Celal Eren ÇELİK
TBMM’de dün MHP Milletvekili Saffet Sancaklı tarafından yapılan konuşma Türkiye’de büyük günden yaratırken Sancaklı Meclis kürsüsünden “Yok mu 1000 tane şerefli,namuslu adam” diyordu…
Sancaklı bununla da yetinmeyerek futbol camiasına müjde vererek (!) “Futbol camiamıza hayırlı olsun. Temiz Eller Operasyonu’nu başlatıyoruz. Belli suçları işlemiş olanlar hayatları boyunca hiçbir spor kulübünde yöneticilik yapamayacak. Yönetecek başkan ve yönetici bulamazsınız diyenler, Türkiye’de 500 tane, 1000 tane şerefli adam yok mu? Bir siz mi şereflisiniz?”
Sancaklı’nın bu sözlerine ise ilk yanıt Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’tan gelirken Ali Koç Sancaklı tarafından “Şerefsiz namussuz olarak itham edildiklerini belirterek “Saygı duyduğumuz eski bir futbolcu, finansal konularda, denetlemede kulüplerin geldiği durumla ilgili söyleyecek hiçbir lafım yok. Kulüpler olarak yasaya karşı değiliz. Bu şekilde ele alınmasının, çıkmasının ileride çok büyük sakıncalar doğuracağından şüpheniz olmasın. Bu işin bir de uluslararası ayağı var. Orada da zaman içinde neler olacağını göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Ali Koç gibi bir ismin “Şerefsizlik,namussuzluk ile itham ediliyoruz” dedikten sonra “Saygı duyduğumuz eski bir futbolcu” diye söze başlayarak alt perdeden yumuşak geçişle konuşmak zorunda kaldığı Saffet Sancaklı sadece “Sıradan” bir eski futbolcu, seçmeni tarafından çok sevilen bir yeni milletvekili mi,yoksa bunların çok daha ötesinde bir isim midir?
E hal böyleyken “Futbolda temiz eller operasyonu” başlattıklarını açıklayan ve kulüp başkanlarına yönelik “Yok mu 1000 tane şerefli namuslu adam. Bir tek siz misiniz şerefli namuslu adam diye soran”, futbolla,sporla hiç alakası olmayan çeşitli işlerden gelip buralarda kendilerini akladıklarını söyleyen ve adeta tüm futbol camiasının en tepesindeki isimlere “Ayar çeken” Saffet Sancaklı’ya da şöyle bir dönüp bakmak gerekmez mi?
O zaman peşrevi fazla uzatmıyoruz ve yazımıza geçiyoruz:
Tarih yapraklarını 2006 yılına sarıyoruz…
Türkiye’de kısa dönemlerde de olsa Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe gibi 3 büyük kulüpte oynadıktan sonra özellikle Kocaelispor’un en parlak dönemlerinde Kocaelispor formasını giyerek adeta hem takımın hem şehrin sembolü olması ve Milli Takım’a kadar yükselmesinin ardından formasını emekliye ayıran bir ismin futbolculuk döneminden arkadaşları futbolu bıraktıktan sonra teknik direktör olurken tercih ettiği yol dikkat çekmekteydi…
Bu isim hiç teknik direktörlük gibi konularla ilgilenmemiş ve futbolun tamamen “Ticari” kısmına girerek menajerlik yapmaya başlamış,bu menajerlik dünyasında bir anda parlayarak da 2006 yılında İstanbulspor’u TMSF’den 3 milyon 250 bin Dolar’a satın alarak kulübün başına Başkan olarak geçmişti…
O isim ise Saffet Sancaklı’dan başkası değildi.
