Celal Eren ÇELİK
Malumunuz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Antalya’da İl Başkanları ile bir araya geldiği toplantıda özellikle AKP’nin yeni seçim yasası kanununa eklediği “Seçime katılabilmek için il,ilç ve büyükm kongrelerini en az 2 kez ihmal etmemiş olma” şartı sebebi ile parti örgütü tarafından 2. kez ertelediği kongre sürecini yeniden başlatması bekleniyordu.
Ancak Kılıçdaroğlu böyle bir şey yapmadığı gibi “Bu süreçte enerjimizi Kurultay tartışmalarına harcayamayız” diyerek Kurultay kapılarını da tamamen kapatıp kendi açısından tartışmalara son noktayı koydu.
Parti içinde tartışmalar biter mi, muhalif gruplar olağanüstü kongre için imza toplamak için bir girişimde bulunurlar mı bunlar belki başka bir yazının konusu.
Lakin bu yazımızda parti içerisinde kendisinin ve 10 ARALIK HAREKETİ’in uyguladığı politikalara yönelik tabandaki sert tepkiyi bildiği için seçimlere giderken yeniden start vereceği bir Kurultay takviminde gerçekleşecek il ve ilçe seçimlerinde pek çok örgütün yönetimini kaybetmekten korkan CHP Genel Merkez Yönetimi’nin partideki örgütlerin kontrolünü ellerinde tutmak ve pek çok ilde “Kendi uydusu” olan il yönetimlerini “Atama” ve “Kayyum” ile partiye yönetici yaparken imza attığı en son skandalı yazacağız…
O zaman peşrevi daha fazla uzatmadan yazımıza geçelim…
PARTİ ÜYESİ OLMAYAN KİŞİYİ İL YÖNETİCİSİ YAPTILAR…
CHP’de aylarca boş kalan Bitlis İl Yönetimi’ne kısa süre önce Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ve Genel Sekreter Selin Sayek Böke’nin imzaları ile Mehmet Cahit Geylani atandı.
Mehmet Cahit Geylani’nin daha önce AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a methiyeler düzen bir isim oluşu ve resmi Twitter hesabından halen bu paylaşımları silmeyişi de ayrıca dikkat çekti.
Öte yandan il yönetiminde görevlendirilen Abdülhamit Mermer’in MENZİL TARİKATI’nın Bitlis’teki en önemli isimlerinden birisi olduğunu da yine tüm Türkiye HABER ALTERNATİF “Özel Haberi” ile öğrenmişti.
Şimdi ise Bitlis’te gerçekleştirilen bu atamada diğerlerini de gölgede bırakacak bir skandal yaşandı ve “Skandallar silsilesinde” 3. perde açıldı…
Bitlis’e Genel Merkez tarafından atanan “Skandal” İl Yönetim Kurulu içerisinde Hazal Yol isimi ilk başta dikkat çekmese de kısa süre önce Hazal Yol’un Bitlis Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği dilekçe ile bu ismin neden “Önemli” olduğu anlaşılacaktı.
Hazal Yol’un CHP Bitlis İl Yöneticisi olarak atanmasının daha atama imzası kurumdan Hazal Yol Bitlis’te noter kanalı ile partiden istifa etti… Ama bu istifa sıradan yahut partideki siyasi anlaşmazlıklar sebebi ile yaşanmış bir istifa olayı değildi ve Hazal Yol’un noter kanalı ile CHP Genel Merkezi’ne gönderdiği istifası son derece büyük bir skandalı ortaya çıkartıyordu.
Zira CHP Bitlis İl Yöneticisi olarak atanan Hazal Yol, noterden gönderdiği istifasında kendisinin bilgisi ve onayı olmadan, kimlik bilgileri kullanılmak sureti ile CHP’ye üye yapıldığını ve daha sonrasında yine kendi bilgisi ve rızası olmadan “Gıyabında” CHP Bitlis İl Yöneticisi olarak atandığını öğrendiğini belirterek,istifasını verdiğini ve gereğinin yapılmasını istiyordu.
