Efendim malumunuz son günlerin en önemli gündem maddelerinden bir tanesi TFF Başkanlık seçimleri. Son yıllarda zaten yönetilemeyen TFF”nin tarihindeki en kötü başkanı olan Mehmet Büyükekşi’nin adaylığı ile tartışmalar başlamıştı.
Kamuoyu ve futbolseverler Mehmet Büyükekşi’nin değil yeniden aday olmasını TFF’ye kendisi ile birlikte getirdiği çaycısına kadar alıp gitmesini isterken Büyükekşi hiç de oralı değildi ve adaylık kulisi yapıyordu.
Ancak Büyükekşi’nin karşısında bu kez dişli bir rakip vardı: Servet Yardımcı Kamuoyu bu kez aday olsa da Büyükekşi’nin Yardımcı karşısında kazanamayacağını düşünüyordu,Yardımcı da dün saat 17.00’a kadar tüm hızı ile kulis çalışmaları yapıyordu.
Ama ne olduysa dün akşam saatlerinde oldu ve yaşanan “telefon trafiği” ve “Göklerden gelen bir karar vardır” dizelerini bize hatırlatan gelişmeler sonrasında Servet Yardımcı aniden adaylıktan çekildiğini açıkladı…
Mehmet Büyükekşi’nin en büyük rakibi tasfiye edilmişti… Peki neydi bu Mehmet Büyükekşi’nin özelliği? Bu kadar kötü bir yönetime rağmen neden halen TFF Başkanlığı işin “Yukarılardan” yolu açılıyordu?
fendim çoğu zaman “Vitrindeki” isimlere değil, o ismin arkasındaki güçlere ve güç dengelerine bakmak gerekir gerçek ve doğru cevabı bulabilmek için… O halde peşrevi daha fazla uzatmayalım ve yazımıza geçelim…
***
Öncelikle Büyükekşi’yi vitrine koyup kendileri “Arkada” olan “İleri 3’lü”yü yazalım ki, bundan sonra yazacaklarımız da daha anlam kazansın: Kalyon Holding ve Ömer Faruk Kalyoncu Demirören Holding ve Yıldırım Demirören Ve asıl “Organizatör” Göksel Gümüşdağ…
İsterseniz Yıldırım Demirören’den başlayalım… Yıldırım Demirören ve Demirören Grubu neden Büyükekşi’nin arkasında?
Şimdi bakın efendim bu sorunun cevabını vermek için Demirören’in Aydın Doğan Medya Grubu’nu satın almak için Ziraat Bankası’ndan alıp ödemediği krediye gitmemiz gerek.
Yıldırım Demirören, Aydın Doğan Medya Grubu’nu satın almak için Ziraat Bankası’ndan tamı tamına 300 milyon Dolar ve 1 milyar 118 milyon TL kredi kullandı. Bunların çok büyük kısmını da halen ödemiş değil.
Demirören bu “Ballı kaymaklı” krediyi kullanırken krediye karşılık Kemer Country arsasını ipotek ettirdi. Ettirdi ettirmesine ama boşa ettirmedi tabii… Arsa “Jet hızı ile” imara açılarak devasa bir rant alanı haline dönüştürüldü.
Bu durum yaşanırken daha yargı işlemleri tamamlanmamışken tabii Demirören yargıdan kendisine her hangi bir olumsuz karar çıkmayacak olmasından o kadar emin olsa gerek ki Ziraat Bankası’na ait 224 bin 381 m2’lik araziye tamamı bağımsız ve ultra lüks şekilde 650 villalık bir projenin sunum dosyasını hazırlamıştı bile…
Jet hızı ile geçirilen imar ile devasa bir rant alanına dönüştürülen bu araziye bu lüks villalarım kim yapacak peki? İşte hikayemiz burada daha da güzelleşiyor…
Bu lüks villaların büyük bölümü ZRS YAPI isimli bir inşaat şirketi… Peki nedir,kimdir,neyin nesidir bu ZRS isimli firma? Anlatalım efendim…
ZRS Yapı’da 2 ayrı şirket ortak olarak gözükmekte.Bunlar ASLI İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ile ZİRVE HOLDİNG…
ASLI ELEKTRİK İNŞAAT aslında oldukça eski bir şirket.İlk Kuruluşu Ticaret Sicil Gazetesi’nde 17 Şubat 1999’da yani 25 yıl önce yayımlanıyor.
