CELAL EREN ÇELİK
Malumunuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 11 Kasım’ı “Milli Ağaçlandırma Günü” ilan etmişti…İşte tam da 11 Kasım günü bir Kirazlıyayla’da faaliyet gösteren MEYRA MADENCİLİK,köylülerin direnişi ile duran ve mahkemeye taşınan Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı Projesi için yeniden start verdi…
MEYRA MADENCİLİK’in gerek Kirazlıyayla gerek başka bölgelerdeki çalışmaları doğa katliamı olduğundan dolayı bu tip pek çok haber ile gündeme gelse de bu şirkete kimse dokunamıyor. Hatta jandarma şirketin çalışanlarına “Koruma memurluğu” yapıyor,Kirazlıyayla’nın Kaymakamı olan zat-ı muhterem “Suat Seyitoğlu ise köylüleri “Direnirseniz her gün ceza yazarız,ödeyemeyecek duruma gelince de haciz yolu ile arazilerinizi alırlar” diyerek köylüleri tehdit ediyor.
Kaymakam beyimiz bununla da kalmıyor MEYRA MADENCİLİK’in projelerinin “Lansman sorumlusu” gibi toplantılarda projeyi anlatıp,övüyor…
Peki iyi de kimdir,ne menem bir şirkettir ki bu MEYRA MADENCİLİK kimse bu şirkete dokunamamaktadır?Bu şirketin ÇED raporlarının iptali için açılan davaları mahkemeler görüşmeyi bile reddetmektedir?
Bu kadar peşrev yeter efendim,başlayalım yazmaya…
***
Tarih yaprakları 18 Eylül 2005’i göstermektedir…
İstanbul’daki Sait Halim Paşa Yalısı muhteşem bir törene ev sahipliği yaparken,Türkiye ve Avrupa’nın jet sosyetesi bu düğünde bir araya gelmiştir..
Evlenen çiftin nikahını ise dönemin AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kıymaktadır.
Peki Türkiye ve Avrupa jet sosyetesinin tabiri yerindeyse “Tam kadro,hazır kıta” katıldığı bu düğünde kim evlenmektedir?
Evlenenler meşhur BİM Marketler Zincirleri’nin sahibi,Erenköy Cemaati’nin lideri, Aziz Mahmut Hüdai Vakfı’nın kurucusu olan ve AKP’ye en yakın büyük sermaye gruplarından birisi olarak bilinen TOPBAŞ AİLESİ’nin en “Büyüklerinden”, ANAP’ın Türkiye’de fırtına gibi estiği günlerde Özal’a yakınlığı ile bilinen ve ANAP’ın İstanbul İl Başkanlığı’nı yapan Eymen Topbaş’ın kızı Esra Topbaş ile Lübnan asıllı ünlü iş adamı Mehmet Muhammed Habbab’ın oğlu Sami Habbab’dır…
Çiftin nikah şahitlerinden birisi ise oldukça dikkat çekici bir isimdir. O isim bir suikast sonucu öldürülen Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri’ye en yakın isimlerden birisi olup Hariri’nin kabinelerinde Ekonomi Bakanlığı da yapmış olan Adnan Kassam’dır.
Bu düğün “AKP’ye en yakın sermaye grubu/aile” olarak bilinen TOPBAŞ AİLESİ ile Ortadoğu’da “Kralların arkadaşı” namı ile anılan Mehmet Muhammed Habbab’ın “Dünür” olarak akrabalık bağı kurmalarının tescilidir…
***
Tarih yapraklarını bu muhteşem düğünden sadece 2 ay önceye yani Kasım 2005 yılına doğru sarıyoruz şimdi de…
2005 yılının Kasım ayı Türkiye ekonomi tarihi için “Tarihi” bir anlam ifade ediyordu.Zira tam da bu tarihte Lübnan Başbakanlarından Refik Hariri’ye ait olan Suudi Oger şirketi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek bedelli özelleştirmesi ile birlikte TÜRK TELEKOM’u satın almıştı.
Türkiye’ye karşı taahhütlerini yerine getirmeyip Türkiye Cumhuriyeti’ne tarihinin en büyük kazıklarından birisini atan ve aradan geçen zamanda TELEKOM’dan adeta “Darphane” gibi para kazanan HARİRİ AİLESİ’ni bu özelleştirme işine girmeye ikna eden isim ise TOPBAŞ AİLESİ ile dünür olan Mehmet Muhammed Habbab’dan başkası değildir.
