İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, altılı masanın cumhurbaşkanlığı seçimine tek adayla girmesi gerektiğini belirterek, ‘Ben adaylık düşünsem bunu diyemem’ dedi.
Gündeme ilişkin değerlendirmede bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtlayan İYİ Parti Genel başkanı Meral Akşener, önemli açıklamalarda bulundu.
TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında çıkan kavgada İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs’ün yaralandığının anımsatılması üzerine Akşener, Örs’ün partinin “en naif” ve uzlaşmacı isimlerinden olduğunu belirtti.
Örs’ün kavgayı ayırmak için araya girdiği sırada yumruk yediğini kaydeden Akşener, “Burada çok ayıp bir durum var. Yumruğu atan özür dilemeyeceğini söylüyor. Gelirsin konuşursun, böyle düşünmediğini anlatırsın. Onu yapmıyor. Burada, iktidarın gerilimden medet umma halini görüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
‘Aynı anda üç kişiyi bir sandığın başına koyacağız’
Seçim güvenliğine ilişkin bir sorusuna Akşener, bunun için 6 siyasi partinin çalışacağı yanıtını verdi. Akşener, şöyle devam etti:
“Kemal Bey’e de saldırmışlardı. Adamı tepelere çıkardılar. Evi türbeye dönmüştü. Sonra anlaşıldı ki, saldırgan bir inek hırsızı. Meclisteki durum da aynı. Niye oluyor bu gerilim? Birincisi, iktidar kaybetmekten korkuyor. Gerilimden, küfürden medet umuyor. Seçim güvenliği açısından bu durum sorun yaratmaz. Çünkü seçim güvenliği için altılı masa birlikte çalışıyor. Birbirinden habersiz kişiler yerine aynı anda belki de üç kişiyi bir sandığın başına koyacağız. O üç kişiden biri avukat. Altı parti sürekli çalışıyor. Her parti tecrübesini paylaşıyor. Tavrımız da tekleşiyor. Bu birliktelik sandıklara da birlikte sahip çıkacak, oyları da birlikte koruyacak.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi
İstanbul’da 31 Mart 2019’daki yerel seçim sonuçlarında ortaya çıkan AKP ile CHP arasında 13 bin 500 oy farkını bulunduğunu belirten Akşener, seçimin yenilenmesi sonucu farkın 805 bine çıktığını hatırlattı.
Akşener, şu an altılı masada bulunan partiler arasında o dönem “Benim oyumla seçildi, senin oyunla seçildi” tartışmasının yapılmadığını ve birliktelik kurmaya odaklanıldığını anlattı.
Ekrem İmamoğlu, 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterildiğinde CHP bünyesinde daha tanınan, bilinen adayların adının geçtiğini belirten Akşener, “Ben de tanımıyordum. Genç arkadaşımızın birçok ön kabulü, yargıyı yıkacağına inandım, çalışmasıyla” ifadelerini kullandı.
Akşener, şunları kaydetti:
“Sonuç itibarıyla bu seçimi riske atabilecek hiçbir davranış olamaz. İstanbul’un iptal edilmesinden sonra ortaya çıkan o 805 bin farkın herkes için çok önemli bir öğrenim alanı olduğuna inanıyorum. AK Parti, Sayın Erdoğan dahil. Geri dönüp baktığımda Sayın Erdoğan’ın ne düşündüğünü çok merak ediyorum. 13 bin 500 oy farkla belediye başkanının görevini yapması başka bir şey, 805 bin fark atmış bir belediye başkanının iş görmesi, görevini yapması başka bir şey. Şimdi aşırı gürültü çıkarmak doğru değil, ürkütüyor seçmeni. Biraz daha kapıya gidecek, korkutmayacak. Çünkü o gürültünün getirdiği psikoloji uçuruyor. Bu sefer o uçan psikoloji karşı tarafı ‘Ne oluyoruz’a getiriyor. AK Parti’nin seçmenini konsolide edebiliyor.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 2019’da çok güzel bir kampanya yürütüldüğünü ifade eden Meral Akşener, “‘Çalışılırsa alınır’ diyordum İstanbul için. İstanbul çok dikkatli, ince işçilik yapılarak çalışıldı. ‘Ben öne geçeyim, bana yazsın’ hikayesi olmadı” değerlendirmesinde bulundu.
“Önümüzdeki seçimler için de bu uygulanabilir mi?” sorusuna Akşener, “Uyarlanmaz olur mu, uyarlanır. Bu başarı öyküsü Türkiye’yi getirir, çalışınca olur” yanıtını verdi.
‘Kimse adaya bir şey dayatmayacak’
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, altılı masanın, parlamenter sistemin yol haritası çalıştığını belirtti.
Cumhurbaşkanı adayının, bütün partilerin eğitimden ekonomiye, yargıdan toplumsal politikalara kadar oluşturduğu ana çerçeveyi benimseyeceğini, liderlerin ortaklaştığı konuları kamuoyuna anlatacağını kaydeden Akşener, genel başkanların da hem adaya hem de birlikte oluşturdukları seçim beyannamesine oy isteyeceğini, kimsenin adaya dayatmada bulunmayacağını söyledi.
Akşener, şöyle devam etti:
“Masada, DYP-SHP, Anayol, Refahyol koalisyonlarına şahit olup, zorluğunu, faydasını ve sorunların nasıl aşıldığını bilen tek ben varım. Uzun zamandır tek parti, iktidarını öve öve bin hal oldu. Ama seçmene zarar verdi bu tek parti iktidarı. Seçmen velinimet olmaktan çıktı. İşbirliği içinde rekabet kavramına ihtiyacımız var. Birbirinin ayağına basan bir yapı değil. Ben sürprizli bir insan değilim o masada. Açık net bir insanım. Bir karar alındıysa paylaşmak başka şey ama o konuda karar verilmemişse konuşulmasa daha iyi. Masa hakkında en az konuşan da benim. Altılı masada parti genel başkanları cumhurbaşkanının yardımcısı olsun diye öneriler konuşuldu ama henüz ortada bir karar yok.”
