Haber Alternatif
  • ANASAYFA
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • MEDYA
  • SPOR
  • DIŞ BASIN
  • ÖZEL HABER
  • KÖŞE YAZILARI
Sonuç Yok
View All Result
  • ANASAYFA
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • MEDYA
  • SPOR
  • DIŞ BASIN
  • ÖZEL HABER
  • KÖŞE YAZILARI
Sonuç Yok
View All Result
Haber Alternatif

AKP’NİN BÜYÜK AŞKI :”1921 ANAYASASI “RUHU” “

16/02/2021 20:00
Kategori: ÖZEL HABER
A A
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

 width=

Celal Eren ÇELİK

Gara’da TSK’nın gerçekleştirdiği operasyonda 6 yıldır PKK tarafından alıkonulan polis ve askerlerin şehit olmasının toplumda yarattığı infial ve tartışmalar nedeni ile gündemde ikinci plana düşen yeni Anayasa tartışmaları çok geçmeden önümüzdeki günlerde yeniden alevlenecektir hiç kuşkusuz.

AKP Genel Başkanın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ülkenin yeni Anayasa’yı tartışmasının zamanın geldi” şeklindeki açıklamasının ardında AKP kanadından yapılan 2 açıklama çok önemliydi…

Bunlardan ilki AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ın “Bu Anayasa’nın ismi YENİDEN KURULUŞ ANAYASASI olacaktır” şeklindeki açıklamasıydı. Ki Özkan bu sözlerinden dolayı gerek muhalefetten ,gerekse kamuoyundan çok büyük tepki alınca –Zira yeniden kuruluş olması için eskinin yıkılması gerekiyor…Zamanında Ergenekon-Balyoz kumpasları esnasında FETÖ’nün kanalı olan STV’de canlı yayında orduevi önünde bildiri okuyan Cahit Özkan’ın kafasının arkasındaki ajandada böyle bir şey varsa şaşıracak değiliz– geri adım attı. Ancak geri adım atılan bu açıklama aslında AKP’lilerin kafalarında hangi planların ve hayallerin olduğu, yeni Anayasa dedikleri şey ile aslında hangi hedefe yürümek istedikleri konusunda bize fikir vermesi açısından önemliydi.

***

Bir diğer üzerinde önemle durulması gereken açıklama ise Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yeni anayasa çalışmaları için 1921 Anayasası’nı referans olarak gösterdiği açıklamaydı.

Cihat Özkan açıklamalarında geri adım attı lakin Abdülhamit Gül’ün açıklamaları ile ilgili bir değişiklik olmadı aslında bu “1921 Anayasası” konusu da yeterli derecede tartışılmadı.

Oysa ki AKP boşu boşuna değil son derece bilinçli bir şekilde 1921 Anayasası’nı referans göstermekte ve aslında bu son derece tehlikeli sonuçları olan bir durum…

Peki AKP neden bilinçli, sistematik ve stratejik olarak “1921 Anayasası” na atıfta bulunmakta…İşte asıl sorulması ve üzerinde hassasiyet ile durularak irdelenmesi gereken konu tam da bu.

Bunun için de pek tabii ki öncelikle 1921 Anayasası olarak lanse edilen metnin gerek hukuksal karşılılığını, gerekse de bu metnin önem arz eden içeriğini detaylıca ele almak gerekmekte…

***

Öncelikle belirtelim ki AKP’nin “1921 Anayasası” olarak topluma lanse ettiği metin Cumhuriyetin ilanı öncesinde yazılmış,ortada var olan bir devlet olmadığı için devleti ve kurumlarını tam olarak tanımlamayan ve başta rahmetli Prof.Dr.Mümtaz Soysal olmak üzere Türkiye’deki önemli tüm Anayasa hukukçularına göre de “Anayasa değil geçiş dönemi metni” olarak tanımlanan bir hukuki metin…

“1921 Anayasası” olarak adlandırılan metnin en önemli özelliği hazırlandığı dönem itibariyle “OLAĞANÜSTÜ ŞARTLARDA,OLAĞANÜSTÜ ŞARTLARIN GEREKLERİNİ KARŞILAMAK ÜZERE” kaleme alınmış bir hukuki metin olması.

1921 Anayasası belirttiğimiz üzere savaş şartları içerisinde olağanüstü şartlarda hazırlanırken o dönemin şartları gereği en önemli özelliği bugün Türkiye’de yok edilmesinden şikayet ettiğimiz, Türkiye’de acilen yeniden tesis edilmesi hayati bir zorunluluk olan “KUVVETLER AYRILIĞI” ilkesini değil, savaş şartları gereği “KUVVETLER BİRLİĞİ” anlayışını içeriğinde barındıran bir hukuki metin olmasıdır.

