HABER ALTERNATİF-ÖZEL HABER
Celal Eren ÇELİK
ABD’de yaşayan ve sahibi olduğu NET INTERNATIONAL GROUP INC. firması ile Dünya çapında faaliyet gösteren ve özellikle ABD’de Pentagon ile yakın ilişkileri ile tanınan Türk Amerikan İş Adamları Derneği eski Başkanı Hüseyin Atkın’dan Kılıçdaroğlu çıkışı geldi.
Kendisi ile temasa geçen bazı CHP’li yetkililerin “İçeriğini belirtmeden” küresel finans kuruluşları ile CHP heyetinin görüşmesi için aracı olmasını istediklerini belirten Atkın kendisinin bu görüşmelerin CHP’li belediyeler için yapılacağını düşünerek çeşitli küresel finans kuruluşlarının CEO düzeyindeki isimleri ile görüşerek randevu ayarlamak için temas kurduğunu ancak daha sonra bu görüşmelerin bizzat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için istendiğini öğrendiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu’nun kamuoyuna ve basına kapalı şekilde bir ABD gezisi ile küresel finans odakları ile görüşeceğini iddia eden Hüseyin Atkın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda Büyük Ortadoğu Projesi’nin,IŞİD’in tamamen ABD projesi olduğunun altını çizerek AKP ve FETÖ’nün bu projelerin uygulayıcısı olarak ABD tarafından “Görevlendirildiğini” belirtirken tüm bunlar ortadayken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye ziyarette bulunacak olmasını eleştirdi.
ABD’de kendisinin CHP heyetinin görüşmesi için temas kurduğu uluslararası finans kuruluşlarının “Türkiye’de AKP iktidarı varken biz CHP heyeti ile niye görüşelim?” şeklinde cevap verdiğini de belirten Alkın aynı zamanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Bu finansmanı ABD’den bulamazsınız ama Japonya’dan bulabilmeniz için devreye girerim” diyerek Japonya’dan finansman bulunması için “Japon devleti nezdinde” devreye girebileceğini,Japonya’da hem para olduğunu hem de Türkiye ile ortaklık yapmaya hazır olduklarını belirtti.
Atkın Japonya’dan sağlayacağı finansmanı ise Kılıçdaroğlu’nun adaylığını 6’lı masanın onaylaması halinde devreye sokmayı teklif etti…
Tweetlerinde AKP, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,Binali Yıldırım ve Egemen Bağış için de son derece ağır ifadeler kullanan Hüseyin Atkın yakında Türkiye’ye gelerek AKP’ye karşı bizzat mücadele etmeye başlayacağını da söyledi.
İşte o Tweetler:
@kilicdarogluk Sayın genel Başkanım! Amerikaya gelmeniz habaerini alınca çok şaşırdım. Amerikaya geliş organizasyonunu yapan arkadaş nedenini benden saklayarak Amerikadaki Finans kuruluşları ile temaslarını saglamamı istemişti. Ben o arkadaşın bu talebinin Belediye ile ilgili
— Huseyin Atkin (@HuseyinAtkin) September 26, 2022
“DERİN” İŞ ADAMI
Türkiye’nin ismini ilk kez 2000 yılında ABD’nin en büyük Mortgage firması olan Fieldstone’un dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e ilettiği “Türkiye’de 1 milyar dolarlık kaynak ile pazara giriş yaparak konut açığını kapatmaya talibiz” mektubunu ileten ve küresel dev Fieldstone firmasının “Finansal Danışmanı” olan isim olarak duyduğu Hüseyin Atkın sıradan bir iş adamı değil.
Bir dönem Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkanlığı görevini de yürüten Hüseyin Atkın’ın Pentagon ile son derece yakın ilişkiler içerisinde olduğu biliniyor.
Öte yandan AKP iktidarı ile birlikte Marmaray,Avrasya Tüneli, İstanbul Otogar Halkalı Metro Projesi, Boğaziçi ve Çanakkale’deki “Gelgit Enerji Projesi” gibi dev yatırımlarda Hüseyin Atkın’ın firması olan NET INTERNATIONAL GROUP INC. “Proje Danışmanı”, “Geliştirici, Ortak ve Mali Danışman”, “Konsorsiyum Geliştirici ve Danışman” sıfatları ile yer aldı.
Ancak “Derin” İş adamı Hüseyin Atkın’ın Türkiye’de isminin kamuoyunca asıl duyulduğu ve bir dönem çok ciddi tartışmalara da yol açan şirketi 2006 yılında faaliyete geçen “BLACK HAWK ULUSLARARASI GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş” isimli “Güvenlik şirketi” oldu.
