Kurul, çalışmalarını 25 Şubat’a kadar tamamlayacak. Çıkacak sonuç, İmamoğlu tarafından kamuoyuyla paylaşılacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, alanında uzman isimlerden oluşan ‘Deprem Bilim Kurulu’nu topladı. Kurul, çalışmalarını 25 Şubat’a kadar tamamlayacak. Çıkacak sonuç, İmamoğlu tarafından kamuoyuyla paylaşılacak.
Kurul üyeleriyle bir araya gelen İmamoğlu, afet yönetimi bakımından 1999 Marmara Depremi’nden çok daha kötü bir tabloyla karşı karşıya olunduğunu belirterek, “Her enkazda varız” açıklamalarının doğru olmadığını söyledi.
İmamoğlu, “Afet yönetiminin bu kadar merkezileşmesinin, bu kadar sivil toplumun yok sayılmasının sonuçları çok ağır” diye konuştu.
İSKİ yerleşkesi içerisindeki AKOM’da gerçekleştirilen toplantıya; Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Prof. Dr. Tarık Şengül, Prof. Dr. Okan Tüysüz, Prof. Dr. Alper İlki (çevrimiçi), Prof. Dr. Haluk Özener, Prof. Dr. Himmet Karaman, Prof. Dr. Eser Çaktı, Dr. Turgut Erdem Ergin, Nasuh Mahruki, Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan, Prof. Dr. Ejder Yıldırım, Doç. Dr. Seda Kundak, Prof. Dr. Kayıhan Pala (çevrimiçi), Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Prof. Dr. Alper Ünlü ve Prof. Dr. Murat Şeker ile İBB bürokratları katıldı.
AFAD tarafından deprem felaketi sonrasında Hatay ili ile eşleştirildiklerini hatırlatan İmamoğlu özetle şunları söyledi:
– AFAD’la iş birliğini koordine edecek sorumluluğu, İstanbul olarak biz aldık. Kahramanmaraş’ta Ankara, Osmaniye’de İzmir, Adıyaman’da Mersin görevlendirildi. Bu şehirler, AFAD’ın tariflediği şehirlerdi.
– 24 yıldır yoğun konuştuğumuz deprem meselesinde, gerçekten o kadar ihmal, o kadar hatta görmezden gelme, hatta yeni yapılanlarda bile o kadar hatalarla dolu bir şehirleşme var etmişiz ki…
– Devlet kurumlarının faaliyet gösterdiği birçok yapıda da kayıplar olduğunu gördük.
‘Daha yüzde 20’sinde yokuz’
– Bir sorumluyla buluşamıyoruz. Korkuyor seninle yan yana olmaya. Bunun adı validir, bunun adı başka bir şeydir. Ya da standart cümlelere bağlamış gibi, Genel Başkan’ın da olduğu birtakım ortamlara girdiğimizde, öyle bir anlatıyor ki; sanki orada vefat da yok, bütün enkazlar kaldırılmış. İkinci günden, üçüncü günden bahsediyoruz. ‘Her enkazda ekip var.’ Yok kardeşim, o yoldan geldik buraya. Daha yüzde 20’sinde yokuz yani. ‘Ne yapabiliriz ne yapmalıyız’ kısmından ziyade, bir sunuyu yapmak zorunda olduğunu düşünen bir bürokrasi. Halktan kopuk.
– Amacım kendimi masumlaştırmak değil. Kim, nerede, ne şekilde suçlu varsa, eksik yapıyorsa, -buna siyaseten biz de dahiliz, iktidar da dahil- bir çözüm bulmak zorunda olduğumuzu gördüm. Bu da aslında bir yönüyle hem yerel yönetim reformuna ihtiyaç olduğunu bize gösteriyor hem aynı zamanda bir yönetişim modeline ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Afetin yönetiminin bu kadar merkezileşmesinin, bu kadar sivil toplumun yok sayılmasının sonuçları çok ağır. İnsan, böyle hayretler içerisinde izliyor.
‘Şahit olduğum süreçler beni bir iç hesaplaşmaya da evirdi’
– Burada İstanbul’a dönmek isterim. Çok şey yapıyoruz. Çok fazla işimiz var. Bunların detaylarına elbette girecek değilim. Ama şahit olduğum bu süreçler, inanılmaz bir iç hesaplaşmaya da beni evirdi. ‘Daha fazlasını nasıl yapmalıyız’ kısmındayım ki ilk gün verdiğimiz talimat da arkadaşlarıma buydu. Onun için sizleri davet ettik ve bir araya geldik.
– Bir Deprem Üst Kurulu’nun bir sistemle İstanbul’da çalışıyor olmasını biz önermiştik 2019 ve 2020’de. Büyük çabalarla sayın Bakan’a bunu önermiştik. ‘İyi, çok iyi, çok güzel…’ Ama suskunlukla karşılandık. Aylarca zorladım bunu. Tarifim şudur: Bir kapıdan giren vatandaş ya da bir heyet ya da bir site yönetimi, birçok unsurlarıyla cevaplarını ‘ama’sız, ‘fakat’sız, siyasi manevrasız; net alacak. Eğer aşırı beklentileri varsa, orada onların hepsinin umutları sönecek. Tek umudu şu olacak: Benim bu binayı yenilemem lazım.”
İmamoğlu’nun ardından söz alan bilim insanları, deprem öncesi, anı ve sonrasında alınması gerekenleri, kendi uzmanlık alanları açısından sıraladı. Yaklaşık 1,5 saat süren toplantı sonunda yeniden konuşan İmamoğlu, katkıları için bilim insanlarına ve uzmanlarına teşekkür etti.
‘Biraz korksun vatandaş’
Bu buluşmanın bir başlangıç olduğunu söyleyen İmamoğlu “Çünkü temel amaç, 25’ine kadar sizin yapacağınız hazırlıklar, 25’indeki buluşma ve hemen akabinde buradan çıkan özeti kamuoyuyla paylaşmak arzusundayız. Buradan çıkan özet, bize yol gösterecek” dedi.
İmamoğlu “Vatandaşa evet güven hissini verelim. Ama bir yanıyla da sorumluluğunu hatırlatalım. Yani ben onu şöyle diyorum: Biraz korksun vatandaş. Korkmalı da zaten. Boşu boşuna bir korkudan bahsetmiyoruz. Kurumlar olarak, yöneticiler olarak biz de korkalım. Biz de ona göre gardımızı alalım, sorumluluğumuzu yerine getirelim. Getirmeyeceksek de zaten vatandaş gereğini yapsın. İşin bu tarafındayız” ifadelerini kullandı.
İBB Başkanı “Son diyaloglarımdan birinde, zorla bir odada bir vali ve bakanı bulabildim. Yani bir binada, zorla, oradan oraya gidiyoruz, görüştürülmek istenmiyoruz, vesaire vesaire. Zorla bir odada bir bakanla, bir valiyi buldum. Hatta önce biraz konuştuk, kalabalıktı. Sonra çıkar gibi yaptım, kapıyı kapattım, döndüm ikisiyle teke tek konuştum. Yani kendimi de sorgulayarak, onları da sorgulayarak, yaşadıklarımı anlatarak, ‘Niçin bu oluyor’ diye. Konuşabilme konusunda inanılmaz çabamız var, onu söyleyeyim” diye konuştu.