Sahte kanser ilacının SGK ve TEB’e satıldığı müfettiş raporuyla ortaya çıktı.
Cumhuriyet gazetesine geçen gazeteci Murat Ağırel ilk yazısında “devlet kurumları eliyle hastalara verilen sahte kanser ilacı” skandalını yazdı.
Ağırel yazısında, “Sahte ilaçlar, sahte analiz raporları, olayı kapatmaya çalışan kurum yetkilileri… Tüm süreç müfettiş raporu ile savcılığa 17 Ekim 2019 tarihinde teslim edildi. Sonrasında birden soruşturmanın üzerine sis bulutları çöktü. Dava açıldı mı, takipsizlik kararı verildi mi, yoksa dosya uykuya mı yatırıldı belli değil” dedi.
Murat Ağırel’in yazısının bir bölümü şöyle:
“Rapor tarihi: 17.10.2019. Rapor no: SA/13-FG/10. Raporu düzenleyen kurum: Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Müfettişliği… Başlık: ‘İclusig’ isimli sahte ilaçlar hakkında suç duyurusu raporu…
‘ICLUSIG’, lösemi yani kan kanserinin son aşamasında kullanılan “Ponatinib” etken maddeli bir ilaç. Bu ilacın geliştiricisi ARIAD adlı bir firma. TAKEDA isimli firma ise bu şirketi 2017 yılında satın alıyor. Avrupa’ya INCYTE adlı firma aracılığı ile satılıyor. İlacın Türkiye resmi satıcısı ise GEN İlaç.
Türkiye’de sistem şu şekilde işliyor…
Doktor, Türkiye’de olmayan ilacı reçeteye yazar. Hasta bu reçeteyi TİTCK’nin yetkilendirdiği TEB (Türk Eczacılar Birliği) veya SGK İbni Sina tedarik birimine sunar. Bu iki kurum reçete ve hastanın raporunu TİTCK’ye gönderir. TİTCK de ilacı araştırır, uygun görür ise yurtdışı ilaç tedarik listesine ekler.
İlacın alım işlemleri TEB ve İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nce yapılır. Hasta ilacı alınca geri ödeme süreci başlar.
Sonuçta bir ilacı tedarik ederken devreye giren resmi kurumlar bunlar.
İşte bahse konu ICLUSIG adlı ilaç, izin verilmiş ve geri ödeme listesinde olan bir ilaç.
Belki de yüzlerce insanın hayata tutunmak için kalan son umudu…
SGK, 2018’de “Yurtdışından İlaç Temini” kapsamında ICLUSIG adlı ilacı almak için çeşitli firmalardan fiyat teklifi istiyor. Ancak ilacı resmi dağıtıcısı olan GEN İlaç yerine çeşitli ecza depolarından tedarik ediyor.
SGK içerisinden bir kaynak, alınan ilaçların sahte olabileceğini yetkili firmaya bildiriyor ve bu konuda fotoğraflar gönderiyor.
Firma, fotoğrafları inceliyor.
Hemen yazışmalar başlıyor.
SGK tarafından alınan ilaçların üzerindeki “Parti No: 25A19E09” ve “Parti No: PR072875” kodlu ilaçların sahte olduğunu Kasım 2018’de SGK yetkililerine bildiriliyor.
Cevap alamayınca bu sefer 12 Aralık 2018 tarihinde TİTCK yetkilisi Fatih Tan, SGK Genel Sağlık Müdürü Mustafa Özderyol ve İlaç Daire Başkanı Dilek Yılmaz’ı ziyaret ederek durumu anlatıyorlar.
Firma yetkilileri 14 Aralık 2018 tarihinde konu ile ilgili bu sefer resmi başvuru yapıyor.
SGK ise verdiği yanıtta, “Biz Sağlık Bakanlığı laboratuvarında analiz yapacağız. İlaçları karantinaya aldık” diyor. Firma da “İlaçları verin biz analiz yapalım size” diyor.
Ancak kurum ilaçları vermiyor.
Bu sırada ilaçlar ile ilgili yurtdışında da gelişmeler yaşanmaya başlıyor. Türkiye’de faaliyette olan Kuzey Pharma adlı bir firma İsviçre’de ruhsatlı olan ecza deposuna bahse konu ilacı satmaya çalışıyor.
