Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarihi Bomonti Bira Fabrikası’nın yıkımı ile ilgili kendisine yöneltilen soru önergesini cevaplarken “Yıkarak ortadan kaldırmak gibi bir durum yok” demiş, bu cevap da yandaş medya tarafından “BOMONTİ’DE YIKIM YOK” şeklinde manşetlere taşınmıştı. Ancak gerçeğin bu şekilde olmadığı ortaya çıktı.
Bakan Kurum kendisine yöneltilen soru önergesini “Konuya ilişkin alınan ilgili Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararları incelendiğinde; söz konusu yapılara ilişkin Rekonstrüksiyon Projesi onaylandığı yani yıkarak ortadan kaldırılma gibi bir durumun söz konusu olmadığı gibi bahse konu yapıların yeniden ihya edilerek güncel ihtiyaçlara göre işlevlendirilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemelerce verilmiş herhangi bir yürütmeyi durdurma veya iptal kararı olup olmadığı hususu Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığına ve İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna sorulmuş olup alınan cevabı yazılarda bahse konu parsellere ilişkin Mahkemelerce verilmiş herhangi bir yürütmeyi durdurma veya iptal kararının bulunmadığı ifade edilmiştir” sözleri ile cevaplamıştı.
YIKIM KARARINI VEREN ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI…
Oysa ki tarihi Bomonti Bira Fabrikası ile ilgili yıkım kararını bizzat Murat Kurum‘un başında bulunduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verdi.
2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı söz konusu tarihi Bomonti Bira Fabrikası ile ilgili yapıların yıkılması, yerlerine mescit, yurt ve otopark yapılması kararını almış ve konu ile ilgili ilişkin idari işlemler de başlatılmıştı.
2013 yılında alınan bu kararı “Haksız tahsis” olarak niteleyen Mimarlar Odası İstanbul Şubesi konuyu mahkemeye taşımış ve kararın iptali için dava açmış ancak iptal davası sürerken söz konusu bölgenin 9. ve 10.parselinde bulunan yapılar yıkım ekipleri tarafından yıkılmıştı.
Mimarlar Odası İstanbul Şubesi de yıkım sonrasında bir açıklama yaparak “Konuya ilişkin dava süreçleri devam ediyor olmasına rağmen Bakanlığın yıkım izni vermesi yalnızca hukuka aykırı değildir; varlık sebebi gereği tarihsel değerleri ve kültür varlıklarını korumak ve onlara saygılı davranmakla yükümlü olan Bakanlık, bu kararıyla kendi varlık sebebini de reddetmektedir. Bu yıkımla, erken sanayi döneminden günümüze kadar gelen silo binaları yıkılmak suretiyle kent belleğinden bir dönem daha silinmektedir.” ifadelerini kullanmıştı.