***
Hatırlarsanız TOPBAŞ AİLESİ ile HABBAB AİLESİ’nin o muhteşem düğün ile dünür oldukları düğünde nikah şahidinin Hariri’ye en yakın isim ve eski Lübnan Ekonomi Ekonomi Bakanı Adnan Kassam olduğunu belirtmiştik.
İşte aynı Adnan Kassam bir dönem Türkiye’de banka almayı kafasına koyar…Hatta TEKSTİL BANK ve MİLLENİUM BANK’ı satın almak için yaptığı görüşmelerde sona kadar gelen ama bazı sebepler ile bu satın almalar gerçekleşmeyen Kassam’ın bu temaslarında kendisine çok “Önemli kapıları” açan isim de yine Mehmet Muhammed Habbab olmuştur…
***
Şimdi tabii sizlerin “Arkadaş sen Kirazlıyayla’yı,doğa katliamını,MEYRA MADENCİLİK’i anlatacaktın bize.Tutmuş Lübnanlı iş adamını anlatıp duruyorsun.Ne alaka?” dediğinizi duyar gibiyiz.Lakin bunu diyorsanız hiç demeyin zira çok ama çok alakası var konumuz ile…
İyisi mi biz yazmaya devam edelim…
***
Tarih yaprakları 1950’yi gösterdiğinde ABD’de Ray Hickok ve 70 çok önemli,üst düzey iş adamı bir araya gelerek Young Presidents Organization isimli son derece “Elit” bir iş insanları “NETWORKÜ” kurarlar…
Bu “NETWORK” gelişerek o hale gelir ki bugün Dünya’nın en seçkin 29 bin iş adamını bünyesinde barındıran, üyesi olan iş adamlarının kontrol ettiği para miktarı 9 trilyon doları kontrol eder hale gelir.
İşte bu “KÜRESEL NETWORK” artık sadece bir iş adamı örgütlenmesi değildir ve ellerindeki muazzam finans gücü ile ABD Başkanlık seçimlerine de ciddi etkileri olmaktadır. Hatta üyeleri arasındaki George W.Bush başkanlık koltuğuna otururken bu organizasyonun önemli payı vardır.
İşte efendim bu küresel iş adamları networkü olan Young Presidents Organization’un bir başka üyesi de TOPBAŞ AİLESİ’ne dünür olan Mehmet Muhammed Habbab’tır.
Ve Habbab bu organizasyon içinde oğul Bush ile kurduğu dostluk sayesinde ABD Başkanı olduğu dönemde Baba Bush ile tanışır ve Baba Bush ile oğlundan daha samimi dost olur.
Habbab sadece baba Bush ile dost değildir… Bu dostluk ona Özal ile de yakın ilişkiler kurma şansını sağlamış,Bush’un da desteği ile Özal dönemi Türkiye’sinde tüm kapılar Habbab için sonuna kadar açılmıştır.
Habbab kısa süre içerisinde DELTA PETROLIUM isimli bir şirket kurar ve Türkiye’nin Ortadoğu ile gerçekleştirdiği petrol ticaretinde neredeyse “TEKEL” konumuna gelir…
Ama Habbab sadece Türkiye ile ilişki kurmakla kalmamıştır. Texas’lı petrol zengini Bush Ailesi’ne olan yakınlığı kısa süre içerisinde kendisine Kuzey Irak’taki Barzani petrolünün işletmesi için ünlü Rockefeller Ailesi’nin sahibi olduğu Chevron üzerinden temsilciliğini de getirmiştir.
***
Mehmet Muhammed Habbab, üyesi olduğu bu ünlü Young Presidents Organization’u Türkiye’ye de taşımaya karar verir ve organizasyonun Türkiye ayağını Jack Kamhi ile birlikte kurar…
Organizasyonun Türkiye ayağı adeta bir “YILDIZLAR GEÇİDİDİR”… Kimler yoktur ki listede?
Young Presidents Organization Türkiye’de eski TÜSİAD Başkanlarından Simone Kaslowski’nin babası ve Organik Holding’in sahibi Aldo Kaslowski,Cem Boyner,Sabancı,Jack Kamhi,Güler Sabancı gibi isimler başkanlık yaptı. Varın gerisini de siz düşünün...
***
Şimdi tekrar dönüyoruz ABD’ye… ABD’de çok önemli bir yatırım fonu var: Carlyle Group
Carlyle Group dediğiniz zaman şöyle durup bir 5 dakika düşünmeniz gerekir zira bu fon hiç de öyle sıradan bir yatırım fonu değildir.Fonun danışmanları arasında ABD eski Başkanı George Bush, eski İngiltere Başbakanı John Major, eski Dışişleri Bakanı James Baker, eski Savunma Bakanı Frank Carlucci, eski Ticaret Bakanı Conway ,ABD eski Savunma Bakanı Colin Powell,eski Filipinler Cumhurbaşkanı Fidel Ramos, Tayland’ın eski başbakanlarından Anand Panyarachun, Güney Kore eski başbakanlarından Park Tae Joon var.
