Türkiye geçtiğimiz günlerde TRT’ye yapılan yeni atamaları konuştu. TRT’de yeni dönemde başta Hilal Kaplan olmak üzere adeta AKP’nin “Gönüllü kalemşörlüğünü” yapan yandaş isimler yönetim kuruluna atanırken tartışmalar özellikle PELİKAN YALISI’nın “TROLİÇESİ” Hilal Kaplan üzerinden yürüyünce iş biraz da magazinselleşti.
Zira aslında Hilal Kaplan üzerinden yürüyen bu tartışma Kaplan’ın zaten bildiğimiz ve dönem dönem gündeme gelen FETÖ,PKK, açılım Tweetleri, devlete “Seri katil” demesi gibi hatırlatmalardan öteye gidemedi.
Keza kamuoyunda, yazılı ve sosyal medyada yapılan bir diğer hata ise TRT yönetimine atanan isimlerin “SETA EKİBİ” olduğu şeklinde özetlenebilecek tanımlamaydı.
Zira bu “SETA EKİBİ” tanımlaması doğru ancak “Eksik” bir tanımlama… Bu tanımlamanın eksik kısmını tamamlamak için ise “Hangi SETA?” diye sormak gerekiyor.
İşte o soruyu sorduğunuz zaman ise kamuoyunda alacakları maaşlar, PELİKAN’a,SETA’ya yakınlıkları üzerinden tartışılarak yüzeysel tartışmalara meze edilen bu TRT atamalarının asıl önemli boyutu ve SARAY’daki “KLİKLER SAVAŞI”nın bu atamalar üzerinden nasıl TRT üzerine bir iz düşümü yarattığının gözden kaçtığını görüyorsunuz…
“Bu kadar peşrev yeter” diyelim ve yazımıza geçelim…
***
Yazımızın bundan sonraki kısmının daha anlaşılabilir olabilmesi ve daha sağlıklı anlaşılabilmesi için öncelikle bir temel tespit ve “Hatırlatma” yapmamız gerekmekte…
Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığımız SARAY DARBESİ VE TAHT OYUNLARI isimli köşe yazımızda çok detaylı biçimde ele aldığımız üzere SARAY’da “Erdoğan sonrası” AKP yönetimini ele geçirmek için güç mücadelesi içerisine girişmiş olan 3 önemli “KLİK” bulunuyordu…
“Bulunuyordu” diyoruz zira Berat Albayrak’ın istifası ve Sedat Peker’in açıklamaları sonrasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedef tahtasına oturarak adeta “Siyasi mevta” haline gelmesi ile dengeler çok değişti…
Bu 3 “KLİK” ve bu “KLİKLERİN” kadroları halen mevcut ancak şartlar değişti ve “KLİKLERİN” güçleri de bu değişiklikten çok ciddi biçimde etkilendi.
Bu 3 “KLİK” Barat Albayrak kliği, Süleyman Soylu kliği ve başını Numan Kurtulmuş’un çektiği “Gelenekselciler-Milli Görüş Damarı” olarak adlandırılan klik…
Şimdi yaşanan son olayların ardından bu kliklerden Berat Albayrak ve Süleyman Soylu’nun klikleri yaşadıkları büyük güç kaybı sonrasında yeniden pozisyon alma çabasında.
Bu bağlamda Süleyman Soylu her gün bir yenisini yediği darbeler nedeni ile yeni pozisyon almakta zorlanırken Berat Albayrak ise kontrolündeki PELİKAN yapılanması, kardeşi Serhat Albayrak yönetimindeki ATV-SABAH başta olmak üzere “Havuz Medyası” ve yerinde tutmayı başarabildiği devlet bürokrasisindeki kadroları ile mücadeleye devam ediyor.
Yaşanan süreçlerden hiç yıpranmadan çıkan tek “KLİK” ise “Gelenekçi-Milli Görüş Damarı”… Bu “KLİĞİN” giderek devlet kadrolarında güçlendiği, Erdoğan’ın da çözülmesinden korktuğu “Geleneksel” tabanını konsolide edebilmek için son dönemde bu “KLİĞE” tabiri caizse “Yol verdiğini” söylemek mümkün…
İşte SARAY’daki “TAHT OYUNLARINDA” durum bu şekildeyken geçtiğimiz günlerde SETA’da bazı istifalar gündeme geldi.
Ancak bu “İstifalar” sıradan istifalar değildi.
Zira SETA’da bahsettiğimiz bu “Güç mücadelelerinin” odağında olan bir kurumdu.
SETA içerisinde başını Fahrettin Altun ve İbrahim Kalın’ın çektiği ve “İstanbullular” olarak adlandırılan bir ekip ile başını Burhattin Duran’ın çektiği “Gelenekçi” bir diğer ekip arasında bir güç mücadelesi yaşanmaktaydı.
Bu mücadelenin ana eksenini ise AKP’nin en önemli “Dış politika yapıcısı” kurumlardan birisi haline gelen SETA’da son dönemde iyice açığa çıkan bu 2 ekip arasındaki görüş ayrılıkları oluşturmaktaydı.
Fahrettin Altun-İbrahim Kalın ekibi tamamen ABD çizgisinde bir dış politik tavrı desteklerken, Burhattin Duran öncülüğündeki “Gelenekçi” ekip ABD’ye daha mesafeli, İsrail ile ilişkiler konusunda çok fazla da esnek olmayan bir görüş benimsiyordu…
Bu güç mücadelesi sonucunda SETA’da Burhattin Duran’ın öncülüğündeki “Gelenekçi” ekip Fahrettin Altun-İbrahim Kalın ekibini tasfiye etti.
