Celal Eren ÇELİK
Efendim malumunuz çok değil 20 gün kadar önce Türkiye’nin en vahşice çocuk cinayetlerine sebep olan YENİDOĞAN ÇETESİ davasında tutuklu yargılanan 3 isim tahliye edildi…
Tabii efendim çabucak unuttuğumuz için o gün olay gündem oldu,tepkiler verildi,1-2 gün içinde de unutuldu gitti. Ama asıl sorulması gereken ve halen yeterince sorulmayan bir soru var ortada: YENİDOĞAN ÇETESİ soruşturması dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan neden gizlendi?
O bebek cinayetleri işlenirken bakan olan Fahrettin Koca’ya bu iş neden uzamadı,soruşturma dosyası Koca’nın masasında neden 7 koca ay bekledi?
Özellikle sağlık sektöründe elimizi nereye atsak altından mutlaka bir şekli ile MEDİPOL HASTANESİ yahut MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ çıkıyor…
Ama sadece sağlık sektörü ile de sınırlı olmadığını ve MEDİPOL İMPARATORLUĞU’nun çok daha geniş bir alana yayıldığını anlatacağız sizlere bu sefer. Ve belki yazımızın sonunda yazımızın başına döner ve bu soruları yeniden sorduğunuzda çok daha “sağlıklı” cevap verirsiniz o zaman.
“Bu kadar girizgah yeter” diyelim ve haydi başlayalım anlatmaya o zaman… Sizler hazırsanız biz de hazırız. İşte başlıyoruz. Çayı,kahveyi kapan gelsin…
***
Tarih 8 Temmuz 2004, AKP iktidarının henüz 2. yılı…
İstanbul’da sessiz sedasız bir açılış yapılmakta ve 1994 yılından beri faaliyetini HAYRÜNİSA HASTANESİ ismi ile sürdüren hastanenin ismi NİSA HASTANESİ olarak değişmektedir.
Gerek tıbbi cihazlarının teknolojisi,gerekse hastanenin fiziksel görünümü baştan aşağıya yenilenirken o gün bu çok da önemsenmeyen açılışa İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Erman Tuncer, Sağlık Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Şengil katıldı…
Konuklara hastaneyi gezdiren isimler ise yenilenen adı ile “NİSA HASTANESİ” olan hastanenin Hastane Medikal Grup Başkanı Fahrettin Koca ve Başhekim Dr. Bahri Teker oldu.
Tabii çok kimse bilmezdi ama bu eski adı “HAYRÜNİSA” yeni adı ile “NİSA” olan 50 yataklı hastanenin kendisi belki küçüktü ama İslami çevreler içerisindeki en önemli tarikatlardan birisi olan İskenderpaşa yahut Gümüşhanevi Tekkesi için önemi büyüktü.
Zira bu hastane Gümüşhanevi Tekkesi’nin hastanesiydi. Hastaneyi kontrol eden şirketin adı ise HAKSAĞ SAĞLIK HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ’ydi..
HAKSAĞ SAĞLIK HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ pek çok şirketi ve SERVER ismi ile bir de holdingi olan Nakşibendi Gümüşhanevi Tekkesi’nin sağlık sektöründeki “Amiral Gemisi” konumundaydı.
Şirketin Yönetim Kurulu ise adeta bir “Yıldızlar Geçidiydi”…
O yönetim kurulunda Gümüşhanevi Tekkesi’nin (Yahut kamuoyunda bilinen ismi ile İskenderpaşa Cemaati’nin) lideri Mahmut Esat Esat Coşan Yönetim Kurulu Üyesi’ydi… Cemaatin başına Mahmut Esat Coşan’ın ölümü sonrasında geçen M.Nurededin Coşan daha sonra Yönetim Kurulu Üyeliği’ni devralacaktı.
Diğer yönetim kurulu üyeleri ise yine Gümüşhanevi Tekkesi’nin en önemli isimlerinden olan Orhan Güner,Gökhan Özcan,Muzbah Gürsel Yavuz,Mehmet Soylu ve Ahmet Selvi olarak sıralanmaktaydı.
Nakşibendiliğin Halidiye Kolu’na bağlı olan Gümüşhanevi Tekkesi’ne 1970’ler itibariyle Erbakan da bağlıydı,Kemal Unakıtan da,Korkut Özal da, Recep Tayyip Erdoğan da… Ve bu “TEKKE” Siyasal İslam’ın “Cemaat-Tarikat” yapılanmasındaki pişramidin en tepesinde yer almaktaydı.
