AV.ŞAHİN MENGÜ
Yerel seçimlerden bugüne her geçen gün Mansur Yavaş’ın arkasındaki halk desteğinin görünür şekilde artmasında, gösterişe kaçmadan, kimseyle ağız dalaşına girmeden işini başarı ile yapmasının yani tek cümleyle açıklamak gerekirse ağır başlı tutumunun kuşkusuz büyük etkisi var.
Ancak, başka çok önemli bir sebep daha var ki, gözden kaçıyor.
Yavaş, her uygun vesile ile mutlaka ve samimiyetle Atatürk’ü anıyor. Kamuoyu ile paylaştığı fotoğraflarında veya videolarında kadraja duvarında asılı Atatürk resminin de girmesine özen gösteriyor. Gökçek’in birbirinden koparmak için çok uğraştığı Atatürk/Ankara bağını yeniden tesis etmek için gayret gösteriyor.
Bu durum dikkatlerden kaçmıyor olmalı ki, sağcı kökeni nedeniyle seçimlerde kendisine belki de oy vermemiş olan Atatürkçü geniş kitleler de Yavaş’a destek olmaya başlıyor. Bunu çevremdeki birçok insanda görüyorum.
Nitekim göreve gelir gelmez ilk yaptığı şeylerden biri, Ulus Meydanındaki Atatürk heykelini parıl Parıl yaptırdı. Genel Kurmay Kavşağındaki çirkin bir esprinin tezahürü olarak oraya Melih Gökçek’in koyduğu “Kol saati” heykelini kaldırdı.
Oylarımızı arttırabiliriz ham hayaliyle dinci kesimlere şirin görünmeye çalışan bazılarının bu durumdan sonuç çıkarması gerekiyor.
Atatürk ismi bütün mekanlardan (birçok şehirdeki stadyumlar, havaalanı vb. gibi) silinirken, Atatürk ile özdeşleşmiş olan kuruluşlar, yerler (AOÇ, Cumhurbaşkanlığı resmi mekanı olarak Çankaya Köşkü, Sümerbank, Ankara Palas vb. gibi) ortadan kaldırılırken, Atatürk’ün ülkeye armağan ettiği ulusal bayramlar silikleştirilmeye çalışılırken engelleyici ve etkili hiçbir tepki vermeyenlere; çok mecbur kalmadıkça Atatürk’ü ağızlarına almayanlara; geçtiğimiz 19 Mayıs günü Atatürk’ü ziyaret etmeyi kamuoyundan yoğun tepki gelince aynı gün öğle saatlerinde ancak akıl edebilen, alelacele yaptıkları o ziyareti de yüzlerine gözlerine bulaştıranlara özellikle duyurulur.
İlk aday gösterildiğinde Cumhuriyet Halk Partisi tabanında hoşnutsuzluk yaratmıştı. Ama şu ana kadar en ufak bir “falsosu” olmadı. Ankara da yaşayan herkes kendisinden çok memnun.
Bir yere hizmet götürürken o ilçede kimin kazandığına bakmadan, ayırımsız vatandaşına hizmet götürdüğünün bilincinde.
Karşı taraftan oy asıl böyle yani, vatandaşı, hemşehriyi ayırımsız kucaklarsanız alınır.
Oy verenler, kendisine hizmet götüren insanı takdir eder. Nitekim Mansur Yavaş’ta Ankara’da bu rüzgarı estirmeye muvaffak oldu.
Bu saatten sonra Tayyip Erdoğan’ın kaybettiği illerdeki Belediye Başkanlarını çalıştırmama operasyonları kendisine bir katkı sağlamaz daha büyük tepkilere, büyük oy kayıplarına neden olur.
Bunun en güzel örneği, İstanbul seçimleridir. 13 bin oyla kaybettiği seçimi, Yüksek Seçim Kurulu’nun haysiyetli (!) şerefli (!) üyelerine baskı ile yeniletmesi sonrası bu sefer sekiz yüz bin oyla kaybetti.
Demokrasiye saygı, halkın oyuna gösterilen saygı ile doğru orantılıdır.
Belediyeleri çalıştırmamak isteyen AKP yetkililerine şunu hatırlatmak gerekiyor, demokrasiye saygı duyan siyasetçiler, seçimleri kaybettikleri zaman da şerefleriyle yaşarlar.
Şimdi planladığı gibi yeni belediyeleri çalıştırmama operasyonları kendilerine oy getirmez tam aksine çok büyük oy kaybına neden olur.
Alt gelir gurubunu yaşadığı semtlerden gelen toplu taşıma vasıtalarında konuşulanlara kulak verirse gerçeği görür.
Ama maalesef artık iktidardan gitme korkusunu iyice hissetmeye başlaması nedeniyle sağlıklı düşünemiyor.
Gerçekleri görebilse Cumhuriyet Tarihinin en başarısız maliye bakanını, sırf damadı olduğu için o görevde tutar mıydı?