Pek çok kez çeşitli mecralarda gerek yazarak, gerekse konuşarak ülkede çok büyük bir iktidar problemi olduğunu ancak en az bu problem kadar ve sonuçları bu problem kadar önemli bir “Muhalefet sıkıntısı” olduğunu ifade ettik.
Ve ülkede “Mış” gibi muhalefet yapmaktan, Salı gününden salı gününde grup toplantılarında kendilerine belirledikleri “Konfor alanı” içerisinde iktidarın belirlediği gündem üzerinden konuşma yapılarak yapılan bir muhalefetin bir alternatif olamadığını, tam da bu sebeple halkta umut yaratamaması nedeni ile halen anketlerde 19 yıllık rezil yönetimi,ülkeyi uçuruma ve bataklığa sürüklemiş olmasına,ekonomiyi bitirmiş, dış politikasında iflas etmiş olmasına rağmen halen ana muhalefet partisi CHP’nin oylarını arttıramadığını, hemen tüm anketlerde bugün dahi AKP’den 6-8 puan geride olmasının halka umut olamamanın tescili olduğunu savunduk.
Tabii biz bunları savunurken kimi çevreler de “Ama CHP sağa açılarak iktidar olacak” “Bakın ama yerel seçimleri kazandı bu CHP yönetimi” argümanları ile karşımıza geldi.
Bu çevrelere her zaman “Ortada bir seçim zaferi falan yok. Ortadaki başarı göreceli bir seçim başarısıdır. Zira yerel seçimlerde HDP desteği olmasa CHP’nin İzmir dışındaki Büyükşehirlerin hemen tamamını kaybedeceği ortada. Keza kazanılan il,ilçe belediye sayısında, belediye meclis üyesi sayısında ve genel yüzdede AKP açık ara önce. Kazanılan illerde adayların muhteşem seçim performansları ve İYİ PARTİ+HDP desteği olmasa CHP’nin kazandığı bir tablo falan yok” dedik.
“Muhafazakar, siyasal İslamcı kesimden yıllarca Atatürk ile Cumhuriyet ile hesaplaşan isimleri partide yönetici yaparak, vitirine koyup muhafazakar seçmene “Bakın bizde de sizlerden birileri var” demenin muhafazakar seçmeni “Aptal” yerine koymak olduğunu, bu seçmen kitlesinin yıllardır “Biz aptal değiliz aslı varken taklidine oy vermeyiz” dediklerini söyledik” Neticede bu strateji ile 10 yılda 9 seçim kaybedildiği gerçeğini açık açık dile getirdik.”Sağa açılarak iktidar olma stratejisi iflas etmiştir, bu strateji sadece CHP’nin içerisinn boşaltılarak dizayn edilmesine hizmet etmektedir” dedik.
Evet tüm bunları söylerken CHP içerisinde bir kesim tam olarak HAYVAN MEZARLIĞI psikozu içerisinde…
Peki nedir bu bizim kullandığımız “HAYVAN MEZARLIĞI PSİKOZ” kavramı?
Pek çoğunuz Stephan King’in başyapıtlarından birisi olan “HAYVAN MEZARLIĞI” isimli kitabını okumuşsunuzdur….Staphan King “HAYVAN MEZARLIĞI” isimli kitabında ölüleri yeniden hayata döndüren bir “HAYVAN MEZARLIĞINI” anlatır… Ancak sorun şudur ki ölüler yeniden canlandığında bedenleri aynı kalsa da,ruhları değişmekte ve çevrelerine zarar vermektedir….
Nitekim kitabın ana karakteri Louis önce kızının ölen kedisi Church’u,sonrasında ise ölen oğlu Gege’i HAYVAN MEZARLIĞI’na gömerek canlandırır. Ancak Gage yeniden canlandığında bir canavara dönüşerek annesini öldürür,babasına saldırır.
