Celal Eren ÇELİK
Evet sevgili okurlarımız malumunuz memleketimiz ekmeğini taştan çıkartmak (!) için gecesini gündüzüne katan, bu uğurda memleketin anasını bile bellemekten kaçınmayan, bankalardan yüz milyonlarca dolarlık krediler alıp ödemeyen “Cevval,mahir,atakan” yandaş müteşebbislerimiz ile dolu.
Yani efendim bu cevval,mahir atakan müteşebbislerimizin çalışkanlıkları öyle müthiş ki millet olarak gözlerimizi yaşartıyorlar… Ha bu arada biz bu gözyaşları içerisinde cebimiz boşalıyor,onların banka hesapları şişiyor ama olsun efenim,feda olsun yani bu yurdumuzun çalışkan,cefakar müteşebbislerine tabii ki..
Şimdi sizlere yine böyle ekmeğini “Taştan” ama öyle mecaz olarak değil gerçekten taştan çıkartan, ama bu ekmeği taştan çıkartırken bir dolu girift ilişkiler ağı kurmuş olan. bir AKP klasiği olmuş olan “Jet hızı ile yükselme” öyküsüne sahip müteşebbisimizin 600 “milyoncuk” kadar yapıverdiği vurgunu ve bu vurgunun arkasındaki ilişkiler ağını anlatacağız.
E,bu kadar peşrev yeter,yazımıza geçelim o halde…
***
Tarih yapraklarını 2001 yılına doğru sarıyoruz şimdi sizlerle…
Efendim Milli Görüş ekolünün Refah Partisi kapatıldıktan sonraki partisi olan Fazilet Partisi içerisindeki Gelenekçiler-Yenilikçiler ayrışması giderek derinleşmiştir… bu ayrışma en sonunda başını Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’ın çektiği “Yenilikçi” kanadın Recai Kutan karşısına Abdullah Gül’ü Genel Başkan adayı olarak çıkarması, kongreyi kaybetse de çok ciddi bir oy alması ile “Geri dönülemez” bir yola girmişti.
Zaten çok geçmeyecek bu kongrenin ardından,Fazilet Partisi de kapatılacak, Ankara’da açılan ofisi merkez üssü haline getiren “Yenilikçi” kanat da Fazilet Partisi’nin yerine kurulan Saadet Partisi’ne geçiş yapmayarak ayrılarak AKP’yi kuracaklardı. Efendim AKP kurulurken bazı milletvekilleri de AKP’ye katılmış,AKP Meclis’te kolayca grup kurabilmişti. Lakin AKP’nin hele hele de seçimlere gidilirken “Yerel yönetimlerde” de elini rahatlatacak,kendisine nüfuz alanı yaratacak belediyelere de ihtiyacı vardı. Ancak belediye başkanları “Geleceğinin muamma” olduğunu düşündükleri, Genel Başkanı “Siyaseten yasaklı” olan AKP’ye geçip bir sonraki dönemde koltuklarını riske atmak istemiyorlardı.
İşte belediye başkanları “Riske girip” AKP’ye katılmaya çok da hevesli değilken Kocaeli’nden bir haber geldi…
Kocaeli’nin Ulaşlı ilçesinin 1986’dan 1999’a kadar belediye başkanlığını yapan Burhan Abiş AKP’ye katılmak istiyordu. Burhan Abiş sadece Ulaşlı’da değil Kocaeli’nin genelinde de son derece etkili ve özellikle milli görüş camiasını AKP’ye kanalize edebilecek bir isim olarak son derece “Kıymetliydi” Ve işte böylece 2001 yılında Burhan Abiş AKP’ye katılan ilk eski de olsa “belediye başkanı” sıfatını taşıyan isim AKP tarihindeki yerini alıyordu…
Ancak Burhan Abiş sadece AKP’ye katılmakla kalmamış AKP’nin Kocaeli’ndeki “Birleştirici ağabeyi” olarak “Kurucu İl Yönetimi” içerisinde de çok önemli bir görev üstlenmişti.
