Haber Alternatif-Dış Basın
ABD’de yayınlanan ve Dünya’nın en prestijli dış politika ve siyasi analiz dergilerinden olan Foreign Policy’de yayınlanan bir makalede DEVA PARTİSİ’ni kurarak siyaset sahnesinde yeni bir başlangıç yapmak için adım atan Ali Babacan için oldukça sert eleştirilere yer verildi.
Selim Sazak tarafından kaleme alınan makale “Babacan Erdoğan’ı devireceğini söylüyor ama geri kalan herşeyi aynı bırakabilir” spotu ile başlıyor ve Babacan’ın aslında Erdoğan’dan yönetimsel anlamda çok farklı bir portre olmayabileceğine gönderme yapılıyor.
“BABACAN’IN ÜST DÜZEY KADROSU BÜYÜK SORU İŞARETİ”
Foreign Policy, Babacan’ın Davutoğlu’nun kendisini klasik AKP seçmeni ve felsefesini ana hedef kitlesi olarak alan siyasal “konumlanmasının” aksine çok daha geniş bir yelpazeye hitap ettiğini ve Davutoğlu’ndan daha fazla popüler olduğunu belirtirken Babacan’ın kurmay takımının ise büyük “Soru işaretlerine” neden olduğunun altını çiziyor.
Dergi Sadullah Ergin’in Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları döneminde bakan olduğunu hatırlatırken, bu kumpas davaları ile FETÖ bağının olduğunu Ergin’in bilip bilmediğini,biliyorsa bundan ne zamandır haberdar olduğunu sorguluyor.
Yine Babacan’ın bir diğer kurmayı olan Aileden sorumlu eski Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın da bakanlığı döneminde hiç de olumlu bir sınav vermediğini belirten dergi Kavaf için “Kötü şöhretli” tanımını yaparken,Kavaf’ın kocasının devletle olan ticari ilişkilerini de yeniden sayfalarına taşıyor.
“BABACAN NEDEN DAHA ÖNCE KONUŞMADI?”
Ali Babacan hakkında en çok gündeme gelen “Neden daha önce konuşmadı ve AKP’nin yanlışlarına karşı çıkmadı?” sorusunu Foreign Policy dergisi de sorarken,dergi Babacan’ın bu soruya verdiği “Bu dönemde ekonominin daha kötüye gitmemesi için çabaladım ve sorunları parti içerisinde çözmeye çalıştım” açıklamasının da “İnandırıcı” olmadığını belirtiyor.
AKP’den 2008 yılında istifa eden Abdüllatif Şener’in partinin kurucularından birisi olarak istifa ederek meydan okuma cesareti gösterdiğini belirten dergi Babacan’ın ise bunu yapmamış olduğuna dikkat çekiyor.
“BABACAN KENDİ DÖNEMİNDE YAŞANANLARA KARŞI SAĞIR”
Babacan’ın sürekli kendi dönemindeki ekonomik başarıları anlattığını ancak kendisinin AKP’de etkin rol oynadığı ve üst düzey görevlerde bulunduğu yıllardaki kötü uygulamalar konusunda “Sağır olduğunu” vurgulayan dergi aynı zamanda Babacan’ın Libya,Suriye,mülteci sorunu,PKK ile mücadele gibi pek çok önemli temel konuda belirgin bir yol haritası olmadığını ifade ediyor.
“EKONOMİDEKİ BAŞARI BABACAN’IN DEĞİL DERVİŞ’İN”
Babacan’ın en çok övündüğü konu olan kendi dönemindeki ekonomik durumun yine Babacan’ın iktidar olması ile eskisi gibi bir anda yoluna gireceği “algısının yaratılmaya çalışıldığını” belirten dergi,Babacan dönemindeki başarının asıl sebebinin 2001 yılında Kemal Derviş’in Türkiye’ye gelerek uyguladığı ekonomik programa sıkı sıkıya bağlı kalınması olduğunu belirtiyor.
Yine Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz’ın uygulamalarının bu başarıda önemli payı olduğunu ifade eden dergi, Babacan’ın ekonominin başında olduğu dönemde Dünya’da çok büyük miktarda bir likitide ve kredinin olmasının ekonomik verilerin o dönem için iyi olmasını sağladığını ancak katma değeri yüksek sektörlere yatırım yapılıp Dünya markaları oluşturmak yerine bu sıcak paranın inşaat gibi sektörlere akıtılmasının bu “İyi” dönemi kalıcı olmaktan uzak kıldığını belirtiyor.
“GERÇEKTEN ALİ BABACAN KİM?”
Dünyaca ünlü dergi Foreign Policy Babacan makalesini “Gerçekten Ali Babacan kim? Liberal fikirli bir Müslüman demokrat olarak sadece Erdoğan’ın “gücünü almaya çalışan” bir oportünist mi yoksa kariyerini ilerletmek için gördüğü yanlışları düzeltmek veya sessiz kalmak için perde arkasında çabaladı mı?” sorusunu sorarken makale Babacan’ın partisinin adı olan DEVA’nın manası olan “tedavi”ye atıfta bulunarak”Bu sorunun cevabını bilinceye dek Türkiye “Tedavini” (DEVA PARTİSİNİ) almamak daha iyi olur”değerlendirmesi ile bitiyor…