Ve Louis HAYVAN MEZARLIĞI’nda yeniden canlandırdığı oğlu Gage’i kendi elleri ile öldürmek zorunda kalır yeniden…
İşte CHP’nin bugünkü yönetim kadrolarından umudu olanlar, bu kadroların iktidara gelmesi halinde memleketin kurtulacağını zannedenler tam da bir HAYVAN MEZARLIĞI yanılgısı içerisindedir ve biz buna “HAYVAN MEZARLIĞI PSİKOZU” diyoruz…
***
CHP’yi bugün yöneten 10 ARALIK ekibi, etnik ve mezhepsel siyasetin temsilcileri partinin “Ruhunu” değiştirmişlerdir… Atatürk ilkelerinden, 6 Ok felsefesinden partiyi fersah fersah uzaklaştırmışlardır…
CHP’yi bugün yöneten kadrolar merkez sağdan, siyasal İslam mahallesinden getirdikleri geçmişi Atatürk’e hakaretler ile dolu, Cumhuriyet ile kavgalı isimler ile, 2. Cumhuriyetçiler ile partiyi kendi öz benliğinden kopartmışlardır…
CHP’yi bugün yöneten kadrolar partinin sol kimliğini çöpe atmış, partiyi ruhsuz bir “İdeolojik çorbaya” dönüştürmüş, iktidar olmak için her yol mübahtır şeklinde ilkesiz bir anlayışla her türlü tavizi vermiş ve vermeye devam etmektedir…
CHP’yi bugün yöneten kadrolar “Antiemperyalizm” ile uzaktan yakından alakası yoktur. Bu kadroların bir kulağı ABD’de, bir gözü Brüksel’dedir. Parti içerisinde iktidara geldiklerinde ilk iş Washington ve Brüksel’de temsilcilik açarak da bunu tescillemişlerdir…
CHP’yi bugün yöneten kadrolar “ABD’ye bağlılıklarını” 2014 seçim bildirgesine “ABD karşıtlığını dengelemeyi” kendisine asli vazife olarak edinip,seçmenine vaad edecek kadar ileri boyuta taşımıştır…
CHP’yi bugün yöneten kadrolar, programında “Emek en yüce değerdir” yazan partiyi emekçi kitlelerden,ezilenlerden kopartmış, sendikalar yerine MÜSİAD,TÜSİAD toplantılarında bulunmak birincil öncelikleri olmuştur…
CHP’yi bugün yöneten kadroların emekçiyi ezen, yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapan ve AKP’nin de uyguladığı neo-liberal ekonomi politikalarından farklı bir ekonomik politikası yoktur… CHP sol kimliğinden uzaklaştığı için bu da gayet normaldir.
***
Şimdi dış politikasında “Tam bağımsızlıktan,anti-emperyalizmden” fersah fersah uzaklaşan ve kendisine ana misyon olarak “ABD karşıtlığını dengelemeyi” belirleyen…
Neo-liberal ekonomi politikaları ile ekonomiyi üretim ekonomisine geçirmekten uzak planlar ile emekçilere değil sermayeye yakın durmayı uygun gören….
“Z KUŞAĞI” kavramına bu kuşağı 2 video, 3-5 tweet, bir kaç Twitch yayını ile yanına alabileceğini sanacak kadar uzak…
“Muhafazakar ve sağ seçmenden” Atatürk’e hakaret eden, yıllarca Siyasal İslam’ın bayraktarlığını yapan isimleri partide yönetici,vekil yaparak oy alabileceği “AYMAZLIĞINDA” olan…
Atatürk yönetiminin “Katliamcı” olduğunu söyleyen vekillerine çıt çıkartmayan, sol ideolojide yeri olmayan etnik ve mezhepsel siyaseti partiye hakim kılan….
Genel merkezden belirlenip dayatılan kongreler ile parti içi demokrasiyi bitirip, partiyi bu alanda AKP ve MHP ile aynı lige düşüren…
Partinin kırmızı zemin üzerine 6 ok şeklindeki klasik logosuna dahi tahammülü olmayıp, her tarafı mavi üzerine beyaz 6 Ok ile donatan ve bunun adını da “Yenilenme” koyan…
Kısacası CHP’nin içini boşaltan ve HAYVAN MEZARLIĞI’na gömüp yerine gelen bedeni aynı ama ruhu değişmiş bir partiyi kendi siyasi ikballeri adına “YENİ CHP” ambalajı ile seçmene empoze eden bu yönetim anlayışından medet ummak ham hayalciliktir…
O nedenle CHP’nin bu ülkede iktidarı alması büyük bir tarihsel zorunluluktur lakin iktidara bu yönetici kadrolar ve bu yönetim zihniyeti ile gelinse dahi değişen bir şey olmayacaktır ve korkarız ki bedeni aynı ruhu değişmiş bir parti ile ülkeye verilecek ciddi zararlar vardır…
Tam da bu nedenle partinin bu yönetim kadroları kendi üstün muhalefetlerinden değil, AKP’nin ülkeyi yönetememesi ve AKP karşıtlığı sayesinde iktidar olsa dahi (Zira olası bir iktidar değişimi sadece AKP’nin hataları ve yıpranmışlığı nedeni ile oluşan doğal tepki ve ANTİ AKP kitlesinin doğal bir toplumsal muhalefet bloğu oluşturması ile mümkün olacaktır. Aslında o toplumsal muhalefeti örgütlemek asli ve birincil görevi olan ana muhalefet partisi CHP’nin yönetim kadroları bunun için kılını dahi kıpırdatmamış, Tweet atıp, grup toplantısında konuşarak “Mış” gibi muhalefet yapmıştır.) kendilerine muhalefetimiz devam edecektir.
