Celal Eren ÇELİK
Evet sevgili dostlar biz KRİPTEKS E-DERGİ’NİN kapağına Amerikalı ünlü milyarder Jeffrey Epstein’ı taşıdığımızda tarihler 2019 yılının Temmuz ayını gösteriyordu yani bundan tam 4 yıl önceydi…
ABD’de ortaya çıkan ve tüm Dünya’yı sarsan “PİZZAGATE” Skandalı’nın merkezindeki ünlü iş adamı hapishanede şüpheli biçimde hayatında son aşamadan sonra da olay yansımaları durulmadı ve günümüze kadar ulaştı…
Son olarak ise Epstein skandalında dosyanın evrakları üzerinde şimdiye kadar açıklanması yasak olan isimler ile ilgili yasak kararının kalkması ile birlikte Jeffrey Epstein hakkındaki yeni ve mide bulandırıcı pek çok şok edici gerçek daha ortalığa saçılırken, Epstein’in kurduğu “Küresel fuhuş ağı” na da yeni isimler ve detaylar eklendi.
Ancak Epstein ile ilgili iddialar özellikle çocuk tacizi ve küresel bir fuhuş ağı üzerine yoğunlaşıyordu,ki halen öyle..Ve Türkiye’de de Epstein konusunu dört başı mamur biçimde ele alan bir çalışma yapılmamıştı… Halen KRİPTEKS DERGİSİ’nde bizim yaptığımız çalışmanın ötesine geçmiş şekilde dört başı mamur bir çalışma yapılmış değil.
Peki Epstein sadece farklı cinsel fantezileri olan ve bu fantezilerine güçlü dostlarını da ortak eden bir sapık milyarder miydi,yoksa enteresan ve girift bir ilişkiler ağının tam da ortasındaki isim miydi?
İşte şimdi girizgahı daha fazla uzatmadan “Yazı dizisi” olarak yayınlayacağımız ve 4 gün boyunca devam edecek olan ZOR ÖLÜM:JEFFREY EPSTEİN yazı dizimizin ilk bölümüne başlıyoruz…
***
Jeffery Edward Epstein 20 Ocak 1953 tarihinde ABD’de Brooklyn’de Dünya’ya geldi. Yahudi olan annesi Pauline ve babası Seymour G.Epstein oğullarının eğitimine önem veriyorlardı.
Ancak Jeffrey Epstein’in çok üst düzey ve parlak bir öğrenci değildi. Buna rağmen Epstein, New York Üniversitesi’nin Matematik Bilimleri Enstitüsü’nden mezun oldu ve öğretmenlik yaparak iş hayatına başladı.
Epstein önce matematik öğretmeni daha sonrasında ise müdür yardımcısı olduğu ve bölgenin “elit ailelerinin “çocuklarının okuduğu Dalton Lisesi’nde işe başlarken farkında bile olmadan hayatının ilk “enteresan ilişkisini” de kurmuş oluyordu.
Zira okulda kendisini işe alacak ve daha sonrasında kısa süre sonra görevinden istifa eden kişi ABD’nin bugünkü Adalet Bakanı olan William Barr’ın babası Donald Barr’dı.
İşte bu “seçkin” özel okulda Alan Greenberg’in çok yakın bir arkadaşını çocuğunun okuması ve Greenberg’in bu yakın arkadaşının okulda yapılan veli toplantısında Epstein’den çok etkilenmesi sonrasında Epstein’in hayatı değişecekti.
Zira arkadaşı ertesi gün Greenberg ile buluştuklarında Epstein’i mutlaka işe alması gerektiğini söyleyecek, Epstein ile sadece bir kere görüşen Greenberg ise Epstein’i Wall Street’in en prestijli küresel finans devlerinden birisi olan Bear Stearns’ta işe alacaktı.
Alan Greenberg tarafından işe alınmak, hem de hiçbir finansal kariyer sahibi olmadan bunu başarmak çok önemli bir şeydi.
Zira Alan Greenberg,50 milyon dolarlık orta ölçekli bir şirketken yönetimini devraldığı Bear Stearns’ı tam 1.4 milyar dolarlık küresel bir finans devine çeviren Wall Street’in “Altın Çocuklarından” birisiydi.
