AKP iktidarının 22 senelik yanlış,liyakatsiz ve beceriksiz politikaları sonucunda Türkiye tarım ve hayvancılık noktasında kendi kendisine yete Dünya’nın sayılı ülkelerinden birisiyken bugün hem tarımda, hem de hayvancılıkta tamamen dışa bağımlım bir ülke haline geldi.
Her geçen gün biraz daha artan girdi maliyetleri altında ezilen üreticiler ise ancak borçlanarak üretim yapmaya çalışıyorlar. Üreticilerin üretim yapabilmek için sürekli artan miktarlarda borçlanması ise kendilerini büyük bir borç batağı ve sarmalın içerisine sokuyor.
AKP iktidarının üretim yerine kontrolsüz şekilde ithalatı destekleyen politikaları sebebi ile çok büyük oranda üretici üretim alanından çekildi.
Borçlanarak üretim yapmaya çalışan çiftçilerin kredi borcu son bir yılda yüzde 75 artarak 637,4 milyar TL’ye kadar yükseldi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri Türkiye’nin bir çok alanda kendine yeterli üretimi yapamadığını ortaya koyuyor. Türkiye, tarımsal ürünlerde meyve ve sebzede kendine yeterli üretim yaparken yağlı tohum, bakliyat gibi ürün gruplarında kendine yeterli üretimi yapamıyor. Yağlı tohumlardan soya da Türkiye ihtiyacının ancak yüzde 5,2’si kadar üretiyor. Kalan yüzde 94,8’lik kısmı dışarıdan ithalatla karşılıyor. Kolzade(kanola) kendine yeterlilik oranı yüzde 47,9 olurken daha önce yüzde 60’ın üzerinde olan ayçiçeğinde kendine yeterlilik oranı yüzde 51,3’e geriledi. Türkiye’nin kendine yeterli olamadığı ürünler arsında yüzde 60,2 yeterlilik derecesi ile yeşil mercimek, yüzde 74,3 ile pirinç, yüzde 85,8 ile mısır, yüzde 85,9 ile kırmızı mercimek var. Arpada kendine yeterlilik yüzde 90, kuru fasulyede yüzde 91,4 olarak gerçekleşti.
TÜİK verileri hayvancılık alanında da üretimin giderek gerilediğini gösteriyor. TÜİK verilerine göre, 2023 yılı büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,6 azalarak 16 milyon 583 bin olurken, küçükbaş hayvan sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 6,9 azalarak 52 milyon 362 bin oldu.
İTHALAT DENGELERİ BOZDU
Sektör temsilcilerine göre özellikle 2015 yılı sonrası artan kontrolsüz ithalat üretim dengelerini bozdu. İthalat yerli üretici zarar etmesine sebep verdi ve kırsaldaki üretim rekabet edemeyince yerli üretici üretimden çıktı. Küçük aile işletmeleri azaldı ve farklı iş kollarına yönelen yerli üretici, artan maliyetler nedeniyle üretime geri dönmek istemiyor. Üretimin azalması gıda enflasyonu konusunda Türkiye’yi dünyadan ayrıştırıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilere göre dünya çapında gıda fiyatları mart ayında yıllık yüzde 7,7 geriledi. Aynı dönemde Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 70,5 olarak kaydedildi.
ÜRETİCİ DERTLİ
Yüksek maliyetlerden dert yanan besiciler, çözüm bulunmadığı taktirde hayvancılığın bitme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtiyor. Besicilerin önemli girdi kalemlerinden yem fiyatlarındaki artış dikkat çekiyor. Sığır besi yemi 2024 yılında standart pelet yüzde 12,90 artışla 4 bin 465 TL, çuval fiyatı 223,27 TL; kuzu büyütme yemi pelet 5 kilogaram 444,50 TL, 1-2 aylık kuzu yemi 640 TL, koyun- keçi süt yemi 595 TL’ye kadar çıkmış durumda.
Bu şartlar altında daha fazla üretim yapamayacağını ifade eden pek çok üretici de borçlarını ödeyebilirse üretimden çekilme kararı vermiş durumda.
DÜNYA “GIDA KRİZİ” BEKLERKEN TÜRKİYE ADETA İNTİHAR EDİYOR
Dünya’da önümüzdeki 25-30 yıl içerisinde çok ciddi bir gıda krizi beklenirken Türkiye’nin kontrolsüz ithalat,üreticileri girdi maliyetleri altında ezdiren politikalar,üretimi-ekmeyi/biçmeyi değil tüketimi teşvik eden polititikaları ise adeta “İntihar” anlamına geliyor.
ÜRETİCİYİ FİNANSE ETMESİ GEREKEN ZİRAAT BANKASI DEMİRÖREN’İN ARKA BAHÇESİ OLDU
Başta çiftçi olmak üzere üreticileri finanse etmek ve üreticilere uygun maliyetli kredi sağlayarak yaşadıkları sıkıntıları aşmasını yahut daha fazla üretim yapmasını sağlamak amacı ile kurulmuş olan Ziraat Bankası ise AKP iktidarı ile birlikte başta Demirören ve Çalık gibi yandaş holdinglerin “Yandaş medya kurmaları” yahut AKP lehine girişecekleri projeler için kredi kullandırmak için kullanılır hale geldi.
Keza Ziraat Bankası çiftçilerin cüzi sayılabilecek borçları için tek üretim araçları traktörlerine haciz koyarken AKP iktidarı döneminde yandaş müteahhitlere inşaattan AVM’ye kadar milyonlarca Euro ve milyonlarca TL’lik “Batık kredi” kullanmakta hiç bir sakınca görmedi.