Celal Eren ÇELİK
Memleketimizde sağolsun mesela polislerin 550 tam puanla Boğaziçi Üniversitesi’ni kazanan öğrenciye “Akıllı ol” diye çemkirmesi gibi -Hayır bu çocuk daha nasıl ve ne kadar akıllı olacaksa-“Enteresan” hadiseler ile her geçen gün şaşırma eşiğimiz daha da yukarı çıkarken bir yandan da memleketin başka yerlerindeki “Enteresan” ilişkiler ve kesişen yollar kamuoyunun gözünden uzakta sürüp gitmekte…
Tabii bu “Enteresan” hadiseler ve ilişkiler sonrasında ballı kaymaklı teşviklere, milyonluk rantlara dönüşmese bizi de çok enterese etmeyecek “Allah çarşınıza Pazar versin, Allah daha çok versin” deyip geçeceğiz doğal olarak ama öyle olmuyor maalesef… Zira bu “Enteresan” ilişkilerin faturasını her seferinde ve mutlaka bir şekilde güzelim ülkemin yoksul ve yoksun vatandaşları ödüyorlar…
Bu gece yine sizlerle işte böyle bir ilişkiler ağının içerisine dalacağız hep birlikte…
“Bu kadar peşrev yeter” diyelim ve daha fazla uzatmadan girizgahı yazımızın detaylarına geçelim…
***
1960 Askeri darbesi sonrasında yapılan yeni Anayasa ile birlikte Türkiye kısa süre içerisinde yeniden çok partili rejime geçme ve demokrasi macerasına kaldığı yerden devam etmek üzere 1961 yılındaki seçimlere girmenin heyecanın yaşanmaktadır.
1961 yılında gerçekleşen TBMM’nin 12.dönem seçimlerinde kendisini 1960m darbesi ile devrilen Demokrat Parti’nin “Siyasal varisi” olarak ilan eden Adalet Partisi CHP ile yarışacaktır ve herkes bu seçimlerde Adalet Partisi’nin CHP lideri İsmet İnönü’nün memleketi Malatya’dan göstereceği adayı merakla beklemektedir.
Adalet Partisi 1961 seçimlerinde o zamana kadar siyasetle çok da yakından ilgilenmemiş,ağır ceza hakimi yıpranmamış bir isim olan Hüseyin Avni Akşit’i Malatya’dan milletvekili adayım olarak gösterir.
Adalet Partisi’nin İsmet Paşa’nın memleketinde siyaset dünyasının bu kadar uzağından bir ismi aday göstermesi yadırganmıştır hatta kimse ağır ceza hakimi “Reis Bey” Hüseyin Avni Akşit’in vekil seçilmesine ihtimal dahi vermemektedir.
Ancak seçimler gerçekleşip sandıklar açıldığında ülke genelinde Adalet Partisi’nin aldığım yüksekm oy kadar Malatya’da Hüseyin Avni Akşit’in de milletvekili olarak Meclis’e girmesi herkesi şaşırtacaktır.
Ancak Hüseyin Avni Akşit siyaset dünyasında da kısa sürede kendisini kabul ettirir ve o dönem Adalet Partisi’nin en önemli isimlerinden birisi olur.
Hüseyin Avni Akşit,bundan sonra Malatya’da her zaman “Bir bilen” olarak fikri sorulan kendisi aktif siyaset yapmadığı dönemlerde dahi muhafazakar-sağ seçmen üzerinde ciddi ağırlığı olan bir isim olacaktır.
///
27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 20 yıl geçtikten sonra Türkiye bir sonbahar sabahına yine tank paletlerinin sesleri ve bu kez radyodan değil televizyondan okunan bir bildiri ile uyanacak,12 Eylül Eylül 1980 tarihinde Türk Silahlım Kuvvetleri yönetime el koyduğunu açıklayacaktır.