ABD merkezli olarak kurulan bu şirket daha kuruluş aşamasında Dışişleri Bakanlığı’na mektup yazarak “ABD’den getireceğim tüm araç ve gereci gümrüksüz Türkiye’ye giriş yapabilme hakkı, konuşlanacağım
bölgede silahlı taşıma izni ile yanımda çalışanlara görev izni verin.” ifadeleri ile kendisine adeta “Özel ordu” kurma imtiyazı talep ediyor.
Dışişleri Bakanlığı firmanın bu talebini reddetse de kısa süre sonra Black Hawk şirketi ABD merkezli olarak kurulduktan sonra Silopi’de ciddi miktarda bir alanı kiralayarak adeta “Üs” haline getiriyor ve Türk tırları ve Irak-Kuveyt hattında iş yapan üst düzey iş adamlarına “Koruma ve güvenlik” hizmeti vermeye başlıyor.
Türkiye Cumhuriyeti tarafından kendisine verilmeyen “Ağır silah bulundurma ve taşıma” iznini ise ABD’de Pentagon’dan alan Hüseyin Atkın, Kuzey Irak’ta da bir şirket kuruyor. Türkiye Silopi’ye gelen tırlar yahut üst düzey iş adamları zırhlı araçlar eşliğinde Habur’dan geçer geçmez, Kuzey Irak’taki şirket devreye giriyor, ABD’de Pentagon’dan alınan “Ağır silahlar” ile donatılmış özel eğitimli “Güvenlik güçleri” ve zırhlı eskort araçlar eşliğinde “Korunuyor”
Ancak bu firmanın “Derin” ilişkileri bununla da bitmiyor…
Zira BLACK HAWK ULUSLARARASI GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş isimli şirketin Yönetim Kurulu da adeta bir “Derin Yıldızlar Geçidi”…
Şirketin yönetim kurulu başkanlığını yapan isim eski bir “Korgeneral” olan Köksal Karabay. Ancak tıpkı Hüseyin Atkın gibi Köksal Karabay da sıradan bir isim değil, “Süleymaniye Baskınında” ABD askerlerinin Mehmetçik’in başına çuval geçirdiği o baskında Türk timinin başında olan isim işte aynı Köksal Karabay.
Şirketin Yönetim Kurulu Üyelerinden Ahmet Cemil Serhadlı ise eski Emniyet Genel Müdür Vekili (1996) ve eski Diyarbakır İl Emniyet Müdürü (1999-2003)
Diğer bir Yönetim Kurulu Üyesi olan isim eski New York Başkonsolosu Mehmet Nuri Ezen…
Keza Türkiye Cumhuriyeti ile Türk Genelkurmayı’nın Washington’daki avukatı Günay Hakkı Övünç de şirketin yönetim kurulunda yer alan bir başka isim.
Ayrıca şirketin kurucusu Hüseyin Atkın eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’a da Yönetim Kurulu Üyeliği teklif ettiğini ancak kendisinin bunu reddettiğini bizzat açıklasa da Atasagun’un şirket ile “Danışman” statüsünde ilişkisi olduğu basına yansıyan iddialar arasındaydı.
Bu şirketin nasıl ve “Nelere” “Koruma” sağladığı, Pentagon’dan aldığı özel izin ile “Ağır silahlı ve özel eğitilmiş” güvenlikçilerinin Irak yahut Türkiye’de “Güvenlik hizmeti” dışında başka operasyonlar yapıp yapmadığı hiçbir zaman bilinemedi.
Ancak firmanın genel merkezinin bulunduğu Ankara Çankaya’daki ofis merkezi bir kaç silahlı saldırıya uğradı hatta bunların birisinde Hüseyin Atkın elinden yaralandı.
MESUT YILMAZ’IN YÜCE DİVAN’DAKİ “KABUSU”
“Derin” İş Adamı Hüseyin Atkın Mesut Yılmaz ve Güneş Taner’in Yüce Divan’da yargılandıkları dönemde de kamuoyu tarafından ismi sıklıkla duyulan bir figürdü.
