Gazeteci yazar Murat yetkin kaleme aldığı yazısında muhalefetin kendi içinde didişerek, iktidara seçimi kazandırabileceğini yazdı.
Gazeteci yazar Murat Yetkin, kaleme aldığı yazısında muhalefetin son zamanlarda “kendi içinde tartışma” görüntüsü vererek iktidara seçimi kazandırabileceğini ifade etti.
Murat Yetkin’in Yetkin Report sitesinde kaleme aldığı yazısının başlığı “muhalefete garantili seçimi kaybetme dersleri” adını taşıyor. Yetkin’e göre muhalefet son aylarda özellikle de son haftalarda adeta iktidardan çok kendi içinde didişiyor görüntüsü vererek Cumhuriyetin 100. yılında iktidara yeniden seçimi kazandırabilir.
Yetkin kaleme aldığı yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Erdoğan’ı 30 yılda Beyoğlu belediye başkan adaylığından Cumhurbaşkanlığına taşıyan yolun taşları böyle döşendi. Bugün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “1989 travmasını yeniden yaşamak istemiyoruz” derken Erdoğan’ın 30 yıllık yolculuğunun çıkış noktasına işaret ediyor.
Ama CHP liderinin 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki aday tercihi de “ortak aday” kadar, “seçilebilecek adayın” önemini gösteriyordu. CHP, elinde örneğin Hikmet Çetin gibi hemen her kesimden oy alabilecek, belki HDP’nin de Selahattin Demirtaş’ı karşısına aday çıkarmayabileceği isimler vardı. Ama Kılıçdaroğlu, İslam İşbirliği Örgütü’nün önceki Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstermişti. İhsanoğlu ne CHP ne de ona destek veren MHP seçmenlerini heyecanlandırabilmişti.
2018’de CHP Muharrem İnce’yi aday çıkardı. Ama geçenlerde İYİ Parti lideri Meral Akşener’in özeleştirisinde gördüğümüz gibi, ortak adayda birleşememek muhalefete kaybetme garantisi oldu. Akşener, örnek olarak 2019’da ortak adayda birleşince kazanıldığını gösterdi.
Muhalefetin 2014 ve 2018’deki aday tercihleri Erdoğan’ın seçimleri alıp gücünü pekiştirmesinde en büyük etken olmuştu.
Acaba Altılı Masa geçmişten ders çıkarıp seçilebilecek ortak aday çıkarmayı başarabilecek mi? Yoksa yıllar sonra ilk defa seçim kaybetme endişesine kapılan Erdoğan yeniden ve muhalefetin birlik gösterememesi sayesinde kazanacak mı?
Seçim sürecinin belki de en kritik sorusu bu.”