Suriye’de geçtiğimiz günlerde Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kuzeni Rami Makhlouf’un gözaltına alındığı ve tüm mal varlığına el konulduğu haberleri medyaya yansımış ancak bu haberler daha sonra yalanlanmıştı.Bugün Suriye’de yayın yapan The Syrian Observer isimli haber sitesinde Cuma Baladi imzası ile yayınlanan bir makalede konu ile ilgili çarpıcı ayrıntılara yer verildi.
Eski Suriye Başbakanlarından ve Yüksek Müzakereler Komisyonu (HNC) Başkanı olan Riyad Hicap, Beşar Esad ile kuzeni Rami Makhlouf arasındaki anlaşmazlık üzerine yorum yaptı ve Suriye’deki iki telekom şirketinin kamu mülkiyeti ve özel mülkiyetin bulunmadığı ve aile anlaşmazlığının Asmaa el-Akhras ve Maher el-Esad’a kadar uzandığı yönünde değerlendirmelerde bulundu.
Kendi resmi Twitter hesabında bir flood yayınlayan Hicap “Beşar, anayasanın ve yasanın uygulanmasını, Rami Makhlouf ise fakirleri savunuyor ve her ikisinin sözleri de samimi olsa bile yalan söylüyorlar” dedi.Hicap Makhlouf’un elindeki telekom şirketlerini kastederek “Suriye halkına aittir ve özel mülkiyete ait olmaktan ziyade devlete aittir. ” şeklinde konuştu.
Bakan, Makhlouf’un yolsuzluğunun büyüdüğünü de sözlerine ekledi ve “Hükümetin desteğini artırma ve ekonomiyi liberalleştirme politikaları sonucunda (2005’te), Suriyelilerin yoksullaşmasına ve Beşar Esad çevresinde bir sınıf oluşmasına yol açtı. Bu, özellikle Cham Holding, Syriatel ve MTN, serbest pazarlar ve Beşar Esad’ın en büyük paya sahip olduğu diğer sektörlerde kendi özel çıkarları için bir cephe oluşturdu. ” ifadelerini kullandı.
Hicap Beşar Esad’ın mali işleri için kuzeni Rami Makhlouf’un çok kritik bir isim haline geldiğini belirterek bizzat Beşar Esad’ın eşi Esma Esad’ın sözleri olduğunu iddia ettiği sözler ile “Rami Makhlouf ve babası Muhammed’e mali durumlarını yönetme ve onlara özel hesaplarına giden petrol sözleşmesinin en büyük kısmını teslim etme görevi verdi.” dedi.
Hicap tweetlerinde Makhlouf ve rejim arasındaki anlaşmazlık noktası olan iki telekom şirketi Syriatel ve MTN hakkında şöyle yazdı: “İki şirketin mülkiyetini devlete devretmek için son tarih yaklaştığında [Beşar al -Assad] 35 milyar Suriye lirası kontrat kiralamak için sözleşmelerinin devredilmesini istediğinde beni şaşırttı, çünkü onları kişisel çıkarlarını temsil eden Makhlouf’un yetkisi altında tutmak istiyordu. ”
Hicap,Esad’ın telekom şirketleri konusunda aldığı tavrın sonrasında gelişen süreç hakkında da “Bu garip talep ışığında, biri Maliye Bakanı diğeri de İletişim Bakanı başkanlığında iki komite kuruldu. Maliye bakanı, iki şirket kira sözleşmelerine dönüştürüldüğünde devletin yaklaşık 5 milyar dolar kaybedeceğini doğrulayan bir rapor sundu, bu yüzden bu yapılmadı. Ancak daha sonra Wael al-Halqi hükümeti tarafından gerçekleştirildi. ”ifadelerini kullandı.
Hicap “Mevcut anlaşmazlığın Beşar Esad çevresindeki dağılmakta olan iç çemberi yansıttığını” yazarak saraya yakın olanların Makhlouf ailesinin Esad üzerindeki kontrolü ve Esad’ın tutmaları için verdiği destek konusundaki memnuniyetsizliğini ifade ettiğini de sözlerine ekledi.
Esad ile Makhlouf Ailei arasında yaşanan çatışmadan dolayı Makhlouf Ailesi’nin varlıklarının büyük bölümünü Suriye dışına taşıdığını belirten Hicap ailenin Suriye Ordusundan,Cumhuriyet Muhafızlarına kadar pek çok önemli noktayı uzun yıllardır etkisi altında bulundurduğunu yazdı.
Bilindiği gibi Beşar Esad’ın amcası Muhammed Makhlouf ve Muhammed’in diğer oğlu Hafez’in yanı sıra Cumhuriyet Muhafızlarının eski komutanı Adnan Makhlouf Suriye’de rejim içerisindeki en etkin kişiler olarak gösterilmekte.
Hicap ayrıca Asmaa al-Akhras ve Rami Makhlouf arasındaki süregelen anlaşmazlığa ek olarak, Asmaa, Maher al-Esad ve eşi Manal Jadaan arasındaki sahnelerin ve Esad’a bağlı işadamları arasındaki çatışmaların arkasında başka anlaşmazlıklar olduğunu da yazdı.