1980 askeri darbesinden “Çok partili rejime” dönüş 1960 askeri darbesi kadar kısas sürede olmasa da 1983 itibariyle yeni partiler kurulmaya,darbe sonrası yeniden yapılacak çok partili seçimler için hazırlıklar yapılmaya başlanır.
Dönemin en popüler isimlerinden birisi 1980 askeri darbesinin hemen öncesinde iktidarda olan Adalet Partisi’nin açıkladığı meşhur 24 Ocak ekonomik kararlarının mimarı,12 Eylül darbesinin askerlerce kurdurulan hükümetinin ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Turgut Özal’dır.,
Özal yeni dönemde ANAVATAN PARTİSİ ismi ile bir parti kurarak siyasete adımını atmıştır.Lakin seçimleri kazanmasına pek de şans verilmemektedir.Ama tıpkı 1961 seçimlerinde olduğu gibi sandıklar açıldığında yine çok büyük bir sürpriz yaşanacak bu seçimler için Amerika’da kilom verip imaj çalışması yaptıran,kalın çerçeveli gözlüklerini bırakıp şık altın çerçeveli gözlükleri ile Türkiye’ye “Filinta gibi” dönen Özal’ın ANAVATAN PARTİSİ hem de tek başına iktidar olacaktır.
İşte Özal’ın ve tabii ANAVATANN PARTİSİ’nin “Altın çağını” yaşadığı, Semra Özal’ın “Papatyalarının” lüks otellerde saltanat sefası sürdüğü o yıllarda Özal’ın en yakınındaki isimlerden birisi de Galip Demirel olacaktır.
Galip Demirel de tıpkı Özal gibi,tıpkı Hüseyin Avni Akşit gibi Malatyalıdır… Çeşitli illerde valilik,2 kez ise İçişleri Bakanlığı müsteşarlığı yapmış olan Malatya’nın “Medar-ı iftiharlarından” bir tanesidir.
Özal 1987 yılından sonra Galip Demirel’i bir an olsun yanından ayırmaz,partide en kritik, isimlerden birisi olan Galip Demirel’e kısa süre sonra ANAVATANN PARTİSİ’nin Genel Başkan Yardımcısı olarak partinin 2 numaralı koltuğunu emanet eder.
Galip Demirel yıllarca Malatya siyasetinin en etkili ismi olacak sadece Malatya’da değil Türk siyasetinde de önemli roller üstlenen bir isim olarak her zaman “Protokol” masalarının en önemli misafirlerinden bir tanesi olarak ağırlanacaktır.
///
Şimdilerde Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan Savunma Sanayi Başkanlığı da ilk büyük atılımlarını Özal iktidarı döneminde o zamanki adıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı döneminde yapacak ve bu gelişim günümüze kadar kesintisiz devam edecektir.
Günümüzde ise Cumhurbaşkanlığı’na bağlanarak Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı ismini alan bu müsteşarlığın belki de en kritik ve stratejik sorumluluk ve faaliyet alanlarının başında hepimizin gururu olan insansız ve akıllı sistemler ile deniz araçları bulunmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı’nda işte bu stratejik ve kritik alanların bağlı bulunduğu isim ise yine bir başka Malatyalı isim olan Serdar Demirel’dir.
///
Özal iktidarı kendi meşhur “Prenslerini” yarattığı gibi kendi “Zenginlerini” üretmesi ile de akıllara kazınacaktır.
Biraz tanıdık gelebilir -Z kuşağı bilmez bunları öğrensinler- o dönemde Özal’a yakın olan, eşi Semra Özal ile yakınlık kurup O’nun “Papatyalar” grubuna dahil olan ne kadar iş adamı varsa bir anda mantar biter gibi zenginleşmiş,nice orta ölçekli şirket sahibi sadece Özal’a olan yakınlığı sebebi ile “Hamili kart yakınımdır” kontenjanından holdinge dönüşmüştür.
