ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından birisi olan Amerikan İlerleme Merkezi’nin “Avrupa’daki Türk diasporası” başlığını taşıyan araştırması ilginç sonuçları ortaya çıkardı.
DW Türkçe’den Değer Akal’ın haberine haberine göre dört Avrupa ülkesinde yapılan anket çalışması, Türkiye kökenlililerin aidiyet duygusu, en sevdikleri siyasetçiler, ayrımcılığa maruz kalıp kalmadıkları, Türkiye’ye bakışları ve yaşadıkları ülkelerin koşullarına dair görüşlerine ışık tutuyor.
Avrupa ülkelerinde yaşayan yaklaşık 5 milyon Türkiye kökenliyi temsil eden bir örneklem belirlenerek yapılan araştırma kapsamında, Almanya,Avusturya,Fransa ve Hollanda’da yaşayan yaklaşık 2 bin 400 göçmenle görüşmeler gerçekleştirildi.
Ankete katılanların sadece yüzde 6’sının kendilerini Kürt olarak nitelendirdiklerine dikkat çekilirken, bu nedenle araştırmanın büyük ölçüde Türklerin görüşlerini yansıttığı aktarılıyor.
AVRUPA’DA KALMAK İSTİYORLAR…
Araştırma sonuçlarına göre Avrupalı Türklerin yüzde 72’si hayatlarını yaşadıkları Avrupa ülkelerinde sürdürmek istiyor ve kendilerini bu ülkelerde “evde” hissediyor.
En çok Türkiye’ye dönme planı yapanlar, yüzde 24,4 ile Almanya’da yaşayan göçmenler. Türkiye’ye dönmek istediklerini beyan edenlerin en düşük olduğu ülke ise yüzde 15,7 ile Fransa.
ETNİK VE DİNİ AİDİYET VAR…
Araştırmayı yapan uzmanlar, hem Türkler hem de Kürtler için etnik kimliklerinin, dini aidiyetlerinin asıl belirleyici unsurlar olmaya devam ettiği tespitine yer verdiler.
Türkiye kökenliler için etnik kimlikleri, din ve geleneklerini gelecek nesillere aktarmak, yaşadıkları toplumla özdeşleşmeden daha büyük önem taşıyor.
Rapora göre, Türkiye kökenliler Avrupa ülkelerinde sunulan yaşam koşullarından, eğitim ve ekonomik fırsatlardan memnuniyet duyuyor, büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinde “genel olarak kabul gördüklerini” söylüyor.
Bununla birlikte ankete katılanlar, etnik kimlikleri nedeniyle bulundukları ülkelerde zaman zaman ayrımcılıkla karşı karşıya kaldıklarını da aktarıyor.
GENÇLER AYRIMCILIKTAN ŞİKAYETÇİ
Araştırmacılar, özellikle gençler ve erkekler arasında yaşadıkları ülkelerde ayrımcılık olduğunu söyleyenlerin daha fazla olduğuna, bunu beyan edenlerin oranlarının Almanya’da daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Diaspora mensupları, yaşadıkları ülkelerde ciddi düzeyde ayrımcılık gördüklerini belirtmekle birlikte ankete katılanlardan çok azı, etnik kimliğinden dolayı, kişisel olarak aşağılandığını, ya da fiziksel saldırıya uğradığını ifade etti.
Raporda, hem Türklerin hem Kürtlerin, özellikle Almanya’daki ayrımcılık ve ırkçılığın kariyer hedeflerini olumsuz yönde etkilediğini de beyan ettikleri belirtiliyor.
BELİRLEYİCİ UNSUR OLAN TÜRK KİMLİĞİ…
Ankete katılanların büyük çoğunluğu Avrupa’da yaşamaya devam etmek istediklerini söylemekle birlikte kendisini öncelikle Türk olarak tanımlıyor.
Örneğin ankete Almanya’dan katılanların yüzde 77,2’si kendisini öncelikle Türk olarak görüyor. Sadece yüzde 2,9’u kendisini Alman olarak tanımlıyor.
Kendisini Türk olarak görenlerin en yüksek olduğu ülke yüzde 77,7 ile Avusturya, Fransa’da ise durum farklı. Bu ülkelerde yaşayanların yüzde 51,3’ü kendini öncelikle Türk, yüzde 14,6’sı hem Türk hem Fransız olarak görüyor.
Fransa’da yine azınlıkta olsa da diğer ülkelere kıyasla biraz daha yüksek bir oranla Türkiye kökenliler yüzde 4,4 ile kendini öncelikle Fransız olarak nitelendiriyor.
AVRUPA’YA İLGİSİZ,TÜRKİYE’YE İLGİLİLER
Anket sonuçlarına göre Türkiye kökenliler arasında, kendisini öncelikle Avrupalı olarak görenlerin oranı da azınlıkta. Almanya’da bu oran yüzde 6,6 , Avusturya’da yüzde 7, Hollanda’da 8,5 , Fransa’da ise yüzde 11,5.
Anket katılımcıların çoğunluğu yaşadıkları ülkelerin bir bireyi olmaktan çok kendisini Türkiye ile ilişkilendiriyor ve dikkatlerini bulundukları ülkedeki gelişmelerden çok, Türkiye’deki gelişmelere odaklıyor.
Uzmanlar, Türkiye kökenlilerin yaşadıkları ülkelerde siyaset ve Avrupa politikalarına ilgi göstermediklerine, diğer yandan ankete katılanların bu ülkelerde siyasi olarak temsil edilmediklerine de vurgu yaptıklarını kaydettiler.