Greenbertg, Epstein ile yaptığı sohbetlerde Epstein’ın ekonomik analiz ve öngörülerinden çok etkilenmişti ve kısa süre süre sonra Epstein’a şirketi Bear Stearns’ta şirkette “sınırlı ortaklık” bile verecekti.
Epstein’in hayatı bu yeni işi ile birlikte tamamen değişecekti…
1976 yılında Epstein, Bear Stearns’a küçük çaplı müşteriler ile ilgilenen ve hatta “sıradan” denilebilecek bir pozisyonda göreve başlamıştı.
Ancak portföyünü yönettiği müşterilerine yaptığı danışmanlık ve verdiği tavsiyeler ile müşterilerinin hızla servet ve yatırımlarını katlamaları ile bir anda dikkat çekti.
Epstein çok kısa bir süre içerisinde Bear Streans şirketinin en gözde elemanlarından bir tanesi haline gelirken, şirket içerisinde de artık büyük müşterilerin portföylerine danışmanlık yapacağı daha üst düzey bir göreve getirilmişti.
Epstein’in şirket içerisinde bu kadar hızla yükselerek şirketin önemli müşterilerinin portföylerine danışmanlık yapmaya başlaması sadece 4 yıl içerisinde olmuştu.
Bear Streans müşterileri arasında ünü kulaktan kulağa yayılmakta olan Jeffrey Epstein artık müşterilerin birbirlerine tavsiye ettiği bir isim haline gelmişti.
Epstein’in hayatının en önemli kırılma anı bir müşterisinin kendisini Edgar Bronfman’a tavsiye etmesinden sonra yaşanacak ve Epstein’in hayatında artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı…
Edgar Bronfman,Seagram şirketinin sahibi olan milyarder bir Amerikalı iş adamıydı ve Epstein ile görüştüğünde kendisinden şirketi üzerindeki “Vergi yükünün hafifletilmesi” için strateji üreterek danışmanlık yapmasını istemişti.
Aslında bu “Vergi kaçırma yollarının kılıfına uydurulması” işleminin “kibarca” ifade edilmiş haliydi. Epstein teklifi kabul ettiğinde aslında çok ama çok büyük bir ağa hem de tam merkezinde dahil oluyordu.
***
Edgar Bronfman sadece Seagram şirketinin sahibi olan milyar dolarlık bir iş adamı olmanın çok ötesinde öneme ve ilişkiler ağına sahip bir isim.
Babası Samuel Bronfman’ın kurduğu alkollü içecekler şirketini bir imparatorluğa taşıyan Bronfman bir yandan da birbirinden girift ilişkiler kuruyor, bu ilişkiler ile birlikte Bronfman Ailesi de Amerika’daki en önemli ailelerden birisi haline geliyordu.
Ama Edgar Bronfman’ın bu ilişkilerini kurabilmesi babasından devraldığı bir ilişkiler ağı ve likör imparatorluğundan kaynaklanmaktaydı.
EdgarBronfman’ın babası olan ve “Bronfman Ailesi”nin kurucusu Samuel Bronfman ise Amerika’daki servetini Amerika’daki içki yasağı sırasında Amerikan yer altı dünyasının efsane isimleri ile ama özellikle de Mayer Lenski ile kurduğu yakın ilişkiler sayesinde yapmıştı.
Bronfman ABD’de “Ulusal Suç Sendikası” olarak bilinen yer altı organizasyonunun en önemli isimlerinden birisiydi. Mayer Lenski ise hem CIA hem de MOSSAD ile yakın ilişkilere sahipti ve uzmanlık alanı “Cinsel içerikli şantaj” görüntüleriydi…
Mayer Lenski ile Samuel Bronfman’ın ilişkisi giderek güçlenirken Bronfman adeta bir “İmparator” haline gelmişti ve yer altı dünyasında da kendisinden “Büyük Komutan” olarak bahsediliyordu.