E tabii, Özal’ın “Ben zengini severim” sözlerini de hatırlayınca bu iş adamlarının Özal’ın yanında yöresinde nasıl pervane olduğunu anlatmaya da pek gerek kalmıyor aslında.
İşte o dönemlerde Özal’ın memleketlisi olan iş adamı Nizamettin Bitlis de parladıkça parlamış ,büyüdükçe büyümüş, Özal’a en yakın iş adamlarından birisi olmuş,asıl büyük büyümesini Özal zamanında gerçekleştirmiştir… Nizamettin Bitlis ise ünlü POLİSAN boyalarının da sahibi olan POLİSAN HOLDİNG’in sahibidir…
///
Tabii Özal sonrasında POLİSAN eskisi kadar olmasa da büyümeye devam etmiş ve farklı alanlarda da yatırım yapmaya başlamıştır…
Ancak POLİSAN HOLDİNG’in “2.Altın Çağı” AKP’nin iktidara gelmesi ile birlikte olacaktır… AKP iktidarı sonrasında POLİSAN HOLDİNG pek çok farklı alana yatırım yapacak,çok önemli işler alacaktır.
Ama POLİSAN HOLDİNG için en önemli yatırım 1970’lerde bu yana ellerinde tuttukları ve en önemli varlıkları olan Kocaeli Limanı işletmesi olacaktır.
AKP döneminde POLİPORT adı ile işletilen bu limanın kapasitesi POLİSAN HOLDİNG’i kesmeyecek AKP’den kendilerine verilen izinle deniz doldurularak kapasite daha da artırılacak ama çevre kirletilecektir ki gerçekleşen kapasite artışı ile birlikte kasaya giren milyonlarca dolar varken çevrenin kirlenmesi kimsenin de umurunda değildir.
Danıştay 2011 yılında liman dolgusunun da kapsayan Dilovası 1/1000 ölçekli uygulama imar planını iptal etmiştir,Kocaeli Büyükşehir Belediyesi denizin doldurularak kapasitenin artırılmasına şiddetle karşı çıkmış, POLİSAN HOLDİNG’in ise bu kararlar bu itirazlar umurunda bile olmamış hatta POLİSAN HOLDİNG’in sahibi olan Nizamettin Bitlis “Burayı doldurmamı benden hükümet istiyor” diyerek ilişkilerinin aslında “En tepeye” uzandığını da belli etmiştir.
///
Tarih yaprakları 12 Ocak 2017’yi gösterdiğinde Koacaeli’de yüzlerce ton petrol yaşanan sızıntı nedeni ile denize saçılıyor, binlerce su canlısı ölüyor ama doğa katliamına sebep olan firmanın adı AKP’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ısrarla açıklanmıyordu.
Üstüne üstlük böylesi devasa bir felakete neden olan ismi kamuoyu ile paylaşılmayan firma bu işten 100 bin TL gibi komik bir ceza alarak tabiri yerindeyse “Yırtıyordu”…
İşte o AKP tarafından ismi gizlenen firma da tahmin edebileceğiniz üzere POLİSAN HOLDİNG’ti.
Bu arada efendim tabii bu limanda bulunan petrol tankları var ama vatandaşlar yıllarca bu petrol tanklarının büyük bölümünün kaçak inşa edildiğini söylüyor,güvenlik sıkıntısı yaşandığını dile getiriyorlar…
Tabii konu petrol tankı ve çevre olunca mesele hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı hem de Çevre ve Orman Bakanlığı’nı ilgilendiren bir hal alıyor.
POLİSAN HOLDİNG’in Kocaelinde POLİSAN ÇİFTLİĞİ diye bilinen bir çiftliği var.Burada devletin en üst düzey bürokratları,bakanları ağırlanıyor.
İşte POLİSAN’ın “Çevre” konularında başınınn en çok ağrıdığı dönemlerde bu çiftliği en sık ziyaret eden isimlerin başında dönemin Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe geliyor.