Bu fon Suudi Kraliyet Ailesi’ne yakınlığı ile de biliniyor…Suudi Arabistan’a gerçekleştirilen silah ticaretinin merkezinde de bu yatırım fonu var.
Fonun en büyük yatırımcılarından birisi El-kaide lideri Usame Bin Ladin’in mensubu olduğu ünlü Suudi Ladin Ailesi.
Carlyle Group’un bu gücünün ise fonun perde arkasındaki asli gücünün Vatikan olmasından kaynaklandığı dile getiriliyor.
Carlyle Group,2008 yılında Türkiye’ye gelen pek çok yabancı yatırımı ya bizzat kendisi yaptı yahutbu yabancı yatırımcılar Carlyle Group yatırımcısı olarak Türkiye’ye geldi.
Berat Albayrak’ın tabiri ile “Burası çok önemli”…Zira fonun gerek Avrupa,gerekse ABD siyasetine etkisi sebebi ile bu fon AKP için de son derece kıymetli…
Peki bu fonun Türkiye’deki “Anchorman”i yani en üst düzey,tek yetkili olan ismi kim? Mehmet Muhammed Habbab…
Bakınız
Mehmet Muhammed Habbab 27.06.2005 tarihinde Hürriyet Gazetesi’nde “Türk gelin Lübnanlıların en büyük prestijidir” başlığı ile yayınlanan ve kendisi ile yapılan röportajda ne diyor:
“1987’de kurulan Amerikan Carlyle Group’un Türkiye’deki tek ‘anchorman’i benim. Bunun anlamı şu: Carlyle’nın Türkiye’de benden habersiz yatırımı olmaz.”
***
Evet efendim şimdi gelelim küresel çaptaki bu ilişkiler ağının bizim Kirazlıyayla ve yaşanan doğa katliamı ile alakasına…
Bugüne kadar Kirazlıyayla’da yaşanan bütün sıkıntılarda hep tek bir isim ön plana çıktı MEYRA MADENCİLİK adına… O isim şirketin Genel Müdürü Sümeyra Ergün’dü… Kamuoyunda öyle bir algı yaratıldı ki sanki MEYRA MADENCİLİK bir Türk şirketi,sahibi de Sümeyra Ergün gibi sunuldu.
Oysa gerçekler hiç de öyle değil…
Zira Kirazlıyayla’daki katliam ve talanın sorumlusu MEYRA MADENCİLİK 2012 yılında bir Türk şirketi olarak faaliyete geçmiş olsa da 2018 yılında “Sahiplik yapısı “değişti…Şirketin %65 büyük çoğunluğu bir “Yabancı şirkete” satıldı…O şirket ise Delta Star Energy ve Madencilik San. ve Tic…
Peki bu Delta Star Energy ve Madencilik’in sahibi kim dersiniz? Bingo!Mehmet Muhammed Habbab!
***
Yani benim memleketimin yoksul ve yoksun köylüleri,ormanları gitmesin diye çırpınadursunlar karşılarına bir “Kürsel Protokol Masasının” bir üyesi ile, Rockefeller Ailesi’nin temsilcisi,Bush Ailesi’nin dostu,Topbaş Ailesi’nin dünürü ile karşı karşıya gelmiştir…
İşte o nedenledir ki MEYRA MADENCİLİK’e dokunulamamakta, işte o nedenle mahkemeler ÇED raporu davalarına bakmayı dahi reddetmekte,işte o nedenle devletin kaymakamı köylüsünü şirkete arsasını satsın diye azarlamaktadır…
Türkiye “Madenler Üzerinden” “Küresel saldırı” altındadır ve MEYRA MADENCİLİK bu büyük kuşatmanın en önemli aktörlerinden birisidir.
Habbab’ın hesabı yanlış yanlış olmasına da,Bağdat’tan dönüp dönmeyeceğini bize zaman gösterecek…
(NOT:BU YAZI VE BU KONU YİNE TARAFIMDAN İLK KEZ 13 HAZİRAN 2020’DE siyasetcafe.com’daki köşe yazımızda dile getirilmiştir. Ancak günün getirdiği son durum bizi bu yazıyı okumayanlar için yeniden bir kez daha kaleme almamızı zorunlu hale getirmiştir.)
Link:https://www.siyasetcafe.com/kirazliyayladaki-kuresel-iliskiler-agi-3538yy.htm