Saffet Sancaklı o dönem sıklıkla Rusya’ya gidip geliyor bir de enteresan biçimde Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile son derece yakın ilişkileri dikkatlerden kaçmıyordu…
Bir süre sonra Saffet Sancaklı’nın Aziz Yıldırım ile birlikte Rusya’da silah sanayii işinde olduğu dedikodusu ortaya atılırken, Sancaklı cephesinden tek bir kelime edilmiyordu…
Ne zamana kadar 2006 yılının Eylül ayına kadar…
2006 yılının Eylül ayında elinde purosu ile YENİ AKTÜEL dergisine verdiği röportajda Saffet Sancaklı sadece Aziz Yıldırım ile Rusya’da silah işi yaptığını değil, “Aile mesleğinin” de silah ticareti olduğunu açıklıyordu…
İsterseniz şöyle biraz geriye gidip arşivi açalım ve o röportajda Saffet Sancaklı’nın YENİ AKTÜEL DERGİSİ’nin röportajında kendisine sorduğu sorular ile kendisinin bu sorulara verdiği cevaplardaki sözlerinden bazı ifadeleri hatırlayalım:
“Aziz Yıldırım ile yıllardır Rusya’daki savunma sanayi işinde ortağız. Daha önce tank ve helikopter gibi ihaleleri Ali Şen alıyordu. Biz girince işi bize verdiler. Bu işte Rusya adına tek yetkili biziz…”
* Aziz Yıldırım’la ortak, Rusya’dan silah ticareti yaptığınız iddiası vardı?
“Yapıyorduk. Hâlâ yapıyoruz. Ailem yapıyor. Yıllardır Aziz Yıldırım’la savunma sanayi işinde ortağız. Bunun dedikodusu yapılıyor sürekli, ama bana soran olmadı ki. Birisi gelip sordu da ben ‘yok’ mu dedim? Ticaret yapıyoruz. Ben bir şey saklamıyorum ki. En son bir helikopter ihalesine girdik, ‘bu adamlar nereden çıktı’ deniyor. Kardeşim bu bizim aile işimiz ve yıllardır yapıyoruz. Zaten çok ihale de olmuyor; yılda bir tane ya oluyor ya da olmuyor. Büyük oluyor ama üç yıl kadar sürüyor.”
“TEK YETKİLİ BİZİZ”
* Aziz Yıldırım’la yaptığınız iş tam olarak ne?
Savunma sanayisi dediğiniz kapsama ne tür silah ihaleleri giriyor? Buraya hiç girmeyelim. Başka yerlere çekiyorlar. Ama Rusya’daki savunma sanayisiyle ilgili Türkiye’de tek yetkili biziz. Ya da bizim yol verdiğimiz kişiler girer.
Yani neymiş efendim? Saffet Sancaklı’nın bizzat KENDİ İFADESİ ile “Aile işi” silah ticaretiymiş, Aziz Yıldırım ile birlikte Rusya’nın tüm savunma sanayi işlerinde çok değil 15 sene önce Türkiye’de tek yetkiliymiş hatta yine bizzat KENDİ İFADESİ ile “Türkiye’de Rus silah savunma sanayi adına bir ihale olacaksa ya kendileri ya da onların “YOL VERDİĞİ” birisi girebilirmiş”
(Not:Şimdi birileri “Silah kaçakçılığı” ile “Silah ticaretini” birbirine karıştırıp hemen işi o rotaya kırmasın zira bu ikisi çok ayrı şeyler. Bizim de öyle bir iddiamız yok, bizzat Sancaklı’nın kendi ağzından “silah ticaretinin” “Aile işi” olduğu ifadelerini aktarıyoruz)
Şimdi tabii Sancaklı silah ticareti ve oradan gelen paralar ile kulüp satın alıp kulüp başkanlığı yapıyor o arada menajerlik de var güzel bir network sağlıyor…
Hali ile bir süre sonra kendisine bir de siyasal alan açmak isteyince İstanbulspor’un başında olduğu dönemde 2007 yılında yapılan seçimler ile birlikte Sancaklı’nın siyaset macerası başlıyor… 2007 seçimlerinde MHP’den milletvekili aday adayı oluyor listeye alınmıyor, 2011 seçimlerindeki 2. denemesinde bu kez listeye girse de İstanbul’da seçilemeyecek yere koyuluyor yine seçilemiyor,3.denemesinde yani 2014 yerel seçimlerinde MHP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı ve en nihayetinde 2015’te muradına eriyor Kocaeli’nden Milletvekili olarak Meclis’e giriyor,ardından 2018’de bir kez daha vekil seçiliyor…
Tabii bu arada yıllar ilerliyor Türkiye’de AKP iktidarı ile birlikte her gün bir skandal patlak verirken günün birinde güzel memleketimiz genç,cevval,atakan ve pek tabii ki “Uyanık” girişimcilerinden birisi olan Faruk Fatih Özer’in memlekette “Kripto paradan kısa sürede zengin yapma hayali” kuranları 2 milyar TL’ye yakın dolandırıp sırra kadem bastığı THODEX VURGUNU vak’ası ile güne başlıyor…
Rakam büyük,vurgun büyük… Herkes birbirine “Arkadaş bu kadar büyük iş nasıl çevrilir?” diye sorarken hiç şaşırmayacağımız bir şekilde bu genç,cevval,atakan arkadaşımızın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile çekilmiş fotoğrafları ortaya çıkıyordu…
Ancak bu genç,cevval,atrakan ve “Uyanık” arkadaş ile birlikte fotoğraflarda bir “Genç” arkadaşımız daha vardı ve o isim de Saffet Sancaklı’nın oğlu Mert Sancaklı’dan başkası değildi.
