Celal Eren Çelik
AKP iktidarı karşıdevrim hamleleri ile ülkeyi karanlık bir uçurumdan aşağıya doğru itmektedir.
Normal şartlarda ve “Normal” ülkelerde ve yine “Normal” demokrasilerde bunun karşısında durması gereken “Mış” gibi muhalefet ise Saray’dan pozlar verip, “Normalleşme” “Uzlaşma” masalları anlatarak adeta halkına ihanet etmektedir.
Bu tablo içerisinde aktör olarak halka dayatılan “Her şey çok güzel olacak” ve “Yorum yapmıyorum” isimli PR Mahsulü, Chatham House “Onaylı” sahte kurtarıcılarla da bir yere varılması mümkün değildir.
Mühürsüz oylara itiraz etmeyen muhalefet ülkenin sistemi değişirken AKP ile işbirliği yapmıştır. AKP ile “Mış” gibi “Kontrollü” muhalefetin kol kola rant ortaklığı içerisindeki işbirliği halen devam etmektedir.
Bugün o işbirliğinin verdiği güçle AKP iktidarı 1923 temelli Anayasa yapmaya hazırlanmakta,TSK’nın terfi sistemini Kuvvet Komutanlıklarından alarak bakanlıklara vererek TSK’da terfilerde siyasallaşma ve daha da önemlisi tarikat-cemaat etkisinin önünü açmakta, beka sorunu olan sığınmacılar konusunda Ruanda’dan yeni sığınmacıları da getirmekte,Atatürk’süz bir gerici müfredatı tarikatsever bir Milli Eğitim Bakanı eli ile hazırlamakta,ÇEDES PROJESİ ile eğitimi tamamen gericileştirmekte,ekonomik krizin faturasını dar gelirli,emekli,işçi,memur,küçük esnaf,asgari ücretli,çiftçi ve hayvancılara çıkarırken yandaşlarına rant pastasından koca dilimler vermeye devam etmektedir.
Tüm bunlar yaşanırken bu ülkenin sözde muhalefeti ne yapmaktadır? Koca bir “Hiç”
Bu ülkenin “Mış” gibi muhalefetinin birisinin hali hazırdaki genel başkanı,diğerinin kurucu genel başkanı Saray’a çıkıp Erdoğan ile görüşmeler yapmakta,kamuoyuna bu görüşmeler ile tek bir bilgi vermemekte işin daha da enteresan olan şekli ile Saray’a çıktıktan sonra zaten yok denecek kadar zayıf muhalif sesleri daha da kısılmakta hatta kesilmektedir. Kendileri parti içi iktidar mücadeleleri ile meşgul olup belediye birliklerinin başkan seçimlerini kazanmak ile uğraşırken ülke elden gitmektedir.
Ancak AKP iktidarı adım adım ülkeyi karanlık bir uçuruma doğru sürüklerken bu “Mış” gibi muhalefet Salı günleri kendi belediyelerinden taşıdıkları “Alkışçı” belediye işçilerinin ve bir daha milletvekili listesine yazılmak için her şeye evet demeye hazır “Kurşun askerden ibaret” vekillerinin karşısında incir çekirdeğini doldurmayacak hamasi ama içi boş konuşmalar yaparak bu “Taşıma” kitlenin “şak şakları” arasında kendi yandaş medyalarında,kendi fanatik seçmen kitlesini “Narkozlamakta” ancak aslında gerçek manada iktidara karşı sesini dahi çıkartmamakta,çıkartamamaktadır.
Toplumsal muhalefeti örgütleyemeyen bu “Mış” gibi muhalefet gözünü “Küresel güç odakları 2028’de iktidarı AKP’den bize yumuşak bir geçişle devredecekler” senaryosuna dikmiş,bütün umudunu buna bağlamış, bu nedenle de bir gözünü Washington’a,bir gözünü Brüksel’e dikmiş “AKP’nin yaptıklarını ve ona verdiğiniz projeleri biz de en az onlar kadar hatta onlardan da iyi yapar,yerine getiririz” mesajları vermektedir.
ktidarı bir sonraki seçime kadar alamayacağı kendilerine “İletilen” bu “Mış” gibi muhalefet,yerel seçim zaferi sonrasında erken seçim talebi ile iktidarı sıkıştıracağı yerde “Erken seçim gündemimizde yok” diyerek iktidarın elini rahatlatmakta, sonrasında ise Saray’a çıkarak “Normalleşme” “Uzlaşma” adı altında “Helalleşme” adı ile başlatılan projenin yenilenmiş hali ile AKP’nin “Fiili koalisyon ortağı” olmalarını millete “kanıksatma” projesini hayata geçirmiştir.
Türk milleti için artık bu durum kabul edilebilir olmaktan çok öteye geçmiştir ve hergün daha fazla sayıda vatandaş “Narkoz” etkisinden çıkarak “YETER ARTIK İSYANIMIZ VAR” demektedir. Bu “Mış” gibi muhalefet ve “Narkozlanmış” kitleleri bunu kabul etse de,etmese de durum budur.
Bizler bu 40 yıllık “Küflenmiş” siyasiler ve partiler ile hiç bir şeyin değişmediğini ve değişmesinin de mümkün olmadığını anladık.
Bizler bu iktidar ve muhalefetin ülkeye büyük bir DEMOKRASİ TİYATROSU kurup tüm ülkeye “Cambaza bak” oyunu izletirken, rant kardeşliği içerisinde el birliği ile ülkeyi sömürdüklerini gördük.
Kendi yurdunda parya haline getirilmeye, ölümle-sıtma arasında tercih yapılmaya,gözünün önünde ülkesinin talan edilişini izlemeye,vatanının bir “Sessiz ve sivil işgale” uğramasını kabul etmeye zorlanan bizim gibi yurtseverler bunları bu ülkeye yaşatan,bunda sorumluluğu olan,iktidarı veya muhalefet fark etmeksizin kimse ile “Helalleşecek” ve “Uzlaşacak” değiliz. Tam aksine bu ülkeye bunları yapanlar ile siyaseten “Hesaplaşacağız”.
Bizler Cumhuriyetimizin felsefesinin,temel ilkelerinin,ruhunun,devrimlerinin ve kazanımlarının iktidarın uygulamaları, muhalefetin ise bu uygulamaları adeta destekler tutum,eylem ve söylemleri ile açık bir karşı devrim saldırısı altında kaldığını net biçimde görüyoruz.
İşte tüm bu durum ve şartlar altında gelinen son aşamada bu ülkede bir “Cumhuriyetçi Merkez Odak’ın” inşa edilerek, büyük ve geniş bir toplumsal muhalefet hattının inşa edilmesi artık tarihsel bir zorunluluk halini almıştır.
DİP DALGA HAREKETİ olarak biz “Narkozdan” uyanmış,yahut hiç narkoza girmemiş tüm yurtseverler ile birlikte önce Cumhuriyetçi büyük toplumsal muhalefet cephesinin öncü partisini kuracağız,sonra bir baskı unsuru haline geleceğiz.En sonunda dışarıdan sardığımız sistemin yerine iktidara yürüyeceğiz.
Bu uzun ve zorlu mücadele yolunda bizimle olmak isterseniz siz de dipdalgahareketi.com web sitesinden katılım formunu doldurarak ilk adımı atabilirsiniz. Hep beraber başaracağız,hep birlikte kazanacağız! Ve biz BU ÜLKEYE UMUDUNU GERİ VERECEĞİZ!