Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında KOVID’e yakalanan bir arkadaşına İlahiyat Fakültesi’nden temin ettiği duayı gönderdiğini ve arkadaşının iyileştiğini söyleyerek gündeme gelen Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yeni skandallar ile gündemde…
Rektör Prof.Dr.Ahmet Kutluhan’ın kendisini aynı zamanda “Vekaleten” Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne dekan olarak atadığı ve bu bölüme dekanlık için uygun Profesör kadrosu ile öğretim görevlisi atamak için profesörlüğü gelen öğretim görevlilerine profesörlük kadrosu açmayarak görevi kendisinin sürdürmeye ısrarla devam ettiği ortaya çıktı.
- Üniversitenin yapmış olduğu öğrenci, hasta ve personele ilişkin büyük yemek ihalesi, BAP Biriminde yapılan netameli ihaleler, TEKNOKENT’teki usulsüz maaş ödemeleri ve harcamalara ilişkin işlemler, Üniversite Hastanesinde ucu bir takım siyasi figürlere kadar uzandığı iddia edilen medikal malzeme alımları, bilgi işleme hizmet satımı iddiaları, usulsüz şekilde doğrudan temin yoluyla gerek Yapı İşleri Daire Başkanlığı ve gerekse İdari Mali İşler Başkanlığınca yapılan ihaleler, sürekli eğitim merkezindeki usulsüz ders ücreti ödemeler vb. onlarca usulsüz işleme ilişkin ‘araştırma İnceme’ başlattığınız biliniyor, peki yasal çerçevesi ve sınırı olmayan bu araştırma ve incelemeler, kanunen belirlenen usul ve esaslara göre yapılması gereken idari soruşturmalara dönüştürüldü mü? Hadi bir önceki rektörü YÖK soruşturacak, ancak eski rektörün mahiyetinde görev yapan ve şimdiki rektörün sorumluluğunda bulunan personele ilişkin bugüne kadar ne gibi işlemler yapıldığı, eski Rektör Bağ ve beraber görev yaptığı çalışanlarının mal beyanlarındaki hareketliliğe yönelik ne gibi idari ve cezai işlemler için harekete geçildiğini, kaç dosyanın savcılığa intikal ettirildiği ben duymadım ve merak ediyorum. Siz de merak etmiyor musunuz?
Diyeceğim şu ki…
Bırakın mazeret üretmeyi, ki üretse ‘Bunu yapacaktım; ama şu nedenden dolayı olmadı’ der… Onu bile diyemedi…
Kısacası, Sayın Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’ın bir üniversite rektörü, bilim insanı ve ÜNİVERSİTE HOCALIĞI hevesinden daha çok, ‘Hoca Efendilik’ hevesi olduğunu ben gördüm; inşallah bu kentin akil unsurları, oda başkanları, siyasileri, gazetecileri ve halkı da görür…
İnşallaaahhhh(!…)”