Bugünkü CHP yönetimine karşı muhalefetimiz “İktidar olup olmamaktan” bağımsız, bunun üzerinden şekillenen bir muhalefet değil, bir ideolojik hat ayrışmasından kaynaklanan bir muhalefettir. Bu nedenle de parti içerisindeki bu muhalefetimiz “Bu parti yönetimi” partiyi yönettiği müddetçe iktidara gelseler dahi en sert biçimde devam edecektir.
Çünkü biz HAYVAN MEZARLIĞI’ndan gelen “Bedeni aynı ruhu değişmiş” CHP’yi değil, 1919’da Samsun’dan,1972’de Anadolu’dan “Kapıkulu olmayı değil, bu partinin özgür iradesi olan delegeleri olmayı” seçerek gelen ve iktidar olan CHP’yi istiyoruz ve o CHP’yi yaratacağız…
“İktidar olmak için her şey mübah”, “AKP gitsin kim gelirse gelsin” , “İktidar olalım da nasıl olursak olalım,hangi tavizleri verirsek verelim” mantığında olanlar CHP namına isminden başka hiç bir şeyi kalmayan bir parti istiyorlar ise bilemeyiz…
Ama dediğimiz gibi biz HAYVAN MEZARLIĞI’ndan gelecek bir iktidarı istemiyoruz. Partimizin emekçileri ile partimizi kendi ideolojik ve felsefi değerlerine döndürüp, TAM BAĞIMSIZLIKÇI, ANTİ-EMPERYALİST ve EMEĞİN İKTİDARINI tüm Türkiye için kuracağımız bir iktidarı,yeni bir “UMUDU” yaratacağız.
Bu yol zor,bu yol uzun ama biliyoruz ki; güneş mutlaka bu uzun ve zorlu yola çıkmayı göze alan bu partinin sessiz çoğunluğu olan örgüt emekçilerinin üzerine doğacak….
***
CHP DİP DALGA HAREKTİ olarak başlattığımız parti içi muhalefet harekiti ile partide kalarak, mücadele etmeyi seçerek bir karar verdik. Evet partimizde kalacağız ve şikayet ettiğimiz bu yönetim kadrolarını değiştireceğiz, bu parti bizim ve hiç bir yere de gitmiyoruz… İşletilen ihraç mekanizmaları, engellemeler ise beyhude çabalardır zira bizler bugün partiyi yöneten kadrolar gibi bu partiye “Paraşütle” gelmedik.
O nedenledir ki bu parti ile aramızdaki bağımız bir üyelik formuna atıldığı zaman başlayıp, bir ihraç tebligatının altına atıldığı zaman sonlanacak “Sade bir imzadan” çok daha ötededir.
32 ildeki örgütlenmemiz ile, yüzlerce parti üyemizin her geçen gün artan katılımı ile, partiden umudunu kesen partililerimizin yeniden “Bir umut var artık” diyerek partiye üye olması ile bunu sağlayacak.Bu yönetimi değiştireceğiz.
Kimse unutmasın ki; CHP asırlık bir çınar, CHP’yi bugün yönetenler ise o asırlık çınarın gölgesinden nemalanan “Yolculardır”. Kendilerini parti nezaketine uygun olarak, kongrelerde bir daha gelmemek üzere uğurlayacağız…
Umut var ve “Güneşli günler görecek,motorları maviliklere süreceğiz” hep birlikte…
Siyaset iddiası olanların ve bu iddiası için bedel ödemeyi göze alanların işidir. Bu bedeli göze alanlar vardır ve yola çıkmıştır. Önce CHP, sonra Türkiye değişecektir!
Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk,yaşasın sol, yaşasın ezilen,yoksun ve yoksul hangi görüşten,hangi inançtan olursa olsun her bir vatandaşımız için verdiğimiz tam bağımsız Türkiye mücadelemiz!
________________________________________________________________________________________________