Muhalefet partilerinin birlikteliğini ‘6 benzemez’ nitelemesiyle eleştiren Prof. Dr. Aslı Baykal, şimdilerde çalışmalarını Masa Stratejiler ve Çözümler adlı düşünce kuruluşunda sürdürdüğünü açıkladı. Kadroda yer alan isimler ise dikkati çekti.
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kızı Prof. Dr. Aslı Baykal’ın ana muhalefet partisinden istifası ve akabinde yaptığı açıklamalar, son dönemde en çok dikkati çeken konular arasında yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde iktidara yakınlığıyla bilinen gazeteci Abdulkadir Selvi’ye verdiği söyleşide Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için ‘övgü’ olarak nitelenebilecek ifadeler kullanan Baykal, CHP’yi ve altılı masada birlikte çalıştığı İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’ni hedef aldı.
Bu beraberlik için ‘6 benzemez’ eleştirisini yöneltirken, “6’lı masa bir siyasi ittifak değildir. Sırf Erdoğan seçilmesin diye yapılan bir matematik hesap ve zorlamadır” gibi sözler sarf etti.
Baykal, AKP’ye geçip geçmeyeceğine dair soru üzerine de şöyle konuştu:
“Benim için esas olan Türkiye Cumhuriyet devleti ve milletimin esenliğidir. Bir milli – gayrimilli ayrışma olduğunda milli safta duracağım kesindir. Hiçbir siyasi partiyle bir angajmanım yoktur.
Şu anda Ankara’da ‘Masa Stratejiler ve Çözümler (MASA)’ isimli bağımsız düşünce kuruluşunda çalışmalarımı sürdürüyorum. Tam bağımsız ve her türlü düşünceye açık bir kuruluştur. Bir siyasal aksiyon alacağım zaman duyururum.”
Peki, altılı masa için ‘6 benzemez’ tanımını kullanan Baykal’ın MASA’sında kimler var?
ABC gazetesinden Ömer Şahin, geçtiğimiz aylarda söz konusu düşünce kuruluşuyla ilgili kapsamlı bir yazı kaleme almıştı.
İktidar partisinin önemli isimlerinin çekirdek kadrosunu oluşturduğu MASA’ya muhalefetten milletvekili ve danışmanların da katıldığı vurgulanan haberde, en göze çarpan isimler şöyle sıralanıyordu:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan (Mücahit) Arslan, bir dönem Tansu Çiller’in Başdanışmanlığını da yapan AK Parti eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık, Prof. Dr. Hikmet Özdemir, Anayasa Mahkemesi eski üyesi Osman Paksüt ve Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Başkanı Hüseyin Kaya.”
HDP’den ayrıldıktan sonra SES Partisi’ni kuran Ayhan Bilgen’in de bu kuruluşa katıldığı belirtiliyordu.
ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU’NUN ESKİ DANIŞMANI
Think – thank kuruluşları örnek alarak kurulan MASA’nın başında, bir dönem hem Erdoğan hem de eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçim kampanyalarının strateji danışmanlığını yürüten Atılgan Bayar bulunuyor.
“Erdoğan’ı halife olarak tanıyor ve biat ediyorum” şeklindeki açıklamasıyla hatırlanan Bayar, 2018’de Diken’e verdiği demeçte ise şunları söylüyordu:
“(…) Sayın Recep Tayyip Erdoğan benimle aynı kanaatte olanlara ‘münafık’ dedi. Münafık olmuş olsa idim; Fuat Uğur, Cemil Barlas, Haşmet Babaoğlu, Hilal Kaplan gibi en uzağımdaki figürlerle gider aynı partiye oy verirdim. Hali hazırda, bu ‘münafık’ açıklamasını tashih etmez ise, Erdoğan’a oy vermem de imkansız hale geldi. Münafıklık yapacak insan değilim. Sayın Erdoğan’ı bu sözü söyletecek kadar kimler doldurmuşsa, oraya bir bakmakta fayda var. Elveda AK Parti ve elveda Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Sizleri çok sevmiştim. Sayın Erdoğan için verdiğim emek, aldığım riskler, yaptığım her şey helal olsun. Ama şunu iyi bilsin ki, ben münafık değilim. Yolu açık olsun.”
ERDOĞAN’IN ‘SIR KÜPÜ’
Mücahit Arslan ise, AKP kurulduğundan beri Cumhurbaşkanı’na en yakın isimlerden biri; Ankara’da ‘Erdoğan’ın sır küpü’ olarak biliniyor.
Siyasetçi, bu tanımla ilgili yöneltilen soruya geçtiğimiz yıllarda şu yanıtı vermişti: “(…) Tayyip Erdoğan gibi bir liderle yakın çalışan herkes için benzer şeyler söylenir. Çok şey bilmek her zaman sırra vakıf olmak demek değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızla kişisel hukukumuz sebebiyle elbette özel bilgi paylaşımlarımız da olmuştur, ama bunlar devlet sırrı anlamına gelmiyor.”
SORU İŞARETLERİ
MASA, herhangi bir siyasi partiyle ilişkileri bulunmadığını, amaçlarının sadece ‘beyin fırtınası estirmek’ olduğunu söylüyor. Ancak muhalefet partilerini ‘6 benzemez’ olarak tanımlayan Baykal’ın, bu kadar geniş yelpazede bir kadroya sahip düşünce kuruluşuna katılması, kendisinin eleştirileriyle ilgili soru işaretleri yaratıyor.