ABD Dışişleri Bakanı Blinken, ‘Türkiye’nin meşru güvenlik çıkarları var. Buna itiraz yok. Ancak bu çıkarlar, askeri müdahale olmadan da etkili bir şekilde ele alınabilir’ dedi.
Orta Doğu turu kapsamında Mısır’ı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine olası askeri harekatına ilişkin, “Bence Kuzey Suriye’de bir askeri harekata kimsenin ihtiyacı yok” açıklamasında bulundu. Blinken’ın Orta Doğu turunda Mısır, İsrail ve Filistin’de görüşmeler yapacağı bildirildi.
Blinken, Türkiye’nin meşru çıkarları olduğunu ifade ederek, “Ancak bu çıkarlar, bence bir askeri müdahale olmadan da etkili bir şekilde ele alınabilir” yorumunda bulundu
Suriye konusunda da açıklamalarda bulunan Blinken, “Esad konusunda, Suriye’yle normalleşmeyi desteklemiyoruz” dedi.
‘Diplomasi asla masadan kalkmaz’
Al-Arabiya’ya konuşan ABD Dışişleri Bakanı Blinken, İran’la mevcut durum, Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) ve İran’la yürütülen nükleer müzakereler ilişkin, “İran geçen yaz sonunda KOEP’e dönme fırsatı buldu. Ne yazık ki masada olanları ve herkesin kabul ettiklerini reddettiler. Şimdi odak noktamız, İran sokaklarında gençler, özellikle de kadınların temel hakları ve İran toplumundaki diğer çok önemli topluluklar için ayağa kalkarken uygulanan korkunç baskı” dedi.
“Diplomasi asla masadan kalkmaz” diyen Blinken, “ABD Başkanı Biden, İran’ın nükleer silah edinmemesi konusunda kararlı olduğumuzu ve bunun olmamasını sağlamak için her seçeneğin masada olduğunu da açıkça belirtti. Ama bizim tercih ettiğimiz yol diplomasi olacak” açıklamasında bulundu.
‘Her şey masada’
İran’a yönelik askeri operasyon seçeneğinin masada olduğunu söyleyen Blinken, “Her şey masada” dedi.
İsrail’le askeri tatbikat hakkında “İran’ın bölgedeki faaliyetlerini caydırmak anlamına mı geliyor?” sorusuna Blinken, “Tüm askeri çabalarımız, caydırıcılık fikri göz önünde bulundurularak tasarlandı. Yani, olası bir saldırganın iki kez, üç kez düşünmesini ve sonra yapmamasını sağlamaya çalışıyoruz. Caydırıcılık bununla ilgili. Bunu göstermemiz ve saldırı gelirse hazır olduğumuzdan emin olmak önemli” yanıtını verdi.
ABD’nin “kendilerine baskı yapan rejimi değiştirmek isteyen halkları destekleyip desteklemediğine” ilişkin soruya Blinken, “İran halkını destekliyoruz ama bu kararlar onların olacak. Bizim değil, onların kararı olacak. Başkasının kararı olmayacak. İran rejimi, halka ‘Bu dış güçlerin işi’ diyor. Değişimden bizim sorumlu olduğumuza inanmaları, kendi insanlarını derin bir şekilde yanlış anladıklarını yansıtıyor. İran’dakiler kendi halklarından korkuyorlar” karşılığını verdi.
ABD-Suudi Arabistan ilişkileri
Suudi Arabistan’la ilişkiler ve OPEC+’nın petrol üretimini düşürme kararı hakkında Blinken şunları söyledi:
“Suudi Arabistan ile onlarca yıldır, nesiller boyunca, kendi ülkemizdeki yönetimler ve Suudi Arabistan’daki liderler arasında önemli bir ilişkimiz var. Ve bizim bakış açımızdan, yapılacak önemli şey, bu ilişkinin tamamen kendi çıkarlarımızı ve değerlerimizi yansıttığından emin olmaktır. Lakin bu statik bir durum değil, değişiyor.