Şimdi Burhan Abiş ismine geri dönmek üzere bir virgül koyalım sizlerle ve bu kez 2010’lu yılların başına doğru uzanalım hep birlikte…
***
2010’lu yılların başında 2012-2013 civarında Kocaeli’nde genç bir isim inşaat sektöründe dikkat çekmeye başlamıştı. Aslında büyüklüğü orta derece bile olmayan işleri hızla teslim etmesi bu genç ismi ön plana teslim edilirken, karnesi yetersiz olduğu için çevresindeki eş-dosttan kiraladığı iş bitirme belgeleri ile ihalelere giren ve özellikle “Hırsı” ile göze çarpmaya başlayan bu gencin adı Yunus Merttürk’tü…
Yunus Merttürk Kocaeli’de faaliyet gösteren Gülaş İnşaat firmasının sahibiydi ve gerek küçük-orta ölçekli inşaat işleri gerekse hafriyat işleri ile ilgileniyordu ama Kocaeli’nde hemen hemen kimse o dönemlerde Yunus Merttürk’ü tanımıyordu.
Ancak Yunus Merttürk’ün talihi Kocaeli’nde 2004,2009 ve 2014 yerel seçimlerinde 3 kez üst üste Gölcük Belediye Başkanı seçilen Mehmet Ellibeş ile 2012 yılının başında yollarının kesişmesi değişti. Aynı Mehmet Ellibeş daha sonra 2023 Ocak ayına kadar AKP Kocaeli İl Başkanı olacak ve Kocaeli’nde AKP’nin “Belirleyici” isimlerinden birisi olmaya devam edecektir.
Tabii Yunus Merttürk’ün gözlerindeki o müthiş pırıltıyı Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş de görmüş olacak ki, ihale falan hak getire Gölcük Belediyesi’nden Yunus Merttürk’e iş yağmayaya başladı.
Bu arada Gölcük Belediyesi’nin “Gizli beyni” konumundaki Kemal Kahramanla da çok sıkı ilişkiler kuran Yunus Merttürk devasa kazançlar sağladığı Gölcük Belediye ihalelerinin üzerine “Krema” olarak Ilıca Kaplıcaları ve Gölcük Sanayi Sitesi işlerini ekleyiverdi…
Artık Yunus Merttürk Kocaeli’nde herkesin konuştuğu bir isimdi ama Yunus Merttürk güce sahip olmak kadar “Gücü koruyabilmenin” önemini de biliyordu.
İşte tam da bu sebeple Kartepe’yi kendisine hedef olarak belirledi ve Kocaeli Kartepe’de bir KARTEPE isimli günlük yerel gazete kurdu. Bu yerel gazete ise Yunus Merttürk gibi Artvinli olan Belediye Başkanı Şükrü Karabalık’ın “Propaganda aracı” olarak çalışıyordu… Şükrü Karabalık bu esnada belediyede rüşvet iddiaları ile yargılanıyordu ama olsun önemli değildi… Zaten Şükrü Kalabalık da “Bana o zamanki adı ile “Cemaat” gerçek tanımlaması FETÖ kumpas kurdu” deyip 3 sene sonunda beraat edecekti.
Şükrü Kalabalık ile de bu şekilde gayet samimi ilişkiler kuran Yunus Merttürk bir süre sonra kurduğu gazetesi ile elde ettiği nüfuz alanının “Meyvelerini” Kartepe’den aldığı ihaleler ile de toplayacaktı. Ve ne tesadüftür ki bugün Yunus Merttürk Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Kartepe’nin Uzuntarla bölgesinde kurduğu “ORMANYA DOĞAL YAŞAM ALANI” içerisinde bulunan “LÜKS RESTORAN” BAGEN’in de sahibi! Bunlar hep tesadüf, öyle fesatlık yapmayın lütfen…
Ama efendim tutamıyorduk bu cevval müteşebbüsümüz sevgili Yunus Merttürk’ü kendisi bu AKP merkezli “Networkünü” genişletiyordu giderek.
