Amirallerin ‘Montrö’ duyurusu üzerine 102 emekli amiral ve bir emekli general hakkında açılan davanın ilk duruşması başladı.
104 emekli duyurusu üzerine, ‘Devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma’ suçunun işlendiği iddiasıyla, 103 emekli amiral ile 1 emekli general hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın yargılamasına başlandı.
25 Mart’a kadar sürecek olan ilk oturumda günde 4 sanığın savunmasının alınması planlandı. Ankara dışında ikamet eden Amirallerin bir kısmı bulundukları illerde talimatla savunmalarını vermişti. Geri kalanların ise Nisan ayı içinde talimat duruşmalarının tamamlanması bekleniyor.
Duruşmaya Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve partinin birçok yöneticisinin yanı sıra CHP’den Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de izleyici olarak katıldı.
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada bugün Emekli Tuğamiral Abdullah Akgül, Emekli Koramiral Abdullah Can Erenoğlu ve Emekli Tuğamiral Ahmet Şenol savunmalarını yaptı. Emekli Koramiral Atilla Kezek’in de bugün dinlenmesi bekleniyor.
KOCASAKAL’DAN ‘MÜDAHİLLİK’ TEPKİSİ
İki emekli amiralin avukatı olarak duruşma salonunda bulunan Avukat Ümit Kocasakal usul hakkında konuşmak için söz aldı. Kocasakal’ın, duruşmada SEGBİS kaydı yapılması talebi mahkeme heyeti tarafından kabul edildi.
“Mavi Vatan’a Montrö’ye sahip çıkan vatanseverlere sahip çıkmak için buradayım. Tarihe not düşmek için buradayım” diyen Kocasakal, “Silivri mahkemelerinin acı hatıralarını çağrıştırdı” dedi.
Davada birçok amiralin bulunduğu ilde farkı gün ve saatlerde ifadeye çağırılmasını eleştiren Kocasakal, davanın bir bütün olduğunu, parçalanmasının doğru bir yargılama yöntemi olmadığını söyledi.
Mahkeme heyetinin buna pandemiyi gerekçe gösterdiğini ancak Sağlık Bakanının Kovid’in bittiğine dair açıklamalar yaptığını ifade eden Kocasakal, duruşmaların birleştirilmesini istedi.
Cumhurbaşkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nın davaya müdahillik talebine de değinen Kocasakal,
“Müdahil olma durumu söz konusu olamaz. MSB ve Cumhurbaşkanlığı müdahillik dilekçesi vermiş. Suçtan zarar gören konumda değiller, müdahil olamaz” dedi.
‘MONTRÖ ÜLKEMİZİN TAPU SENEDİDİR’
Emekli Tuğamiral Abdullah Akgül savunmasında, emekli amirallerin ADMEK isimli Whatsapp grubuna üye olduğunu, bu grupta “Montrö” ve “sarıklı-cübbeli amiral” konularına yönelik duyuru hazırlandığını gördüğünü ve “İmza koymak isteyen arkadaşlar bildirsin” şeklinde gelen mesaj üzerine sanık emekli Amiral Ergün Mengi’ye “beni de ilave edebilirsin” mesajı yazdığını anlattı.
Duyurunun gerek hazırlanma gerekse yayımlanma zamanı ve şekli ile içeriğinde yer alan hususlara ilişkin herhangi bir katkı ve bilgisinin olmadığını belirten Akgül, duyuruya imza koymasının sebebini şöyle açıkladı:
“Montrö Antlaşması; Antlaşmanın yürürlükten kaldırılması dahil olmak üzere yazılı ve görsel basında ve genelde doğru bilgiye dayanmadan, yoğun bir şekilde tartışmaya açılmıştır.
Montrö Antlaşması, Lozan Barış Antlaşması’nın tamamlayıcısı ve ülkemizin tapu senetlerinden biridir. Uygulamasını yürüten makamlardan birisi de, Deniz Kuvvetleridir.
‘CÜBBELİ AMİRAL 15 TEMMUZ’U ÇAĞRIŞTIRDI’
Montrö Antlaşması’nın, gerek bugün, gerekse gelecekteki ülke güvenliğimiz açısından önemi ve gerekliliği; Deniz Harp Okulundan başlayarak her kademede eğitimimizin bir parçası olmuştur.
Bu nedenle konuyu en iyi bilen makamlardan biri olan Deniz Kuvvetlerinin emekli bir mensubu olarak; ‘kamuoyunu doğru bilgilendirme’ ve ‘kanaat belirtme’ amacıyla duyuruya katılmak istedim.
Keza, daha önce emekli büyükelçiler de bu konuda kamuoyuna duyuru yayımlamışlardı.
Ayrıca halen görevde olan bir amiralin makam arabasıyla bir tarikat mahalline giderek, ‘resmi elbise üzerine sarık ve cübbe giymesi’ yakın zamanda 15 Temmuz’ da yapılan hain darbe girişimini çağrıştırmış ve her iki konu da büyük kaygıya neden olmuştur.