1999’da şirket kurulurken 2 ortağı var: Ahmet Özyazıcı ve Musa Baş…
ASLI ELEKTRİK İNŞAAT’ın daha sonra pay devirleri ile Hakan Özyazıcı’nın ortaklığa gelmesi ile Özyazıcı Ailesi’ne ait bir “Aile Şirketi” haline geldiğini görüyoruz.Hani şu AKP yandaşı,AKP döneminde servetine servet katan Özyazıcı Grup’un sahibi olan Ahmet Özyazıcı…
Peki bu lüks villaları yapacak olan ZRS YAPI’daki 2. ortak kimdi? ZİRVE HOLDİNG A.Ş… İşte bu Zirve Holding kime ait? Ömer Faruk Kalyoncu’ya ait efendim…
Hani SABAH-ATV’yi alıp AKP’nin “Havuz medyası” haline getiren, hani başta İstanbul Havalimanı olmak üzere nerede “Ballı kaymaklı” bir ihale varsa Cengiz’in,Limak’ın,Kalyon’un yanında onlardan geri kalmayan “Ekürileri” Kalyon Grup var ya. İşte ZİRVE HOLDİNG bu Kalyon’un…
Şimdi efendim Kalyıncu Ailesi Cumhurbaşkanı Erdoğan için pek bir önemli,pek bir kıymetli. Öylem ki Ömer Faruk Kalyoncu’nun nikah şahidi bizzat Erdoğan. Tabii nikahta tüm AKP “Ağır topları” hazır ve de nazır vaziyette…
Peki bu Kalyoncular neden önemli Cumhurbaşkanı Erdoğan için… Onu da anlatmamız lazım tabii…
***
Şimdi sizlerle takvim yapraklarını 2008 yılına doğru saracağız… İstanbul Ticaret Odası’na 26/02/2008 tarihinde kayıt olan ve 657027 sicil numarası verilen bir şirket vardır: AR ENERJİ ANONİM ŞİRKETİ…
Şirketin ilk kuruluşundaki isimler ise oldukça tanıdıktır: Hasan Kalyoncu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meşhur eniştesi Ziya İlgen bu şirkette ortaktır…
Kuruluşta şirketteki 3. ortak ise kısa süre sonra AKP Milletvekili olacak olan Nevzat Şatıroğlu olacaktır…
Kalyoncu Ailesi’nden bir isim daha bu şirkette kurucu olarak karşımıza çıkmaktadır: Haluk Kalyoncu
Aradan biraz zaman geçer ve tarih yaprakları bu kez 2012 yılını gösterdiğinde AR ENERJİ’nin kurucularından Nevzat Şatıroğlu bu kez ARKGAZ ENERJİ YATIRIM MADENCİLİK VE İNŞAAT SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin kurucuları arasına adını yazdırır…
Ama bu şirketin ilk adı değildir… Şirket daha önceleri CIG ENERJİ YATIRIM MADENCİLİK VE İNŞAAT SANAYİ TİCARET A.Ş olarak faaliyet gösterir.