Şimdi tabii kendi şirketinin merkezi de Kartepe’de olan Yunus Merttürk, tam o dönemde yani 2012-2013 yılında Kartepe belediye Başkanlığı görevini yapan Hüseyin Üzülmez ile de yakınlık kurdu. Hatta Hüseyin Üzülmez ile kurdukları yakınlık sonrasında Üzülmez’in Yönetim Kurulu Başkanı seçildiğinde adeta mali bir enkazı da kucağında bulduğu Kocaelispor’a seyircili maçlar için yıllık 1,5 milyon TL, seyircisiz maçlar için ise 1 milyon TL yıllık forma sponsoru olarak “Enkaza” dönmüş Kocaelispor’un yönetimine girdi.
Kocaeli’nde Gölcük-Kartepe Belediyelerini, AKP İl Başkanını, şehirde büyük bir “Ağırlık sahibi olmak” anlamına gelen Kocaelispor yönetimini nüfuz alanı içine alan Yunus Merttürk için artık daha da büyüme zamanı gelmişti.
Ve o fırsat Kocaeli’nde 2014 yerel seçimleri sonrasında Körfez ilçesine belediye başkanı olarak İsmail Baran’ın kazanması ile ayağına geldi.
2014 yılında İsmail Baran’ın Körfez Belediye Başkanı olmasının hemen ardından Yunus Merttürk zaten samimi olduğu İsmail Baran ile ilişkilerini daha da geliştirirken, Kocaeli’nde “Enteresan” işler olmaya başlayacaktı…
2014 yerel seçimlerini takip eden kısa süre içerisinde Kocaeli’nde hem Derince,hem de Körfez ilçelerinde yeni limanlar inşa edilmekteydi.
Tabii ki liman inşaatı demek, mıcır ihtiyacı demekti. Mıcır ihtiyacı için de “TAŞ OCAĞI” gerekiyordu.
Ancak enteresan şekilde bu liman yapımları için TAŞ OCAĞI tesisine ihtiyaç varken Kocaeli Valiliği bu ihtiyacı giderebilecek ve liman inşaatlarına da yakın konumda bulunan Hereke’deki taş ocağını kapatıyordu…
Geriye bu büyük mıcır ihtiyacını karşılayacak tek bir tesis kalmıştı o da Körfez Belediyesi’ne ait olan taş ocağı ve mıcır tesisiydi.
Ve bu esnada Kocaeli’nde sessiz sedasız bir şirket kurulan bir şirket “Aktif hale” gelerek hareketlilik yaşamaya başlıyordu. Bu şirketin adı ise EFOR HAFRİYAT NAKLİYAT İNŞAİNŞAAT MADEN İŞLETMECİLİĞİ PETROL ÜRÜNLERİ SANAYİ VE LİMİTED ŞİRKETİ’ydi
Bölgede limanların mıcır ihtiyacını karşılayacak “TEK TESİS” olarak kalan Körfez Belediyesi’ne ait taş ocağı ve mıcır tesisi Sn. Cumhurbaşkanımızın pek sevdiği mecaz tabirle “Bir gece ansızın” bu EFOR MADENCİLİK olarak bilinen şirkete verildi…
Peki kimin şirketiydi bu EFOR MADENCİLİK? Bingo! Doğru tahmin ettiniz tabii ki Yunus Merttürk’e aitti!
Ve ortada ne bir sözleşme var,ne eksikliklerin tespit edip tamamlatıldığı bir valilik v.s denetim süreci… Yunus Merttürk hiç takılmadan geçiyor oraları…
Ama efendim şimdi koca koca limanların tüm mıcır ve taş ihtiyacını karşılayacak “TEKEL” oluyorsanız artık “PARA BASACAKSINIZ” demektir. Yani Yunus Merttürk artık bir “PARA BASMA MAKİNESİ” haline gelecektir gelmesine ama bu yaptığı son iş öyle diğerlerine benzemez hali ile. Amiyane tabir ile “Adama tek başına yedirmezler” o kadar parayı zira buradan elde edilecek gelir yaklaşık 600 milyon liradır.
Üstelik Valilik evrakları eksik,ÇED raporları olumsuzdur… Üstelik gerekli denetimler yoktur,ortada bir sözleşme dahi bulunmamaktadır.
Ama tüm bu olumsuz şartlara rağmen EFOR MADENCİLİK normal şartlarda alamayacağı bu işletmeyi nasıl alabilmiştir?
***
Şimdi bakın biz sizi bu kez de Yunus Merttürk’ün yeni yeni boy gösterdiği 2013-14 yıllarına götüreceğiz…
Efendim Yunus Merttürk “Hırslı ve cevval” genç bir müteşebbis olarak Kocaeli’nde boy gösterdiği dönemde Kocaeli’nde yine “Hırslı,mahir ve cevval” bir bürokrat da giderek sivrilmektedir…
Bu bürokratın ismi ise Ali Alp Arslan’dır.
Şimdi efendim bu Ali Alp Arslan Beyefendi 2004 yılında AKP’nin Kocaeli Derince Belediyesi’ni kazanması ile birlikte Kocaeli’nde “Bürokrasi merdivenlerini” hızla tırmanmaya başlıyor. 2004-2005 yılları arasında Derince Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü görevini yürüten Ali Alp Arslan 2005 yılında ise Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Teknik Koordinatör Yardımcılığı görevine getiriliyor. Ama Allah bir kez “Yürü ya kulum” demiş Ali Alp Arslan’a o da yürümekle kalmıyor koşuyor maşallah…
2005 yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Teknik Koordinatör Yardımcılığı görevi yetmiyor aynı zamanda belediyenin iştiraklerinden İZGAŞ A.Ş’ye de Yönetim Kurulu Üyesi yapılıyor kendisi yani çift maaşa bağlanıyor ve bu görevini de 2009 yılına kadar sürdürüyor.
2005 itibariyle aynı zamanda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Koordinatör Yardımcılığı da kendisine veriliyor. Vallahi belediyenin tapusunu vermediklerine şükretmek lazım Ali Alp Beye… Neyse efendim devam edelim biz…
Ali Alp Arslan Bey “Bulunmaz Hint Kumaşı” olduğu için 2006 yılında kendisine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bir başka büyük iştiraki olan İZAYDAŞ A.Ş’nin Yönetim Kurulu Üyeliği’de veriliyor…
Ama bunlar da yetmiyor… “Biz bir daha bu kadar kıymetli,bu kadar liyakatli bir insanı nereden bulacağız” diye düşünmüş olacak ki AKP2li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ne yapıyor? Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin toplu konut işlerini yürüten ve rantın en bol olduğu iştiraki KENT KONUT A.Ş’ye bu Ali Aslan Arslan Beyefendi’yi 2009 yılında Genel Müdür Yardımcısı olarak atıyorlar.
Sonra burada muhteşem işler başarmış olacak ki Ali Alp Aslan Bey, AKP’li Büyükşehir Belediyesi tarafından KOCAELİ SU VE KANALİZASYON İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ’nde üst düzey daire başkanı olarak Projeler Daire Başkanı olarak görevlendiriliyor.
Tüm bunlar ve bu “Jet hızı ile yükseliş” 5 sene içerisinde oluyor…
Şimdi bazı okurlarımız “Arkadaş bize ne Ali Alp Arslan’ın CV’si ile,konu ile ne alakası var şimdi?” dediğini duyar gibiyiz… Aman ha öyle demeyin zira çok ilgisi var çok…
Şimdi efendim bakın “Altın bürokratımız” Ali Alp Arslan sadece bürokratlıkta değil ticarette de oldukça mahir,cevval ve atakan bir arkadaşımız…
Kendisi İSU’da üst düzey daire başkanı olduğu dönemde, tabii diğer görevleri de devam ederken belediyede adeta “İmparator” Ama diyor ki “Ben madem bu kadar yetenekliyim şu ticaret işine de bir el atayım” Ve öyle de yapıyor… Kendisi SUALP YAPI TURİZM SANAYİ VE TİCARET A.Ş isminde bir şirket kuruyor.
“E,ne olmuş yani kurmuşsa?” diyorsanız erken davranmayın zira kazın ayağı öyle değil. İyisi mi biz yazmaya siz okumaya devam edin efendim…
Şimdi bu Ali Alp Arslan Beyefendi İSU’da üst düzey yönetici,belediye şirketlerinde yönetim kurulu üyesi,Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde adeta “İmparator” ya… İSU da büyük hacimli inşaat ihaleleri veriyor…
Şimdi bu Ali Alp Arslan ne yapıyor dersiniz? İSU’da gerçekleşecek ihaleler öncesinde kimi firma sahipleri ile yemeğe çıkıyor,ihalenin yaklaşık kaç TL’ye sonuçlanacağı bilgisini bu firma sahiplerine veriyor. Bu firma sahipleri de hali ile elde ettikleri bu bilgi ile teklifi ona göre verip ihaleyi alıyorlar.
Yani ortada bildiğiniz bir “İhaleye fesat karıştırma” olayı var. Ama iş burada bitmiyor, yine Allah’ın bir tesadüfü olarak her ne hikmetse bu ihaleyi kazanan firmaların “Altında” “Taşeron” olarak biz kimi görüyoruz? Evet efendim evet, Ali Alp Arslan Beyefendi’ye ait olan SUALP İNŞAAT FİRMASINI!
Yani Ali Alp Aslan hem İSU’da üst düzey yönetici,hem İSU’nun yaptığı ihalelerde kazananı belirliyor,hem de kendi firması ile verilen ihalelerde “Taşeron” firma olarak ciddi paralar kazanıyor…
Ha bu durum tanık beyanları ile mahkeme kayıtlarına da geçmiş durumda:
Ali Alp Arslan’ın arkasındaki isim ise dönemin bakanı Nihat Ergün… “Yürü Ali kardeşim” diyor…
Evet bu müthiş “Altın bürokratımız”, “Bulunmaz Hint Kumaşımız” Ali Alp Arslan Bey’i aldık b,ir yanımıza koyduk,elde var 1…
Şimdi yazımızın başlarında AKP’ye katılan ilk eski de olsa “Belediye Başkanı” unvanlı isim olan, Burhan Abiş isminden bahsetmiştik hatırlarsanız…
Erdoğan’ın “Ağabey” diye hitap edip kendisine kol saatini “Hatıra olarakj “ verdiği bir isim olarak AKP’nin kuruluşu esnasında Burhan Abiş’in “Birleştirici Ağabey” olarak AKP Kurucu İl Yönetiminde de yer aldığını belirtmiş ve Burhan Abiş ismine geri döneceğimizi belirtmiştik…
Efendim Burhan Abiş’in “Ağabey” olduğu AKP’nin Kocaeli Kurucu İl Yönetimi içerisinde bir isim o zamanlar çok dikkat çekmiyor belki ama daha sonra bu ismi tüm Türkiye hem de “Bakan” olarak yakından tanıyacaktır…
O isim ise Fikri Işık’tan başkası değildir… Fikri Işık 17/25 Aralık soruşturmları sonrasında “Altın Bürokratımız” Ali Alp Arslan’ın “Koruyucusu” Nihat Ergün’ün ayrıldığı Bilim,Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına getirilirken sonra da Milli Savunma Bakanı olarak bir dönem Erdoğan’a en yakın isimlerden birisi olarak kabinede yer alıyor.
İşte Fikri Işık’ın bir kardeşi var: İzzet Işık…
Ağabey Fikri Işık siyasette yükselirken kardeş İzzet Işık’da boş durmuyor…
Şimdi bu Yunus Merttürk Körfez Belediyesi’ne ait taş ocağı ve mıcır tesisini “TEKEL OLACAK” şekilde öyle “TEK BAŞINA” almıyor… Dedik ya o paraları öyle “Tek başına yedirmezler”
Yunus Merttürk’ün yanında bu işte “Altın Bürokratımız” Ali Alp Arsaln ile Fikri Işık’ın kardeşi İzzet Işık var.
İşin 4. İsmi ise Burhan Abiş…
Burhan Abiş’in ise bu taş ocağı ile ÇED onayından tutun tüm şikayetlerin gittiği başta Maden İşleri Genel Müdürlüğü olmak üzere devletteki sıkıntıları Erdoğan’a olan yakınlığını kullanarak çözdüğü iddia ediliyor.
Bu “Tıkır tıkır” işleyen tezgah 2021 yılına kadar devam etti. En sonunda jandarma ekipleri gelip madeni mühürlediler,…
Bu bahsettiğimiz taş ocağından 2021 yılına kadar kazanılan rantın ise 600 milyon TL bandında olduğu ifade ediliyor!
Taşocağını işleten Yunus Merttürk mühürlemenin ardından tüm makine ve ekipmanlarını taşocağından kaçırarak bir de hiçbir malzemesi kalmadığına dair Körfez 1. Noterliğinden 26.08.2021 tarih, 11160 yevmiye nolu tutanak tutturup madendeki çalışmasını sonlandırdı.
Şimdi efendim bu müthiş paralar falan da yetmiyor anlaşılan Yunus Merttürk’e ve tabii memleket hasreti de var, bir şeyler de Artvin de yapmalı diye düşünüyor…
Yunus Merttürk’ün 2014 yılına yaklaşılırken Kocaeli’nin köklü firmalarından olan Soylular Hazır Beton firması mali darboğaza düşüp iflas noktasına gelince bu firmayı satın alarak adını da YAPISOY olarak değiştirdi.
Bu YAPISOY firması inşaat,beton ve hafriyat ile ilgilenirken Yunus Merttürk aniden şirkete bir de “Turizm” alanında faaliyet gösterecek düzenlemeye gitti.
Artvin’in ormanları geniş,yeşil,doğa harika… E Yunus Merttürk’de memleketi Artvin’e şöyle bir bakınca “Bu ormanlar tam taş ocaklık” pardon “Güzel Artvin’im tam yatırımlık” diye düşünerekten kardeşleri Raşit ve Bünyamin Merttürk’ü Artvin’e göndererek Artvin’in Cankurtaran bölgesinde bir “Fizibilite” çalışması yaptırıyor.
Hesapta tüm bağlantılar devereye sokulacak ve Yunus Merttürk buraya tam 3 taşocağı açacaktı,hepsi doğayı katledecekti,ormanlar yok olacaktı ama önemli değildi projelendirmeler dahi yapılmıştı.
Ancak ortaya S.S.Çifteköprü Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi çıktı… Köylülerin örgütlendiği bu kooperatifin yoğun direnişi,tepkisi ve hukuki mücadelesi ile projelendirilen taş ocaklarının yürütmesi durduruldu.
Yunus Merttürk baktı ki kardeşleri işi beceremeyecek atladı kendisi bizzat Artvin’e gitti… Köylülere başta Burhan Abiş olmak üzere çeşitli bağlantılarına güvenerek “Geri adım atacaksınız yoksa devletle uğraşırsınız” diye aba altından sopa gösterdi.
