Son bir haftadır ortaya çıkan İsmailağa Cemaati bağlantılı Hiranur Vakfı kurucusu ve Onursal Başkanı Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını evlendirmesi ile birlikte ortaya çıkan “6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar” skandalı sonrasında Türkiye’de büyük bir infial yaşanırken, toplumun bu denli büyük bir tepki vermesi sonrasında büyük bölümü geri adım atsalar da skandalın ilk patladığı günlerde her çevreden “Kartvizinde” çok önemli unvanlar yazan bazı isimlerin bu skandalın üzerini örtmeye çalıştığını, olayı “İftira” olarak yansıtıp üzerini kapatma çabalarını, çeşitli kamu görevlilerinin bu yönde paylaşımlar yaptığına şahit olduk.
Skandal tüm gerçekliği ile belgelendikten sonra bu “AKP yandaşı” kitle toplumun büyük infialinin de etkisi ile geri adım atsa da asıl zihniyetleri ilk anda verdikleri tepki ile ortaya bir kez daha çıktı,bir kısmı ise belgelenen acı gerçeklere rağmen bu gerici tarikat-cemaat zihniyetini savunmaya devam ediyor.
Ama tabii AKP’nin toplumda 20 yıldır yarattığı büyük ahlaki deformasyon ve moral değerlerin yıkımına rağmen insan “Arkadaş böylesi iğrenç bir olayda dahi bu kartvizitinde koca koca unvanlar yazan adamlar,kadınlar nasıl bu olayı savunabiliyorlar?” diye düşünüyor insan…
İşte ilk kez 2020 yılında kullandığımız “VASATIN STANDARTLAŞTIRILMASI” kavramını detayları ile işlediğimiz 19 Aralık 2020 tarihli yazımızı tam da bu nedenle bugün bir kez daha yayınlamak adeta farz oldu zira bu “Akıul tutulması” olarak gördüğümüz durumu kavrayabilmek için bahsettiğimiz “VASATLIĞIN SIRADANLAŞTIRILMASI” adını verdiğimiz AKP için sistematik olarak uyguladığı o “Stratejik” kavramı iyi anlamamız gerekiyor…
O halde yazımıza geçelim,peşrevi daha fazla uzatmadan. Hem okumuş olanlar hafızalarını tazelemiş olsun,hem okummaış olanlar bu önemli yazıyı okusunlar…
Yazımızın başında ifade ettiğimiz bu “Akıl tutulması” olarak görünen “Her olayda,her şartta,her ne olursa olsun AKP’ye ve AKP’nin beslediği tarikat-cemaat zihniyetine destek verme” durumu işte tam da AKP’nin istediği ve adeta ilmek ilmek ördüğü bir toplumsal mühendislik operasyonun sonucu…
“Nedir o operasyon?” derseniz; o operasyon toplumda “VASATLIĞIN STANDARTLAŞMASI” olarak niteleyeceğimiz bir uzun soluklu sosyolojik dizayn operasyonu…
Bu toplum mühendisliği operasyonunda etkiler domino taşı şeklinde yaşanmakta…
***
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri en önemli sorunu her zaman için kendi siyasal ideolojik yapısının entelektüel olarak fakir olmasıydı.
O nedenle AKP’nin hiçbir zaman kendi ideolojik ikliminden yetişmiş üst düzey ve derinlikli entelektüelleri olmadı.
AKP uzun süre bir dönem FETÖ’nün bir dönem ise liberallerin yetişmiş insan gücünü kullanarak yoluna devam etti.
Ancak arka planda sürekli olarak kendini yüksek bir entelektüel seviyeye ulaşamadığı ve tabanı da böyle bir entelektüel birikimin çok altında olmasından ötürü Türkiye’yi kendi seviyesine çekmek adına hamleler yaptı.
AKP “Eğitimde devrim” adı altında adım başı üniversite açtı…Oysa ki bu mantar gibi türeyen üniversitelerin %70’i öğretim kadroları yetersiz hatta kimisinin fiziki binaları bile olmayan,apartmandan bozma yerlerde güya yüksek eğitim veren okullar dı…
Buradan yetişen ve mezun olan gençler hiç bir şey öğrenememiş ama üniversite mezunu donanımsız işsizler ordusu olarak karşımıza çıktı…
Bu hiçbir şey öğrenememiş mezunların bir bölümü de öğretmen olup kendisi daha doğru düzgün eğitim almamışken başka öğrenciler eğitmeye başladılar…
Bu sarmalın içerisine sokulan ülkede zamanla toplam insan kalitesi düştü,insanlar “VASATLAŞTI”…
İnsanların “VASATLAŞMASI” ile birlikte “VASATLIĞIN STANDARTLAŞMASI” sürecine girildi. Bu süreç çok önemliydi.Zira insanlar ne kadar vasat olursa AKP bu insanlar üzerinde o kadar kolay ve ağır tahakküm kurabilme şansına sahip olmaktaydı.
