Manisa’nın Yunusemre ilçesinde yönetim kurulu başkanlığını eski AKP Manisa Milletvekili Semra Kaplan Kıvırcık’ın eşi Osman Kıvırcık’ın yaptığı Muradiye Organize Sanayi Bölgesi (OSB), bir süredir gözünü yurttaşların tapulu arazisine dikmiş durumda.
BirGün’den Uğur Şahin’in haberine göre; Muradiye OSB, büyük bir kısmı yurttaşlara ait 190 bin metrekarelik arsayı, herhangi bir kamulaştırma kararı olmadan OSB sınırlarına eklemek istiyor. Bu kapsamda 2021 yılının Haziran ayında Muradiye Mahallesi’nin imar planlarını değiştirdi. OSB yönetimi, söz konusu planla yaklaşık 190 bin metrekarelik alanı, kendi sınırlarına dâhil etmek istedi.
OSB yönetiminin hukuksuz bir şekilde arazisine iş makineleriyle girdiğini ve işgal ettiğini belirten Taner Kestaneci isimli yurttaş, konuyu yargıya taşıdı. Kestaneci, avukatı Ömer Talha Oğan aracılığıyla Muradiye OSB hakkında Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Sonrasında da imar planlarının iptali için Manisa İdare Mahkemeleri’nde iptal davaları açıldı. Bunun üzerine de Muradiye OSB yönetimi, 190 bin metrekarelik alan için “kamulaştırma” davaları açtı. Ancak daha mahkeme sonuçlanmadan OSB yönetiminin, 17 parseli fiilen işgal ettiği kaydedildi.
TELAFİSİ GÜÇ ZARAR
İmar planına karşı açılan dava dosyasında ise önemli bir gelişime yaşandı. Manisa 2. İdare Mahkemesi, 3 Ocak’ta iki ayrı kararla, hem imar planlarını hem kamulaştırma kararlarını hem de yer seçimi kararlarının yürütmesini durdurdu. Oybirliğiyle alınan kararda, bilirkişinin OSB yönetiminin aleyhinde görüş sunduğu aktarılarak, şu ifadelere yer verildi: “Dava konusu 18 Ocak 2022 tarihli kamu yararı kararının, 25 Nisan 2022 tarihli kamulaştırma kararının, yer seçiminin kesinleştirilmesi kararının ve kamulaştırma işlemlerinin dayanağı olan 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planlanın davacının taşınmazına ilişkin kısmında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve hukuka uyarlık bulunmamıştır. Hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlemlerin uygulanması halinde davacının mülkiyet hakkına yönelik telafisi güç zararların meydana gelebileceği sonucuna varılmaktadır.”