İstanbul Ticaret Odası’na 829651 sicil numarası ve 09/08/2012 tarihinde kayıt olan bu şirketin ilk kurucu kadrosunda da bakın hangi tanıdık isimler var:
Mehmet Fatih Baltacı (15 Temmuz öncesi AKFEL HOLDİNG’in sahibi olan Mehmet Fatih Baltacı 15 Temmuz sonrası FETÖ firarisi olarak yurtdışına kaçtı.Daha 34 yaşındayken ENERCO isimli firması ile milyar dolarlık petrol işlerine giren Mehmet Fatih Baltacı’nın dayısı ise AKP İstanbul İl Yöneticisi Hasan Karahan’dı ve dayı Hasan Karahan da büyük bir petrol şirketinin sahibiydi)
Murat Özercan Kalyoncu Ailesi’nin en önemli isimlerinden Cemal Kalyoncu Recep Tayyip Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen
Murat Özercan Kalyoncu Ailesi’nin en önemli isimlerinden Cemal Kalyoncu Recep Tayyip Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen
Abdurrahman Baltacı (15 Temmuz sonrası FETÖ’den tutuklandı sonrasında tahliye edildi) RİXOS Otelleri’nin sahibi Fettah Tamince’nin kardeşi Fatih Tamince
Sonraları bu şirkette bir şeyler olur ve yeni bir yönetim oluşur…Nevzat Şatıroğlu’nun yer almadığı bu yeni yönetimde ise şu isimler yer alır… Zirve Holding’in sahibi Ömer Faruk Kalyoncu Murtaza Ata (Kalyoncu Holding Enerji Grubu’nun başındaki isim)
Fettah Tamince (RİXOS OTELLERİ’nin sahibi olan Tamince,15 Temmuz öncesinde Zaman Gazetesi’nin sahibiydi bir dönem, FETÖ bağlantısı nedeni ile 15 Temmuz sonrası kapatılan ilk vakıflardan olan GAYE VAKFI’nı kurucusu olan ve FETÖ’den yargılanan,daha 8 ay önce Adalet Bakanlığı tarafından “FETÖ’den beraat kararının kamu yararına bozulması” istenen Tamince şu sıralar Kültür Bakanlığı’na bağlı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı)
Murat Taşçı (Kalyon Holding Mali İşler Müdürü) İsmail Özhan Özmen (Kalyon Holding’in şirketlerinden RSY İnşaat’ın Genel Müdür Yardımcısı)
Şimdi Nevzat Şatıroğlu’nun kuruluşlarında ortağı olduğu ve doğal olarak merkezinde bulunduğu bu şirketlerden AR ENERJİ’nin hisselerinin önce %50’si Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen’e geçer, sonrasında ise şirketin %100 hissesi Kalyoncu Ailesi’ne ait ZİRVE HOLDİNG’e devredilir.
Bu arada önemli husus şu:Türkiye’ye milyar dolarlık yatırım yapan Azeri petrol devi SOCAR’ın Türkiye’de kurduğu şirket olan SOCAR GAZ TİCARET A.Ş’nin ortağı işte bu KALYONCU AİLESİ’nin kontrolündeki ARK GAZ. ARKGAZ’da ise az önce bahsettiğimiz AR ENERJİ’nin de hissesi bulunmakta %40 oranında…
Yani o da dolaylı olarak Kalyoncu Ailesi’ne ait ZİRVE HOLDİNG’in kontrolüne girmiş olur…
Böylece SOCAR TÜRKİYE ile KALYONCU AİLESİ ortak olmuş oldu aslında…
***
Şimdi sizleri bir düğüne götüreceğiz…Düğün Çırağan Sarayı’nda yapılıyor… Son yılların en “Muhteşem” düğünü… Yıldırım Demirören’in kızı Yelda Demirören’in en mutlu günü… Zira Yelda Demirören dünyaevine adımını atıyor..
Peki Yıldırım Demirören’in kızı Yelda Demirören kiminle evleniyor? Kalyon Holding’i Kalyon Holding yapan isim olan merhum Hasan Kalyoncu’nun oğlu Haluk Kalyoncu ile!
Böylece ana akım medyanın “SABAH-ATV” kısmının sahibi KALYON AİLESİ ile “CNN-KANAL-D-HÜRRİYET” kısmının sahibi DEMİRÖREN AİLESİ dünür oluyor ve birleşen sermaye ile aslında tüm medya tek elde toplanıyor.