Firma ilaç hakkındaki şüpheli işlemleri bildiği için alımı yapmıyor, durumu İsviçre İlaç Denetleme Kurumu SWISSMEDIC’e bildiriyor.
30 Kasım 2018’de ise yine Türkiye’de faaliyette olan ELITE Ecza Deposu adlı firma İsviçre’deki FARMA MONDO adlı firmaya altı kutu sahte ilacı satıyor.
İsviçre’deki firma satın aldığı ilacın bir kutusunu Arjantin’e satıyor. İlaç hakkında şikâyet oluşunca ürünü geri çağırıyor. Bunun üzerine SWISSMEDIC ilaçlara el koyuyor ve analizini yapıyor.
İşte her şey burada anlaşılıyor…
SWISSMEDIC yaptığı analizinde ilacın etken maddesi PONATINIB içermesi gerekirken sadece PARASETAMOL içerdiğini tespit ediyor. Yani kanserle mücadelede kullanılan direnç artırıcı ilaç aslında basit bir ağrı kesici çıkıyor.
TAKEDA durumu Türk yetkili makamlarına bildiriyor. Ayrıca SWISSMEDIC, 10 Ocak 2019 tarihinde Sağlık Bakanlığı’nı da bilgilendiriyor. Tüm bilgi ve belgeleri de bakanlığa ulaştırıyor.
SWISSMEDIC aynı zamanda durumu WHO-Dünya Sağlık Örgütü’ne de bildiriyor. Dünya Sağlık Örgütü sahte ilaç raporunu 31 Ocak 2019 tarihinde tüm üye ülkelere bildiriyor ve ürün hakkında “acil global uyarı” yayımlıyor.
Bu ürünü satan 10 firma tespit ediyorlar. Durumu SGK ile görüşüyor. SGK’nin sahte ilaçları RAD/SBA adlı ecza deposundan, onların da “Filamex” isimli bir İngiliz firmasından aldığı bilgisine ulaşıyorlar. Ancak bu bilgiyi güvenilir bulmuyor.
İlaç firması, firma sahiplerini ve adreslerini de araştırıyor. RAD ECZA Deposu’nun sahibinin Metin Güzel,
Sanera İlaç’ın sahibinin Barış Çetiner, şubeleri SBA’nın da Metin Güzel tarafından temsil edildiğini tespit ediyorlar.
Barış Çetiner 2011-2014 yıllarında “Ozay Ecza Deposu”nda çalışmış. Ozay Ecza Deposu 2014’te ABD’de sahte AVASTIN/ALTUZAN davasında yargılanan ve sahipleri ABD’de ceza alan firma.
2016’da Ozay Ecza Deposu’nun yüzde 60 hissesini de Ukrayna vatandaşı Bronyslava Kmhıl adlı biri alıyor.
Çok isim olduğunun farkındayım. Ama hepsi işin göbeğinde duruyor.
Sonuç olarak…
Bahse konu firmalar, Ümraniye/Şerifali’de, aynı adresteler.
SGK 1,3 milyon avro ödedi
Bu olaylar yaşanırken firmanın birçok kez yaptığı uyarı ve resmi başvurularından sonra bakanlık tarafından müfettiş görevlendiriliyor.
Yetkilendirilen müfettiş SGK’ye yazı yazarak sahte ilaçların temin edilip edilmediğini, temin edildiyse firma bilgilerini ve belgelerini istiyor. Ayrıca ilaç hakkındaki analizleri, orijinal ilaç ve sahte ilaçlardan numune de istiyor. Bu yazışmalar ve cevaplar 2019 Şubat ayına kadar sürüyor.
İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü 1 Şubat 2019’da müfettişlere cevap veriyor. Sahte diye nitelendirilen “25A19E09” ve “PR072875” parti no.lu ilaçları İlaç Denetim Dairesi Başkanlığı Analiz ve Kontrol Laboratuvarı’na teslim ettiğini bildiriyor.
11 Şubat 2019’da analiz yapılıyor. “İlaçlar sahte değil” raporu veriliyor.