Skandalın ve oğlu Mert Sancaklı’nın THODEX vurguncusu Faruk Fatih Özer ile birlikte İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun yanında ortaya çıkan fotoğrafı üzerine apar topar bir açıklama yapan Saffet Sancaklı “”Gündemdeki bu konuda oğlumun ve şahsımın en küçük dahli olmadığına dair bütün değerlerim, namusum ve şerefim üzerine and içerim” açıklamasını yapıyordu.
Yaptığı açıklamaya THODEX şirketinin Ticaret Sicil Gazetesi’ndeki sahiplik yapısını da ekleyen Sancaklı “Bahsi geçen dolandırıcılık yaptığı iddia edilen şirketin adı THODEX’tir. Bu şirketle oğlum Mert Sancaklı’nın veyahut herhangi bir Sancaklı soyadının ekte sunulan 20 Eylül 2017 tarih ve 9412 sayılı sayfa 473/474’te yer alan Ticaret Sicil Gazetesi’nden de anlaşılacağı üzere hukuki ve fiili hiçbir bağı olmamıştır ve halen de bulunmamaktadır.” ifadelerini kullanıyordu…
Ancak bu açıklamada ufak bir “Detayı” tamamen ve tabii ki “tesadüfen” atlıyordu Saffet Sancaklı… Oğlu Mert Sancaklı ile THODEX vurguncusu Faruk Fatih Özer’in ortak olduğu şirket zaten THODEX değildi.
Mert Sancaklı ve Fatih Özer, Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre 28 Eylül 2020 tarihinde “Hoppara Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri” isimli bir şirket kurmuşlar ve bu şirkette ortak olmuşlardı. Bu şirket ise kripto paraların ticaretinin yapıldığı borsalara para göndermek için de kullanılan bir sanal cüzdan olarak faaliyet göstermekteydi.
İşin daha da “Enteresan” boyutu ise yakalanması için hakkında İnterpolden “Kırmızı bülten” çıkartılan THODEX vurguncusu Faruk Fatih Özer ile Saffet Sancaklı’nın oğlu Mert Sancaklı’nın ortak olduğu “HOPPARA” isimli şirket hali hazırda bugün de faaliyetlerine devam etmekte. Ne şirket kapatıldı, ne de Mert Sancaklı ortaklıktan ayrıldı.
İşte HOPPARA isimli o şirketin güncel Ticaret Sicil Gazetesi kaydı:
Ama her ne hikmetse Saffet Sancaklı THODEX vurguncusu Faruk Fatih Özer ile oğlunun bu şirketteki ortaklığı konusunda tek bir kelime etmiyordu.
Ve yine “Enteresan” bir biçimde HOPPARA şirketindeki bu ortaklık devam ederken geçtiğimiz günlerde açıklanan THODEX iddianamesinde de Faruk Fatih Özer’in bağlantısı olan onlarca ismin adı geçerken Saffet Sancaklı’nın oğlu Mert Sancaklı’nın adından tek kelime bahsedilmemişti.
Yani efendim velhasılı kelam; doğrudur Türkiye’deki siyaset kurumu gibi spor ve özellikle de futbol camiası için de bir “Temiz eller operasyonu” şarttır, hatta şart olmanın ötesinde hayati bir zorunluluktur.
Ancak bu “Temizeller operasyonunu” başlatıp, “Müjdesini verecek” kişi Saffet Sancaklı mıdır?
Bakın işte orası çok tartışılır…