Konvansiyonel merkez medyanın yaklaşık yüzde 80’i 2 dünür üzerinden çok daha kuvvetli şekilde AKP’ye bağlanıyor…
Ama bu “Dünürlerden” Kalyoncu Ailesi’nin Erdoğan ile hukuku çok daha eskilere dayanıyor,çok daha ciddi bir samimiyetleri ve ayrı bir hukukları var. Peki Kalyoncu Ailesi nereli dersiniz? Bingo! Gaziantep! Ve Büyükekşi ile çok eskiden tanışıyor bu aile…
***
Şimdi biz yeniden bu “Dünürlerden” Demirören’in arazisine 650 ultra lüks villa yapan ZRS Yapı’daki Ahmet Özyazıcı ile diğer “Dünür” Kalyon Grubu’nun ortak olduğu ASLI ELEKTRİK İNŞAAT firmasına…
Yukarıda da belirttiğimiz üzere şirket 1999’da Ahmet Özyazıcı ve Musa Baş ortaklığında kurulsa da daha sonra pay devirleri ile tamamen Özyazıcı Ailesi’ne geçmişti. İyi de diğer ortak Musa Baş’a ne olmuştu?
Aman sakın üzülüp,kendinize dert etmeyin efendim “Yazık adamcağıza hisslerini almışlar elinden” falan diye… Musa Baş, ASLI ELEKTRİK İNŞAAT’tan ayrılır ayrılmaz BAŞYAPI isimli bir firma kuruyor…
Tabii hemen eski ortağı Ahmet Özyazıcı kendisine grup şirketlerinin taşeronluk işlerini veriyor… O yıllar aynı zamanda Turan Hazinedaroğlu isminin “Uluslararası müteahhitlik” sektöründe bir efsane olduğu yıllar. Bu isim Dünya’nın en büyük 30 müteahhiti arasında,sadece Gazprom’dan aldığı işin miktarı 2000’lerin hemen başında 1 milyar Dolar.
“Hatırlı dostlar” devreye giriyor ve Turan Hazinedaroğlu da taşeronluk işlerini bu Musa Baş’ın BAŞYAPI firmasına veriyor. Musa Baş “Jet hızı” ile yükselmeye başlıyor,Cezayir’e açılıyor…
Sonra adeta Allah “Yürü ya kulum Musa” deyince o da elinde asası Kızıldeniz’i depar atarak yararak tonla devlet ihalesi,KİPTAŞ ihaleleri ile büyüdükçe büyüyor,TOKİ işleri geliyor,lüks konut işleri ile paraya para demez hale geliyor… Tabii gözümüz yok Allah daha çok versin.
AKP ile FETÖ arasında 2013’de 17/25 Aralık ile birlikte savaş başlıyor. İşte bu “Savaş” Musa Baş için “Altın fırsat” oluyor…
***
Şimdi tarih yapraklarını sizlerle 1997 yılına doğru sarıyoruz… İstanbul Sanayi Odası’na son derece kıymetli bir arazi verilir. Arazinin ufak tefek bazı imar sorunları vardır ama öyle önemli bir problem yoktur ortada…
Ancak İstanbul Sanayi Odası pek çok şekilde değerlendirmeyi düşündüğü bu arsada bulunan ve normal şartlarda son derece kolaylıkla çözülebilecek imar sorunlarını bir türlü çözememektedir.Sanki bazı “Gizli eller” devreye girmiş,sorunu çözümsüz hale getirmektedir.
En sonunda İstanbul Sanayi Odası pes eder ve araziyi geri iade eder. İşte bu iadenin hemen ardından FETÖ’nün iş adamları kuruluşu olan TUSKON “Jet hızı” ile ortaya çıkar.
Yine jet hızı ile arsa TUSKON’a kiralanır ve tahmin edeceğiniz üzere İstanbul Ticaret Odası’nın yıllarca çözemedeği imar sorunları da “Sihirli bir el değmişçesine” hemen çözülür. Allah’ın hikmeti işte… Tam bir tevafuk örneği…(!)
Ancak 2013 yılında AKP ile FETÖ 17/25 Aralık süreci ile birbirine girince, Milli Emlak bu kıymetli araziyi TOKİ’den mahkeme kanalı ile satın alır. TUSKON “Ön izin süremiz uzatılmadı,bu satış hukuksuz” dese de boşa çırpınır.
