Geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in partisinin grup toplantısında partisinin Cumhurbaşkanı adayını 1,6 milyon üyenin tamamının oy kullanacağı bir ön seçimle belirleyeceklerini açıklaması ile birlikte CHP’de başlayan adaylık tartışmaları özellikle 2 büyük potansiyel adayın etrafında halen devam etmekte.
Özel’in bu açıklamayı yapması ile birlikte İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ön seçimin partiye büyük bir dinamizm katacağını ve demokratik süreçlerin işletilmesi bakımından son derece önemli olduğunu belirterek “Ben bu yoldan dönmeyeceğim” ifadelerini kullandığı açıklama ile “Gayrı resmi” olarak Cumhurbaşkanlığı aday adaylığı kampanyasının da startını verdi.
İmamoğlu’na yakın sosyal medya hesapları,il ve ilçe başkanları da “BAŞLIYORUZ” temalı video paylaşımları, Tweet’ler ve görsel paylaşımları ile tabiri yerindeyse “Saflarını” belli ettiler.
Bu süreçte dikkat çeken durum ise CHP’nin bir diğer güçlü “Potansiyel Cumhurbaşkanı adayı” olan ve yaklaşık 4 yıldır tüm anketlerde Ekrem İmamoğlu’nun önünde yer alan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “Sessizliğe gömülmüş” tavrı oldu.
Zira Mansur Yavaş Türkiye’ye ilk kez HABER ALTERNATİF’in özel haberi ile duyurduğu bir “Çoklu aday” formülü üzerinde çalışmaktaydı.
Ana hatları ile partinin TBMM Grubunun kendisi yahut Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı gösterirken, parti örgütlerinin seçim takvimi başladığı gün 500 bin ila 1 milyon imza ile TBMM Grubu tarafından aday gösterilmeyen diğer ismi “Yüz bin imza” sınırını çok güçlü biçimde aşarak adaylaştıracağı ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turuna “Çok adaylı” şekilde girilecek bir formülden bahsediyoruz.
Yavaş “Bu şekilde gidilecek bir seçimin ilk turda bitme ihtimali yok,seçim 2.tura kalacaktır. Bu durumda da 2.tura Ekrem Bey kalırsa ben Ekrem Bey’e, ben kalırsam Ekrem Bey bana destek verecek ve seçimin %60’lar ile kazanılması mümkün olacaktır” şeklinde yakın ekibi ile konuşurken bu formülü Özgür Özel ve CHP yönetimine sunmaya hazırlanıyordu.
Özel ile Yavaş,Özel’in “Ön seçim yöntemini” açıkladığı grup toplantısından çok kısa süre önce bir araya geldiler ancak Özgür Özel ön seçim yöntemini benimseyecekleri hakkında Mansur Yavaş’a hiç bir şey söylemezken,üzerinde çalıştığı “Çok adaylı seçim” formülünün son detayları konusunda eksiklikler olan Yavaş da bu üzerinde çalıştığı formül hakkında Özel’e bu görüşmede hiç bir şey söylemedi.
YAVAŞ GRUP TOPLANTISINDA ÖĞRENDİ
Mansur Yavaş hiç haberi olmayan bu gelişmeyi Özgür Özel’in grup toplantısında yaptığı konuşmada,sıradan vatandaşlar ile birlikte öğrendi. Yavaş’ın bu duruma bir “Emrivaki” olarak baktığı ve durumdan son derece rahatsız olduğu ifade ediliyor.
Öte yandan İBB Başkanı İmamoğlu’nun şimdiden partinin adayı kendisiymişçesine hatta tüm muhalefetin ortak adayı kendisi olarak belirlenmişçesine çeşitli emrivaki çıkışlar ile kendisini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına konumlandırmasından da rahatsız.