“Yahu arkadaş bari Enerji Bakanı el atsaymış ya duruma” diyorsanız hiç demeyin kendisi de çiftliğe gelmiş ve konu ile yakından ilgilenmiş sayılır zira dönemin Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ile AKP’nin meşhur Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler dünür oluyorlar…
Yani efendim POLİSAN HOLDİNG’e her yol Paris…
“Birileri” arkasında duruyor bu güzide şirketimizin…
///
Şimdi siz tabii merak ediyorsunuz “Arkadaş bu kadar ilişkiyi kim kurdu bu şirket ile AKP arasında, sadece büyük bir şirket olmakla da izah edilmez ki tüm bunlar” dediğinizi duyar gibiyiz…
O zaman yazının başında sizlere kısa kısa anlattığımız bazı isimler vardı ya, işte onlara şöyle bir geri dönelim isterseniz….
Şimdi efendim Adalet Partisi’nden 1961 yılında Malatya milletvekili olarakm TBMM’ye giren Hüseyin Avni Akşit’in bir oğlu var:Haluk Akşit…
Yine yazımızın başında bahsettiğimiz ANAVATAN PARTİSİ’nin eski Genel Başkan Yardımcı’larından ve tıpkı Hüseyin Avni Akşit gibi Malatyalı olan Galip Demirel’in de bir kızı var: Güldal Demirel.
İşte efendim Hüseyin Avni Akşit’in oğlu Haluk Akşit ile Galip Demirel’in çocukları evleniyor ve bu iki önemli siyasetçi “Dünür” oluyor.
Tabii bu arada Galip Demirel’in kızı Güldal Hanım’ın soyadı da değişiyor ve Güldal Akşit oluyor…
Yanılmadınız efendim,isim benzerliği falan da değil o Güldal Akşit AKP’nin eski AKP’nin eski Turizm Bakanı Güldal Akşit!
“İyi de arkadaş hala anlamadık adamlar dünür olmuş,çocukları/gelinleri bakan olmuş Allah mutlu mesut etsin sayın bakanımızı da bu şirketle Güldal Akşit’in ne alakası var?” diyorsanız aman ha hiç demeyin.
Zira 2019 yılına dek Güldal Akşit POLİSAN HOLDİNG’in ortağı!
2017 yılı POLİSAN HOLDİNG faaliyet raporuna göre AKP’nin eski Turizm Bakanı Güldal Akşit POLİSAN HOLDİNG’te 5 milyon 673 bin 700 TL sermaye ile %1,5 ortaklığa sahip.
Ama POLİSAN HOLDİNG’te karşımıza çıkan tanıdık isimler sadece Güldal Akşit ile sınırlı değil.
Yine 2017 faaliyet oranına göre Güldal Akşit’in babası Galip Demirel de o yıl hisselerini satmış olsa da daha bir sene önce yani 2016 yılında 2 milyon 836 bin 850 TL sermaye ile %0,77 hisse ile şirketin ortaklarından.
Ama ortaklar arasında bir isim daha var: 5 milyon 535 bin 768 TL sermaye ile şirketin %1,5’una ortak olan o isim bugünün Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Serdar Demirel.
Ve aynı Serdar Demirel AKP’nin eski Turizm Bakanı Güldal Akşit’in erkek kardeşi,ANAVATAN PARTİSİ eski Genel Başkan Yardımcısı Galip Demirel’in oğlu!
///
Güldal Akşit ve kardeşi Serdar Demirel hisselerini 2019 yılına kadar koruyup daha sonra devrediyorlar. Yani AKP tarafından POLİSAN HOLDİNG’e bu “Kıyaklar” geçilirken onlar hep yönetimde…
Öte yandan bu güzide şirketimiz 2016 yılı itibariyle tarım sektörüne merak sarıyor…
Ve 2016 tarihi itibariyle POLİSAN TARIM ÜRETİM SANAYİ VE TİCARET A.Ş’yi kuruyorlar… Bu şirket ile devlet desteklerinden de yararlanarak ceviz ve zeytin yetiştirmek için tam Manisa,Balıkesir ve Aydın’da tam 8 bin dönüm yer satın alıyor.