Ha tabii “Kavga çıkana kadar aklınız neredeydi de araziyi TOKİ’den satın almadınız da bunlara verdiniz?” diye sormak lazım ama cevabı “Kandırıldık” olur biz orayı geçelim…
Efendim şimdi Milli Konut bu altın değerinde araziyi mahkeme kararı ile TUSKON’dan alır almaz hiç beklemeden ihaleye çıkar. Peki ihaleyi kim kazanır dersiniz?
Bingo! Bugün Kalyon’un ZRS Yapı’da ortağı olan ve Kalyon’un “Dünürü” Demirören’in arazisine 650 villa yapan ZRS Yapı’nın sahibi olan Ahmet Özyazıcı’nın eski ortağı Musa Baş ve BAŞYAPI İNŞAAT…
***
Şimdi tabii bu TUSKON deyince biraz üzerinde durmakta fayda var… Zira malumunuz TFF Başkanı ve Başkan Adayı Mehmet Büyükekşi 2008-2018 yılları arasında Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanlığı görevini üstlenmişti.
Bilmeyenler için söyleyelim Mehmet Büyükekşi meşhur FLO Ayakkabı mağazalarının sahibi. Kinetix desen bunların, Lumberjack desen bunların…
Meşhur Ziylan Şirketler Grubu işte bu bizim TFF’yi “yönetemeyen” başkanımız Mehmet Büyükekşi beyefendinin…
Dedik ya Büyükekşi 2008-2018 arası Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanıydı diye… İşte bu süreçte en yakın ilişkide olduğu iş adamı STK’sı FETÖ’nün işadamları yapılanması olan TUSKON’du…
Maşallah o yıllarda Büyükekşi’yi TUSKON’un hemen her toplantısında görmekteyiz. Hatta bakın o dönem ne diyor kendisi “2023 ihracat hedefimiz 500 milyar dolar. Bu hedef doğrultusunda TUSKON ile beraber son derece başarılı çalışmalara imza atıyoruz”
Tabii TUSKON’un Başkanı şimdinin firari FETÖ’cüsü Rızanur Meral ile de son derece samimi Büyükekşi… Nasıl olmasın efendim nasıl olmasın, ortada Aykut Büyükekşi diye bir “Realite” var…
Kimdir Aykut Büyükekşi? Mehmet Büyükekşi’nin kardeşi olur kendisi… Aykut Büyükekşi FETÖ’nün STK’larında,eğitim kurumlarında yönetici… Hangileri bunlar?
İhracatçı ve Sanayici İşadamları Derneği (İHSAN DER) Marmara İş Hayatı Dernekleri Federasyonu’nda çeşitli dönemlerde Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği,Saymanlık,Asil ve Yedek üyelik…
Örgütün eğitim kurumlarından Hisar Eğitim Turizm Dış Ticaret A.Ş ve Fetih Öğretim’de “Ortak”
Malum FETÖ’nün en büyük finans kaynaklarından birisi adı üzerinde KAYNAK HOLDİNG’ti… İşte bu holdingin 2004-2007 arasında Yönetim Kurulu Üyesi de yine Mehmet Büyükekşi’nin kardeşi Aykut Büyükekşi…
Süreci takip etmemiş olabilir bazı okurlarımız ve doğal olarak “Bank Asya’ya hesap açtırılanlar içeri alınırken her halde bu Aykut Büyükekşi de içeri alınmış cezasını çekiyordur” diyebilirler… Yok efendim öyle değil…
Kendisi hakkında 15 Temmuz’dan 4 sene sonrasına yani 2020 yılına kadar soruşturma bile açılmadı. 2020 yılında açılan soruşturma da 3 sene sonra “Beraatle” sonuçlandı… Kendisi “17/25 Aralık’ta ben gerçek yüzlerini gördüm” gibi muhteşem bir savunma yaptı mahkemeye…
Ha bakın Allah’ın işine 3 sene kendisini sorulturan falan olmadı ama Aykut Büyükekşi, herkes canının derdine düşmüşken,hele FETÖ ve kuruluşları ile en ufak bağı olanlar panikte,kimileri dalga dalga daha ilk geceden tutuklanırken darbeden 2 gün sonra 18 Temmuz’da enteresan bir şey yaptı.
