Celal Eren ÇELİK
Ayasofya Camii’nin yeniden ibadete açılması AKP tarafından dibine kadar siyasal şov amacı ile kullanılırken, Ayasofya Camii ne yazık ki tarihsel özellikleri ve bu bağlamda camideki ibadet yerine yeniden ibadete açıldığı günden bu yana Atatürk ve laiklik karşıtı mesajların verildiği camii olarak kamuoyunun gündemine gelmekte.
Ayasofya Camii’nin açılışında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’e hakaret edişi sonrasında Ayasofya Camii’ne “Başimam” olarak atanan ve sürekli laiklik karşıtı mesajlar veren, hatta laikliğin kaldırılması gerektiğini savunan ve bolca siyasete karıştıktan sonra kamuoyunun görevinden alınan Mehmet Boynukalın’ın sözleri hafızlardaki yerini korurken Ayasofya Camii bu kez de geçtiğimiz günlerde İmam Mustafa Demirkan’ın Atatürk’e “Zalim ve kafir” deyişi ile gündeme geldi.
Peki Atatürk’e hakaret eden, laiklik karşıtı, hilafet yanlısı isimlerin hep Ayasofya’da karşımıza “Din adamı” olarak çıkması bir tesadüften ibaret mi?
Yoksa bu hakaretleri eden, laiklik karşıtı,hilafet yanlısı söylemleri fütursuzca dile getiren bu isimler gayet bilinçli ve hatta “Nokta atışı” şekilde mi Ayasofya Camii’nde görevlendiriliyor?
Ve Ayasofya Camii’nde Atatürk’e hakaret eden, laiklik karşıtı söylemlerde bulunan Mehmet Boynukalın ile Mustafa Demirkan’ın enteresan “Ortak noktaları”, enetersan “Kesişmeleri” var mı?
Evet efendim “Bu kadar peşrev yeter” diyoruz ve başlıyoruz yazımıza…
***
Tarih yapraklarını 1950’lerin hemen başına sarıyoruz sizlerle ve o zamanlar Konya’nın bir ilçesi olan Karaman’a doğru uzanıyoruz…
Karaman’da küçük,10 haneli bir sokak vardır ve bu sokakta sadece 10 hane bulunmaktadır… Ancak bu 10 haneli sokak diğerlerinden farklıdır ve bu sokakta sadece tek bir aileye mensup akrabalar oturmaktadır…
Sokak Karaman’da “Boynukalın Çıkmazı” olarak da bilinmektedir ve pek tabii ki bu ismi sokaktaki 10 hanede yaşayan aileden almıştır: “BOYNUKALIN AİLESİ”
İşte bu “BOYNUKALIN ÇIKMAZI”nda yaşayan Boynukalın Ailesi dikkat çekmektedir zira o dönemde Türkiye’de zaten mühendis az bulunurken Boynukalın Ailesi tam 3 mühendis birden çıkartmıştır.
Bu 3 mühendis içerisinden Rifat Boynukalın parlak üniversite yıllarından sonra Nakşibendiliğin en etkili kolu olan Halidiye Kolu’nun Gümüşhanevi Tekkesi’ne bağlanırken burada Necmeddin Erbakan ile de son derece yakın ilişkiler kuruyor ve “Yol arkadaşı” oluyordu.
Gümüşhanevi Tekkesi’nin Necmeddin Erbakan’a kurdurduğu GÜMÜŞ MOTOR’da da, Erbakan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı seçildiğinde yardımcısı olarak da ve en nihayetinde Erbakan Milli Selamet Partisi’ni kurarken partisinin kurucusu olarak da yanında hep aynı Rifat Boynukalın bulunmaktaydı.
Necmettin Erbakan için Suudi Arabistan “bağlantısı” çok çok önemliydi.
Bu bağlantıyı sağlayan en önemli kişilerden birisi de işte bu Rifat Boynukalın olmuştu zira Rifat Boynukalın, Erbakan ile birlikte kurdukları Milli Nizam Partisi kapatıldıktan sonra Suudi Arabistan’a gitmişti.
Kendi tabiri ile Suudi Arabistan’a gidiş nedeni çocuklarını “İslami İlim sahasında yetiştirmekti”
Dediğini de yaptı…
Ama biz şimdi Rifat Boynukalın ve çocuklarına bir virgül koyalım geri dönmek üzere zira BOYNUKALIN ÇIKMAZI sadece Rifat Boynukalın’ı ve mühendisleri yetiştirmedi… Boynukalın Ailesi özellikle siyasal İslam’ın Türkiye’de yükselişe geçtiği 1994 yılından sonra Türkiye’de büyük bir “Sıçrama” yaptı “Jet hızı” ile yükseldi.
