Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin İstanbul’da gerçekleşen toplantısında seçim güvenliği hakkında konuştu. Baş, “Öyle bir tehlike bizi bekliyor ki… Bugün bu ülkeyi karıştırmak istiyorlar. 7 Haziran’da bu hükümet tek başına iktidar olamadı. Muhalefete ülke yönetmek için yetki vermediler” dedi.
BTP, Türkiye genelinde; “Mevzu Ekonomi: Çözüm Milli Ekonomi Modeli” toplantıları başlattı. İlk toplantı, Fatih’teki Ali Emiri Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Anka’nın haberine göre seçimler hakkında konuşan Hüseyin Baş, “7 Haziran’da bu hükümet tek başına iktidar olamadı. Muhalefete ülke yönetmek için yetki vermediler. 1 Kasım’da seçim yapacağız. Ortalıkta bombalar patlamaya başladı. Korkudan herkes en güçlünün eteklerine yapıştı. Bu sefer yapışmayacağız. Bu sefer ne yaparsanız yapın, sizin oyunlarınıza gelmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Hüseyin Baş şunları söyledi:
‘NİYE SIĞINMACI ALIYORUZ? PARAMIZ YOK’
Cumhurbaşkanımız sürekli olarak, çıkıyor diyor ki, ‘biz ensarız.’ Bu cümleden mutlu olan AK Partili olsun olmasın, ben bir kişiyi görmedim. ‘Siyasetin kurdu’ denir, böyle bir hatayı yapar mı, normalde yapmaz. Türkiye’de sığınmacının fazla olmasından bu vatandaş rahatsızken, neden sürekli sayıları artan sığınmacılardan bahsediliyor, hükümet tarafından? Niye inatla anlatılan bir sığınmacı politikası var? Çünkü biz Avrupa’ya, ‘Biz de şu kadar sığınmacı var’ dedikçe para alıyoruz. Yani bugün ülkede açık artırmayla sayıları artırılan sığınmacıların sebebi, Avrupa’dan para almak. Biz niye sığınmacı alıyoruz? Bizim paramız yok, bu kadar basit.
‘ÜLKEYİ KARIŞTIRMAK İSTİYORLAR’
Öyle bir tehlike bizi bekliyor ki… Bugün bu ülkeyi karıştırmak istiyorlar. 7 Haziran’da bu hükümet tek başına iktidar olamadı, 7 Haziran 2015. Ne oldu? Muhalefete ülke yönetmek için yetki vermediler. Siz demokrasi diyorsunuz, ne demokrasisi? Sonra dediler ki 1 Kasım’da seçim yapacağız. Ortalıkta bombalar patlamaya başladı. Herkes gerilmeye başladı. Korkudan herkes gitti en güçlüye, en güçlünün yine eteklerine yapıştı. Bu sefer yapışmayacağız. Bu sefer ne yaparsanız yapın, sizin oyunlarınıza gelmeyeceğiz. Gençler, asla provokasyona gelmeyeceksiniz.
‘ARTAN FİYATLAR BİR DAHA DÜŞMEYECEK’
Farkında değiller belki ama ne yazık ki dövizi alt edemediler. Dolar bundan iki sene önce 5 liraydı, bugün 15 lira üzerinde. Enflasyonu da böyle mi alt edecekler? Velev ki ettiler… Enflasyonla ilgili vatandaşımızın birçoğunun bilmediği bir şey var. Zannediyoruz ki enflasyon düşünce fiyatlar da düşecek. Geçmiş olsun, bu fiyatlar düşmeyecek. Enflasyonu isterse yüzde sıfır yapsınlar. Bu fiyatlar artık bize artık sabitlendi, bu fiyatlarla yaşamayı öğreneceğiz. Biz bundan nasıl kurtulabiliriz? İşte onun için, hep gururla gösterdiğimiz Milli Ekonomi Modeli lazım. Bu olmadan, hiçbir şeyi çözemezler, mümkün değil. Yarın başka bir hükümet gelse zannediyor musunuz ki domatesin fiyatı düşecek? Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan bu mümkün değil.
‘ZENGİNİ DAHA ZENGİN ETME EKONOMİSİ’
Şimdi 2 milyon krediyi aldınız 0,99 faiz ödeyeceksiniz, aylık 28 bin lira geri ödemeniz gerekiyor. Kim için yaptın bunu? Yandaşı için. 2 tane iki milyon lirası var adamın. Birini gitti faize yatırdı ve ayda 30 bin lira oradan faiz geliri elde etti. Diğeri ile de konut kredisine girdi. Bankaya yatırdığı parasından aldığı 30 bin lira faizi her ay 28 bin lira olarak konut kredisine ödedi ve aradan 10 yıl geçti. Adamın 2 milyonu var ve bir de o para ev doğurmuş oluyor. Bedava ev sahibi oldu. Kim oldu? Yandaş oldu. Size yok, bize yok. Böyle bir ekonomik denklem olabilir mi. Zengin daha zengin olsun diye ekonomi üretiyoruz. Ülkedeki denklem bu, zengin nasıl daha zengin olabilir. Zengin daha zengin olurken, bu fakir neden daha fakir oluyor, problem burada.