Aile Sağlığı Merkezleri’nde malzeme yokluğundan rahim içi araç takılmıyor, kondom, hap, iğne verilemiyor.
Kamu sağlık kurumlarında cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetleri durma noktasına geldi. Aile Sağlığı Merkezleri’nde (ASM) malzeme yokluğundan rahim içi araç (RİA) takılmıyor, kondom, hap, iğne verilemiyor. İzmir Aile Hekimleri Derneği (İZAHED) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Volkan Altan, ASM’lerdeki mevcut malzemelerin ihtiyacı karşılamadığı için vatandaşın aile planlaması yöntemleri ile ilgili kaderine terkedildiklerini söyledi.
Sağlık Bakanlığı doğurganlık dönemi olan 15-49 yaş arasındaki kadınların izlendiğini ve istenmeyen gebeliklerin önlenmesi, ilgili hizmetlerin alınması, doğum aralıklarının belirlenebilmesi gibi hizmetlerin ASM’lerde verildiğini söylüyor. Ancak sahada işler pek öyle yürümüyor.
‘Malzeme yok’
Gazete Durum’dan Semra İğtaç’ın haberine göre, ASM’lerin yükümlü oldukları kondom, gebeliği önleyici hap ve danışmanlık verme hizmetlerini kesintisiz devam ettirmeleri gerektiğini vurgulayan İZAHED Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Volkan Altan şunları söyledi:
Aile hekimleri koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında doğurganlığın düzenlenmesiyle ilgili ne gibi çalışmalar yapıyor?
15-49 yaş kadın izlemlerinin yapılması sağlık açısından olmazsa olmaz bir hizmet ve biz rutin olarak tüm hastalarımıza uyguluyoruz. Bu yaş aralığındaki kadınlara doğurganlık döneminde kadın izlem formu dolduruyoruz. Evli, bekar, cinsel aktif dönemdeyse ne ile korunduğu gibi bilgilerini alıyoruz. Daha sonrasında gebelik, lohusa dönemlerinde de takiplerini yapıyoruz. Aile planlaması yönetmeleri ile ilgili bilgi verme halen devam ediyor. Bu bilgiler hem bizler tarafından hem ebe hemşirelerimiz tarafından hastalara veriliyor. Ancak malzeme yok.
‘Kişiler artık kendileri temin ediyor’
Ne zamandır malzeme yok?
Yaklaşık 1 yıldır oral kontraseptifler, 1 aylık ve 3 aylık iğneler, RİA, Sağlık Bakanlığı’nca temin edilmezken kondom ihtiyacı karşılayacak düzeyde değil. Biz doğum kontrol yöntemlerini gebeliği istemeyen vatandaşlara verirken doğum sonrasında da 40’ıncı günden itibaren lohusa bitimiyle birlikte düzenli olarak bu çalışmaları yapıyorduk. 3 aylık iğnelerle sonrasında kişinin kullanımına göre hap, enjeksiyon ya da uzun süre gebelik düşünmeyen kadınların için de rahim içi araç spiral takılmasını uyguluyorduk. Uzun zamandır Sağlık Bakanlığı bize malzeme göndermiyor. Pandemiyle birlikte malzeme temini bitti. Başlayan aksaklık 2 yılı geçti. 1 yıldan beridir tamamen durdu. Kişilerle oturup görüşmelerimizi yapıp onlara uygun olan doğum kontrol yöntemini birlikte seçiyoruz. Beraber kararlaştırıyoruz. Ama bunların temini yönünde kişiler artık kendileri temin ediyorlar.
‘Vatandaşlar geleneksel yöntemler ile korunmaya çalışıyor’
Doğum kontrol haplarına yüzde 33, kondoma yüzde 52 zam geldi. Maddi durumu olmayan vatandaşlar bu malzemelere ulaşmada ne gibi sorunlar yaşıyor?
Piyasada satılan tabletlerin fiyatının 130-140 lirayı bulduğunu biliyoruz. Vatandaşlar bilimsel yöntemlerden vazgeçip artık etkin olmayan geleneksel yöntemler ile korunmaya çalışıyor. Birçoğu da zaten istenmeyen gebelikle sonuçlanıyor ki bu daha da büyük bir handikap. Bu kişilere hem maddi hem manevi ekstra yük oluyor. Vatandaşın aile planlaması yöntemleri ile ilgili kaderine terkedildikleri gözlemliyoruz. Biz aile planlama yöntemlerini vatandaşa neden ulaştırılmadığını, bakanlığın niçin bu malzemelerle ilgili ihale yapmadığını sorguluyoruz ve her fırsatta dile getiriyoruz.
‘Bakanlık kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiyor’
Vatandaş şikayetçi olmuyor mu?
Şöyle bir duyum aldık. Aile hekimi arkadaşımızın hastası CİMER’e başvuruda bulunuyor. Bu şikayette ASM’de malzeme olmadığı için doğum kontrol yöntemlerinden faydalanmadığını belirtiyor. CİMER’den geri dönüş oluyor. Hastaya aile hekimlerinin istemde bulunmadığı, malzeme olduğu yönünde bir bilgi veriliyor. Böyle bir şey söz konusu değil. Gelen bütün malzemeleri dağıtıyoruz. Bakanlık biraz da burada topu sanki hekimin inisiyatifine bırakıyor. Görevini ihmal etmiş o yüzden malzeme yok algısı yaratılıyor. 1. basamak koruyucu sağlık hizmetleri istenmeyen gebeliklerin önüne geçmek tüm bunlarla ilgili bakanlık kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmezken vatandaşa karşı bizim sorumlu gösterilmemiz olacak bir şey değil.
‘Halkın sağlığını korumak devletin görevi’
Doğurganlığın düzenlenmesi kadın ve çocuk sağlığı açısından çok önemli. İlgili hizmetler, 1965’den beri kamu eliyle sunuluyor. 1965’de çıkarılan 557 ve 1983’de çıkarılan 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkındaki Kanun, doğurganlığın düzenlenmesiyle ilgili halkın eğitilmesi, hizmetlerin yaygın sunulması ve doğum kontrol yöntemlerinin kamu sağlık kurumlarında sürekli bulundurulması sorumluluğunu Sağlık Bakanlığı’na veriyor. Anayasanın 56’ıncı maddesi, halkın sağlığını koruma ve sağlık hizmetini düzenlemekle yine devleti görevlendiriyor.