Şimdi sizler ile yine Karaman’a uzanıyoruz ve bu kez tarih yapraklarını 1994’e sarıyoruz…
1994 yılında Karaman’da ANI BİSKÜVİ adı ile orta ölçekli bir firma kurulmaktadır… Firmayı kuran ise Ahmet Vefik Boynukalın’dı…
Şirketin diğer ortakları ise Ahmet Vefik Boynukalın’ın kardeşleri Ali Kemal ve Nazım Boynukalın ile teyze oğlu olan Ramis Kahyaoğlu, Rıfkı Boynukalın, Mehmet Sait Eren ve Fahri Özpeynirci’ydi…
Şirketin bir diğer ortağı ise Haluk Özatay’dı… Ve Haluk Özatay aynı zamanda yine Karaman merkezli olan Türkiye’nin en büyük 500 firmasından birisi olan BİFA BİSKÜVİLERİ’nin en kritik ve üst düzey yöneticilerinden Hilmi Payidar’ın dünürüydü!
Yani bir yerde ANI BİSKÜVİ ile BİFA BİSKÜVİ arasında akrabalık yolu ile bir ilişki de kurulmuştu.
Mehmet Sait Eren ise Karaman’ın en büyük kuyumcusuydu.
Bu arada enteresan bir dip not daha ekleyelim:
1980 Askeri Darbesi’nin önemli komutanlarından ve ihtilal dönemi Ege Ordu Komutanı olan E. Orgeneral Süreyya Yüksel’di. Süreyya Yüksel 1980 Askeri Darbesi yapılırken Korgeneral rütbesi ile 5.Kolordu Komutanıydı.
5.Kolordu Komutanlığı’nda Süreyya Paşa’nın maiyetinde karargah subayı olarak çalışan parlak bir kurmay subay vardı: Adnan Kararadıç
Şimdi ise 1994 yılına gidiyoruz…
1994 yılında meydana gelen ve “Köy bombalanması” olarak anılan, 38 köylünün hayatını kaybettiği ve dönemin komutanlarına dava açılan ancak 2014 yılında zamanaşımına uğrayan Şırnak olayları meydana gelmişti.
İşte o davada hakkında dava açılan isimlerden bir tanesi de dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olan 1980 askeri darbesi esnasında 5.Kolordu Karargah subayı olan ve sonra yükselmeye devam eden Kurmay Albay Adnan Karaardıç’tı…
“Şimdi ne alaka Boynukalın Ailesi ile Adnan Karaardıç” diyecek olursanız demeyin zira hakkında açılan davanın hemen ardından 1994 yılındaki YAŞ öncesinde kendi isteği ile TSK’dan emekli olan Adnan Karaardıç ANI BİSKÜVİ A.Ş’nin kurucusu olan Ahmet Vefik Boynukalın, Nazmi Boynukalın ve Ali Kemal Boynukalın’ın eniştesi!
Bu arada BOYNUKALIN AİLESİ aynı zamanda Karaman’ın en eski ve köklü ailelerinden, muhafazakar TARTAN AİLESİ ile de akraba.
Rıfkı Boynukalın’ın annesi Melahat Hanım, Hacı Sami Tartan’ın kızıydı. Melahat Hanım, Karaman Zabıta Amiri Fahri Boynukalın Bey ile dünya evine girerek “BOYNUKALIN” soyadını almıştı.
Hacı Sami Tartan Konya’nın en önde gelen tüccarlarından birisi olarak 1935 yılında Göksu Akarsuyu’ndan akan sudan elde edilecek enerji ile Konya’ya elektrik getirilmesi fikrini projeleştirerek dönemin Nafia Bakanlığı’na sunan, o dönem için “Çılgın Projeye” imza atan bir isimdi.
O kadar zengindi ki öldüğünde çocuklarının her birisine yüzlerce dönüm arazi miras kaldı. İşte o Hacı Sami Tartan, Boynukalın Ailesi’nin “Dedesi” olmaktaydı.
Zira ANI BİSKÜVİ A.Ş’nin kurucuları olan Nazım, Ahmet Vefik ve Ali Kemal Boynukalın Hacı Sami Tartan’ın kızı Melahat Hanım ile Fahri Boynukalın çiftinin çocuklarıydı.
Yani efendim Boynukalın Ailesi sadece “Siyasal İslam’ın” kuruluşunda yok, siyasal İslam’ın kendi “Sermayesini” oluşturma hamlesinin de Anadolu’daki en önemli kolonlarından bir tanesi.