Artvinli köylüler geri adım atmayınca taş ocağı fikrinden geri adım atan Yunus Merttürk oldu ama Yunus Merttürk’ün hazır beton firması YAPISOY’a neden birden “Turizm” faaliyeti eklendiği de ortaya bu süreçte çıktı.
Efendim bu kez Artvin’in güzelim ormanlarına 5 yıldızlı otel dikmek istiyordu Yunus Merttürk ve oteli de tabii ki YAPISOY TURİZM yapacaktı!
Hatta köylülerin ve genel Artvin kamuoyunun tepkisini ve direncini kırabilmek için mali sıkıntılar yaşayan HOPASPOR’a YAPISOY TURİZM olarak forma sponsoru olarak mali yardımda bulundu. Tabii çeşitli kanaat önderleri de bu arada her ne hikmetse çok karşı oldukları YAPISOY ve Yunus Merttürk hakkında “Bizim köylümüz,aslında iyi bir çocuk,kendi memleketine yatırım yapmak istiyor” “Hem aslında otelde kaç gencimiz çalışır,buraya gelen turistler esnaflara da para kazandırır” diye konuşmaya başladılar,bu konuşmalar kahvehanelerde yapılmaya,ara ara sosyal medya hesaplarında duyurulmaya başlandı…
Yani Yunus Merttürk Artvinlilerin “Direnişini” kırmak için bu kez alttan alta çalışıp, zayıf bölgelerine oynamayı,kamuoyunu psikolojik olarak manipüle ederek direnişi kırdıktan sonra hedefine ulaşmaya çalışıyor…
Ha bu arada bürokraside işleri yürüyor Turizm ve Orman İl Müdürlüğü çoktan Cankurtaran’daki ormanları yok edecek bu rant projesine onay vermiş bile iş kamuoyunu ikna etmeye kalmış durumda.
Yunus Merttürk tüm bunları yaparken Kocaeli’nde KOCAELİ HALK GAZETESİ özellikle işin bu 600 milyon TL kazanılan taş ocağı ve mıcır tesisi kısmının üzerine gitmiş ve üst üste 3-4 haber yapmış.
“Oh be işte budur,demek ki bunlar ihbar kabul edilip gereken yapılacak” diyen bazı “İyi niyetli okurlarımız için sonucu söyleyelim…
Yunus Merttürk bugün o işletme ve diğer işlerden kurduğu bu girift ilişkilerle dolu “Network” üzerinden paraları kazanmaya devam ediyor,ormanlar katlediliyor ve kendisi yeni bir doğa katliamına yol açacağını zerre umursamadan hem de kendi memleketi Artvin’de Cankurtaran’da 5 yıldızlı otel dikmenin hazırlığını yapıyor…
Bu “Hikayedeki” “Altın bürokratımız” Ali Alp Arslan ballı kaymaklı işlerine inşaat firması ile devam ediyor… Ali Alp Arslan’ın üst düzey bürokrat olarak daire başkanı olarak çalıştığı dönemde ihale fiyatlarını firmalarla nasıl paylaştığı da,kendi firmasının bu ihalelerde nasıl taşeron olarak ciddi paralar kazandığı da tanık ifadeleri ile mahkeme tutanaklarına geçti…
O taş ocağı ve mıcır tesisini sözleşmesiz şekilde,denetimden geçmmeiş hali ile Yunus Merttürk’e kiralayan dönemin belediye başkanı İsmail Baran ise Ali Alp Arslan’ın hem yöneticilik yapıp hem kendi firmasına taşeronluk aldığı Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü’nün şu anki Genel Müdürü…
Yunus Merttürk’ün tabiri yerindeyse “Palazlanma” döneminde çok önemli katkıları olan ve Merttürk hakkında çok şey bildiği ifade edilen eski Kartepe Belediye Başkanı ve Kocaelispor Başkanı Hüseyin Üzülmez ise Hakk’ın rahmetine kavuştu 56 yaşında…
“Ağabey” Burhan Abiş ise yerine yeğeni Berna Abiş’i hazırlıyor… Berna Abiş önce 2019 yılında Gölcük ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi yapıldı… Sonra 2023 seçimlerinde vekil adayı olabilmek için bu görevlerinden istifa etti ve amcasının desteği ile 10.sıradan vekil adayı olarak listeye girse de seçilemedi.