1921 Anayasası olarak anılan hukuki metinde kuvvetler ayrılığı yerinde yasama-yürütme ve yargı erkleri Meclis elinde birleştiriliyor ve meclisin seçtiği başkan da tüm bu yetkileri Meclis adına yine Meclis içerisinden seçilen bakanlar aracılığı ile kullanılıyor.

İşte AKP’nin bir yandan yeni anayasa çalışması yaparken bir yandan da “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli kırmızı çizgimizdir” demesi ve ardından da 1921 Anayasası’nı referans olarak göstermesi bu bağlamda daha çok anlam kazanıyor.

Zira AKP’nin Türkiye’nin başına bir garabet olarak getirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli aslına bakılacak olursa fiili olarak tıpkı 1921 Anayasası’nda olduğu gibi Yasama-Yürütme ve Yargı erklerini tek elde toplayarak “KUVVETLER AYRILIĞI” ilkesini fiili olarak devre dışı bırakıyor…

O nedenledir ki AKP sözcüleri “1921 Anayasası ruhuna” övgüler diziyorlar…

***

1921 Anayasası olarak adlandırılan bu hukuki metnin bir diğer önemli özelliği ise ortada bir devlet olmadığı için devletin “Kırmızı çizgileri” olarak çeşitli ilkeleri de açıkça belirtmiyor oluşu.

1921 Anayasası’nda laiklik maddesi olmadığı gibi bu anayasa “Şer’i kuralların ve şeriat kurallarının uygulanması” ile ilgili bu kuralların hangi kurum ve kuruluşlar tarafından uygulanacağı noktasında düzenlemeler yapıyor.

Ne diyor bakalım isterseniz 1921 Anayasasının 7.maddesi, “Şeriat hükümlerinin uygulanması, bütün kanunların yürürlüğe konması, değiştirilmesi, yürürlükten kaldırılması, antlaşma ve barış imzalanması ve vatan savunmasıyla ilgili savaş ilânı gibi temel haklar Büyük Millet Meclisi’ne aittir. Kanun ve tüzüklerin düzenlenmesinde, halk için en yararlı ve zamanın ihtiyacına en elverişli fıkıh ve hukuk hükümleriyle, örf ve âdetler ve teamüller esas olarak alınır. Bakanlar Kurulu’nun görev ve sorumluluğu özel kanunla belirtilir.”

Yine 1921 Anayasası gerek hilafet gerekse saltanat noktasında da bunları açıkça reddeden hiçbir ifade barındırmıyor. Bu anayasa ile Anadolu’da yeni bir Meclis kurulduğu, devleti yönetme yetkisinin bu mecliste olduğu ilan edilse de saltanat yahut halifeliğin kaldırıldığına dair net bir ifade 1921 Anayasası içerisinde yer almıyor.

İşte AKP için kurulan “Hilafet hayalleri”, “Şer’i hükümler ile yönetilen bir devlet” anlayışına da uygun olduğu için bu 1921 Anayasası’nın “Ruhuna” pek bir övgüler düzülmekte…

***

AKP açısından bir sonraki seçimlerde en önemli sıkıntı giderek eriyen oylarındaki bu erimeyi sonlandırmak adına şu anki şartlar ile Kürt seçmenden kesinlikle oy alamayacak olduğunu görmesi.

Şimdi siz “Bu durumun 1921 Anayasası söylemi ve 1921 Anayasası ile ne alakası var?” diye bilirisiniz.

Ancak durum hiç de öyle değil…

Zira 1921 Anayasası bugünkü merkezi ve üniter devlet anlayışından farklı olarak “Yerinden yönetim ve özerklik” kavramlarına uygun tanımlamaları içerisinde barındıran bir hukuki metin.

1921 Anayasası’nın şu 3 maddesini son derece dikkatle okumak gerekiyor:

 

1921 Anayasasının 11. maddesinde, “Vilayet mahallî işlerde manevi şahsiyete (tüzel kişiliğe) ve özerkliğe sahiptir. Dış ve iç siyaset, şer’i, adlî ve askeri işler, uluslararası iktisadî ilişkiler ve hükûmetin genel vergileri ile birden fazla vilayeti ilgilendiren hususlar istisna olmak üzere Büyük Millet Meclisi tarafından konacak kanunlar gereğince vakıflar, medreseler, eğitim, sağlık, iktisat, tarım, bayındırlık ve sosyal yardım işlerinin düzenlenmesi ve idaresi vilayet Şûra’larının yetkisi içindedir.”

