Celal Eren ÇELİK
Son 1 haftadır Türkiye’nin gündemine oturan VERYANSIN TV’nin ortaya çıkarttığı, tekkede sarık ile namaz kılan amiralin fotoğrafları ve geçtiğimiz hafta TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Cumhurbaşkanı kararı ile istenirse Montrö’den de çıkılabilir” şeklindeki açıklamaları ile yandaş ve gerici medyanın “Montrö düşmanı” yayınlara adeta “Bir düğmeye basılmış” gibi aynı anda başlaması sonrasında dün gece saatlerinde 103 emekli amiral ortak bir bildiri yayınladı…
Ve AKP tabiri yerindeyse “Mal bulmuş mağribi” gibi bu bildirinin üzerine atladı ve bu bildiriye imzasını koyan 103 amirali cuntacılıkla,vesayetçi olmakla,milli iradeye karşı gelmekle hatta ve hatta “Darbe çağrısı yapmakla” suçladı.Bu yazı kaleme alındığı dakikalarda ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bildiriyi hazırlayan amiraller hakkında “Re’sen” soruşturma başlattı.
AKP’nin en üst seviyedeki isimlerinden paralı troll ordusuna kadar tüm gücü ile bu bildiri üzerinden nasıl bir “Algı operasyonu” yaratmaya çalıştığına sahne oldu dün gece Türkiye…
Tabii bu çaba da, bu emekli amirallerin bildirilerine AKP’nin balıklama böylesine atlaması da boşuna değil… AKP eriyor, AKP günden güne çözülüyor, AKP artık yıllardır kendisine oy veren seçmenlerin dahi kendisine sırt çevirmesini engelleyemiyor,
AKP başarısız dış politikasını, fecaat ekonomi yönetimini, kendi döneminde adeta “Sıradanlaşan” yolsuzluk-vurgun-rant çarkını artık örtemiyor…
AKP bunları yapamayınca halka söyleyecek yeni sözü de kalmayınca her zamanki gibi “Klasik” şekilde kendisine bir “Mağduriyet” hikayesi yaratmaya çalışıyor. İşte bu bildiriye AKP’nin böylesi balıklama atlamasının sebebi tam da bu.
İsterseniz bir de AKP’nin “Vesayetçi”, “Darbe çağrısı yapan cunta zihniyetli”, “Milli irade düşmanı” olarak nitelenip bazılarının daha da ileri giderek “Rütbelerinin sökülmesini” istediği bu emekli generallerimiz ne demiş bu ortak bildiride bir yakından bakalım…
Demişler ki bu emekli amiraller;
“Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.
Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir….”
Ben bunu anlıyorum…
Başka ne demiş emekli amirallerimiz?
“Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz”
Yani diyor ki amirallerimiz; “Montrö Türkiye’nin en önemli egemenlik kazanımlarından birisidir. Önemi bununla da sınırlı değildir ve uluslararası alanda güvenlik sağlayıcı bir anlaşmadır. Montrö’nün tartışmaya açılması bir beka sorunudur”
Ben bunu anlıyorum…
Peki bu kadar büyük önemi olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden çıkmak isteyen kim? AKP…
Yani Montrö’den ayrılarak Türkiye’nin egemenlik haklarını tartışmaya açabilecek, Türkiye için beka sorunu yaratabilecek, uluslararası bir güvenlik sorunu yaratabilecek olan AKP “Milli iradenin sesi”, ama bu konuda 30 yıl şerefi ile Türk milletine üzerlerindeki şanlı Türk ordusunun üniforması ile hizmet etmiş olan ve bu tehlikeleri görerek yine milleti için sorumluluk hissederek uyarıda bulunan emekli amiraller “Darbeci”, “Vesayetçi”…
Devam edelim isterseniz emekli amirallerimizin “Bildirideki” ifadelerine…Ne diyor amirallerimiz;
“…Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.”
