Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Erdoğan’ın seçimler için işaret ettiği 14 Mayıs tarihini değerlendirdi. Cindoruk, ““14 Mayıs’ı kabul etmişse gidişi de kabul etmiştir” dedi.
Sözcü yazarı Ruhat Mengi’ye konuşan Hüsamettin Cindoruk, 14 Mayıs tarihiyle ilgili şunları kaydetti:
“14 Mayıs uğurlu bir gündür demokrasi tarihimizde, çünkü 1950’de halk iktidar değişikliği yapmıştır, 14 Mayıs’ta iktidar kaybetmiş muhalefet kazanmıştır. Bir anekdot nakledeyim; 1950 seçimlerinde İstanbul’da o zamanki iktidar partisi büyük bir miting yapmıştı ve Vali Fahrettin Kerim, İnönü’ye “İşte İstanbul Paşam” demişti. Hakikaten büyük bir kalabalık toplamış; 100 bin kişi, sonra seçim sonuçları ortaya çıktı. Zamanın başbakanı Şemsettin Günaltay İstanbul’da seçimi kaybetti, Şoförler Cemiyeti Başkanı Senihi Yürüten Demokrat Parti listesinden seçimi kazandı ve o sürprizlerden sonra Türkiye demokrasi rayına girdi. O zamanki mizah dergilerinde bu konu çok işlenmiştir. Düşünün ki Şemsettin Günaltay müderris bir adam ama İstanbul’da 14 Mayıs’ta İstanbul’da halk ona oy vermedi, Şoförler Cemiyeti Başkanı’nı seçti. Aradan zaman geçti, 14 Mayıs yine bir iktidar değişimi ortaya çıkaracaktır ve hep şöyle söylerim; Atatürk’ün 2 başbakanının arasında iktidar el değiştirdi, son başbakanları İnönü ve Bayar. Türkiye Cumhuriyet tarihinde ilk defa iktidar değişikliği 14 Mayıs 1950’de seçimle olmuştur, şimdi yeni 14 Mayıs’ta da bu iktidar el değiştirecektir. İnşallah sandıktan çıkan sonuçlar beni doğrular, onu ümit ediyorum.”
“CUMHURBAŞKANI ANAYASA’YI TANIMIYOR Kİ”
Erdoğan’ın “Menderes 14 Mayıs 1950’de ‘yeter, söz milletin’ dedi ve zaferle çıktı, biz de zaferle çıkacağız” sözlerine ilişkin, “Yanlış” dedi; “Menderes muhalefetti, kendisi iktidar ve o söz Menderes’e ait değil, “Yeter Söz Milletin” Demokrat Parti’nin seçim propaganda sloganıydı ve o sloganla muhalefet iktidar oldu. Bu 14 Mayıs’ta yine muhalefet iktidar olabilir, benzetme yanlış ama sonuç aynı çıkabilir” diye ekledi.
Erdoğan’ın bir kez daha aday olup olmayacağına ilişkin tartışmaya da değinen Cindoruk, “Hukukta formüller sonsuzdur, yargı organlarını ayarlamışsanız hukukla ilgili formül bulmak mümkün” dedi. Cindoruk, “Bulmuşlardır bir formül, bizim gibi düşünen hukukçular Anayasa’yı düşünüyoruz ve Anayasa’nın tatbik edilmesi gerektiğini söylüyoruz, Cumhurbaşkanı Anayasa’yı tanımıyor ki. Başörtüsünü Anayasa’ya koyuyor, aileyi koyuyor; aile tarifi yanlış. Türk ailesi geniş ve örfe dayalı bir ailedir, kabile gibidir, sadece ‘bir kadın, bir erkek ve çocuk’ değildir, kayınbirader, yenge, baldız, eltiler, kuzenler, yeğenler, enişte, büyükanne, büyükbabalar vardır, o aile tarifi bile yeterli değil, yetersiz o tarifler” diye konuştu.
“AKP SEÇİMİ KAZANIRSA SİYASAL İSLAM REJİMİ KUVVETLENECEK”
Cindoruk, “Türkiye bu sıkıntının içinden siyasi iradesiyle çıkmak zorundadır, bütün muhalefet partileri; altılı masa ve diğerleri her şeyi bıraksın ve bir araya gelsinler, şimdi güç birliği zamanıdır. 1957 seçimlerinde muhalefet partileri güç birliği yaptılar ve sonuç aldılar. Ben, bütün siyasi partilere güç birliği yapmalarını tavsiye ediyorum, gerekirse ortak liste yapsınlar. Çünkü bu seçim Türkiye’de kader seçimidir; iktidar partisi kazanırsa ortaya çıkacak rejim, siyasal İslam rejiminin kuvvetlenmesi olacaktır, Türkiye’nin bunun altından kalkması demokratik yollarla mümkün olmayabilir. 1960 senesinden beri başıma gelenleri düşünüyorum da Türkiye için tek çıkış yolu bu seçimdir” görüşünü ifade etti.