12.Maddesinde, “Vilâyet Şûraları, vilâyetler halkınca seçilmiş üyelerden meydana gelir. Vilâyet Şûralarının toplantı dönemi iki senedir. Toplantı süresi senede iki aydır.”

13.maddesinde ise, “Vilâyet Şûrası, üyeleri arasında yürütme görevini yapacak bir başkan ile değişik bölümleri idareye memur üyeden teşekkül etmek üzere bir yönetim kurulu seçer. Yürütme yetkisi, sürekli olan bu kurula aittir.”

Bu ifadelerin birebir aynısı olmasa da benzer ifadelerin yer aldığı bir “Yeni Anayasa” çalışması gerçekleştirerek AKP Kürt oylarını kendi lehine çevirmenin ve bir sonraki seçimin anahtarı olacak Kürt seçmenin önemli bölümünü HDP’den kopartıp kendi saflarına çekmenin planlamasını yapıyor olması, bunu da “Yeniden demokrasi ve açılım” ambalajı adı altında topluma sunması hiç de akla uzak bir ihtimal değil.

Hele böylesi bir Anayasa’nın HDP’nin kapatılması operasyonunun gerçekleştirilmesi sonrasında yapılarak Kürt seçmene gidilmesi halinde etkisini ve Kürt seçmeni AKP saflarına dahil etme şansını 2 katına çıkartacağını düşündüklerini görmek için de alim olmaya gerek yok.

Ama siz yine de “Erdoğan böyle bir Kürt hamlesi yapmaz mümkün değil,hele Erdoğan’ın söylemlerini düşününce böyle bir ihtimal dahi yok” diyorsanız biraz “HAFIZA TAZELEYECEĞİZ” sizinle…

***

Şimdi sizler ile takvim yapraklarını biraz geriye doğru saralım ve 1991 yılına gidelim…

Türkiye’de siyasal İslam yükselişe geçmiş,Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi ise bu siyasal İslam akımının ana temsilcisi olarak siyaset sahnesinde her geçen gün daha da güçlenen bir parti olarak yerini almıştır.

1991 yılında Refah Partisi içerisinde giderek parlayan ve İstanbul İl Başkanı olmasının yanı sıra parti içerisinde kazandığı güç ile aynı zamanda partinin yönetim organı olan MKYK’ya da giren Recep Tayyip Erdoğan bir Kürt Raporu çalışması yaparak, “Kürt sorununun çözümü” noktasında rapor hazırlatır.

18 Aralık 1991 tarihinde Mehmet Metiner başkanlığındaki bir komisyonun hazırladığı bu raporun hazırlanmasında Altan Tan,Abdurrahman Dilipak ,Ali Bulaç gibi isimler de önemli katkı sunmuşlardır.

Dönemin Refah Partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hazırlattığı Kürt Raporu’nda bölgedeki sorunu ile ilgili şu çarpıcı ifadeler kullanılmaktadır:

“Bugün ‘Doğu’ veya ‘Güneydoğu Sorunu’ olarak adlandırılan sorun aslında bir ‘Kürt sorunu’dur… Sorun gerçekte ulusal bir sorundur, yani bir Kürt sorunudur… Bugün Doğu ve Güneydoğu olarak adlandırılan bölgeler, tarihin en eski devirlerinde ‘Kürdistan’ olarak adlandırılan coğrafyanın içinde yer alan bölgelerdir.”

“1985’den itibaren başlayan PKK saldırıları dolayısıyla bölge bir yanda devlet terörü, öbür yanda da PKK terörü arasında sıkışıp kalmaktadır. Bölge halkı PKK’ya bir biçimde arka çıktığı gerekçesiyle sürekli baskı ve işkence altında tutulmaktadır.”

“Bugün Güneydoğu’da PKK eliyle sürdürülen Kürt silahlı mücadelesi şehre inmiştir. Devlet, kontrgerillasıyla, özel timiyle, harcadığı trilyonlarca lirasıyla, köy korucularıyla vs. bu sorunun üstesinden gelinemeyeceğini artık anlamış bulunmaktadır. Kemalist Devletin geleneksel zora ve silaha başvurma yöntemi artık iflas etmiştir.”

Ve “Özerklik” konusunda da raporda aynen şöyle deniyordu:

“Yeni parlamentoların oluşması ve merkezi devletin küçülmesi Türkiye’de tam demokrasinin yerleşmesi için önemli adımlardır.”