İşte kendisi de Gümüşhanevi Tekkesi’ne bağlı olan Fahrettin Koca da bu NİSA HASTANESİ ile yıldızını hızla parlatmaya başlamıştı…
***
İşte Nakşi Gümüşhanevi Tekkesi’ne ait NİSA HASTANESİ 2004’ye böyle yenilenerek hizmete sokulduktan sadece 1 sene sonra takvim yaprakları 28.07.2005’i gösterirken bir şirket sessiz sedasız İstanbul Ticaret Odası’na kaydını yaptırdı. Bu şirketin adı METROPOLİTAN SAĞLIK VE EĞİTİM HİZMETLERİ İNŞAAT SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ’ydi.
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Koca’ydı… Koca artık “Kendi Kanatları ile” uçmak istiyordu ama yönetim kurulundaki bir başka isim olan Gökhan Özcan isminin NİSA HASTANESİ’nin sahibi olan Nakşi Gümüşhanevi Tekkesi’nin HAKSAĞ SAĞLIK HİZMETLERİ A.Ş’nin de yönetim kurulunda oluşu aslında ilişkiyi gayet net ortaya koymaktaydı…
Bu arada Fahrettin Koca hızla yükselirken AKP de Türkiye’deki iktidarını daha da sağlamlaştırıyordu…
Ama Fahrettin Koca ileri doğru adım atmaya devam edecekti…
***
Tarih yaprakları 2007’yi gösterdiğinde Fahrettin Koca’nın sahibi olduğu MEDİPOL HASTANESİ İstanbul Kadıköy’de faaliyet göstermektedir…
MEDİPOL HASTANESİ’ni ise sahibinin yine Fahrettin Koca olduğu MEDİ ZİNE isimli bir şirket kontrol etmektedir…
İşte 21.08.2007 tarihinde alınan RAKABET KURUMU KARARI ile MEDİZ ZİNE isimli şirket ile Gümüşhanevi Tekkesi’ne ait olan ve NİSA HASTANESİ’nin de sahibi olan HAKSAĞ SAĞLIK HİZMETLERİ A.Ş, Fahrettin Koca’nın sahibi olduğu METROPOLİTAN SAĞLIK VE EĞİTİM HİZMETLERİ İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş tarafından devralınır…
İşte o gün “MEDİPOL İMPARATORLUĞU” nun temelleri atılmıştır…
***
Fahrettin Koca, aynı Tekke’ye bağlı olduğu Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurmuş ve artık “Ailenin Doktoru” olarak anılmaya başlamıştır… MEDİPOL HASTANESİ’nin yanına NİSA HASTANESİNİ de eklemiş hızla “HASTANELER ZİNCİRİ” olma yolunda yeni hastaneler açmaktadır…
İşte tam bu “Jet hızı ile yükseliş” döneminde Fahrettin Koca kısa adı TESA olan Türkiye Eğitim, Sağlık ve Araştırma Vakfı’nı 2009 yılında kurar. Vakıf kurulur kurulmaz ilk icraat olarak İstanbul Medipol Üniversitesi’ni kuracaktır…Ve artık Fahretttin Koca bir de Üniversite sahibidir…
2009 yılında kurulan İstanbul Medipol Üniversitesi’ne “Bina” ve “Kampüs alanı” lazımdır…
AKP tarafından “Ailenin doktoru” olan Fahrettin Koca’nın üniversitesi olan İstanbul Medipol Üniversitesi’ne kurulur kurulmaz TEKEL’in son derece kıymetli olan Unkapanı’ndaki binası 2009’da 49 yıllığına ,hemen 1 sene sonra ise 2010 yılında Beykoz Kavacık’ta bulunan yaklaşık 220 bin metrekarelik arazinin imar planları değiştirilerek tahsis edilir.
***
Fahrettin Koca bu “Vakıf” işini sevmiştir… Bir de Türkiye Eğitim, Sağlık, Bilim ve Araştırma Vakfı’nı kurar… İşte bu TEBA Vakfı da 2018 yılında Ankara Medipol Üniversitesi’ni kuracak ve Fahrettin Koca’nın Ankara’daki bu üniversitesine de Ankara Tren Garı kampüsü içerinde yer alan TCDD Misafirhanesi ve TCDD Müzesi Ankara 30 yıllığına tahsis edilecektir. Ayrıca yeni kampüs alanı olarak Atatürk Orman Çiftliği arazisi içerisindeki 555 bin metrekarelik alan da yine Bakan Koca’nın Ankara Medipol Üniversitesi’ne kiralanmıştır.
