Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze eylemleri sonrası başlayan ‘Tevhid bayrağı’ tartışmaları hakkında “Şeriata düşmanlık, esasında dinin bizatihi kendisine husumettir” dedi. Erdoğan, “Türk demek aynı zamanda Müslüman demektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi”nde açıklamalarda bulundu.1 Ocak’ta İstanbul’da düzenlenen Gazze eyleminin ardından başlayan Kelime-i Tevhid bayrağı tartışmaları hakkında konuşan Erdoğan, “Şeriata düşmanlık, esasında dinin bizatihi kendisine husumettir” dedi.
‘TÜRK DEMEK AYNI ZAMANDA MÜSLÜMAN DEMEKTİR’
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Zaman zaman hadisle alay eden bazı kendini bilmezleri görüyoruz, duyuyoruz. Sizler bunlara zaten gereken dersi verecek ve hepimiz Kur’an’a sıkı sıkıya sarılmak suretiyle Kur’an nasıl güçlü şekilde geldiyse güçlü şekilde kıyamete kadar gidecektir. Türk demek aynı zamanda Müslüman demektir. İslam’ı Türk’ten Türk’ü de İslam’dan koparan, ayrıştıran, arasına sahte duvarlar ören anlayışın bu topraklarla hiçbir illiyeti yoktur.
‘ŞERİATA DÜŞMANLIK DİNİN BİZATİHİ KENDİSİNE HUSUMETTİR’Son dönemde Türkiye karşıtı kimi çevreler tarafından aynı amaca hizmet eden çift kulvarlı kampanya yürütülüyor. Bunlardan ilki İslamsız Türklük tanımlarıdır. Milletimizi ayakta tutan tarihi kültürel değerleri tahrip edilmek isteniyor. İslam’ın gaza ruhunu taşımayan bir Türklük tanımı ve projesi aslında Türk milletini müzeye kaldırma, folklorik bir öge haline getirme teşebbüsleridir. Burada gaye milletin mayasını bozmaktır. Kampanyanın ikinci kulvarında ise şeriat düşmanlığı vardır. Şeriata düşmanlık dinin bizatihi kendisine husumettir. İnanıp inanmamak tercih meselesidir ama dinin emirlerine dil uzatmak başka bir konudur.
ÖZEL’E YÜKLENDİ
“Kimi barolar çıkıyor kimi Kelime-i Tevhit yazılı bayraktan rahatsız oluyor. Suç duyurusunda bulunabiliyor. Kendini sanatçı diye tanımlayan kimi şahsiyetler, milyonlarca vatandaşımızı gerici, yobaz diye tahkir edebiliyor. En büyük ikinci siyasi partisinin genel başkanı ‘Çocuklara din eğitimi verilmesine ortaçağ zihniyeti’ deme gafleti gösterebiliyor.
Bu tür menfi örnekleri uzatmak mümkün. Yaşadığımız her hadisede ülkemizde özellikle tek parti dönemiyle başlayan, vesayet dönemlerinde artan kimliksizleştirme politikaları Türkiye’ye dair hiçbir hayali, endişesi olmayan zihni ve kalbi sömürgeleştirilmiş bir güruh ortaya çıkarmıştır. Bu güruhun vasfı kibridir, nobranlığıdır. Bunlar Anadolu insanını aşağılamayı tercih ettiler. Batı kadar bile kendi insanını tanıma gayreti göstermediler. Kadim değerleri gerilik emaresi olarak gördüler.”
‘ŞERİATA YÖNELİK CEHALET VE BİLGİSİZLİK HASTALIĞI VAR’
“Bunlar bilmedikleri, anlamaya tenezzül etmedikleri insanlara, değerlere ve sembollere karşı kör bir husumet beslediler. Şeriata yönelik sergilenen pervasızlıkların gerisinde cehalet ve bilgisizlik hastalığı var. Ülkemizde en azından bir kesimin içinde bulunduğu cehalet karanlığında daha fazla boğulduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. El ele verip, milli bünyemize tehdit teşkil eden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağımıza inanıyorum.