Netice olarak;12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 olaylarını bizzat yaşamış ve darbelerin ülkemize ve Türk Silahlı Kuvvetlerine zarar verdiğini görmüş bir kişi olarak, iddianamede belirtilen suçlamaya yönelik bir davranış içinde bulunmam asla mümkün değildir. Suçlamayı şiddetle reddediyorum.”
İddianamedeki çelişkilere dikkat çeken Akgül, “Muhtıranın temel özelliği belirli bir makama verilmesidir.
Muhtıra bir güce dayanır. Arkasında bir yaptırım gücü olanlar yapar. Emretme yetkisi olmayan emekli amirallerin böyle bir gücü olabilir mi? Bunun nasıl muhtıra olarak kabul edilmesi anlaşılabilir değildir” dedi.
“İddianamede; duyuruda yer alan ifadelere yönelik bir suç isnadında bulunmak yerine, siyasilerin eleştirileri ve birbirinin aynısı olan suç duyuruları ile duyurunun üslubu, yayım saati, aksi takdirde gibi ifadelere özel anlamlar yüklenmiş, niyet okuyarak suç yaratılmaya çalışılmıştır” diyen Akgül,
“Suçlandığım TCK 316’ncı maddeyi içerecek, fiil yol, fail yok, duyurudan başka bir belge yok, delil yok, hiçbir kurum ve kuruluşla iletişim yok, sadece iki konuda fikir beyanı var. Buraya kadar sunduğum gerekçelere istinaden, üzerime atılı suçu kesinlikle kabul etmiyorum ve beraatimi talep ediyorum” dedi.
’15 TEMMUZ’DA DİRENMEK İÇİN SOKAĞA ÇIKAN İLK ASKERİM’
Emekli Koramiral Can Erenoğlu da savunmasında darbenin ülkeye en büyük ihanet olduğunu vurguladı. Amirallerin duyurusunun “Kamu menfaati için hazırlanmış bir fikir açıklaması” olduğunu söyleyen Erenoğlu, kalkışmaya ilişkin tek bir kelimenin olmadığına dikkat çekti.
“Bizim üzerimizden cumhuriyetimiz geleceğimiz hedef alınmıştır.” diyen Erenoğlu,
“15 Temmuz’da FETÖ’ye direnmek için sokağa çıkan ilk askerim. Yanıma çakı bile almadım.
FETÖ’cüler üzerime kalaşnikofla ateş etti. FETÖ’cülerin teslim olmalarına neden oldum. Şimdi de darbeye teşebbüsten yargılanıyorum” ifadelerini kullandı.
Delil diye sunulan hususları kabul etmediğini kaydeden Erenoğlu, “Adalete siyaset karışırsa adalet biter” dedi. Duyurunun durup dururken yayınlanmadığını, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö açıklamaları ve sarıklı amiralle ilgili haberlere dikkat çeken Erenoğlu, emekli amirallerin böyle bir suçu işleyebilecek güce sahip olmadığını vurguladı.
‘FETÖ BENZERİ TEHLİKEYE KARŞI YAZILMIŞ BİR METİN’
İmzaladıkları duyuruyu “Paralel devlet yapılanması ve FETÖ benzeri bir tehlikeye karşı yazılmış bir metin” olarak niteleyen Erenoğlu, “İfademiz bile alınmadan suçlu ilan edildik, kişilik haklarımıza saldırıldı. Onurumuza ağır hakaretler edildi. Bu süreçte yaşadığım maddi ve manevi tüm yasal haklarımı saklı tutuyorum. Ordumuza ve devletimize ömrüm boyunca hizmet ettim. Üniformam tertemizdir. Bir ülkeye yapılabilecek en büyük ihanetin darbe olduğuna inanan, bu cennet vatan için canını feda etmeye yemin etmiş bir vatan evladı olarak, bu haksız suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum.” dedi.
‘AÇIKLAMAMIZ CUMHURBAŞKANI VE MSB BAKANININ AÇIKLAMASIYLA AYNI’
Emekli Tuğamiral Ahmet Şenol da savunmasında “Ben hayatım boyunca tek bir ceza almadım. Hazırlanması ve yayınlanmasında dahlim olmadığı ve benim de uygun gördüğüm ve hiçbir suç taşımayan açıklama, tamamen bilgilendirme ve fikir beyan etmeden ibarettir” dedi.
“Beni en çok üzen, Yargıtay’ın Balyoz kararıyla birlikte bu açıklamanın ilişkilendirilmesi” diyen Şenol,
“Cumhurbaşkanının açıklamasıyla bizim açıklamamız arasında bir fark yoktur. MSB Bakanının Montrö açıklaması da aynıdır” ifadelerini kullandı.
Burada neden bulunduklarını anlamakta zorluk çektiğini belirten Şenol, atılı suçu reddettiğini belirterek beraatini istedi.
Ayrıntılar gelecek…
KAYNAK:VERYANSIN TV
FOTOĞRAF: VERYANSIN TV