazanan adayın diğer adaylar ve destekçileri tarafından seçimde desteklenmediği, toparlanması ve telafisi zor bir tabanda ayrışma ve bölünme yaratarak seçimi riskle atabilir.
Dolayısı ile çok iyi düşünülmesi ve önseçim öncesinde bir şekli ile -Bu nasıl olur bilemiyorum-adaylar arasındaki husumeti sonlandıracak ve kaybedenlerin kazananı firesiz destekleyeceği bir tablo oluşturulması gereken bir tablo var karşımızda…
Eğer bu tablo sağlanamazsa Mansur Yavaş’ın “Partilerüstü bağımsız” aday olarak 1 milyon imza ile kendisini adaylaştırarak -Pek çok parti de başta İYİ PARTİ olmak üzere destek verecektir- seçimin ilk turunda Erdoğan-İmamoğlu-Yavaş 3’lü yarışı sonrasında 2.tura kalacak seçimde muhalif seçmenin azami şekilde 2.tura kalan aday üzerinde birleşmesini ve yüzde 60’ı hedefleyerek bir yeni adaylık süreci başlatacağı farklı bir senaryoyu görmemiz de mümkündür. Zira Yavaş da Cumhurbaşkanlığı adaylığı için geri adım atacak noktayı çoktan geçti. Tabiri yerindeyse Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Yavaş “Rubicon’u geçeli” çok oluyor…
Bakalım siyaset köprüsünün altından hangi sular akacak,en sonunda neler olacak?
Zaman hepimize gösterecek…