***
Üniversiteler, “ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ PLATFORMU” üzerinden proje bedeli olarak kaynak almaya ve devlet imkanlarından faydalanmaya başlarlar…
Ama MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ bu kaynaklardan “BİR BAŞKA” yararlanır…
2014 yılında kurulan ilk TEKNOLOJİ TRENSFER OFİSİ ile birlikte sadece son 5 yılda 21 proje için 8 milyon TL kaynak MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ’ne gönderilir.
Üniversite Sanayi İşbirliği Ofisi projeleri için MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ’ne devletten tam 20 milyon TL gönderilmiştir.
***
Mesela Sağlık Bakan Yardımcısı atanacak değil mi? 2020’lerin “Klasikleşmiş” örneklerinden birisini verelim o zaman: 2020 yılının Kasım ayında Sağlık Bakan yardımcılığı görevine yeni bir isim atanır: Kim o isim? Prof.Dr.Sebahattin Aydın… Kimdir Sebahattin Aydın? MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ Mütevelli Heyeti Üyesi ve MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ Kurucu Rektörü.
***
Hatırlarsınız o dönemde MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ ve sahipliği ile ilgili eleştiriler yoğunlaşınca dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca alel acele çıkıp “Benim MEDİPOL GRUBU ile alakam kalmadı” açıklamasını yapmıştı.
Fahrettin Koca “Benim MEDİPOL GRUBU ile alakam kalmadı” diyordu ama şirketin yönetiminde de Üniversitenin Mütevelli Heyetinde de kardeşi Özer Koca bulunuyordu…
***
AKP’nin Kayseri siyasetindeki en önemli ve güçlü figürlerden birisi Mehmet Büyükbaş. Büyükbaş uzun yıllar Kayseri’de AKP Belediye Meclis Üyeliği yaptı… Peki kimdir bu Mehmet Büyükbaş? MEDİPOL HASDTANELERİNİN de sahibi olan MEDİPOLİTAN SAĞLIK VE EĞİTİM HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ’nin Yönetim Kurulu Üyesi…
Dönemin Mütevelli Heyeti Başkanı ise Prof.Orhan Gazi Yiğitbaş… Orhan Gazi Yiğitbaş da yine MEDİPOLİTAN SAĞLIK VE EĞİTİM HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ’nin Yönetim Kurulu Üyesi.
***
Hatırlarsınız bu memlekette herkes bir an önce corona tedavisinde kullanılacak bir ilaç için gözü yollarda beklerken tek bir şirketin ruhsat alabilmesi için o şirketten aylarca önce ilacı üretmeye hazır olup, Sağlık Bakanlığı’na ruhsat başvurusu yapan 3 farklı şirketin başvuruları bekletildi…
Kendisinin ruhsat alması için milletin “Acil can derdinin” bile hiçe sayılarak diğer 3 firmanın ruhsatları verilmeyen firma ATABAY isimli bir firma…
Peki neydi bu firmayı bu kadar değerli kılan? Çünkü ATABAY isimli şirket ilacı MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ ile ortak üretiyor İşte o nedenle de diğer 3 firma bu ATABAY isimli firma ruhsat alacak noktaya gelmeden ruhsat alamıyordu vatandaşın canı ise kimsenin umurunda bile değildi.
***
E şimdi 2004’te sıradan bir doktorken 19 yılda Hastaneler Zinciri,Üniversite Sahibi ve Sağlık Bakanı olan,6 yıllık bakanlığı döneminde 12 hastane kuran kişiye “İmparator”, böylesi bir network ile her taşın altından çıkan ve bu kadar büyüyen MEDİPOL için de “İMAPARTORLUK” desek çok mu abartmış oluruz sizce?
Bizce GÜMÜŞHANEVİ TEKKESİ’ne iyi bakın…
O “TEKKEYİ” anladığınız zaman anlattığımız bu “İMPARATORLUĞUN” küçük bir kasaba bile olmadığını göreceksiniz…
Ayrıca yazının başına dönüp “YENİDOĞAN ÇETESİ SKANDALI’nda neden kimse Fahrettin Koca’ya “Dokunamıyor”? sorusuna daha sağlıklı ve “Tekkeli” bir cevap vereceksinizdir diye düşünüyoruz…
Bizden söylemesi…