Bronfman yakın dostu mafya dünyasının önemli ismi Mayer Lenski’nin “Cinsel şantaj” arşivine de sahip olmuştu ve bu arşivde Amerika’nın en üst düzey iş adamı, siyasetçi,istihbaratçı,sanatçı ve askerlerinin görüntüleri bulunmaktaydı…
Bu “arşiv” Bronfman’a ve Bronfman Ailesi’ne büyük bir güç ve ilişkiler ağı sağlarken az sonra okuyacağınız “Büyük patron” tarafından Bronfman Ailesi çevresinde küresel bir network kurulmasının da temelini attı.
1976 yılında Bear Stearns’a görece olarak önemsiz bir pozisyonda göreve başlayan Epstein şirkette özellikle Edgar Bronfman’ın “mali suçlarını” hafifletme yani vergi kaçırma suçlarını başarı ile “kılıfına uydurduktan” sonra önlenemez bir yükseliş göstermişti.
1980’lerin başına gelindiğinde Jeffrey Epstein sadece 4 sene içerisinde Bear Stearns’ın sadece başarılı bir çalışanı olmaktan çıkıp “sınırlı ortağı” haline gelmişti.
Ancak finans piyasalarının adeta yıldız gibi parlayan ismi Epstein için herkes çok daha büyük işlere imza atmasını beklerken hiç beklenmedik bir gelişme yaşanacak ve 1980 yılında aniden Epstein ile Bear Stearns şirketinin yolları ayrılacaktı…
Evet bu şirketten ayrılığın sebebi bugün dahi tam olarak bilinemiyor ve bunun sebebi de bizatihi Epstein’in kendi ifadeleri.
Epstein bir röportajında kendi işini kurmak istediği için şirketten istifa ettiğini belirtirken, bir diğer röportajında ise şirketteki bir sekreter ile ilişki yaşadığı için işten ayrılmak zorunda kaldığını belirtiyordu.
Bir başka iddia ise Epstein’in şirket üzerinden kendisine mali kazanç sağlayacak bazı işlemler yaparken şirket yetkilileri tarafından “suçüstü” yakalandığı ancak şirkete olan katkılarından ötürü bunun duyurulmadığı ve Epstein’e“istifa etme”şansı tanınarak olayın kapatıldığıydı
Ancak Epstein Bear Streans’tan neden ve nasıl ayrıldığı bilinmese de ilişkisini hiçbir zaman koparmayacak hatta Bearn Stearns hisselerini satacak, şirketin yatırım fonuna 50 milyon dolar yatırım yapacaktı.
Zira Epstein ile Bear Stearns arasındaki ilişki öyle “sıradan” bir iş ilişkisinin çok ötesindeydi ve Epstein büyük işlere finans sektörünün yaldızlı ana caddesinde değil,istihbarat dünyasının ve siyasetin iç içe girmiş karanlık arka sokaklarında imza atmayı tercih etmişti…
***
Epstein bu tercihi yaptığında tarih yaprakları 1980’i göstermekteydi ve Epstein’in hayatını değiştiren isim olan Edgar Bronfman ile Epstein arasındaki ilişkiler de giderek sıkılaşmıştı.
Öncelikle belirtelim ki babası Samuel Bronfman’ın ölümü sonrasında Bronfman Hanedanı’nın başına geçen Edgar Bronfman’ın en önemli özelliği Dünya Yahudi Konseyi’nin Başkanı olarak görev yapmış olması.
Ancak bu görevi yaparken kendisini unutulmaz kılan şey Rusya’da İbranilerin kendi dillerini kullanabilmeleri ve SSCB döneminde Rusya’da Yahudilerin kendi dinlerini yaşayabilmeleri için en önemli adımları atan isim oluşu.
Tabii bu adımları atabilmek için çok güçlü bir ilişkiler ağına sahip olmak gerekiyor ve Edgar Bronfman da bu ilişkiler ağına fazlası ile sahip bir isim.
Bronfman ABD siyaseti ile iç içe olan ve hem Demokratlara hem de Cumhuriyetçilere “Başkan” düzeyinde yakınlığı olan bir isim…
Gerek Baba ve oğul Bush, gerekse Bill Clinton Bronfman’ın çok sıkı ilişkileri olan isimler.