Ekim ayında OPEC+ kararıyla ilgili dile getirdiğimiz endişelerimiz vardı. Bence o zamandan beri Suudi Arabistan’ın bazı çok olumlu şeyler yaptığını gördük. Örneğin, bu Rus saldırganlığı karşısında Ukrayna’ya çok önemli insani destek sağlamak; Birleşmiş Milletler’de Rusya’nın saldırganlığına karşı BM Tüzüğü’nün fiilen onaylanması, Yemen’deki savaşı sona erdirmek için birlikte yaptığımız çalışmalar.”
‘Irak’la çok daha geniş bir ortaklığımız var’
Irak-ABD ilişkilerine ilişkin açıklamalarda bulunan Blinken, “İran’ın Irak’taki etkisini baltalamak istiyorsanız ona nasıl yardımcı olabilirsiniz?” sorusuna, “Bence önemli olan iki şey var. Birincisi, elbette, IŞİD’in masum insanları öldüren eylemlerde bulunmamasını sağlamak için gerektiği şekilde mücadeleye devam etmek için kalıcı bir ortaklıktır. Irak Güvenlik Güçlerini desteklemeye ve IŞİD’den geriye kalanları alt etme ve geri tepmemelerini sağlama araçlarına sahip olmalarını sağlamaya çok bağlıyız” dedi.
“Irak’la çok daha geniş bir ortaklığımız var” diyen Blinken, “Irak’ın Arap toplumuyla yeniden bütünleşmesinin çok önemli olduğunu ve Mısır da dahil olmak üzere ülkelerin bu çabaya öncülük etmede çok önemli roller oynadığını görüyoruz” ifadesini kullandı.
Libya’daki ikili hükümet
Libya’daki Trablus ve Bingazi hükümetleri arasındaki ikiliğe değinen Blinken, “Bu noktada desteklediğimiz şey, Libya halkını yansıtan net ve meşru bir hükümetin kurulabilmesi için bir seçime gidilmesi gerektiğidir. Ve bu da açıkça Libya halkının istediği şey. Ülkedeki nihai birlik, açıkça meşru ve halkın isteklerine cevap veren bir hükümet bu şekilde elde edilir” yanıtını vermekle yetindi.
‘Türkiye’nin meşru güvenlik çıkarları var, ama…’
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine olası askeri operasyonu hakkında soru üzerine Blinken, şunları kaydetti:
“Suriye’nin kuzeyinde herkesi sakinleştirmeye çalıştık. Ve bizim ihtiyacımız olmayan şey, bence kimsenin ihtiyacı olan şey, Kuzey Suriye’de bir askeri harekat. Bu, elbette sivillere ve masum insanlara çok büyük zarar verme riskini taşır. Ayrıca IŞİD’i uzakta tutmaya devam etme çabalarını sekteye uğratabilir ve olması gereken yere odaklanmayı engelleyebilir. Ve açıkçası, askeri operasyon kimsenin çıkarına değil.
Türkiye’nin meşru güvenlik çıkarları var. Buna itiraz yok. Ancak bu çıkarlar, bence bir askeri müdahale olmadan da etkili bir şekilde ele alınabilir.”
‘Suriye’yle normalleşmeyi desteklemiyoruz’
Türkiye’nin Suriye Devlet Başkanı Esad yönetimiyle normalleşme adımlarına değinen Blinken, ABD’nin Suriye’yle normalleşmeyi desteklemediğini açıkladı.
Blinken, “Esad rejimi söz konusu olduğunda, bakın, biz çok netiz: Normalleşmeyi desteklemiyoruz. Birleşmiş Milletler bir süreç, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasına yol açan adım adım bir süreç, ileriye dönük siyasi bir yol önerdi ve biz bunu destekliyoruz. Ne yazık ki Esad rejimi bu süreçte yer almıyor ve almayı da reddetti” dedi.