***
Donanımı yüksek,çok kaliteli eğitim almış,en az 3-4 yabancı dil bilen,sektörüne hakim kuşaklar yetişmiş olduğunu düşünün…Bu kuşakların her bir ferdinin kendi alanına son derece hakim ve alanında son derece yetkin bireylerden noluştuğun u hayal edin…
Şimdi siz böylesi bireyleri belirli makam ve mevkilere getirirseniz size minnet eder mi? Etmez…Zira bilir ki oraya liyakayti ile,bilgisi ile donanımı ile gelmiştir ve orada oturmazsa çok daha iyi yerlerde de olabilir.
O nedenle kimseye yalakalık da yapmaz,minnet de etmez,biat da etmez…
Şimdi birde günümüz Türkiye’sinin “VASATLAŞTIRILAN” toplumsal yapısı içerisinde makam mevki edinenleri şöyle bir gözünüzün önünden geçirin…
Bu vasatlık ve yetersizlik ile,bu donanımsızlık ile, bu modern bilimden uzak kafaları ile AKP iktidardan gittikten sonra hayatlarında bir daha aynı makam-mevkilerin yahut benzerlerinin yakınından geçmeleri mümkün mü? Elbette değil…
İşte bu “VASATLIK” AKP için hayati önem taşıyan bir “Anahtar” işlevi görmekte…
***
AKP “VASATLIĞI STANDART” hale getirip “Geçer akçe” yaptıktan sonra milletvekili kadrolarından üst düzey bürokrasiye,yerel yönetimlerden medyaya kadar işte bu “VASATLAR ORDUSUNUN” içerisinden seçtiği kişileri atıyor…
Bu kişiler de kendi vasatlıklarının,yetersizliklerinin,çapsız lıklarının ve liyakatsizlik lerinin gayet farkındalar.İşte tam da bu sebepten AKP giderse kendilerinin de bir daha oraların yakınından uzağından geçemeyeceklerini,hayat standartlarının,konforlarının ellerinden kayıp gideceğini çok iyi bildikleri için AKP ne yaparsa yapsın “ÖLÜMÜNE “ itaat ediyorlar ve savunuyorlar.
Zira AKP’nin varlığı ile kendi varlıkları işte tam da bu VASATLIK yüzünden aynı…
***
Hal böyle olunca AKP bu “VASATLIĞIN STANDARTLAŞTIRILMASI” projesi ile bir taşla birden çok kuş vuruyor…Toplumun genel kalitesini düşürerek vasatlaştırırken aynı zamanda giderek daha büyük bir “Sorgulamayan” kitle yaratıyor…Sorgulamayan kitleyi mobilize etmesi ise çok kolay oluyor.
VASATLAŞTIRMA PROJESİ’nin en önemli ayaklarından birisi olarak İmam Hatipler kullanılarak dogmatik beyinler yetiştiriliyor.
Toplam olarak kalitesi düşen ve vasatlaşan toplumda az önce de belirttiğimiz kritik noktalar AKP’ye sırf VASAT olması nedeni ile kendisini mahkum olarak gören kişiler tarafından oluşturularak bu alanlarda da kesin bir itaat sağlanıyor…
***
İşte birkaç gündür tartıştığımız bu gerici akademisyenler ve onların zihniyetleri sadece sonuçtur. Aslolan ve ciddi bir mücadele verilmesi gereken ise topluma çekilen bu “VASATLIĞIN STANDARTLAŞTIRILMASI” konusudur…
Ve bu mücadele yeterli şekilde verilmezse yarın Türkiye’nin geleceğini çok daha vahim bir tablo beklemekte olacaktır…
NOT: Bu yazı “Girizgah kısmı” haricinde ilk kez Haber Alternatif Genel Yayın Yönetmeni Celal Eren Çelik tarafından, SİYASET CAFE haber sitesinde 19 Aralık 2020’de kaleme alınarak yayınlanmıştır.