Ayrıca Edgar Bronfman Dünya’yı yöneten gizli örgütlerin belki de en önemlilerinden birisi olan CFR yapılanmasının da en önemli üyelerinden birisi ve en yakın olduğu isimlerden birisi de CFR kurucusu ve “Hamisi” David Rockefeller…
Bronfman Ailesi ile ilişkilerini hiç kesmeden ve çok daha sıkılaştırarak sürdüren Jeffrey Epstein kısa süre sonra Edgar Bronfman’ın 2 oğlu olan ve babasından çok daha fazla girift ilişkiye sahip bulunan Edgar Bronfman JR. ve Matthew Bronfman’ın da güvenini kazandı.
Bear Stearns şirketinde çalıştığı dönemde kendisinin tüm “kirli işlerini” çözen Epstein’a yer altı dünyası ve istihbarat servisleri ile babası Samuel Bronfman döneminde başlayan yakın ilişkileri alarak daha da geliştirmiş olan Edgar Bronfman ilginç bir teklif ile gitti.
Çok yakında başlayacak olan ve Beyaz Saray’ın emri ile CIA’nın birlikte yürüteceği çok önemli bir projede yer almasını istiyordu.
İşte Epstein’in Bear Stearns’tan aniden ayrılışının perde arkasında aslında bu operasyonda oynayacağı rol vardı..
Epstein’in finans sokaklarından çıkıp istihbarat ve suç dünyasının kol kola gezdiği sokaklarda ilk kez yürümeye başlayacağı operasyon ise daha sonra tarihe “İRAN-KONTRA” ya da “İRANGATE” skandalı olarak geçecekti
Şimdi sizlerle tarih yapraklarını 1972 yılına doğru çeviriyoruz…
****
1972 yılında Pakistanlı bir finansör olan Agha Hasan Abedi tarafından Bank of Credit and Commerce International isminde bir banka kuruluyordu.
Ancak aslında perde arkasında bankayı kurduran ve finansmanı sağlayan CIA’di. Zira CIA uluslar arası operasyonlarda sağlaması gereken para akışı ve trafiği ile kara para aklama operasyonları için artık bir banka kurmaya karar vermişti.
Bank of Credit and Commerce International (BBCI) bir süre orta ölçekli CIA operasyonlarında kullanılsa da en büyük operasyonel faaliyetini Ronald Reagan’ın 1981 yılında Başkan seçilmesi ile birlikte 1982 itibariyle devreye sokulacak “projede” gerçekleştirecekti.
Bu büyük ve son derece gizli operasyona göre ABD hükümeti önce silah ambargosu altında olan İran’a silah satacak, buradan gelen paralar ise Nikaragua’da ABD’den bağımsız politikalar uygulayan yönetimin devrilmesi için faaliyet gösteren contra eylemcilerini finanse etmek için kullanacaktı…
Projenin başında Albay Oliver North bulunmaktaydı. North plan dahilinde Kolombiya uyuşturucu tekelleri ile de işbirliği sağlamakta ve buradan elde edilen gelir de yine Nikaragua’ya aktarılmaktaydı.
Operasyonun ana damarı olan silah satışı işi ise İsrail üzerinden yapılacaktı. ABD silahları İsrail’e aktaracak, silahlar İsrail üzerinden İran’a satılacaktı.
Silahları satacak isim İstanbul’daki Suudi Arabistan konsolosluğunda katledilen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın amcası olan Adnan Kaşıkçı’ydı.
Adnan Kaşıkçı ise Edgar Bronfman ile yakın ilişkileri olan bir isimdi ve bu yakınlık aynı zamanda Adnan Kaşıkçı’nın Bear Stearns’ta Epstein’in en önemli müşterilerinden birisi olması sonucunu doğurmuştu.
Silahları İran’a ve “insani yardım” adı altında uyuşturucuları Nikaragua’ya ise CIA’nin havayolu şirketi olan Southern Air Tranport taşıyacaktır.
Daha sonraları ortaya çıkacak gerçek ise Adnan Kaşıkçı’nın finansman desteği ve resmi kayıtlardaki tek “milyarder” müşterisi olan Leslie Wexner ile birlikte Jeffrey Epstein’in CIA’nin havayolu şirketi olan Southern Air Tranport ile ticari ortaklık kurmuş olduğudur!
Yani Epstein aslında CIA ile ortaktır!