Şimdi siz bütün bunları alt alta koyun, AKP’nin “BOP Eş Başkanlığı” ile nasıl övündüğünü buna ekleyin, BOP ile ülkelerin sın ır ve yönetim yapılarının nasıl değiştirilmesinin planlandığını, Arap Baharı ile aslında BOP’a ne kadar büyük bir “Stratejik Destek ve Hareket Alanı” sağlandığını da bunlar ile birleştirin…

Ve şimdi söyleyin bakalım “AKP 1921 Anayasası’nın ruhunu neden beğeniyor?”

________________________________________________________________________________________________

BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞE DESTEK OLMAK İÇİN;

“Sizler için kimseye diyet borcu olmadan, bağımsız ve özgür şekilde bugüne kadar yaptığımız gazeteciliği daha güçlü biçimde sürdürebilmemiz için siz de destek olmak isterseniz; aşağıdaki linkten PDF formatında yayınlanan, Türkiye’nin tamamen dijital olarak yayın yapan tek özel ve dosya haber dergisi KRİPTEKS E-DERGİYE yıllık abone olabilir, DİJİTAL KİTAPLARIMIZDAN (e-kitap) satın alabilir, yahut Youtube kanalımıza abone olup KATIL butonundan kendi  belirlediğiniz miktardaki desteklerinizle bağımsız gazetecilik mücadelemize destek olabilirsiniz...”

DİJİTAL BOOK STORE SANAL KİTABEVİ:

https://www.shopier.com/ShowProductNew/storefront.php?shop=dijitalbookstore&sid=d2FqS25GbkNlRDh0dW5ucjBfLTFfIF8g

YOUTUBE KANALI LİNKİ:

https://www.youtube.com/channel/UCPGcaaw3vhHiBv9XL0hVG0w

 

Etiketler: 1921 ANAYASASIABDÜLHAMİT GÜLAKPBOPCAHİT ÖZKANCELAL EREN ÇELİKCumhurbaşkanıHDPKÜRT SORUNUManşetRecep Tayyip ErdoğanYENİ ANAYASA
PaylaşTweetGönder

HaberAlternatif'in özel haberlerinden haberdar olmak için bildirimleri mutlaka açın!

Bildirimleri Kapat

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ÖZEL HABER

İŞTE İBB’NİN “BALLI” BÜROKRATLARI/YAZI DİZİSİ:BÖLÜM-1

5 Ocak 2025
GÜNDEM

DOĞA KOLEJİ’NİN 1.6 MİLYAR TL2LİK BORCU HALKA KALDI!

16 Mayıs 2021
ÖZEL HABER

MEDİPOL İMPARATORLUĞU

19 Kasım 2020
ÖZEL HABER

ŞOFÖRÜNDEN 30 AĞUSTOS’TA ARACINA ASTIĞI BAYRAĞI KALDIRMASINI İSTEYEN TURİZM FİRMASI YANDAŞ ÇIKTI

1 Eylül 2024
MEDYA

ÇAKICI VE HACISÜLEYMANOĞLU AİLELERİ ARASINDA TEHDİTLER HAVADA UÇUŞTU

1 Ocak 1970
Oynatılan Video

CELAL EREN ÇELİK’TEN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NA SERT ELEŞTİRİ

CELAL EREN ÇELİK’TEN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NA SERT ELEŞTİRİ

GÜNDEM

YARSAV KURUCUSU ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU’NDAN YSK’YA “YÜCE DİVAN” UYARISI

GÜNDEM

AKUT VAKFI BAŞKANI NASUH MAHRUKİ: “TSK SİSTEM DIŞI BIRAKILINCA ASKER KIŞLASINDAN ÇIKAMADI”

ÖZEL HABER

AREA ARAŞTIRMA ŞİRKETİ BAŞKANI MURAT KARAN’DAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR

SİYASET

SÜLEYMAN SOYLU’DAN İMAMOĞLU KARARI HAKKINDA İLK AÇIKLAMA

SİYASET
Haber Alternatif

Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Haber Alternatif sitesinde yayınlanan her özel haberin hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Kullanılması halinde Haber Alternatif’in hukuki hakları mahfuzdur.

Kategoriler

  • DIŞ BASIN
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • KÖŞE YAZILARI
  • MEDYA
  • ÖZEL HABER
  • SİYASET
  • SPOR
  • TEKNOLOJİ
  • YAŞAM

Takip Edin

  • Gizlilik Politikası
  • Künye
  • İletişim

© 2022 Haber Alternatif - Yazılım: Albasoft Bilişim Teknolojileri.

Sonuç Yok
View All Result
  • ANASAYFA
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • MEDYA
  • SPOR
  • DIŞ BASIN
  • ÖZEL HABER
  • KÖŞE YAZILARI

© 2022 Haber Alternatif - Yazılım: Albasoft Bilişim Teknolojileri.