Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesinin üzerinden 11 gün geçerken ‘ülkücüler’ arasında cinayetin ardından başlayan rahatsızlığın sürdüğü aktarıldı.
MHP ve Ülkü Ocakları Genel Merkezi ile kendilerine ülkücü diyen kitle arasında arasında uzun yıllardır devam eden gerginliklerin yansıması olarak da yorumlanan cinayetin ardından yeni bir kopuş sürecinin başlayabileceği dile getiriliyor.
“MAFYA İLE FOTOĞRAF NORMALLEŞTİRİLDİ”
DW Türkçe‘ye konuşan eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir, “ülkücü camia ile MHP arasında Ülkü Ocakları’nın kapatılmak istendiği 90’lı yılların başından bu yana gerilim olduğunu” söyledi.
Aldemir, “Ülkü Ocakları bugün kuyruğunu yiyen canavar haline geldi. Mafyadan yargılanan insanlarla boy boy fotoğraf çektirip dava arkadaşlarımız diye yayınlanması manidardır. Bunlar normal şeyler gibi algılanır oldu” değerlendirmesi yaptı.
“YAŞANAN SİYASİ KOPUŞLAR SÜREBİLİR”
Ülkü Ocakları’nın ilk kurulduğu yıllarda fikir örgütlenmesi olduğunu ileri süren Aldemir, “Aylık yayınlar alınıyordu, bir grup kantinde bir grup kütüphanede olurdu. Kütüphanedeki masalar daha sonra ülkücü reislerin makam masaları oldu. Maalesef bu dönüşüm siyasi kopuşları da beraberinde getirdi. Muhsin Yazıcıoğlu’nun kopuşu var, Aydınlık Türkiye Partisi dönemi kopuşlar var, İYİ Parti’nin kurulması ile yaşanan kopuşlar var” şeklinde konuştu.
Aldemir, “Solcuların içindeki fraksiyonları herkes bilir ama Ülkücü camiadakiler pek bilinmez. Ülkücüler içerisinde şeriatçısı, Atatürkçüsü, liberal Ülkücüsü vesaire vardır. Bu kopuşlar sürebilir“ dedi.
“GERÇEK ÜLKÜCÜ,ÜLKÜCÜYÜ VURMAZ”
Sinan Ateş’in Ülkü Ocakları genel başkanlığı yaptığı 2019-2020 döneminde Mersin Ülkü Ocakları Başkanı olarak görev yapan ve Sinan Ateş’in genel başkanlıktan alınmasından sonrasında görevinden ayrılan eski Ülkü Ocakları Mersin Başkanı Çağrı Ünel‘e yönelik saldırıyı hatırlatan Alaattin Aldemir, “İlk olayın ardından Sinan Ateş için en profesyonel adamı bulmuşlar, ders vermek için. Yoksa, gerçek bir Ülkücü’ye diğer Ülkücü’yü vurduramazsınız, ülküdaşlık hukuku vardır, asla vurmaz, tokat bile atmaz” dedi.
“AYRIŞMA UZUN SÜREDİR VAR,KOPUŞLAR SÜRECE”
Gazeteci Yavuz Selim Demirağ da yönetimini MHP’nin atadığı mevcut Ülkü Ocakları yöneticileri ile MHP arasında gerilim olmadığını ve olmayacağını söyledi.
DW Türkçe‘ye konuşan Demirağ, “Ülkü Ocakları genel başkanını MHP Genel Başkanı atar, orada bir uyumsuzluk olmaz. Ancak Ülkücü camia ile MHP arasında ayrışmalar uzun yıllardır var. Senelerdir ülkücülük MHP’nin tekelindedir gibi absürt bir laf ediliyor. Devlet Bahçeli bunu söyler ama MHP’de olmayan o kadar çok Ülkücü var ki, dört-beş ayrı partiye ayrılmış durumdalar. MHP’den kopanların önemli kısmı İYİ Parti’de şu an. Daha önce BBP vardı. Şimdi son dönem Zafer Partisi de kuruldu, yine diğer partilerde de Ülkücü harekette bulunanlar var. Aslında MHP’de çok da Ülkücü kalmadı” dedi.
Demirağ, “Sinan Ateş cinayetinin ardından Ülkücü camiada kopuşların devam edeceğini” sözlerine ekleyerek değerlendirmeyi yaptı:
“Suskunluk sarmalı yüzünden 45 bin ülkücü e-devlet üzerinden MHP’den istifalarını verdi. Toplu istifalar var, il ve ilçelerde. Bir haftalık suskunluktan sonra bir açıklama bekleniyordu. Açıklama olmadığı gibi bir inkara gidildi. Ben ayrıca bugünden itibaren yeni istifalar olacağını da düşünüyorum. Anadolu’da güzel bir deyiş vardır; ‘sükut ikrardan gelir’ diye. Milliyetçi-Ülkücü camia bu suskunluğun kabullenme ile geçtiğine inanıyor. Bu kopuşlar devam edecektir.”
“YENİ SALDIRILAR OLABİLİR”
Bugüne kadarki saldırıların cezasız kaldığını söyleyen Demirağ, bu nedenle saldırıların devam edebileceğini de belirtti.
Demirağ, “Bugünden sonra bu işin üzerine giden yani bu işin bir ‘siyasi cinayet’ olabileceğini düşünüyorum. Kimlere saldırı olacağına dair isimler bile var” iddiasında bulundu.
“BAHÇELİ BEKLENTİLERİ BOŞA ÇIKARTTI”
Yavuz Selim Demirağ ve Alaattin Aldemir 11 gün sonra grup toplantısında ilk kez Sinan Ateş cinayeti ile ilgili konuşan Bahçeli’nin bu konuşması ile ilgili de görüşlerini paylaştılar.
Bu sözlere ilişkin olarak Yavuz Selim Demirağ, “Bahçeli ısrarla inkar ediyor. Açıklamalara dair kamuoyunda beklenti vardı. Biz şunu bekliyorduk. Bahçeli’nin adı geçen birkaç kişinin istifasını isteyerek, yargı sürecine lafı bırakmasını bekliyorduk, suçsuzsa geri dönsünler. Fakat bunu yapmadı, beklentileri boşa çıkarınca yeni kırgınlıklar ortaya çıkacak” dedi. “Bu seçim esnasında da, bu gerilimden de bir takım kişiler kendilerine görev çıkarıp Ülkücü kanaat önderlerine saldırabilirler” iddiasını dile getiren Demirağ, “Bahçeli de Kılıçdaroğlu’na ‘hadi çık meydana hadi çık dışarı’ diyor, son derece tehlikeli çıkıştı, tehlikeli bir söylem. Tam aksine sağduyulu hareket edilmesi gerekirken Bahçeli’nin konuşması bir körüklemeydi, tahrikti” değerlendirmesi yaptı.
Alaattin Aldemir de Bahçeli’nin çıkışını, “Bahçeli, devlete ‘Alın bunu götürün gereğini yapın’ demesi lazımken bunu demediği sürece bu tartışma devam eder. Burada MHP ya da CHP önemli değil önemli olan devlettir” sözleriyle değerlendirdi.