Yerel seçimler yaklaşırken Berna Abiş yeniden Gölcük Belediye Meclis Üyesi adaylığı başvurusunu 1 Aralık günü yaptı AKP Gölcük ilçe başkanlığına…
Şimdi siz diyebilirsiniz ki “Madem bu isimler bu kadar şaibeli isimler,neden belediye başkanlığı bitiyor,genel müdürlüğe,o bitiyor yönetim kurulu üyeliklerine hiçbir şey olmamışçasına atanıp duruyorlar?”
Onu da cevaplayalım yeri gelmişken: Çünkü “Sistemi” biliyorlar… AKP bir ideoloji partisi falan değil bir rant koalisyonu ve ana mottosu “SİSTEMİ BİL,SİSTEME UY,SİSTEMİN DIŞINDA KALMA,SİSTEMİ KABUL ET,SİSTEME İTAAT ET,RAHAT ET”
İşte bu oradan oraya onca şaibeli işlere bulaşmalarına rağmen getirilip,götürülen,ballı kaymaklı kazançlarını ceplerine indirmeye,kamunun imkanlarını sömürmeye devam eden isimlerin hepsi bu “SİSTEMİ” iyi biliorlar.
“SİSTEMİ” iyi bildikleri için onlarla çalışmak kolay. Çünkü onlar “SİSTEMİN” nasıl işlediğine,en tepedekinden en alta kadar nasıl bir çarkın döndüğüne hakim,kimle ne iş yapılır,kime ne verilir ne alınır biliyor,dengeleri “SİSTEME” göre kollamayı ve her şeyden önemlisi “SİSTEMİ” sürdürmeyi becerebiliyorlar.
Hani son günlerin meşhur vurguncusu Seçil Erzan bildiğiniz “PONZİ GAME” ile kurduğu Saadet Zinciri’ne nasıl afilli bir hava katmak için “SİSTEM” diyordu ya işte bunlarınki de daha büyük ölçekli vurgunlarının komplike adı “SİSTEM”
Ve “SİSTEMİ” çözüp içine giren “Jet hızı” ile “Abad oluyor”, “SİSTEME” uymayan ise yok oluyor…
Ha, vurgunun üzerine giden KOCAELİ KENT GAZETESİ İmtiyaz Sahibi Faruk Bostan mı?
Efendim kendisi konunun üzerine gitmekten vazgeçmeyince önce tehdit edildi. Sonra dövülmek ve öldürülmek istendi. Faruk Bostan Allah’a şükür bunları atlattı ancak kendisini bu kez de suç duyuruları ile hapse attılar…
Faruk Bostan kısa bir süre yatması gereken Kandıra Açık Cezaevi’nden kapasite gayet de yeterliyken “Kapasitemiz yetersiz” denilerek Kastamonu’ya sevk edildi.
Evet efendim gördüğünüz üzere memleketimizde bu “Ekmeğini taştan çıkartan” (!) cevval,ataka,mahir yandaş müteşebbislerimiz makbul. Onların yaptıkları vurgunun adı “B,ir başarı hikayesi” Hatta bazıları bir de bu hikayelerini TDX konuşması olarak falan da anlatıyorlar…
Bu memleketin böyle “Mahir,cevval,atakan” müteşebbis olamayan,yandaşlığı beceremeyen sıradan vatandaşı mı dediniz?
Yaşamasın efendim,ne olacak yani? Birileri için hiçbir sorun olacağını düşünmüyoruz biz…