****
Bu arada tarih yaprakları 1982’yi gösterdiğinde ve bu büyük operasyon başlamak üzereyken ABD’de valilik seçimleri heyecanı vardır…
Ve valilik seçimlerinde 1978 yılında ABD’nin en genç valisi olarak seçilip 2 sene görev yaptıktan sonra 1980 seçimlerini kaybeden Bill Clinton ikinci kez Arkansas Valisi olarak seçilmektedir
Clinton için “Beyaz Saray” yolunu açacak ilişkiler ağının başlangıcı da aslında ikinci kez Arkansas Valisi seçildiği 1982 valilik seçimleri olacaktır.
Zira Beyaz Saray ve CIA, İran’a İsrail üzerinden silah satıp bu para ile Nikaragua’daki contraları finanse etme operasyonun merkezini Arkansas olarak belirlemiştir.
Arkansas Eyaleti’nin başkenti olan Little Rock’ın Batısında bulunan Ozark Dağları iç kısmında bulunan Mena kasabası ve buradaki havaalanı operasyonun ana merkeziydi.
Mena Intermountain Bölge Havalimanı Nikaragua kontralarına silah, uyuşturucu teslimatının yapılması, depolanması için kullanıldı.
Buradan kalkan ve daha sonra Epstein’in de ticari ilişkisi ve ortaklığı olan olduğu ortaya çıkacak CIA’nın havayolu şirketi olan Southern Air Tranport’a ait uçaklar İsrail üzerinden İran’a satılacak silahları taşıdılar.
Bill Clinton da Arkansas Valisi olarak bu çok gizli projeden haberi olan ender sayıdaki isimden birisi olarak ortadaki “pürüzleri” temizliyor, tabiri yerindeyse “izleri yok ediyordu”
Kurulan sistemde CIA’nin kurdurduğu Bank of Credit and Commerce International kilitrol oynamaktaydı. Silahların satışını gerçekleştiren Adnan Kaşıkçı para trafiğini Bank of Credit and Commerce International üzerinden yönetti.
O dönem 20 milyon Dolarlık bir para trafiği BCCI üzerinden yürütülürken, operasyonun başındaki isim olan Albay Oliver North’un imzaladığı çekler ile satışın gerçekleşebilmesi için sahte belgeler oluşturuldu.
Ama planı başarıya ulaştıran asıl kritik nokta, İran ile İsrail arasındaki güven sorununu aşılmasını sağlayan 5 milyon Dolarlık kredi oldu. Ve Kaşıkçı’ya bu finansmanı sağlayan da tabii ki Bank of Credit and Commerce International’di.
CIA’nın kurdurduğu Bank of Credit and Commerce International daha sonra ABD finans piyasasının içerisine First Amerikan Bank’ı satın alması sağlanarak daha da güçlü biçimde “sokuldu.”
Ancak bu satınalma hiç de kolay olmadı ve ciddi anlamda sıkıntılı hukuki süreçler yaşandı.
Bu sıkıntılı hukuki süreçlerin aşılmasını sağlayan ise Rose Hukuk firması oldu. Rose Hukuk firmasının sahibi ise Hillary Clinton’du!
Bu proje ile eş zamanlı olarak ilişkilerini daha da geliştiren Epstein’in bir başka “özel müşterisi” ise İngiliz silah kaçakçısı Sir Douglas Leese’ydi.
Bu isim ile Adnan Kaşıkçı’yı yan yana getiren Epstein, Kaşıkçı-Leese ikilisinin Suudi yetkililere rüşvet vererek İngiliz silahlarını sattığı Al Yamamah Anlaşmasına giden sürecin de önünü açtı.
Anlaşmanın ikincisi şimdiki İngiltere Kralı, dönemin İngiltere Prensi Charles’ın da katılımı ile yapıldı. Rüşvet skandalı ortaya çıkınca İngiliz Kraliyet ailesi olayla ilgili tüm ilişkisini reddederken olayın üzerini kapatan ise bizzat Prens Andrew oldu.
Prens Andrew bu olayın üzerini kapatırken Kaşıkçı ile temas kurmamaya azami çaba sarf ederken arada köprü olarak kullanılan isim yine Epstein oluyordu.