‘Eş güdüm kavramının konulma sebebi vekilliğin önüne geçmemek’
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun “Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi genel başkanlardan oluşan eş güdüm kurulu ile yönetecek” şeklindeki ifadesinin anımsatılması üzerine Akşener, şu değerlendirmede bulundu:
“Genel başkanlar cumhurbaşkanı seçilecek şahsın yardımcısı olacak’ diye bir çıkarım var. Buna kimse itiraz etmiyor. Ama aynı zamanda genel başkanların milletvekili olması hali düşüyor. Temel Bey’in önerdiği şey ‘eş güdüm’ adı altında bir nevi danışma kurulu. Ama işin içinde yer almadığın zaman olmuyor bu işler. Geçmişten tecrübelerimiz var. Ben grubu olup, milletvekili olmayan Meclisteki tek kişiyim. Bunu tecrübe etmiş bir genel başkanım. Zorlukları var, faydaları var.
‘Eş güdüm’ dediğiniz zaman kanunda yazmadığı için aslında dolaylı bir başkan yardımcılığı gibi olabiliyor. Uzun uzun üzerinde konuşmadık ama ben öyle anlamadım. Eş güdüm kavramının konulma sebebi vekilliğin önüne geçmemek. Fiili yardımcı ama adı öyle değil.”
‘Kurban keser bazıları ben masadan kalksam’
“Masayı Akşener dağıtır” şeklindeki söylemlerin bulunduğunun anımsatılması üzerine, Meral Akşener şöyle konuştu:
“Çok ilginç bu. Hiç benim yumuşak, bir ‘Acaba mı’ mesajı verdiğim sözkonusu değil. O zaman burada ‘Her an gidebilir’ anlayışını oluşturmaya çalışanlara bakarsanız çok ilginç. Onlar muhalefet yanında görünen pek çok insan. ‘Acaba şu kadının sinirini bozup, bir an evvel kaldırsak mı?’ Aynı zamanda da Tayyip Erdoğan’ın bu arada seçmenini konsolide edebilmesi için farkında veya farkında olmadan yaratılan bir istifham mı? Döndürüp, döndürüp ben davet ediliyorum, partim davet ediliyor. Her seferinde ben de ‘Hayır’ diyorum. Yani benim kadar bu konuda davet alıp, net ‘Hayır’ diyen de yok. Ben her şeyin farkındayım, Gülhane Parkı’ndayım.
İlginç bir durum var orada, ben bir şeyi fark ettim. Çok ön yargılar varmış bizimle ilgili. Kurban keserler yani bazıları ben kalksam, o masadan.”
Akşener, konuyla ilgili “kimden bahsettiği” yönündeki soruya yanıt verirken, “Muhalefeti tanzim etmeye çalışan insanlardan bahsediyorum. Yani bir şeylere razı edilmeye yönelik midir? Onları bilemiyorum, çalışmadım henüz. Bak çalışmaya başlarsam yanar herkes” ifadelerini kullandı.
Muhalefeti tanzim etmek etmeyenler arasında aydınların, kanaat önderlerinin, akademik kadrodan isimlerin olduğunu öne süren Akşener, bunun kendisini şaşırttığını kaydetti.
Altılı masanın 3 görevi yerine getirmek için oluşturulduğunu belirten Akşener, “Onun için kuruldu. Sonra ittifaka dönerse başka bir şey, şu an ittifak değil. Görevi, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek, seçim güvenliği ve adayı belirlemek” dedi.
‘Haydi mutfak’ şeklinde bir toplantımız olacak’
Akşener, başörtüsüne yönelik anayasa teklifine ilişkin soru üzerine, “Ben masaya bu konuyu ortak karara bağlamamız gerektiğini bir teklif olarak götürdüm. Madem ortak bir yol yürüyoruz, yani Kemal Bey böyle bir teklifte bulundu, hemen diğer arkadaşlar ‘Çok iyi olur’ dediler. Yani masada genel başkanlar ‘Evet’ dedi, sadece Davutoğlu değil. İçeriğin görülmesine karar verildi o masada. Ama ortak bir karar alınmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Göreceğiz içini, muhtemelen ‘Haydi mutfak’ şeklinde bir toplantımız olacak.” dedi.
Erken seçim tartışmaları
Erken seçim konusunun altılı masada hiç konuşulmadığını belirten Akşener, “‘Erken seçim istiyoruz, istemiyoruz’ diye bir durumumuz yok. Ben, ‘Çok merak ediyorsa Cumhur İttifakı pazartesi seçim kararı alsınlar, salı günü adayımızı açıklayalım.’ dedim. Bu, orada bir problem olmadığını sizlere iletmek amaçlı” yanıtını verdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçebilmenin yolunun kazanmaktan geçtiğini belirtti.
Akşener, “31 Mart’ta parti olarak fedakarlık yaptık ama masa kurulduktan sonra ‘Ben cumhurbaşkanı adayı olmayacağım’ diyerek, bir haktan feragat ettim. Bir tek adayla gitmeliyiz. Ben adaylık düşünsem bunu diyemem. Diyorum ki ‘Tek adayla gitmeliyiz ve bu kişiyi kazandırmalıyız, bu kişi kazanmalı.’ Adını ne koyarsanız, ima falan yok” ifadelerini kullandı.