Ancak Hazal Yol sadece bununla da kalmayacaktı ve noter kanalı ile CHP Genel Merkezi’ne istifasını gönderir göndermez bu kez de soluğu Cumhuriyet Savcılığı’nda alarak avukatları aracılığı ile CHP’de kendisinin kimlik bilgilerini kullanarak haberi olmadan kendisini önce partiye üye yapıp ardından “Gıyabında” il yöneticisi olarak atayanların cezalandırılması için suç duyurusunda bulunacaktı.
Hazal Yol’un suç duyurusunda CHP “Özel belgelerde sahtecilik” ve “Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nu İhlal” ile suçlanacak ve CHP tarihinde daha önce örneği görülmemiş bir rezalete ve skandala imza atılacaktı.
Ayrıca Hazal Yol’un gerek noterden gönderdiği istifa gerekse suç duyurusunda ikametinin Bitlis’te olduğu açıkça görülüyor. Yani “Gıyabında” partiye il yöneticisi yapılan kişi Bitlis’te dahi oturmuyor!
Yani sevgili okurlarımız, CHP Bitlis’te partiyi Erdoğan hayranı bir il başkanına, Menzilci bir İl Başkan Yardımcısına ve parti üyesi dahi olmayan hatta Bitlis’te dahi oturmayıp partiye il yöneticisi olduğunu dahi sosyal medyadan öğrenip suç duyurusunda bulunan bu isimlere emanet ediyor…
Bu durum sadece Bitlis’te böyle değil…
Kemal Kılıçdaroğlu hemen her konuşmasında “Kayyumlara” ne kadar karşı olduğunu ve bu “Kayyum” uygulamanın ne kadar anti demokratik olduğunu belirtirken CHP’de Doğu ve Güneydoğu illerinin pek çoğunda şu anda parti Genel Merkez’in sözünden çıkması mümkün olmayan “Kayyum” yönetimlerin ataması ile yoluna devam ediyor, yapılması gereken kongreler yapılmıyor,Kurultay hem de seçime girebilmeyi riske atmasına rağmen 2. kez erteleniyor.
Çünkü hem Kılıçdaroğlu hem de 10 ARALIK ekibi biliyor ki parti içerisinde kendilerine büyük bir tepki var ve kurultaya gitseler ellerinde güç kalmayacak, Genel Başkan kendisini güç bela seçtirse de PM’de çoğunluğunu kaybedecek.
İşte hal böyle olunca ne oluyor; Bitlis’te böyle “Skandallara” imza atılıp “Uydusu” olacak isimleri il yöneticisi yapıyorlar ve partiyi kepaze ediyorlar, Gaziantep’te aylardır il ve ilçeleri görevden alıp partiyi kayyumla yönetiyorlar, güya aşiretler ile buluşurken “Şov yaptıkları” Diyarbakır’da kongre yaptırmıyorlar parti kaos içerisinde kapısını açamıyor…
Kars,Ağrı,Muş,Van,Ağrı’da da durum farklı değil.
İşte o nedenle Antalya İl Başkanları toplantısında o il başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Ayakta alkışlıyor”. Çünkü varlık sebepleri Kılıçdaroğlu, ticari, siyasi rantlarının iplerini elinde tutan Kılıçdaroğlu, onları o koltuğa oturtan, kimisini “Kayyum” olarak atayan, pek çoğunun ise karşısındaki adayı kongrelerde çektirip tek aday olarak girdiği kongreleri kazanmasını sağlayan Kılıçdaroğlu…
Ama Kemal Kılıçdaroğlu ve 10 ARALIK ekibi için partinin önemi yok; ne de olsa “KAYYUM DEMOKRASİSİ” var…
Sormak lazım Sn.Kılıçdaroğlu’na bu şekildeki “KAYYUM DEMOKRASİSİ” ile mi iktidar olacaksınız, kendi pertinizde rezalet ve skandallarla dolu “KAYYUM DEMOKRASİSİ” uygularken Türkiye’ye demokrasiyi nasıl getireceksiniz?
Tabii hala “Gençlerin demokrat amcası” masalını dinlenmek istiyorsanız o da bir tercih, o zaman size iyi uykular…