Ve olayın üzerinin kapatılmasında önemli bir köprü rolü oynayan Epstein artık İngiliz Kraliyet Ailesi ile de çok sıkı ve içerisinde “sırlar ve suç ortaklıkları” içeren bir ilişki kuruyordu.
İşte İrangate skandalı olarak daha sonra patlak verecek bu operasyon esnasında Jeffrey Epstein ile Bill Clinton’un yolu ilk kez kesişmişti…
Ama bu son olmayacak ve ikili arasındaki ilişkiler çok daha sıkı ve girift bir hal alacaktı.
****
Epstein ile ilişkisinden az önce bahsettiğimiz silah kaçakçısı İngiliz Sir Douglas Leese, Eptein’i Stephen Hoffenberg isimli iş adamı ile tanıştırdı. Leese, Hoffenberg’e Epstein’i şöyle tanımlamıştı.: “Adam bir dahi.Tahvil satışında müthiş. Ve ahlak pusulası yok!”
O esnada Epstein kendi şirketi olan Epstein&Co.’yu kurmuş ama enteresan biçimde tek bir iş bile yapmamıştı.Sanki bu şirket Epstein’in başka “gizli” işlerinden kaynaklı gelirlerini açıklamak için kurulmuş bir paravan şirket görünümündeydi.
Ödenmemiş borçları satın alarak bu borçların tahsilatını yapan ve o dönem yılda 90 milyon Dolarlık ciroya ulaşan Hoffenberg Epstein ile bir danışmanlık anlaşması yaptı.
İkili birbirinden çok memnun kalmışlardı ve kısa zaman sonra kendi “Saadet zincirlerini” kurmaya karar verdiler.
Amerika’da yaklaşık 200 bin tasarruf sahibinin paralarını bizdeki banker skandalı yaşanan döneme çok benzeyen şekilde kendilerine aktaran ikili her PONZİ GAME’in kaçınılmaz sonu olarak sistem çöktüğünde arkasında yüzbinleri aşan mağdur bıraktı.
Bu olay sonrasında olay mahkemeye taşındığında Hoffenberg 18 yıl ceza alıp cezaevinin yolunu tutarken, çok “yukarılardan” devreye giren “hatırlı” dostları sayesinde Jeffrey Epstein’in bırakın hapis yatmasını adı bile dosyadan çıkarılacaktı!
Ve Epstein, ünlü Trump Tower’da bir katı komple kapattığı bu dönemde o zamana kadarki en büyük vurgununu yaparak yüz milyonlarca dolarlık servet edinmişti. Dedik ya “Hatırlı dostlar” bu günler için vardı ve Epstein onlar için “Vazgeçilmezdi”…
Biz dönelim yeniden Clinton-Epstein ilişkisine…Epstein, yolunun Arkansas Valiliği döneminde kesiştiği Bill Clinton’un ABD Başkanlığına aday olması ile Clinton’un en önemli destekçilerinden birisi oldu.
Ve Clinton’un Beyaz Saray’a çıkması ile birlikte ilişkiler daha da sıkılaştı…
Bill Clinton ile Epstein’in çok daha sıkı ilişkiler geliştirmesini sağlayan isim ise Edgar Bronfman’ın oğlu Matthew Bronfman ile birlikte Bronfman EL Rothschild, LL. İsimli yatırım şirketinde ortak olan Lynn Forester de Rothschild oluyordu.
Lynn Forester de Rothschild ise Rothschild Hanedanı’nın en önemli isimlerinden Evelyn de Rothschild’in eşi ve David Rockefeller’in “Sağ kolu” olan Henry Kissinger’in çok yakın arkadaşı.
Zaten eşi Evelyn Rothschild ile de Kissinger’in kendisini bizzat davet ettiği bir Bilderberg Toplantısında tanışıyor.
Matthew Bronfman’ın ortağı Lynn Forester de Rothschild aynı zamanda hem Bill hem de Hillary Clinton’un Amerika’daki en büyük mali destekçilerinden bir tanesi.