Zira Türkbank Komisyonu’na ABD’den telefonla katılarak bilgi veren Hüseyin Atkın “Mesut Yılmaz Başbakandı. Dönemin ABD Başkanı Clinton’la görüşmeye geldi. Biz de o zaman bir Amerikan firmasının proje danışmanlığını yürütüyorduk. Kilyos projesiyle ilgileniyorlardı. Mesut Yılmaz’la-Amerikan firmasının yetkililerini Yılmaz’ın kaldığı otelde bir araya getirdim. Mesut Yılmaz, Jefi Kamhi benim danışmanımdır. Onunla görüşeceksiniz’ dedi. Daha sonra Jefi Kamhi ile bağlantıya geçtik. Bizden proje bedelinin yüzde 15’ini istedi. Biz de kızdık. Bu benim içimde bir yaradır. Ben dünyanın her yerinde iş yapan bir firmayım. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Türkiye’nin adı bu yüzden Avrupa’da ve Amerika’da ‘Yüzde 15 Türkiye’ye çıkmıştı. Çünkü bütün ihalelerden proje bedelinin yüzde 15’i oranında pay isteniyordu.” ifadeleri ile dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’un Jefi Kamhi üzerinden proje bedelinin %15’ini “Rüşvet”olarak istediğini anlatarak kayıtlara geçirmişti.
Hüseyin Atkın Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanları olan Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan hakkında kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’na da ifade vermişti.
Hüseyin Atkın komisyondaki ifadesinde “Başbakanın karısını Amerika’da yakaladım. İsmimi yanlış verdim, eşimle sizi ziyaret edeceğiz. Müsaade eder misin, falan. ‘Tabii, buyrun gelin’ dedi. Gittim, beni ilk defa görüyor. Oturdum karşısına dedim ki: Bakın sayın bayan, ben kocanıza ulaşamıyorum; ama böyle, böyle. Sizin arkadaşlarınız bana geldi. Sizin de işin içinde olduğunuz söylendi. Siz hayretler verecek şekilde Türkiye’yi soymaya karı-koca soyunmuşsunuz.
Ben bir erkek olarak bir bayanla bunları görüşmem doğru değil. Ama siz bir bayanı da aşıp Türkiye’nin enerji sorunlarına bizzat muhatap olan kişisiniz. Siz bu adamlara bunları peşkeş çekiyorsunuz.” dediğini belirtmişti.
Atkın ifadesinde daha sonra “”Kocanıza söyleyin. Ben, sizin evinizdeki şu toplantıyı biliyorum. Ben bu kadar detaylı anlatınca tabii kadın şaşırdı. Başladı ağlamaya karşımda; Vallahi, bunlar beni suistimal ettiler, ben bunlara güvendim, bunlar yalan söylediler, iftira attılar…falan. Ağlayarak bana anlatıyor. Yanında hizmetçisi var, oturdular, polisler ve korumalar dışarda duruyor. Neyse, kadına ben dedim ki, bakın kocanıza selam söyleyin. Zatıalileri canı istedikleri zaman mafyayla gece saat 2’de bile telefonla konuşuyor. Bazı hırsızları kabul ediyor. Selam söyleyin. Yaşadığım sürece başına bela olacağım.
Bu adamdan Türkiye’yi kurtarmak için elimden geleni yapacağım, dedim. Bundan sonra bütün kılıçlar çekildi artık, Türkiye’de hiçbir proje istemiyorum, hiçbir teklif de vermeyeceğim. Ama sizin belanız olacağım, yazıklar olsun size dedim ve ayrıldım oradan.” ifadelerini komisyon kayıtlarına geçirmişti.
Hüseyin Atkın ayrıca Mesut Yılmaz’ın özel kalem müdiresi olan Sema Erdem’in de rüşvet alarak büyük miktarda servet edindiğini iddia etmişti.
“DERİN ADAMLA KILIÇDAROĞLU’NUN NE İŞİ VAR?”
İsmi Pentagon ile yan yana anılan,pek çok karanlık ve “Derin” ilişkilerin odağında olan böylesi bir iş adamı ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aracılar vasıtası ile temaas kurarak “Küresel finans çevreleri ile temasını sağlaması için” yardım istemesi CHP tabanında da rahatsızlık yarattı.
HABER ALTERNATİF’in ulaştığı CHP içerisindeki bazı önemli isimler ise Kılıçdaroğlu’nun yine bu “Profilde” bir isim olan ve kısa süre önce ölen, ABD’de “Derin” ilişkiler geliştiren bir başka iş adamı Ali Rıza Bozkurt ile kurduğu ilişkiler sonrası Bozkurt’un Ekmeleddin İhsanoğlu adaylığı sürecinde oynadığı aktif rol ve parti politikalarına etki etmesini hatırlatan partinin önemli isimleri “Partinin böyle isimler üzerinden küresel sermaye ile temas kurması imaj açısından zararlı olduğu kadar CHP’nin kurumsal kimliğini yetersiz bularak “Kişilerden” medet umduğu algısını yaratıyor” değerlendirmesinde bulundular.