Yani “SARAY”daki güç mücadelesinde giderek güçlenen “Gelenekçi-Milli Görüş Damarı” SETA’da da hakimiyetini kurdu ve bir mevzi daha kazandı.
***
İşte TRT atamalarını SARAY’daki güç mücadelesinden ve SETA’da yaşanan bu “Tasfiye operasyonun” perde arkasından bağımsız düşünmek olaylara sadece yüzeysel açıdan yaklaşmak olacaktır.
Tam da bu noktada yazımızın başında belirttiğimiz, TRT’ye yapılan atamalar için sorulmasını elzem gördüğümüz “Hangi SETA?” sorusu sorulmalıdır.
Evet TRT’ye yapılan atamalar SETA kökenlidir ancak SETA’nın Fahrettin Altun-İbrahim Kalın’ın öncülüğündeki “İSTANBUL EKİBİ” kadrolarıdır.
Yani SETA’da “Gelenekçiler” tarafından tasfiye edilen bu ekip SETA mevzisini kaybetmesinin ardından yeni bir hamle yaparak TRT’yi kazanmıştır.
TRT’ye atanan isimler Fahrettin Altun-İbrahim Kalın “Ekibidir” ve bu ekip Saray’daki “TAHT OYUNLARINDA” Erdoğan sonrası için güç mücadelesine girişen 3 “KLİK” içerisinden Berat Albayrak’a destek veren ekiptir.
Peki Erdoğan SETA’da tasfiyesine izin verdiği bu ekibin TRT ile yeniden bir mevzi kazanmasına neden izin vermiştir?
Erdoğan kendisi henüz görevinin başındayken başlayan bu güç mücadelesinin de, oluşan ekiplerin de, kliklerin de gayet net biçimde farkında…
Sedat Peker’in açıklamalarına sessiz kalıp, Soylu’nun arkasında durmayarak Soylu’yu ve kendisine karşı en “Organize” ve “Alternatif Güç Odağı” olarak tabiri yerinde ise “Bağımsızlığını ilan etmeye” yaklaşan ekibi tasfiye eden Erdoğan, Berat Albayrak’ın istifası sonrasında Albayrak’ın geri gelmesi için hiçbir çaba harcamayarak bu ekibin elinden “Mührü” alarak aslında en önemli gücünü de yok etti, bu ekibin pek çok kadrosu da görevlerinden alındı,etkileri minimize edildi.
Ama Erdoğan bu süreçte giderek güçlenen ve konjonktürel olarak kendisinin de yeniden yüzünü dönmek durumunda olduğu “Gelenekçi” taban üzerinde etkili “Gelenekçi-Milli Görüş Damarı” KLİĞİ’nin de çok daha fazla güçlenmesini istemiyor.
Böylece SETA’da bu ekibin yaptığı “Tasfiyeye” göz yuman Erdoğan, TRT’de Albayrak-Altun-Kalın 3’lüsünün ekibinin yeni mevzi kazanmasına onay vererek bu klikler arasında denge kuruyor.
Öte yandan Erdoğan’ın kurduğu her bir denge bu klikler arasında yaşanan mücadelenin sonucunda Erdoğan’ın “Son karar verici” olarak son noktayı koyması ile ortaya çıktığı için bir yandan da her bir klik bizzat Erdoğan tarafından “Yıpratılıyor” ve her bir adımda da “Erdoğan sonrası mücadele” için dahi Erdoğan’a “Bağımlı” hale getiriliyor.
Yani TRT atamaları öyle “TROLİÇE” Hilal Kaplan üzerinden değerlendirilemeyecek derecede önemli ve birbirine bağlı hamleler içeren bir “TAHT SAVAŞI”nın tezahürüdür…
Ancak “TAHT SAVAŞLARI” Saray’lar ile bakidir, Saray gidince “TAHT SAVAŞI” da biter…
Tek gerçeklik işte budur…
________________________________________________________________________________________________
BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞE DESTEK OLMAK İÇİN;
“Sizler için kimseye diyet borcu olmadan, bağımsız ve özgür şekilde bugüne kadar yaptığımız gazeteciliği daha güçlü biçimde sürdürebilmemiz için siz de destek olmak isterseniz; aşağıdaki linkten PDF formatında yayınlanan, Türkiye’nin tamamen dijital olarak yayın yapan tek özel ve dosya haber dergisi KRİPTEKS E-DERGİYE yıllık abone olabilir, DİJİTAL KİTAPLARIMIZDAN (e-kitap) satın alabilir, yahut Youtube kanalımıza abone olup KATIL butonundan kendi belirlediğiniz miktardaki desteklerinizle bağımsız gazetecilik mücadelemize destek olabilirsiniz...”
DİJİTAL BOOK STORE SANAL KİTABEVİ:
YOUTUBE KANALI LİNKİ:
https://www.youtube.com/channel/UCPGcaaw3vhHiBv9XL0hVG0w
KRİPTEKS E-DERGİ YILLIK ABONELİK LİNKİ:
HABER ALTERNATİF’İN ANDROİD CİHAZLAR İÇİN ÜCRETSİZ MOBİL UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN:
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.haberalternatif.dro
[…] Eren Çelik Alternatif Haberde ki yazısında TRT atamalarının çok yönlü etki ve sonuçlarını değerlendiriyor. Celal […]