İnanç sahipleri cemaatleştirilerek, sporseverler taraftarlaştırılarak, vatanını sevenler kafatasçılaştırılarak, düşünce sahipleri sağ ya da sollaştırılarak ve aslında tamamı fanatikleştirilerek ve kalınlaştırılarak “aidiyet” kılıfı altında -ki bu kılıf bir çok insanın kendisini güçlü ve iyi hissetmesini sağlar- diyet ödetmeleriyle insanlar düşmanlaştırıldılar.
Aslında tüm bu girişimlerin nedeni her grubu, yapıyı, kulübü, klanı, aşireti, etnisiteyi, cemaati yöneten ya da yönetmek isteyenlerin şahsı çıkar ve arzularını yerine getirmekten başka bir şey değildir.
Bu nedenle ey tek tek insan olmalarına özlem duyduğum güzel insanlar, çatılar sizi yağmurdan çamurdan korur gibi gözükse de o çatı altında kaldığınız ve o çatıdan baktığınız sürece sadece sığlaştırır, kabalaştırır ve militanlaştırır. Artık o saatten sonra herkesin bir ötekisi vardır.
Ne siz ötekinin başkası olun, ne diğeri berikinin. Hepimiz tek tek anlamlı ve değerliyiz ve gerçekten birlikte yaşayabiliriz. Aynı giyinmek, aynı düşünmek, aynı görünmek zorunda değiliz. Ne iseniz O’sunuz, ne isek O’yuz.
İster Saadet Partisi’ne yakın olun ister HDP’ye, ister AKP’ye yakın ister CHP’ye, ister MHP’ye yakın olun ister İyi Parti’ye. Hangi düşünceye sahip olursanız olun üç beş tane adamın koltuğunu sağlama alması için onun tetikçiliğini yapmayın, üç beş adam yerini biraz daha sağlamlaştırsın diye namusunuz olan oyunuzu harcamayın harcatmayın.
Kimin bu ülke için hayırlı olacağını düşünüyorsanız ona verin oyunuzu amenna. Veriler ortada, kim çaldı kim çırptı, kimin oğlu, kimin kızı kimin karısı nelerin sahibi sağır sultan bile biliyor.
Karar sizin; bu seçim bir partinin değil bir ülkenin kader seçimidir, bu seçim bir iktidar seçimi değil istikbal seçimidir, bu seçim çocuklarınız ve torunlarınızın nasıl bir dünyada yaşayacağının seçimidir. Aklınızı başınıza devşirin, vicdanınızı uyanık tutun.
Yaşam bir canlı yayındır ve geri sarma tuşu ne yazık ki yoktur!
Yorum 1