Müfettişler analizlerin tamamlandığını ancak konuyla ilgili incelemenin devam ettiğini 15 Şubat 2019 tarihinde haber veriyor.
İlaçların soruşturma bitene kadar hastalara dağıtılmaması talimatı veriliyor.
TAKEDA İlaç ise bu sefer savcılığa ve Emniyet’e suç duyurusunda bulunuyor.
SGK aldığı ilaç hakkında bilgileri müfettişlere ulaştırıyor. Fakat bir şey eksik… Müfettişlerin ısrarla istediği tedarikçi firma bilgilerinin verilmediği ortaya çıkıyor. Yanisi şu… SBA’dan kanser tedavisinde kullanılan ilaç alınırken mevzuata aykırı şekilde, alınması gereken hiçbir belge alınmamış, istenilmemiş.
…
Bir de bunun TEB yani Türk Eczacılar Birliği kısmı var. TEB aynı firmalara 45 mg için 12 kez, 15 mg için kez beş sipariş vermiş ve toplamda 62 kutu ilaç almış. Karşılığında da 508 bin 200 Avro ödemiş.
Bahse konu Kazakistan firmasını araştırdım. Şirket faal bir firma değil. Üç kurucusu var. Jumanaliyev Talgat Orazbekoviç, Petrenko Roman Aleksandroviç ve Nurgaliev Nurlan Yermekbaeviç. Nurlan adlı kişi yetkili.
Emniyet Genel Müdürlüğü 27 Şubat 2019 tarihinde Sağlık Bakanlığı’na yazı yazıyor. Kendilerine iletilen dilekçeye istinaden savcılık-kolluk görüşme tutanaklarını sunuyor ve dilekçede yer alan hususlar ile ilgili inceleme yapılması neticesinde düzenlenecek raporun iletilmesini istiyor.
Müfettişler Mayıs 2019 tarihinde TAKEDA adlı firmadan iki orijinal numune istiyor firma teslim ediyor. Müfettişler, İbni Sina’ya 30 Mayıs 2019 tarihinde yazıyı yazıyor ve “Merkezin deposunda mahfuz bulunan ilaçlardan birer kutu numunenin analiz edilmek maksadıyla müfettişliğe teslim edilmesini” istiyor. İstiyor ama dinleyen kim?
Yazının üzerinden 60 gün geçmesine rağmen SGK olumlu veya olumsuz cevap vermiyor. Bunun üzerine 2019 yılı başında konu ile ilgili ayrıca tahkikat yürüten Ankara Emniyet Müdürlüğü ile irtibata geçiliyor ve sözlü bilgi veriliyor. Bunun üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden polisler İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü’ne gidip ilacı alıyorlar.
Müfettişler tutanak ile alınan ilaç numunelerini hem donanımı hem de bilgi birikimi açısından köklü olan Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Laboratuvarı’na 5 Eylül 2019 tarihinde gönderiyor.
Analiz sonucuna göre ilaç sahte çıktı!
Üniversite altı gün sonra analiz sonucunu açıklıyor. Yapılan analizde ilaçların Ponatinib isimli etken maddeyi hiç içermediği, sadece parasetamol içerdiği tespit ediliyor. Yani TAKEDA adlı firmanın ve İsviçre Denetleme Kurumu’nun analiz sonuçları ile aynı çıkıyor: İlaç sahte.
O zaman bu durumda ilk analiz raporunun sahte olduğu durumu ortaya çıkıyor.
Müfettişler hemen “İlaçlar sahte değil” raporu düzenleyen kişiler hakkında açıklama istiyor. Bu konuda üç kişinin ifadesi alınıyor ve ifadeler birebir aynı.
Sahte ilaçlar, sahte analiz raporları, olayı kapatmaya çalışan kurum yetkilileri… Tüm süreç müfettiş raporu ile savcılığa 17 Ekim 2019 tarihinde teslim edildi. Sonrasında birden soruşturmanın üzerine sis bulutları çöktü. Dava açıldı mı, takipsizlik kararı verildi mi, yoksa dosya uykuya mı yatırıldı belli değil.