Eski Yargıtay Birinci Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olması hakkında tartışmalar hakkında değerlendirmede bulundu. Selçuk, konuyu düzenleyen Anayasa’nın 101. Maddesinin yoruma kapalı olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri ve milletvekilliği genel seçimleri için 14 Mayıs tarihini işaret etmesiyle Türkiye siyaset gündemi hız kazandı.
Tarihin netleşmesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü defa aday olması hakkında tartışmalar yeniden gündeme geldi.
Anayasa’nın 101. Maddesi’nde yer alan “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” ifadeleri AKP’li isimler tarafından Erdoğan lehine değerlendirilirken cumhurbaşkanının Anayasa değişikliği öncesi döneminin sayılamayacağı savunuldu.
ÖNCE HUKUK MU DENİLECEK, YOKSA MUKTEDİRE EVET Mİ?
Duayen hukukçu Eski Yargıtay Birinci Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk Karar’da yaptığı değerlendirmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hukuk skandallarıyla önümüzü kesmeye çalışıyorlar. Kronometre sıfırlandı dedik. Aklınız neredeydi?” sözlerini hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu:
“Bu konuşmalardan da anlaşılıyor ki, cumhurun başına göre, hukuku dile getirmek, -ki onlardan biri de benim-bir ‘bahane,’ hatta ‘skandal;’ kendisini aday yapacak olan da yazılı hukukun kuralları değil, hukuku çiğnemesinde bir sakınca görülmeyen, hatta kışkırtılan ‘halk’tır.
Demek, anayasa hukuku uzmanlarınca dünyada bir örneği bulunmadığı belirtilen ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’nin Türkiye’yi güçlükle taşıyıp getirdiği nokta şudur: ‘Önce hukuk’ mu denilecek, yoksa ‘muktedire evet’ mi?”
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) geçmişteki kararları nedeniyle toplumda güvensizliğin egemen olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sami Selçuk; “İlk sınavı, elbette yine hukukçular, yani ‘Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) yargıçları verecek” diye yazdı.”
YSK’NIN KARARI YETKİ GASPI
Prof. Sami Selçuk, ‘yetki gaspı’ olarak açıkladığı uygulamaları şöyle aktardı:
“’Mühürsüz zarflar geçerlidir’ diyerek yürürlükteki bir yasa maddesini eylemli olarak yürürlükten kaldırmışlardı. Bir yasa maddesini eylemli olarak kaldırmak ise, kendilerini Yasama organının ya da Anayasa Mahkemesi’nin yerine koymak, onların yetkilerini yağmalamak, gasp etmek demekti.
Bu ‘yetki gaspı’ ise, hukuksal işlemler açısından hukuk dünyasında en ağır yaptırımı gerektiren bir hukuka aykırılık, kısaca “kesin sakatlık”; yaptırımı da ‘yokluk’tu. Demek oluyor ki, halkoyuna sunulan ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ tıpkı kaymakamın verdiği bir ‘tutuklama’ ya da ‘boşanma’ kararı gibi, hukuk dünyasında doğmamıştı. Gerçekten böyle bir kararı, savcı da infaz memuru da nüfus memuru da yerine getiremezdi. Oysa hukuku hiçbir zaman dert edinmeyen Türkiye, altı yıldan bu yana işte hukuk dünyasında doğmayan bu yeni sistemle yönetilmektedir. Bunu ben demiyorum. Hukuk diyor (juris dictio). Ben ise sadece hukukun dediğini dile getiriyorum. O kadar. Ancak Türkiye, özellikle de Anayasa’ya uyacakları konusunda ‘şeref andı içenler’ kısaca Türkiye’yi yönetenler, muhalefet de dâhil, kös dinliyor!’
ERDOĞAN ÜÇÜNCÜ KEZ SEÇİLEMEZ
Anayasa’nın cumhurbaşkanının seçilme sayısını kısıtlayan 101. Maddesi’ni değerlendiren Prof. Dr. Sami Selçuk, bu maddenin yoruma açık olmadığına dikkat çekti:
‘Anayasanın ‘sistematik’ine göre ise, bu madde, yürütme organı olan cumhurbaşkanlığı kurumunun statüsünü düzenleyen kesimde yer almaktadır. Bu nedenlerle de ‘temel kural’dır.
‘Sözel (lafzi) yorum’ açısından ise bu madde, asla ve kata yoruma açık değil, tam tersine kesinlikle kapalıdır. Çünkü yazılı metin apaçıktır (certa). Metni anlamak için hukukçu, hatta ergin bir insan olmaya bile gerek yoktur. Anayasal maddenin sözleri öylesine açıktır ki, lütfen sokağa çıkın ve sorun. İlkokula başlama yaşını, yani 69 ayı (5 yıl 9 ay) doldurmamış bir çocuk bile, birinin ancak iki kez cumhurbaşkanı seçilebileceğini, üçüncü kez seçilemeyeceğini bir çırpıda sizlere söyleyecektir.”
ERDOĞAN’IN ADAY OLABİLMESİ İÇİN SEÇİM KARARINI TBMM’DE ALINMALI
Sami Selçuk; Anayasa’nın istisnai duruma yer veren 116. Maddesi gereği Erdoğan’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) nitelikli çoğunlukla seçimlerin yenilenmesine karar vermesi durumunda aday olabileceğini vurguladı.
Kaynak: Gerçek Gündem