Yani ne diyor emekli amirallerimiz “TSK içerisinde şeyh, şıh, cemaat, tarikat yapılanmaları kabul edilemez. Bu yapılanmaların sonuçları çok ağır olur. TSK’nın en önemli özelliği sarsılmaz emir komuta zinciridir. Oysa tarikat-cemaat yapılanmasına mensup olan kişiler için öncelikli hiyerarşi bu tarikat-cemaatler içerisindeki hiyerarşik yapıdır. O tekkeye giden amiral yeri geldiğinde üstü olan oramirali dinlemez ama tekkesine gittiği ilk okul mezunu şeyhini dinler. 15 Temmuz darbe girişiminde olan tam da budur ve iktidar bunlardan ders çıkartmamıştır. FETÖ benzeri yapılara ordu içerisinde taviz verilmemelidir”
Ben bunu anlıyorum…
Şimdi bu memleket 15 Temmuz gibi bir darbe girişimini yaşarken, kendi komutanları yerine ilkokul mezunu bir vaizin emirlerini dinleyip kendi halkını ve meclisini bombalayan bir cemaat gerçeğini canlı canlı yaşamışken, acı sonuçlarını yaşamışken bu tip yapılanmalara hala göz yuman hatta bunların TSK ve diğer kamu kurumları içerisinde kendilerini var edebilmeleri noktasında hiç bir önleyici çabası olmayan AKP iktidarı pür-i pak,sütten çıkmış ak kaşık ama TSK’nın FETÖ sonrasında yeniden bu tip yapılanmaların yuvalanmasına açık olduğunu gören ve bundan rahatsız olan yıllarını Deniz Kuvvetleri’ne vermiş amiraller “Hadsiz”, “Darbe sevici” olacak…
Başka ne diyor amirallerimiz;
“Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.”
Yani? Amirallerimiz diyor ki “Birileri de yaşananları fırsat olarak görerek TSK ve Deniz Kuvvetleri’ni yıpratma operasyonu yapıyor biz buna karşı çıkıyoruz. Bu uyarılarımızı dikkate alın yoksa bu ülkenin çektiği pek çok badire var, bunlar tekrarlanır”
Ben bunu anlıyorum…
Şimdi bunca sıkıntı yaratacak, sadece amiralleri değil kamuoyunun büyük bölümünü rahatsız edecek pek çok olaya sebebiyet veren AKP “Demokratlığın bayraktarı” ama bu rahatsızlıklarını dile getiren ve yılların birikimi ile uyarıda bulunan amirallerimiz “Darbeci”
Kimse kusura bakmasın ama Anadolu’da bir tabir vardır: “Hayvan terli”…
AKP bu kez bu “MAĞDURU OYNAMA” algı operasyonunu kimseye “Yediremez”. Emekli olmuş generallerin “Darbe yapma” girişimi içerisinde olduğu (!) gibi komik iddialarını bu millet yutmaz.
AKP açık ve net biçimde kendi başarısızlığına bir kılıf aramaktadır ve bu “Bildiri” AKP için yeni bir “MAĞDURİYETE OYNAMA” malzemesi olarak kullanılacak “Can simidi” olarak görülmüştür.
Ancak AKP yöneticileri de, AKP’nin kendisini icra makamı olarak gören “Atanmış” ve çok yerden maaş alan “İletişimcileri” (!) de şunu bilsinler ki; ne millet bu bayat propaganda/algı çalışmanızı yutar, ne AKP bu can simidine tutunabilir…
_______________________________________________________________________________________________
BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞE DESTEK OLMAK İÇİN;
“Sizler için kimseye diyet borcu olmadan, bağımsız ve özgür şekilde bugüne kadar yaptığımız gazeteciliği daha güçlü biçimde sürdürebilmemiz için siz de destek olmak isterseniz; aşağıdaki linkten PDF formatında yayınlanan, Türkiye’nin tamamen dijital olarak yayın yapan tek özel ve dosya haber dergisi KRİPTEKS E-DERGİYE yıllık abone olabilir, DİJİTAL KİTAPLARIMIZDAN (e-kitap) satın alabilir, yahut Youtube kanalımıza abone olup KATIL butonundan kendi belirlediğiniz miktardaki desteklerinizle bağımsız gazetecilik mücadelemize destek olabilirsiniz...”
DİJİTAL BOOK STORE SANAL KİTABEVİ:
YOUTUBE KANALI LİNKİ:
https://www.youtube.com/channel/UCPGcaaw3vhHiBv9XL0hVG0w
103 müptezel tekaüt Paşa’nın devlete, hükümete ve millete karşı muhtırasını ağzımızın kenarından salyalar akarak ilk yayınlayan siz değil miydiniz? İlk algıyı siz yapmadınız mı? Şimdi neyin algısını yapıyorsunuz?