Neyse efendim tabii 1994’te Siyasal İslam’ın Necmeddin Erbakan’ın öncülüğünde yükselişe geçip, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni de Melih Gökçek eli ile kazanmasının ardında mantar gibi çoğalan “Anadolu Kaplanları” arasına ANI BİSKÜVİ de adını kısa sürede yazdırarak “10 kaplan gücüne” kısa sürede ulaşıyor ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasına giriyordu.
Şimdi tabii gerek ANI BİSKÜVİ’nin gerekse BİFA BİSKÜVİ’nin 1994 yılı sonrasındaki hızla büyümesinde Türkiye’yi adeta bir ağ gibi saran BİM marketler zincirinin de yadsınamaz önemi vardı zira yüzlerce market bu ürünleri toptan biçimde alarak piyasaya sürmekteydi.
Tabii burada BİM marketler zincirini de boşa yazmıyoruz… Devam edelim anlatmaya.
****
Şimdi efendim Erenköy Cemaati’nin liderliğini yapan ve siyasal İslam’ın ticaret dünyasındaki en etkin ailelerinden, aile büyüklerinin AKP’nin “İsim babası” olacak kadar üzerinde etkisi olan ünlü Topbaş Ailesi’nin kurduğu BİM Marketler Zinciri kurulurken Topbaş Ailesi’nin ortakları arasında AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir zamanlar ki “Beyni” Cüneyt Zapsu ile kardeşi Aziz Zapsu ile birlikte Fatih Saraç ismi de yer almaktaydı.
Fatih Saraç ismi öyle sıradan bir isim değil…
Fatih Saraç’ın en önemli özelliği ABD’nin “Uluslararası terörizm finansörü” olarak tanımladığı ve 2001-2014 yılları arasında Usame Bin Ladin ile direkt ilişkisi nedeni ile “Özel Belirlenmiş Küresel Terörist” olarak kara listesinde bulundurduğu ve “El Kaide’nin finansörü” olarak da bilinen Yasin El-Kadı’nın Türkiye’deki ortağı olması.
Yasin El Kadı, Suudi Arabistan Devlet Bakanı Şeyh Ahmed Salih Jomjom’un damadı olan bir dolar milyarderi. Ama Suudi Arabistan için önemi selefi ve Vahhabi sistemi ve “Siyasal İslam’ı” Suudi Arabistan dışındaki ülkelerdeki kendilerine yakın siyasetçiler ve siyasi partiler üzerinden finanse ediyor oluşu.
Yani Yasin El Kadı sadece terör örgütlerine değil, Suudi Arabistan’ın “İhraç etmek istediği” Selefi-Vahhabi düzene uygun siyasal oluşum ve liderleri de finanse etmekle suçlandı uzun yıllar boyunca.
Aynı Yasin El Kadı, üstad Uğur Mumcu’nun ilişkiler ağını yıllar önce ortaya koyduğu Türkiye’deki siyasal İslam’ın “Can damarlarından” birisi olan Suudi Arabistan merkezli RABITA örgütü ile de son derece yakın ilişkiler içerisindeydi.
Zaten ABD de 2001’deki 11 Eylül saldırıları sonrasında El Kaide’ye RABITA üzerinden aklanan paralar ile finansman sağladığını resmi kayıtlarına geçirmişti.
İşte efendim tabii Fatih Saraç’ın bu Suudi Arabistan bağlantısı da tesadüfen olmuyor…
Zira Fatih Saraç’ın babası İslamcı camianın en önemli din adamlarından birisi olarak kabul edilen Muhammed Emin Saraç…
Muhammed Emin Saraç ve kardeşi Osman Saraç Nakşibendi tarikatı mensubu, Topbaş Ailesi işle yakın ilişkileri de bu tarikat bağlantısı ile oluşuyor.
Muhammed Emin Saraç ve kardeşi Osman Saraç, Kahire’de dini eğitim daha doğrusunu söylemek gerekirse “Şeriat eğitimi” almak için gittiklerinde kendilerine genç Cumhuriyetin “150’LİK HAİNLER” listesine koyarak sürgüne gönderdiği, İngiliz Muhipler Cemiyeti kurucusu Şeyhülislam Mustafa Sabri referans oldu. Muhammed Emin Saraç ve Osman Saraç kardeşlere Mısır’da mali desteği ise Osman ve Nuri Topbaş kardeşler sağladı.
(Kaynak: SONER YALÇIN-HER TAŞIN ALTINDAN ÇIKAN ADAM:M.FATİH SARAÇ başlıklı köşe yazsısı-SÖZCÜ-09.02.2014)
Osman Saraç 1980 öncesinde Adalet Partisi’nden Tokat milletvekili olurken, Muhammed Emin Saraç siyasal İslam’ı “Fikren beslemeyi” tercih etti, aktif olarak politikaya girmedi.
