CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Ordu İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, şunları kaydetti:
* Bugünlerde bir deprem kaygısı içerisindeyiz. Görülüyor ki yapılan hiçbir şey yok. Aklımızda kalan sadece İçişleri Bakanı’nın bir tatbikatta masanın altına girişi. 2003’ten bu yana deprem vergisi diye bilinen Özel İletişim Vergisi kalıcı hale geldi ve 85 milyar lira kaynak topladılar. Bu kaynağı nereye harcadınız? Daha önce sorduğumuzda ‘yol yaptık köprü yaptık’ dediler. Maalesef bu vergi de yerine harcanmadı.
* Belediyelerimizin ellerinden yeşil alanları toplanma alanlarını alıyorsunuz, yerine binalar yapıyorsunuz. Gözünüzü ranta diktiniz insan hayatını hiçe sayıyorsunuz. 10 Kasım 2020’de TBMM Deprem Araştırma Komisyonu kuruldu. 268 somut öneriler oldu. Ama bugün hala onları hayata geçirmediniz, kadük kaldı.
* Büyükşehirlerimiz bu sorunu çözmek için iktidarla uyum içinde çalışmak istiyor ama buna dahi destek olmuyorsunuz, yaptığı yardımları da engellemeye çalışıyorsunuz. Deprem hemen yakınımızda. Olmaz demeyin. Geçmişte çok acılarını yaşadık. Lütfen bu kararları uygulayın. Artık her şeyi kadere bağlamayın. Geleceğimizi karartmayın.
“RABİA YAPTIĞI ELİYLE SİSİ’NİN ELİNİ SIKTI”
* Erdoğan ülkeyi şahsım devleti haline getirdiği için bir söylediği bir söylediğini tutmuyor. Dış politikada artık öyle bir hale geldik ki yap-boz. Bir gün terörist hain dediğine ertesi gün kardeşim diyebiliyor. Ama bunun faturasını 85 milyon olarak biz çekiyoruz. Uyardık. Esad ile bu kavgaya girme ülkenin menfaatini düşün dedik. 4 milyon Suriyeliyi aldık, 50 milyar doların üzerinde kaynak harcadık, şimdi kardeşim Esad’a doğru yol alıyoruz. Bunun bedelini kim ödeyecek? Elbette barışmasını olumlu buluyoruz, bunu öneren biziz.
* Önerdiğimizde de bize her türlü hakareti yaptı. Şu anda geldiği yer bizim dediğimiz yer biz haklı çıktık. Ama keşke bu bedeli ödemeseydik. İstanbul seçimlerinde ‘Binali mi Sisi mi?’ dedi. Düşmanlaştırdı. Ne oldu bedeli. Doğu Akdeniz’de yalnızlaştık. Şimdi de Rabia işareti yaptığı elle Sisi’nin elini sıksın. Tamam sıksın, elbette ki olmalı. Ama geç kaldın bedeli bize ağır bir fatura oldu. Bir Basralı geçmişte şöyle demiş: Ba’de Harabül Basra. Yani, ‘neye yarar Basra harap olduktan sonra.’ Bu ülkeyi harap etmenin sorumluluğu Erdoğan’ın üzerindedir.
“SEN HİZMET YARIŞINI KAYBETTİN ERDOĞAN”
* Erdoğan ‘pozitif siyaset yapalım, eser ve hizmetleri yarıştıralım’ diyor. Bir ağız dolusu hakaret eden kim? Bunu söylüyorsun ardından tekrar Genel Başkanımıza hakaret ediyorsun, aynı konuşmanın içerisinde. Hangi samimiyet bu? ‘Hizmetleri yarıştıralım’ diyor. Bir hizmetin Merkez Bankası rezervlerini eksi 55 milyar dolara düşürmek. Enflasyonu yüzde 85’e yükselttin. Cari açığı 40 milyar dolara çıkardın. Hizmetlerinden bahsediyorum Erdoğan.
* Avrupa’yı korumak için Türkiye’yi sığınmacı kampı haline getirdin, uyuşturucu cenneti haline, kara para cenneti haline getirdin. Senin eserin kendini saraya çıkarıp milleti yoksulluğa terk etmektir. Erdoğan sen bu yarışı çoktan kaybettin, millet de tasdiknameni vermek için seçimi bekliyor, bundan emin olabilirsin.”
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün AKP grup toplantısında muhalefete ‘pozitif siyaset’ çağrısında bulunarak, “Gelin hep birlikte büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için vizyonlarımızı ortaya koyalım, projelerimizi kapıştıralım. Eski usulle devam etmeye kalkarlarsa kimse kusura bakmasın, milletimizin geleceğine karanlık hesaplara kurban etmeyiz” demişti.