İşte efendim bu arsalar alınıyor,bu yatırımlar yapılıyor ama halka açık bir şirket olarak yatırımcısına bu yatırımları bildirmek durumunda olan POLİSAN HOLDİNG bırakın bildirim yapmayı yerini bile söylemiyor bu yatırımların.
Yatırımcılar şirkete ne kadar başvurdularsa nafile bu arazilerin tam olarak nereden alındığına dair il bilgisi dışında tek bir bilgi edinemiyorlar.
Ancak bu esnada tesadüfen olsa gerek Balıkesir ve Aydın bölgesine küresel altın devleri geliyor buralarda maden ruhsatı almaya başlıyorlar.
Bunlardan birisi ise Teck Cominco isimli şirket…
Bu şirket ise KAZ DAĞLARI’nda ALAMOS GOLD’a maden ruhsatını 90 milyon Dolar karşılıpında devreden aynı zamanda meşhur “HAVUZ AĞASI” Cengiz İnşaat’a KAZ DAĞLARI’nda Halilağa Köyü yakınındaki altın bakır madenini 55 milyon dolara üst şirketi olan Teck Resorurces üzerinden satan şirket.
Yani POLİSAN’’ın tarım arazilerinin olduğu yerde AKP ile ilişkileri iyi TECK COMİNCO altın arıyor…
Ve işte tam da TECK COMİNCO bu alanlarda maden arama çalışmalarına hız vermişken POLİSAN A.Ş birden tonla yatırım yaptığı tarım şirketini kapatıyor….
Kapatmakla da kalmıyor ve ederinin çok daha altında olan bir rakama; 8 milyon TL’ye bu 3,9 milyon metrekarelik arazilerini satıyor.
POLİSAN HOLDİNG bu arazileri ederinin bu kadar altında bir fiyata satıyor bu konuda da KAP’a 05.10.2020 tarihinde ilk açıklamasını yaparken, 26.01.2021 tarihinde KAP’a satış işleminin gerçekleştiğini ve satış bedeli olarak 8 milyon TL’nin şirket hesaplarına yatırıldığını duyuruyor ama bu arazileri kime sattığını ne KAP bildiriminde açıklıyor,ne yatırımcılarına bildiriyor.
///
Şimdi tüm bölge halkı ve bölgedeki çevreci kuruluşlar “POLİSAN’ın arazilerinde altın madeni var,o araziler yakında tarım arazisi olmaktan çıkartılıp altın aranacak.İsmi açıklanmayan arazileri alan şirket de küresel bir maden devi” şeklinde konuşuyorlar…
Ne dersiniz sevgili okurlar bu kadar ilişkiler ağının ortasında TARIM ARAZİSİNDE ALTIN YETİŞİR Mİ?
_______________________________________________________________________________________________
BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞE DESTEK OLMAK İÇİN;
“Sizler için kimseye diyet borcu olmadan,bağımsız ve özgür şekilde bugüne kadar yaptığımız gazeteciliği daha güçlü biçimde sürdürebilmemiz için siz de destek olmak isterseniz; aşağıdaki linkten PDF formatında yayınlanan,Türkiye’nin tamamen dijital olarak yayın yapan tek özel ve dosya haber dergisi KRİPTEKS E-DERGİYE yıllık abone olabilir,DİJİTAL KİTAPLARIMIZDAN (e-kitap) satın alabilir, yahut Youtube kanalımıza abone olup KATIL butonundan kendi belirlediğiniz miktardaki desteklerinizle bağımsız gazetecilik mücadelemize destek olabilirsiniz...”
DİJİTAL BOOK STORE SANAL KİTABEVİ:
YOUTUBE KANALI LİNKİ:
https://www.youtube.com/channel/UCPGcaaw3vhHiBv9XL0hVG0w