***
Şimdi hani “Geri dönmek üzere” virgül koyarak Suudi Arabistan’da bıraktığımız Rifat Boynukalın’a dönelim yeniden.
Ne demişti Rifat Boynukalın: “Suudi Arabistan’a gelişimin yegane sebebi çocuklarımın İslami İlimler sahasında yetiştirmekti”
Evet efendim Rifat Boynukalın’ın 1982 yılında henüz 11 yaşında olan ve daha o tarihlerde fıkıh,tefsir gibi dini ilimler ile uğraşan bir küçük çocuğu vardı: Muhammed Boynukalın…
Küçük Muhammed babasının kendisi için çok önceden planladığı üzere İslami İlimler alanına yoğunlaştı ve ileriki yıllarda Mısır’ın meşhur El-Ezher Üniversitesi’ni bitirdi.
Muhammed Boynukalın Türkiye’ye dönüşünde nedendir bilinmez ama Muhammed ismini hemen hiç kullanmadı, kişisel biyografilerinde dahi adı hep Mehmet olarak geçti…
Ve işte aslen “Muhammed” sonradan “Mehmet” Boynukalın gün geldi karşımıza Ayasofya Camii’nin “Başimamı” olarak çıktı, laikliğin kaldırılmasını istedi,hilafeti savundu.
Mehmet Boynukalın’ın yeğeni ise karşımıza önce AKP Gençlik Kolları Genel Başkanı, sonra AKP Milletvekili olarak çıktı: Abdürrahim Boynukalın…
Türkiye’nin Hürriyet baskını ile yakından tanıdığı ve sonrasında apar topar Londra’ya gönderilerek AKP’nin Londra Temsilcisi yapılan Abdürrahim Boynukalın da işte o “BOYNUKALIN ÇIKMAZI” ndan çıkan AKP için önemli isimlerden birisi olarak yerini aldı…
Peki daha birkaç gün önce Atatürk’e “Zalim,kafir” diyen Ayasofya’daki imam Mustafa Demirkan’ın yazımız ile ne alakası var derseniz… Onu da hemen söyleyelim efendim…
Şimdi az önce bahsettiğimiz Muhammed Emin Saraç’ın bir oğlu vardı ve oğlu Fatih Saraç’tan da bahsetmiştik. İşte efendim Muhammed Emin Saraç’ın bir diğer oğlu, Fatih Saraç’ın kardeşi olan isim ise Türkiye’nin YÖK Başkanı olarak atanması ile adını duyduğu Prof.Dr. Yekta Saraç.
Yekta Saraç’ın adı ise anne tarafından dedesi olan ve ünlü Nakşi Şeyhi Ali Haydar Efendi’nin bizzat onay ve tavsiye vererek babası Muhammed Emin Saraç ile evliliğini sağladığı annesinin babası olan dönemin Eminönü Müftüsü Ali Yekta Bey’den gelmekte.
Ve işte Atatürk’e “Kafir,zalim” diyen imam Mustafa Demirkan da YÖK Başkanı Prof.Dr. Yekta Saraç’ın kayınpederi oluyor…
Şimdi şöyle bir durun ve bu ilişkiler ağını, gerek Boynukalın gerekse Saraç Ailesi’nin Suudi Arabistan ile bağlantılarını, siyasal İslam üzerindeki etkilerini tekrar düşünün…
Ve cevap verin bakalım : “İKİ AİLE,BİR CAMİ” tesadüf mü dersiniz?
Yorum size kalmış…
________________________________________________________________________________________________
BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞE DESTEK OLMAK İÇİN;
“Sizler için kimseye diyet borcu olmadan, bağımsız ve özgür şekilde bugüne kadar yaptığımız gazeteciliği daha güçlü biçimde sürdürebilmemiz için siz de destek olmak isterseniz; aşağıdaki linkten PDF formatında yayınlanan, Türkiye’nin tamamen dijital olarak yayın yapan tek özel ve dosya haber dergisi KRİPTEKS E-DERGİYE yıllık abone olabilir, DİJİTAL KİTAPLARIMIZDAN (e-kitap) satın alabilir, yahut Youtube kanalımıza abone olup KATIL butonundan kendi belirlediğiniz miktardaki desteklerinizle bağımsız gazetecilik mücadelemize destek olabilirsiniz...”
DİJİTAL BOOK STORE SANAL KİTABEVİ:
YOUTUBE KANALI LİNKİ:
https://www.youtube.com/channel/UCPGcaaw3vhHiBv9XL0hVG0w
KRİPTEKS E-DERGİ YILLIK ABONELİK LİNKİ: