Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, tarikat ve cemaatlere resmi statü verilmesi gerektiğini savunarak “Bizim parti programımızda inanç özgürlüğünün bir alt kalemi, inancı doğrultusunda örgütlenebilme özgürlüğü. Bu çok temel bir insan hakkı, bunu sağlamak zorundayız. Dini gruplar, adı tarikat olsun cemaat olsun hiç önemli değil” dedi.
Habertürk‘te Fatih Altaylı’nın sunduğu ‘Teke Tek’ isimli programa konuk olan Babacan, tarikat ve cemaatlere ilişkin açıklamada bulundu.
“Kimi dernek kuruyor, kimi vakıf. Biz dedik ki açıkça yapsınlar. Yani dernekler ve vakıflar mevzuatı içerisinde desinler ki ‘Biz bir dini örgütlenme olarak vakıf kuruyoruz’ desinler” diyen Babacan’ın konuya ilişkin sözleri şöyle:
“Cemaatler, tarikatlar ve dini gruplar şeffaf bir şekilde, açık bir şekilde dernek ve vakıf olarak yapılanabilsinler dedik. Şu anda yasak. Hepsi vakıf şemsiyesi altında ama dini bir örgütlenme olduğuna dair hiç bir ibare göremiyorsunuz. O kısmı kayıt dışı. Ancak bazı ticari faaliyetler ya da bazı ekonomik gereklilikler sebebiyle tüzel kişiliğe ihtiyaçları oluyor. Kimi dernek kuruyor, kimi vakıf. Biz dedik ki açıkça yapsınlar. Yani dernekler ve vakıflar mevzuatı içerisinde desinler ki ‘Biz bir dini örgütlenme olarak vakıf kuruyoruz’ desinler. Bununla ilgili mevzuatı da değiştirelim dedik, açık açık yapalım.
“ADI TARİKAT OLSUN,CEMAAT OLSUN HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL”
Yani niye böyle merdiven altı olsun ki? Niye kayıt dışı olsun ki? Bizim parti programımızda inanç özgürlüğünün bir alt kalemi, inancı doğrultusunda örgütlenebilme özgürlüğü. Bu çok temel bir insan hakkı, bunu sağlamak zorundayız. Dini gruplar, adı tarikat olsun cemaat olsun hiç önemli değil. Resmen yapabilsinler, resmen ibadethanelerini açabilsinler.”
Altaylı’nın Babacan’a “Bu devrim kanunlarına aykırı bir durum değil mi bu?” sorusunu yöneltmesinin ardından ise Babacan “Ama o kanunlar çok artık eskilerde yani o kanunları da bir masaya yatırmak lazım. Bu kanunlar gerçekten yasaklayabilmiş mi?” dedi.