DEMOKRASİ VE REFAH NİMETLERİNİ SEVİYORLAR
Bununla birlikte ankete katılanlar yaşadıkları ülkelerin Türkiye’den daha demokratik olduğu görüşünde ve kendilerine ikamet ettikleri ülkelerdeki avantajlar sorulduğunda da, Avrupa ülkelerinin daha yüksek refah düzeyine sahip olduğunu, daha çok özgürlük ve istikrar sunduğunu söylüyorlar.
Yine ankete katılanların çoğunluğu yaşadıkları Avrupa ülkelerindeki devlet okullarının, Türkiye’deki okullardan daha iyi olduğu görüşünde. Çok küçük bir azınlık, çocuklarının Türkiye’de büyümesini, eğitim görmesini tercih ettiklerini aktarıyor.
Türk diasporası her dört Avrupa ülkesinin, Türkiye’ye daha çok destek vermesi gerektiğine de önem atfettiklerini, ikili ilişkilerin daha iyi olmasını istediklerini vurguluyorlar. Yaşadıkları ülkeler ile Türkiye arasındaki ilişkilerin, ikamet ettikleri ülke halklarının kendilerine yönelik tutumunu etkilediği görüşündeler.
ALMANYA’DA EN SEVİLEN LİDER MERKEL
Ankete Almanya’dan katılan göçmenlerin en beğendiği lider Hristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Başbakan Angela Merkel. Raporu kaleme alan uzmanlar, bunun büyük olasılıkla Merkel’in sığınmacılara yönelik açık kapı politikası ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa ile ilişkilerinde, fiilen Merkel’in ana muhatap olmasından kaynaklandığına dikkat çekiyor.
Merkel’i, Almanya’daki Türkiyeli nüfusunun büyük destek verdiği Sosyal Demokratların (SPD) Başbakan Yardımcısı Olaf Scholz, takip ediyor.
Uzmanlara göre, Almanya’nın en tanınmış Türkiye kökenli politikacısı olan, ama aynı zamanda Türkiye’deki insan haklarının durumunu da en sık eleştiren isim olan Yeşiller Partili Cem Özdemir, ilginç bir şekilde, Almanya’daki Türkiye kökenliler arasında çok az bir desteğe sahip.
EN POPÜLER TÜRK SİYASETÇİLER ERDOĞAN VE İMAMOĞLU
Diasporanın en favori Türk siyasetçisi, son yıllarda Avrupa ülkelerin büyük siyasi gerilimler yaşadığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Raporu kaleme alan araştırmacılar, “Erdoğan, Türkiye içinde olduğu gibi diaspora toplumunda da kutuplaşmaya yol açıyor” değerlendirmesini aktarırken, Türk toplumunun büyük çoğunluğunun Erdoğan’ın “entegre olun ama asimile olmayın” görüşüne güçlü destek verdiğini de aktarıyor.
Bu arada en popüler Türk siyasetçisi olan Erdoğan’ı ikinci sırada ve az bir farkla CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun izlediği belirtiliyor. Hatta Fransa ve Hollanda’da İmamoğlu’nun, Erdoğan’dan daha fazla beğeni aldığına dikkat çekiliyor. Üçüncü sırada ise MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yer aldığı aktarılıyor.
EVDE TÜRKÇE KONUŞULUYOR…
Bu arada Türkiye kökenliler, işyerinde yaşadıkları ülkenin dilini, evde ise Türkçe konuşmayı tercih ettiklerini aktarıyor.
“Günlük yaşantınızda hangi dili tercih ediyorsunuz?” sorusuna Almanya’daki Türkiye kökenlilerin yüzde 35,6’sı her iki dili eşit oranda kullandıkları yanıtını verdi. Almanya’daki Türkiye kökenli diasporanın yüzde 23,4’ü ise günlük yaşamda ağırlıklı olarak Türkçe ya da Kürtçe konuşuyor. Yüzde 16,7’lik bir kesim ise sadece anadilini konuşuyor. Günlük yaşamda ağırlıklı olarak Almanca konuşanların oranı ise yüzde 21,7.
Fransa’da ise durum farklı. Türkiye kökenlilerin yüzde 30,8’i her iki dili eşit oranda, yüzde 37,4’ü ağırlıklı olarak Fransızca’yı konuşuyor. Günlük yaşamda ağırlıklı olarak Türkçe ya da Kürtçe’yi kullandığını söyleyenlerin oranı yüzde 13,9. Sadece anadilini konuşanların oranı ise yüzde 6,6.
EN KAPSAMLI ARAŞTIRMA
Kasım 2019- Ocak 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırma, bu alanda yapılan en kapsamlı akademik çalışmalar arasında yer alıyor. Raporu kaleme alan Max Hoffman, Alan Makovsky ve Michael Werz araştırma sonuçlarıyla, “Türk diasporasının yaşadıkları Avrupa ülkeleri hakkında ne düşündüklerine, bilgiyi hangi kaynaklardan edindiklerine, Avrupalı Türkiye kökenlilerin ne ölçüde kimliklerini Türkiye ile bağlantılı tanımladıklarına, Türkiye siyaseti ile etkileşimlerine ve Avrupa Birliği (AB) hakkındaki düşüncelerine ışık tutmayı hedeflediklerini” aktarıyor.
Uzmanlar, bu çalışmayla, karar alıcıların ve akademisyenlerin, Türkiye’deki gelişmeler ile AB’deki gelişmeler arasındaki ilişkileri anlamalarına katkıda bulunmayı ümit ettiklerini, ayrıca, Avrupa’da Türkiye’ye ve Türk diasporasına dönük politikaların iyileşmesine yardımcı olacak fikirlerin geliştirilmesini umduklarını vurguluyorlar.