Hatay Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Rasim Can, kentte yıkılan eski binaların tuzlu kum kullanılarak yapıldığını söyledi. Hiçbir denetim olmaması yıkımın boyutunu ağırlaştırdı.
Üç büyük depremin ardından her üç binadan birinin yerle bir olduğu Hatay’da yıkılan eski yapıların tuzlu kum kullanılarak inşa edildiği belirtiliyor.
Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre, bölgedeki mühendis ve mimar odaları yaşanan büyük yıkımda Hatay’ın zemin yapısına ve inşaatlarda kullanılan deniz kumuna işaret etti.
Hatay Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Rasim Can, “Antakya’nın zemini lapa gibidir” derken, binaların nasıl yapıldığı hakkında da şu bilgileri verdi:
“Kent alüvyon veya yumuşak zeminde yükselmiştir ancak asıl sorun Samandağ sahilinden çekilen tuzlu kumun binalarda kullanılmış olmasıdır. 30-40 yıllık binaların neredeyse tümünde sahilden çekilen tuzlu kumlar kullanıldı. 1997’de yaşanan depremden sonra yapı stokunun daha büyük bir depremde ayakta duramayacağı anlaşılmıştı. Herkesin ortak fikri tuzlu kumla yapılmış, mühendislik hizmeti almamış yapıların yıkılarak yerine yenilerinin yapılmasıydı ama yapılamadı. Kentte çok az sayıdaki bina kentsel dönüşüme girdi. Atatürk Caddesi’ndeki tek katlı betonarme evlerde tahribat olmazken, 80’li, 90’lı yıllarda tuzlu kumla yapılan binaların birçoğu çöktü. Kentimiz çok yıkıcı bir deprem yaşadı ancak zemine uygun yapılar olsa böylesi bir felaket yaşanmayabilirdi.”
‘Zemine bağlı riskler gözetilmedi’
İskenderun Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Semir Över de Antakya başta olmak Hatay’ın birçok ilçesinde özellikle 1999 depremi öncesi yapılan binaların büyük bölümünün deniz kumuyla inşa edildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Tuzlu kum, inşaatın demir ve donatılarında korozyona neden olduğu gibi yeterli mukavemeti gösterecek sıkılaşmayı sağlayamıyor. Hatay’da yapıların inşasında her şey düzgün olarak ilerlese böylesi bir felaket ve zarar yaşanmazdı. Son 15 yılda yeni imara açılan alanlarda bile zemine bağlı riskler gözetilmedi.”