Peki Lynn Forester de Rothschild ile Epstein’in yakınlığı nereden kaynaklanıyor? Anlatalım efendim…
Lynn Forester de Rothschild Deutsche Bank Mikrofinans Konsorsiyumu’na danışmanlık yapmakta ve Deutsche Bank Uluslararası Diyalog Alfred Herrhausen Society yönetim kurulu üyesi görevlerini de uzunca süre yürütmekte olan bir isim.…
Epstein ile ne zaman tanıştığı tam olarak bilinmeyen Lynn Forester de Rothschild Deutsche Bank içerisinden döviz hareketleri ile ilgili bilgileri ve yaşanacak muhtemel ilişkileri önceden Epstein’e sızdırıyor.
Epstein ise büyük rakamlar ile yaşanacak gelişmelerden iki-üç ay önce döviz üzerine yatırım yapıyor.
Hali ile birkaç ay sonra önceden kendisine verilmiş bilgilere göre doğru ve büyük yatırım yaptığı için döviz piyasalarından Lynn Forester de Rothschild ile birlikte çok büyük paralar kazanıyor.
Lynn Forester de Rothschild’in “kırılamayacak” ricasından sonra özel olarak birebir olarak da Bill Clinton ile görüşmeye başlayan Epstein’i artık Hillary ve Bill Clinton’un kurduğu Clinton Fondation (Clinton Vakfı)’nın üyesi ve en önemli bağışçılarından bir tanesi olarak görüyoruz.
İşte Lynn Rothschild’in Epstein için Bill Clinton’a “özel” olarak kaleme alarak gönderdiği mektup…
Bu arada Lynn Forester de Rothschil ile Epstein ikilisi Bill Clinton’un özel davetlerinde ve Beyaz Saray’da ABD Başkanı ile özel görüşmeler yapmaya başlıyor…
Bu da o “özel davetlerin” belgesi olan ve sadece sınırlı sayıda isme giden davetiye…
Tabii bu görüşmeler boşuna değil. Bu görüşmelerin daha da sıklaşmasını sağlayan isim ise Bill Clinton’un üniversiteden arkadaşı ve Epstein’in de çok eski bir dostu olan Paul Prosperi…
Bu görüşmeler ile birlikte bağışlar da artıyor ve Epstein’in COUQ Vakfı üzerinden ciddi miktarda bağışlar Clinton Vakfı’na akıyordu.
Bu arada Epstein giderekj daha fazla sıklıkla Beyaz Saray’a girip çıkmaya başlıyordu…İşte bu da Epstein için özel olarak düzenlenen Beyaz Saray ziyaret belgesi…
Tüm bu gelişmelerden sonra Epstein, özellikle Clinton döneminin Hazine Bakanı Larry Summers ve Enerji Bakanı Bill Richardson ile ilişkilerini oldukça girift bir hale getirmiş çıkarların birbiri içerisine geçtiği çok yakın ilişkiler tesis etmiştir.
Özellikle Bill Richardson Mexico Valiliği döneminde Epstein’in çiftliğini ziyaret eden ve kendisinden bazı projeler için yüklü bağışlar alan bir isim.
Bu esnada Lynn Forester de Rothschild’in de ABD Enerji Bakanlığı Danışma Kurulu üyesi olmasının ardından Golan Tepeleri’nde petrol aramak üzere kurulan Genie Energy’nin Ortadoğu’da giderek dikkat çeken yatırımlar yaptığını görüyoruz…
Genie Energy’nin Danışma Kurulu’nda ise “Epstain Skandalının” ilk patladığı tarih olan 2019 yılı itibariyle Epstein’in son derece yakın ilişkiler kurduğu Larry Summers, Bill Richardson, yine İrangete Skandalı patlak verdiğinde Epstein’in izlerini silen CIA Direktörü James Woolsey var.
Yine bu tarih itibariyle şirketin “Danışma Kurulu Başkanı” ise Jakob Rothscild!
Evet dostlar Epstein ismi çocuk tacizlerinden,hakkında özellikle köpürtülen seks partileri,ayin haberlerinden çok daha derin ve girift ilişkiler ile örülü son derece kritik bir isimdir…Ve emin olun daha yeni başladık yazmaya…
ZOR ÖLÜM:JEFFREY EPSTEİN yazı dizimizin ilk bölümünün burada sonuna geliyoruz…
Yarın yazı dizimizin 2. bölümünde buluşmak üzere…