Nakıboğlu Ailesi’ne yakınlığı ile bilinen Mahmut Altun FETÖ’nün ABD’deki çatı örgütlerinden Pasifik Enstitüsü’nün Silikon Vadisi Başkanı. Baba-oğul firari Nakıboğulları da Silikon Vadisi’nde yatırımcı ve girişimcilere hizmet verecek bir şirket kuruyor.
Innoworld isimli şirket ile girişimci ve yatırımcılara Silikon Vadisi’nde çeşitli tip ve büyüklükte toplantı,çalışma veya sunum ofisleri kiralıyor ve çok ciddi gelir elde ediyorlar.
Yani şöyle bir bakınca işte o zaman “Nakıboğlu Ailesi’nin firardaki üyelerinin ruhu bu TFF seçiminin tam merkezinde” sözleri çok daha manidar geliyor…
Peki efendim Mehmet Büyükekşi gibi büyük bir değeri (!) futbolumuza armağan eden ve bu işin asıl “Organizastörü” olan kişi kim: Göksel Gümüşdağ
Emine Erdoğan’ın yeğeni ile evlenip “Aileye” damat olduktan sonra jet hızı ile yükselen Göksel Gümüşdağ…
Ve 3 Temmuz kumpasında gözaltına alındığında makam aracı ile emniyete giden, emniyet müdürü katında ağırlanan ve FETÖ’cü hakim Dursun Ali Gündoğdu’nun ifadelerine göre “Fethullah Gülen’in telefonda “Bir güzellik yapalım,bir latife yapalım” sözleri ile serbest bırakılan ama Erdoğan’a da kendisi üzerinden mesaj iletilen Göksel Gümüşdağ…
Ne diyordu efendim 1 ay önce Metin Külünk “Bu örgüt para neredeyse oraya gider” Yazdıklarımızı okudunuz… Para,siyaset,ticaret,nüfuz,iş birliği,entrika,yandaşlık… Yeterince var mı sizce?
Öte yandan bu yazıyı kaleme alırken aklımıza Şamil Tayyar geldi…Kendisi FETÖ’nün kumpası olan Ergenekon Davaları esnasında yazdığı “Operatif” Ergenekon kitaplarından baya ekmek yemişti. Ödüllendirilmiş vekil de yapılmıştı, sonra MKYK’ya da girmişti.
Ne zaman ki “FETÖ BORSASI” dedi,işte orada kızılca kıyamet koptu. “Birileri” çok ama çok tedirgin oldu. İşte ondan sonra ne vekillik kaldı,ne yöneticilik. Bir zamanların “Gözdesiydi”, şimdilerde “Zayıf halka” oldu…
Acaba Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yapılmış en büyük operasyon, en önemli “Kumpaslardan” birisi olan Ergenekon denilen zırvaları sahte belge,bilgi,kitaplaştıran “Büyük gazeteci” (!) Şamil Tayyar neden “FETÖ BORSASINI” kitap yapmaz?
Neden o “Borsanın” nasıl,kimler tarafından kurulduğunu,merkez ofislerini anlatmaz nesela bizlere? Neden bu “Borsada” fiyatlar ne aralıkta değişir, kaç milyon dolarlara hangi isimler içeriden çıkmış,kimler bu borsaya “Kote olamadığı” için içeride bırakılmıştır acaba?
Bu “Borsayı” kuranlar müşterilerini nasıl bulurlar,işin emniyet ve yargı ayağı nasıl yürür neden anlatmaz bizlere acaba?
Yoksa kendisi de bir “Gaziantepli ve eski Gaziantep vekili” olduğu için olabilir mi acaba? Yok canım bizim de içimiz fesat,değil mi sevgili okurlarımız? Ama siz yine de yazdıklarımızı alt ala koyun,son yorumu kendiniz yapın,son kararı kendiniz verin…