Bilindiği üzere Devlet Bahçeli, TBMM’deki grup toplantısında PKK elebaşı Öcalan’ı kastederek ”TBMM kürsüsüne DEM Parti grup toplantısına gelsin. PKK’nın lağvedildiğini açıklasın. Bunun karşılığında da umut hakkından yararlansın” şeklinde konuşmuştu.
Bahçeli’nin bu çağrısının ardından konunun muhattabı DEM Parti’den de yeni sürece destek açıklaması gelmişti.
Bu gelişmelerin ardından Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’dan oluşan DEM heyeti, PKK terör örgütü elebaşı Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirmişti. Yapılan görüşmenin ardından DEM Parti, Öcalan’ın mektubunu paylaşmıştı. İmralı ile görüşmenin akabinde DEM heyeti diğer siyasi partilerle de görüşme gerçekleştirdi.
Sürecin bir diğer ortağı olan AKP’den ise destek mesajları geldi. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Bahçeli’nin çağrısına ilişkin olarak ‘Bahçeli’nin bu cesur çıkışını doğru buluyoruz’ demişti.
Siyasilerin yanı sıra iktidara yakın medya da ‘yeni açılım’ sürecine dair destekler gelmeye başladı. Hatta iş öyle bir noktaya geldi ki PKK elebaşı Öcalan’ı bile savunur hale geldiler.
Yandaş Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, yazdığı son yazısında Öcalan’ın DEM Parti yönetimine “Yüzünüzü Kandil’e değil, halka çevirin, demokratik siyaset alanını genişletin ve halka anlatın…” mesajını verdiğini kaydetti.
Övür, yazısının devamında PKK elebaşı Öcalan’ın kendilerini neyin beklediğini kurduğu örgütü yöneten aktörlerden çok daha iyi bildiğini söyledi.
İşte Mahmut Övür’ün yazısından öne çıkanlar:
Öcalan bu kez kendilerini neyin beklediğini kurduğu örgütü yöneten aktörlerden çok daha iyi biliyor. Son görüşmesinde, DEM Parti yönetimine şöyle bir talimat gönderdiği konuşuluyor:
“Yüzünüzü Kandil’e değil, halka çevirin, demokratik siyaset alanını genişletin ve halka anlatın…”
Neyi anlatacaklar? Tabii ki en azından terörün bitmesinin ve silahların susmasının gerekliliğini…
Ne gezer?
DEM Parti eşbaşkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan dâhil hiçbiri gittikleri toplantıda, katıldıkları panellerde böyle bir şeyden söz etmiyor, tam tersine yüksek perdeden “pazarlık” yapılacağını söylüyorlar.
Bir anlamda bu siyasi aktörler, bildikleri hâlde Öcalan’ın verdiği ve vereceği mesajları halka iletmeme çabasında.
Oysa Suriye’de YPG’nin başındaki Abdi Şahin bile verilecek mesajı anlamış ki, hem bizim daha önce duyurduğumuz açıklamanın 15 Şubat’ta yapılacağını hem de Suriye’yle ilişkili olacağını iki İtalyan gazeteciye şöyle anlatıyor:
“Bildiride Suriye’nin kuzeydoğusuyla ilgili bir şeyler olacağına inanıyoruz. Abdullah Öcalan’ın bu bölgeyle birçok bağı var.”
15 Şubat’a çok az süre kaldı. Terörü sonlandırma açıklamasından İsrail ve Fransa gibi birçok ülke memnun olmayacak, hatta bağıracak. İçeride sokakları ateşlemek isteyenler de aynı havada. Ancak garip olan hem anayasal eşit vatandaşlık talep edeceksin hem de o talebin gerçekleşmesindeki en büyük engelin kalkması için uğraşmayacaksın. DEM Parti ne yazık ki bu gerçeği görmüyor.
İrlanda’dan Kolombiya’ya dünyanın birçok bölgesinde terör örgütlerinin silah bırakma süreçlerini yakından izleyen yazar Adnan Boynukara’nın Perspektif sitesinde dile getirdiği şu uyarıyı DEM Partililerin dikkatine sunuyorum:
“PKK ve bağlaşık örgütlerinin de artık oldukları halleriyle varlıklarını sürdürmelerinin zemini kalmamıştır. Şiddet ve terörde ısrar etmek, küresel güçlerin, istihbarat örgütlerinin ve askeri endüstriyel çevrelerin kullanışlı elemanı olmanın ötesine geçmiyor. Bunda ısrar, Kürtlere ve bütün Ortadoğu halklarına düşmanlık etmektir.””PKK ve bağlaşık örgütlerinin de artık oldukları halleriyle varlıklarını sürdürmelerinin zemini kalmamıştır. Şiddet ve terörde ısrar etmek, küresel güçlerin, istihbarat örgütlerinin ve askeri endüstriyel çevrelerin kullanışlı elemanı olmanın ötesine geçmiyor. Bunda ısrar, Kürtlere ve bütün Ortadoğu halklarına düşmanlık etmektir.”