Çağlayan’da İmamoğlu’na verdiği desteğin ve birlikte ellerin havaya kaldırılmasının yine İmamoğlu tarafından sosyal medya mecralarında “Doğrusunu hep birlikte buluruz.Söz konusu memleketse eller birlikte havaya kalkar” ifadeleri ile paylaşılıp sanki kendisinin de İmamoğlu’nun adaylığını “Memleket meselesi” olarak değerlendirerek kabul ettiği algısının oluşturulması da Mansur Yavaş’ı rahatsız etmiş durumda.
Oysa ki İmamoğlu ve Yavaş arasında aday belirleme süreci konusunda ciddi görüş ayrılıkları mevcut.
İmamoğlu,CHP Genel Merkezi’nin ve son 5 yıl içerisindeki yapılanması ile parti örgütlerinin desteğini alarak ön seçimden aday olarak çıkacağına kesin olarak emin. Ancak bir an önce Cumhurbaşkanı adaylığı sürecinin başlatılmasına başta Mansur Yavaş olmak üzere pek çok etkin il başkanı “Bu mantıklı bir durum değil. Ülkede seçimin ne zaman olacağını bırakın,yeni Anayasa çalışması ile hangi yöntemle yapılacağı dahi belli değilken aday açıklamak ancak AKP’ye yarar” şeklinde buna düreniyor ve İmamoğlu-Özel ikilisi bu direnci kırabilmiş değil…
Bu kırılamayan direnç ise İmamoğlu’nun en büyük rahatsızlığını oluşturmakta. İmamoğlu açıklanacak erken adaylığınınn kendisine aynı zamanda bir “Koruma kalkanı” olacağına inanmakta ve AKP’nin kendisi hakkında başlattığı ve başlatacağı hukuki süreçlerden korunabileceğini düşünmekte.
ARKA KAPI DİPLOMASİSİ…
Öte yandan İmamoğlu ve Yavaş ekipleri arasında bir de “Arka kapı” diplomasisi ve 2 tarafın masaya sürdüğü “Teklifler” üzerinden “Nabız yoklaması” gerçekleşmekte.
İmamoğlu ekibi “İmamoğlu CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı, Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak güçlü biçimde seçime girsinler.” diyerek İmamoğlu Cumhurbaşkanı,Yavaş Cumhurbaşkanı Yardımcısı formülünü masaya sürmüş durumdalar. Ancak Yavaş ve ekibi bu teklifi en azından şu an için kesinlikle kabul etmiyorlar.
Öte yandan Mansur Yavaş önceliğinin halen “Çok adaylı seçim” formülü olduğunu ve kendisinin ön seçime girmeyeceği,partinin ön seçimde İmamoğlu’nu aday olarak belirleyip TBMM Grubu’nca aday göstereceği,kendisini de yine parti örgütlerinin 500 bin ile 1 milyon imza ile adaylaştıracağı bir sürecin işletilmesini ilk tercihi olarak masada tutuyor.
Ancak bu kabul edilmezse Mansur Yavaş’ın şu anki Cumhurbaşkanlığı gibi “Tek adamlık” yetkileri ile dolu bir Cumhurbaşkanlığı yapmayı düşünmediğini, Cumhurbaşkanı seçildikten takribi 2-2,5 yıl içerisinde gerekli mevzuat düzenlemelerini gerçekleştirerek yeniden Parlamenter sisteme dönüşü sağlayarak, burada da İmamoğlu’nun Başbakan olduğu bir formülü karşı hamle olarak masaya sürdüğü gelen bilgiler arasında.
Yani masada 2 başkan ve 3 teklif var lakin şu anda teklifler karşılıklı olarak “Reddedilmiş” durumda,herkes kendi yolunda yürümeye kararlı gözüküyor.
Tabii siyasette 24 saat çok önemli zaman daha seçimlerin ne zaman yapılacağı belli değilken bu köprülerin altından çok sular akabilir çok daha farklı senaryolar ile de karşı karşıya kalabiliriz.
Bakalım 2 başkan arasındaki bu “Soğuk savaş” nereye kadar sürecek ve nasıl sonuçlanacak…
Bekleyip,göreceğiz…