BİR VURGUN SARMALI: D-SMART

Türkiye son günlerde Seçil Erzan’ın ünlü futbolcular ve Fatih Terim üzerinden yaptığı büyük fon vurgununu konuşuyor. Ancak Türkiye’de yıllardır sistematik, düzenli ve yasal görünümlü olarak işleyen ve vatandaşların cebinden milyonlarca TL’nin kendisine akmasını sağlayan çok büyük bir vurgun daha var: D-SMART VURGUNU

Türkiye’de Dijitürk ile birlikte en eski “Dijital Medya Platformu” olma özelliği taşıyan D-SMART yıllardır vermediği hizmet karşılığında vatandaşlara gönderdiği faturalar, haksız yere çıkarttığı “Cayma bedelleri”, kişisel verileri ihlal ederek ulaştığı kişisel iletişim numaralarına gönderdiği SMS’ler ve açtığı telefonlar ile vatandaşlardan tahsil ettiği milyonlarca TL ile yasal görünümlü bir “Vurguna” imza atmakta.

Türkiye’de yüzbinlerce D-SMART mağduru bulunuyor, bu mağdurlar sosyal medyada çeşitli topluluklar kurmuş durumda ancak yeterince örgütlü bir mücadele verilemediği ve D-SMART Türkiye’nin hali hazırdaki en büyük “HAVUZ MEDYASI” konumundaki DEMİRÖREN MEDYA GRUBU’na daha önce de DOĞAN MEDYA GRUBU’na bağlı bir şirket olduğu için medyada da bu vurgunun gündeme kasıtlı biçimde dile getirilmemesi sebebi ile bugüne dek bu “Yasal görünümlü vurgunu” sürdürdü.

HERŞEY BEDAVA DAĞITILAN DECODERLER İLE BAŞLADI…

Türkiye’de yaşanan en sistematik “Vurgunlardan” birisi olan D-SMART VURGUNU’nda her şey bundan yıllar önce dijital yayın teknolojisinin Türkiye’de olmadığı dönemde D-SMART’ın bizzat evlere kadar gidip kurulumunu yaptığı ama her şeyden önemlisi “ÖMÜR BOYU BEDAVA KULLANIM HİZMETİ” olacağını söylediği “ANALOG KURULUMUN” (Decoder için hiç bir ücret ömür boyunca talep edilmeyecekti) gerçekleşmesi ile başladı. (O dönem D-SMART Aydın Doğan’ın firması hatırlatalım)

Ancak aradan kısa bir süre geçmesinin ardından Türkiye dijital yayın teknolojisi ile tanışınca D-SMART müşterilerine telefon açarak analog teknolojiden dijital teknolojiye geçiş yapıldığını, bu nedenle kurulumda verdikleri decoder cihazlarının artık çalışmayacağını ve yerine dijital yayın teknolojisine uygun yeni decoderlerin kurulumunun yapılacağını ve bunun da özel bir ücrete tabi olacağını söyleyerek bu decoder yenileme ücretini de faturaya yansıttı.

“Sizin taahhütünüz decoderden ömür boyu ücret alınmayacağı sadece yayın için abonelik ücreti ödeneceği şeklindeydi” şeklinde duruma itiraz eden kullanıcılara ise teknolojik alt yapı yatırımı gibi bahaneler sunularak, ilk taahhüdün artık geçerli olmadığı söylendi.

Ve D-SMART “VURGUNUNUN” ilk perdesi de aslında böylece açılmış oldu. Zira ilk taahhütteki “Decoder cihazına ömür boyu ücret ödememe” taahhüdünün yerine getirilmeyeceğini ve ekstra ödeme çıkartılacağı kendilerine iletilen müşteriler aboneliklerini “Telefonda” müşteri temsilcileri ile konuşarak iptal ettirdiler.

D-SMART bu üyelik iptalleri ile birlikte verdiği hizmeti doğal olarak sonlandırdı, D-SMART aboneleri de ya başka dijital platformlara üyelik yaptırdılar yahut bir dijital platform kullanmadan hayatlarına devam ettiler. Buraya kadar sorun yoktu lakin bundan sonra yaşananlar tam olarak kullanıcıları bir “VURGUN SARMALI” içerisine çeken sürecin başlangıcı oldu.

Ve sonraki yıllarda “Sistematik bir vurgun” halini alacak süreç tam da bundan sonra başladı.

Üyeliğini iptal ettiren müşteriler 2 fatura dönemi sonrasında telefonlarına D-SMART tarafından gönderilen bir SMS ile karşılaştılar. Gönderilen SMS’lerde D-SMART’a olan fatura borçlarından dolayı icra takibi başlatılması sürecine geçileceği ve D-SMART’a olan borcun acilen ödenmesi talep edilmekteydi.

Daha 2 ay önce tüm borçlarını ödeyerek D-SMART üyeliğini sonlandıran ve D-SMART’tan artık hiç bir hizmet almayan kullanıcılar şaşkına dönerek D-SMART çağrı merkezini aradıklarında ise bir başka şok edici durumla karşılaştılar.

D-SMART üyeliğini sonlandırmış, hiç bir hizmet vermediği yüz binlerce “ESKİ” kullanıcısından ” Decoderi iade etmediğiniz için faturanız işlemeye devam ediyor,bu ücreti ödemek zorundasınız” diyerek vermediği hizmetin bedelini talep etmeye devam etti.

Kullanıcılar canından bezmiş halde “Tamam decoderi iade edelim,gelsin ekipleriniz alsın” dediler zira kurulum sırasında D-SMART ekipleri evlere kadar gelip kurulumu da bizzat gerçekleştirmişlerdi. Ancak üyelik sonlandırma niyeti olmayan ve “Eski kullanıcıları” “Sarmalın içerisine” çekme niyeti taşıyan D-SMART’ın müşteri temsilcileri bu kez “Ekiplerimiz gelemez,sizin bizzat gelip fiziken iade tutanağına imza atmanız gerekiyor” yanıtını verdiler.

ŞEHİR DIŞINDA NOKTALARA YÖNLENDİRİLEN MÜŞTERİLER

D-SMART VURGUNU’nda en önemli 2 noktadan birisi işte bu decoder iade süreci. Zira D-SMART’tan ve almadığı hizmet için para ödemekten kurtulmak isteyen eski kullanıcılar “Decoderi nereye iade edeceğim?” sorusunu sorduğunda D-SMART müşteri temsilcileri hemen her ilde neredeyse şehir dışında bulunan noktaları adres olarak gösterdiler.

Gün içerisinde çalışan,yoğun iş temposu olan,yaşlı,hasta en önemlisi özel arabası olmayan kişilerin gidip decoder teslimi yapmasını neredeyse imkansız hale getiren bu “Dayatma” karşısında şaşkına dönen kullanıcılar bu adrese gidebilmelerinin mümkün olmadığını, kargo ile decoderi yollamayı teklif ettiler ancak bu da D-SMART tarafından reddedildi.

Bu arada decoderi teslim etmesi neredeyse imkansız hale getirilen kullanıcılara 3-4 ay biriktirilen faturalar D-SMART tarafından gönderilmeye devam etti.

Hiç bir hizmet vermediği,decoderi teslim etmesini imkansız hale getirdiği kullanıcılara her 3-4 ayda bir kullanıcıların kendisine vermediği iletişim numaralarından dahi ulaşarak icra takibi başlatmak ile tehdit ederek fatura tahsili yapmaya devam eden D-SMART böylece hiç bir hizmet vermeden düzenli ve sistematik biçimde yüzbinlerce vatandaştan milyonlarca TL’lik haksız kazanç elde etmeyi de sürdürdü.

FAX İLE İPTAL İSTENMESİ

D-SMART’ın bir başka önemli “Abonelik iptal etmeme ve fatura göndermeye devam etme” taktiği ise çağımızın tamamen dijitalleştiği bir dönemde “FAX CİHAZININ” neredeyse tarihe karıştığı bir süreçte, abonelik iptali gerçekleştirmek isteyen abonelerine yıllarca e-mail,müşteri temsilcisi v.s gibi pek çok seçenek varken zorunlu olarak verdiği bir fax numarasına “Abonelik iptal faxı çekilmesini” zorunlu tutan bir sistemi dayatması oldu.

Vatandaşların pek çoğu bulamadığı fax nedeni ile D-SMART ile de daha fazla uğraşmak istemediği için 3-4 ayda bir almadığı hizmete rağmen D-SMART’a fatura ödemesi yapmaya devam etmek zorunda kaldı.

SİLİNEN MÜŞTERİ HİZMETLERİ KAYITLARI

“SİSTEMATİK D-SMART VURGUNUNDA” en önemli noktalardan birisi de D-SMART aboneliğini iptal ettiren, bu aboneliğin iptalinin nedeni olan sıkıntılarını müşteri temsilcisi ile paylaşan D-SMART abonelerinin oluşturdukları “Arıza bildirim” kayıtlarının silindiğinin iddia edilmesi oldu.

D-SMART aboneleri yaşadıkları arızaları iletip sorunlarının çözülmesini beklerken, sorunları çözülmediği gibi D-SMART tarafından kendilerine gönderilen faturalar karşısında D-SMART müşteri temsilcisine ulaştığında pek çok kez “Yaptığınız bir başvuru sistemde gözükmüyor.” ya da “Sizin başvuru yaptığınız tarihte sistemde meydana gelen bir arıza nedeni ile müşterilerimiz ile yaptığımız görüşme kayıtlarımız tamamen silinmiş durumda” şeklinde cevaplar aldılar.

D-SMART tamamen kusurlu olduğu bu tip durumlarda da hiç bir ödeme iadesi yapmadığı gibi, yaşanan sorunu da gidermedi, tabii ki aboneliğini iptal etmek isteyen vatandaşların aboneliklerini de iptal etmeyip devam ettirerek vermediği hizmetin parasını tahsil etmeye devam etti.

BAŞKA FİRMA ADINA ARAYARAK “YALAN BİLGİ” İLE ABONE YAPILMASI

D-SMART DEMİRÖREN MEDYA GRUBU’nun bir şirketi. Yine dijital yayın ve internet hizmeti veren bir diğer kuruluş olan Superonline ise Türkiye Varlık Fonu bünyesindeki Turkcell’e ait tamamen farklı bir başka şirket.

Ancak D-SMART adına aranan vatandaşlar “Süperonline ile ortak bir anlaşma yapıldı ve biz artık D-SMART olarak fiber altyapısı kullanıyoruz” yahut bazen direkt “Süperonline’dan arıyoruz” diyerek ve vatandaşlara abone olmaları karşılığında çeşitli elektronik cihazlar verileceği vaadi ile D-SMART aboneliği gerçekleştirdi.

Ancak D-SMART tabii ki ne o cihazları vatandaşlara verdi, ne Süperonline ile bir anlaşma yaptı ve fiberoptik altyapı ile hızlı ve sorunsuz internet sağladı ne de bu taahhütlerini yerine getirmeyince aboneliğini iptal ettirmek isteyen vatandaşların aboneliğini iptal etti.

D-SMART bu durumdaki çok ciddi sayıda vatandaştan da vermediği hizmetin bedelini tahsil etmeye devam etti ve halen tahsil etmeye devam ediyor.

KİŞİSEL VERİLER ORTALIĞA SAÇILMIŞ DURUMDA

D-SMART VURGUN SARMALI içerisinde yıllardır mağdur olan ve bu sarmaldan bir türlü kurtulamayan yüz binlerce vatandaşın ortak şikayetlerinden bir tanesi ise D-SMART’ta bulunan sözleşme imzalanırken D-SMART’a verilmiş olan iletişim bilgileri dışında D-SMART ile paylaşmadıkları çeşitli iletişim numaralarına  hatta 1. ve 2.derece yakınlarının numarılarına dahi D-SMART tarafından “Borç faturası ve icra takibi” konusunda SMS’ler gönderilmesi yahut telefonlar açılması.

D-SMART VURGUN SARMALI’nın mağduru pek çok vatandaş “Nasıl olur da benim D-SMART ile paylaşmadığım, kimisi özel iletişim bilgilerim D-SMART’ın elinde geziyor,buradan bana ulaşıyorlar?” sorusunu soruyor.

İşte bu sorunun cevabını da bu yazımızda vereceğiz…

D-SMART’ın vatandaşları SMS ve telefon açmak yolu ile adeta “Taciz etmesi”, “İcra takibi” ile korkutarak haksız tahsilata yönlendirmesi için anlaşarak birlikte çalıştığı bir şirket var: RGN İLETİŞİM HİZMETLERİ A.Ş

İşte D-SMART mağduru yüzbinlerce vatandaşın “Kişisel verilerinin” tabiri yerindeyse “Ortalığa saçılması” tam da bu şirket ve bu şirketin sahibesi hanımefendi ile ilişkili bir durum.

RGN İLETİŞİM’in Yönetim Kurulu Başkanı Cemile Banu Hızlı…

Peki kimdir bu Cemile Banu Hızlı ve yüzbinlerce vatandaşın kişisel verilerinin ortalığa saçılmasında nasıl bir rolü olabilir derseniz anlatalım efendim…

Cemile Banu Hızlı sadece RGN İLETİŞİM HİZMETLERİ A.Ş’nin sahibesi değil.

Kendisi aynı zamanda Türkiye’deki tüm orta ve büyük çaplı “CALL CENTER MERKEZİ”nin bağlı olduğu ÇAĞRI MERKEZLERİ DERNEĞİ’nin de başkanı.

Yani Türkiye’de müşteri temsilcisi ile konuşulup, kişisel bilgilerinizi verdiğiniz ve kayıt oluşturulan ne kadar “Çağrı Merkezi” varsa bu Cemile Banu Hızlı hanımefendinin derneği altında birleşmiş durumda. Ayrıca Sn.Hızlı bu sektörün “En büyük,etkin ve nüfuzlu oyuncusu” konumunda şirketi RGN İLETİŞİM HİZMETLERİ A.Ş ile birlikte.

“Türkiye’ye yabancı kaynak getirilmesi” konusundaki en önemli firmalardan birisi olan MPlus Türkiye’nin CEO’su kim dersiniz? Bingo! Yine Cemile Banu Hızlı hanımefendi.

Mplus’un CEO’su olması neden önemli Cemile Banu Hızlı’nın? Onu da anlatalım. Özellikle bankacılık ve finans sektörüne yakın yahut bu alana hakim okurlarımız son yılların yükselen “Ödeme yöntemlerinden” en önemlilerinden birisi olan “Bank Payment Obligation” (BPO) terimini duymuşlardır.

Bu sistem özetle “Banka Ödeme Yükümlülüğü” olarak özetlenirken özellikle ihracatçıların dışa açılırken ellerini kuvvetlendiren ve “Sıkıntı yaşanan ödeme şekilleri noktasında ihracatçıları rahatlatan” bir yöntem.

Cemile Banu Hızlı’nın Türkiye ve Afrika CEO’su olduğu Mplus şirketi küresel olarak bu BPO teknolojisi ile “Kaynak transferi” ve “Sıkıntı yaşanan ödeme şekillerini aşmada” en büyük oyunculardan birisi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek firmalara “İhracat pazarları” bulun demişken bu BPO yöntemi daha da önem kazanacak ayrıca MPlus da AKP iktidarı ile çok daha yakın ilişkiler kurmaya başladı bile.

Ayrıca adı üstünde BPO “Sıkıntılı ödeme şekillerini” aşmada kullanılıyor. E,D-SMART’a göre haksz tahsil ettiği faturalar “Sıkıntılı ödeme” kapsamında.

Hal böyle olunca da RGN İLETİŞİM HİZMETLERİ A.Ş de, Cemile Banu Parlak hanım da doğru adres oluyor.

Yani efendim şu ekonomik kriz ortamında ciddi ve “Stratejik bir işbirliği”

D-SMART GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSMAİL YILDIRIM’IN AÇIKLAMASI

D-SMART’ın yüzbinlerce vatandaşı mağdur eden bu uygulamalarını ilk olarak dün akşam saatlerinde milyonlarca kişinin görüntülediği bir Tweet ile kamuoyu gündemine taşımamız, YouTube yayınımızda konuyu özel olarak işlememiz ve bugün de konunun üzerine gitmeye devam ederek, bu yazının yazılacağını duyurmamız sonrasında D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım bizi aradı.

Kendisi ile 45 dakika süren bir telefon konuşması gerçekleştirdik.

Kendisine sorduğum ilk soru “Decoderlerin iadesi için neden vatandaşların neredeyse ulaşması imkansız noktalar adres gösteriliyor” şeklinde oldu.

D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım “Abonelerin elinde decoderin kalması bizim lehimize olan bir durum değil. Zira bizim her bir yeni abonemize vereceğimiz recever/decoder için yaptığımız bir harcama yani maliyet var. Buradan bir kazanç elde edilmesi mümkün değil” cevabını verdi.

Ben “Sorumun cevabını alamadım. Neden bu decoder veya receverların iadesi için vatandaşların gitmesinin neredeyse mümkün olmadığı adresler veriliyor?” şeklinde sorumu yinelediğimde D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım “Bu konuyu araştıracağım” cevabını verdi.

İkinci sorum ise “D-SMART kurulum yaparken evimize kadar geliyor da, neden decoderi iade almak için eve gelip teslim almak yerine binbir güçlük çıkartıyor?” sorusu oldu.

D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım bu soruma da “Decoderler teknik servislere iade edilmek zorunda. Eğer sizin dediğiniz gibi olursa bizim buna da bir maliyet çıkartarak bunu aboneden tahsil etmemiz gerekir” cevabını verdi.

Bu cevap üzerine benim “Ama siz kurulum yaparken ekstra bir maliyet çıkartıp bunu faturaya yansıtmıyorsunuz,iptal ederken eve gelirseniz neden ekstra bir maliyet çıkartıp tahsilat yapmanız gerekiyor?” dediğimde “D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım “Biz aslında ilk kurulum esnasında da o maliyeti çıkartıyoruz ve o bedeli kurulum bedeli olarak belirtiyoruz ancak 24 aylık taahhüt karşılığında bunu “İndirim bedeli” olarak isimlendirip o 1000 TL2lik kurulum bedelini sunuyoruz ve ilk faturayı sıfırlıyoruz” cevabını verdi.

Bu cevap üzerine benim “Ama bu tüketiciyi yanlış bilgilendirme oluyor. Zira indirim teknik olarak verilen bir hizmet yahut satılan bir ürünün satış bedeli üzerinden yapılan iskontodur. Burada daha satılan bir ürün olmadan “İndirim” yaptığınızı belirtiyorsunuz kaldı ki demek ki bu “İndirim” maliyeti karşılanamaz bir rakam değil şirketiniz açısından” dediğimde D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım “Şirketler olarak bizim maliyetlerimiz, giderlerimiz var. Celal Bey siz gelin bizim yerimize geçin o zaman” cevabını verdi.

Abonelerin D-SMART ile paylaşmadığı iletişim numaralarından aranma yahut SMS alması konusunu da ısrarla D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım’a sordum. Kendisi “Bunu gerçekten anlayabilmiş değilim, konuyu araştırmam lazım. Araştırıp mutlaka size dönüş yaparak bilgi vereceğim” cevabını verdi.

Öte yandan kendilerinin abone sayısı ile recever/decoder stok sayılarının eşit olduğunu söyleyen D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım’a “Bu mümkün değil. Yüzbinlerce abone size decoderi iade edemediği için mağdur durumda. Beni mahkemeye verin ben de mahkemeden sizin abone sayınız ile decoder stok sayınızın karşılaştırıldığı evrakı mahkeme dosyasına isteyeyim” dediğimde D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım “IT birimi ile bir çalışma yapmam lazım” cevabını verdi.

Müşterilerin decoderlerini iade etmemesi halinde yeni decoder alımı yapmaları gerekliliği nedeni ile daha fazla maliyet ortaya çıktığını burada bırakın böyle bir kazanç elde etmeyi bu noktada zararda olduklarını söyleyen D-SMART Genel Müdür Yardımcısı İsmail Yıldırım’a “Nasıl bir kazanç olmaz. Ortada verilmeyen bir hizmet karşılığı yüzbinlerce aboneden düzenli olarak tarafınızca tahsil edilen ve yeküne vurulunca ciddi rakamlar tutan bir kazanç söz konusu” olmuyor mu?” dediğimde “Konu biraz teknik” yanıtını aldım.

Decoderlerin ilk verildiğinde “Ömür boyu ücretsiz” olduğunun taahhüt edildiğini ancak dijital yayına geçilmesi ile decoderlerden para alınmaya başlaması ile ilgili İsmail Yıldırım “Bizden önce Doğan Grubu dönemi yaşanan bir durum. Ama biz halen SD yayına uygun ve çalışan decoderler için yükümlülüğümüzü yerine getiriyoruz” dedi Ancak ben “Bunun teknik olarak olabilmesi mümkün değil. Zira birincisi dijital yayın sistemine geçildi analog cihazların bu sisteme entegre olması mümkün değil. İkincisi bugün SD yayın sistemi kalmadı, RTÜK artık kanalları minimum HD ve FULL HD sisteme zorluyor. Bu standartları yerine getiremeyen pek çok kanalın lisansı iptal oluyor. Dolayısı ile fiili olarak zaten SD yayın yapan küçük yerel kanalların D-SMART yahut benzeri platformlarda yayına devamı mümkün olamaz” dediğimde ise tatmin edici bir cevap alamadım.

Pek çok müşterinin “Arıza talebi ve abone iptali” yaptırdığı müşteri temsilcisi görüşmelerinin dikkate alınmadan fatura kesilmeye ve tahsilata devam edilmesi konusunu da D-SMART Genel Müdürü İsmail Yıldırım’a sordum. Kendisi “Teknik olarak bizim bu kayıtları yasal olarak 3 yıl saklama zorunluluğumuz var,bu konuyu da mutlaka araştıracağım” yanıtını verdi.

D-SMART Genel Müdürü İsmail Yıldırım’a D-SMART’tan vatandaşların aranarak “Süperonline ile ortak kampanya” adı altında abone yapılması ve mağdur edilmelerini de sordum. Kendisi bu konu hakkında bilgisi olmadığını belirterek bu konuyu da “Araştıracağını” belirtti…